ANA GİRİŞ SAYFASI İLMİHAL KONULARI İLETİŞİM & ULAŞIM BİLĞİ VE GÖRÜŞ İÇİN E - MAİL
 
 
  İSLAMDA CİHAD, ORDU DÜZENİ İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER,
Eklenme : 31.08.2024
Okunma : 2328

     CİHAD, SAVAŞMAK İKİ ÇEŞİTTİR NEDİR ?

     ASKERİ ŞEKİL HARİCİNDEKİ CİHAD NEDİR ?

     EKONOMİ CİHADI NEDİR ?

     DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK, SADAKAT CİHADI NEDİR ?

     İLİM, BİLİM CİHADI NEDİR ?

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD NEDİR ?

     ŞEHİT OLARAK ÖLMEK NEDİR ?

     İSLAM DİNİNİN KAYNAKLARINDA SİLAHLI KUVVETLER ve HAZIRLANMASI İLKELERİ NEDİR ?

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK NEDİR ?

     SİLAHLI KUVVETLERDE KOMUTA YETKİSİ NEDİR ?

     SİLAHLI KUVVETLERİN YAPILANDIRILMASI NEDİR ?

     ORDUMUZA LOJİSTİK YARDIMDA BULUNMAK NEDİR ?

     SİLAHLI KUVVETLERİN TATBİKAT YAPMASI NEDİR ?

     SİLAHLI KUVVETLERDE STRATEJİ NEDİR ?

     YURD SAVUNMASINDA STRATEJİ NEDİR ?

     GEREK HARP te GEREK SOSYAL YAŞAMDA DAVRANIŞ NEDİR ?

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK NEDİR ?

     ANAYASAMIZDA SİLAHLI KUVVETLERİMİZİN HAZIRLANMASI ve YAPILANDIRILMASI NEDİR ?

 

     İSTİKLAL HARBİMİZDE, MİLLETİMİZİN, ARDINDA SIRA DAĞLAR GİBİ DURDUĞU,

     YENİ DEVLETİMİZİN KURUCUSU OLAN, BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün,

     Kendi eliyle yazdığı Mektuplarında,

     CUMHURİYET İLKELERİNDEN, EĞİTİM ve ÖĞRETİM ve LAİKLİK İLKESİNİ TANIMLAMASI,

   “ BENİ GÖRMEK, BENİ ANLAMAK DEĞİLDİR, BEHEMAHAL BENİM FİKİRLERİMİ ANLAMAKTIR,” dediği   

     GENÇLİĞE HİTABESİ,

 

     İSMET İNÖNÜNÜN LOZANDA ve daha sonra,  ATATÜRKE ve TÜRK MİLLETİNE HIYANETİ NEDİR, ?  

 

     25 TEMMUZ 1951 Andan Menderesin çıkardığı ATATÜRK BÜSTLERİNİ ve HEYKELLERİNİ KORUMA KANUNU,

 

                                                           ÇANAKKALE ve İSTİKLAL MERSİYESİ

 

                                                                       İSTİKLAL MARŞIMIZ,

 

 

     Devletin Eğitim ve Öğretim kurumlarında Din eğitimi sadece Masal ve Hikaye olarak geçiyor,

İmam hatip liselerinde ise, yetersiz ve yersiz bir Müfredatla sınırlanıyor,

İmam Hatip Liseleri Müfredatında dahi, yukarıdaki konu bazlı

Ayet ve Hadis incelemesi Eğitimi ve Öğretimi verilmezken, Diğer vatandaşlar, Dinini nereden ve nasıl

öğrenecek, Din vicdanlara hapsedilecek bir olgumudur ? DİN Eğitimi ve Öğretimi İrticamıdır, Gereksizmidir ?

Din Eğitim ve Öğretimini Devletin Eğitim ve Öğretim kurumlarından dışlarsanız,

dışardan alınan Din eğitimi ve öğretimi ne kadar doğru olur ?

 

     İslam Dininin Sahibi, Allah Zül Celal ve Allah Rasulu Muhammed Aleyhisselamdır,

İslam Dininin Olmazsa Olmazları, Asli Hükmiyetleri, Allah Zül Celalin Ayetleri ve Allah Rasulunun Hadisleridir,

İslam Dininin, Olmazsa Olmazlarını, Ondan Bundan değil,

İslam Dinini Sahibinden, Allah Zül Celal ve Allah Rasulunden Öğrenin,

 

     İslam Dininin İnancını, İman Etmiş olma şartlarını İbadetlerini ve gereklerini,

Tam ve Doğru olarak öğrenmezseniz, Öğrenmek istemezseniz, Öğrenmeden Yaşarsanız,

Bence diyerek, Yaşadığınızın, Doğru İnanç, İman ve İbadet olduğuna inanır ve yaşarsınız,

Buda bizi, Sapıklaşmaktan ve Sapıklıktan başka bir yere götürmez, götüremez,

 

     Elzem, Olmazsa Olmaz Konuları, Anlam ve Hükmiyet sıralaması ile arka arkaya gelen Ayet ve Hadislerdeki

Hükmiyetlerin, Nasıl ve Ne şekilde Tecelli ettiğini Gerçekleştiğini Kendi yaşamınızdan göreceksiniz,

Kendi yaşamınızdan anlayacaksınız,

 

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                    ALİ İMRAN SURESİ AYET 19

“ Mutlakki, Allah Katında Kabul edilecek olan Din, İslam Dinidir,” der,

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                    HUCCURAT SURESİ AYET 7

“ Çok İyi ve Mutlak Biliniz ki, Allah Zül Celal Ayetleri ile,

Rasulu Muhammet aleyhisselam Sözleri ile İçinizdedir, Sizinle beraberdir,” der,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                    HAŞR SURESİ AYET 7

“ Ben Allah Zül Celal, Rasulum Muhammed Aleyhisselam, Ne yapacağınız, Ne yapmayacağınız konusunda,

Size Helaller, Haramlar ve Amelleriniz, İbadetleriniz olarak Size Neyi verdikse onu alın,

  Rasulum Ne Söylediyse Dinleyin, söylediklerini ve yaptıklarını yapın, yapmadıklarını değil,

  Size Neyi yasaklandı ise, Neyi Haram Kılındı ise Ondan Sakının Kaçının, Onu yapmayın,

Zira bunlar Allah Zül Celal olan Benim ve Rasulunun Hudutları Sınırlarıdır,” der, 

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                    ZÜMER SURESİ AYET 3

“ Mutlak bilinizki, İslam Dini, Halis Din, Ancak ve Mutlak,  Allah Zül Celalin ve Rasulunun Dinidir,

( Veliler, Evliyalar, Tarikatlar diyerek, Dinde İhtilaflar, çekişmeler, ayrışmalar çıkarma Dini değildir,)

  Biz Onlarla, bu Velilerle, Evliyalarla, Tarikatlarla, bizi Allah'a daha çok yaklaştırsın diye tabi oluyoruz derler Ya,

( Veliler, Evliyalar, Tarikat diyerek,) İslam Dininde İhtilaf, çekişme, ayrışmalar çıkaranlara, Dinine ihtilâf Sokanlara,

Nifak Sokanlara, Allah Zül Celal hükmünü verdiği zaman onlarda, sizde göreceksiniz,” der,

 

     ( Allah Zül Celal, Dininizde Fırkalaşmayın, Tarikatlere, Cemaetlere ayrışmayın,

Tezatlığa, Zıtlaşmaya, Cepheleşmeye düşmeyin, Ruhbanlık yapan, Din adamı kisvesindeki, Meczuplara uymayın,

uzak durun, Zira bunlar, aranızda Düşmanlıklar çıkarır, Dininizi Allahın ve Rasulunun Dini olmaktan çıkarır,

Dininiz, Allahın ve Rasulunun dini değil, Ruhbanların uydurduğu, Kendinize uydurduğunuz, Din olur,

Yahudiler, Hrişstiyanlar gibi Ruhbanlaşmayın, Ruhban olan Din Adamlarına Tabi olmayın,

Şirk koşmuş olup, Şirkiniz ilede, İslam Dinini Kaybetmiş olursunuz, ) ” der,

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                    ENFAL SURESİ AYET 39

“ Dininiz Tamamıyla, Allah ve Rasulunun Dini oluncaya kadar,

Dininize Fitne Sokanlarla ve Fitne sokanların Fitneleri Yok oluncaya kadar, Mücadele edin, Savaşın,” der,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                    CAMİUL AHLAKIR HADİS No C1 H196

  Sahabeden İbni Şirin (ra) anlatıyor, Allah Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Sözlerim, Hadislerim konusunda Allah Zül Celalden Korkun,

Allah Zül Celalin Ayetlerindeki, Benim Sözlerimi, Hadislerimi, Kimden aldığınıza Azami Dikkat ediniz,

Ayetlerdeki, Sözlerimdeki Anlamların, Hükümlerin açıklamalarını Kimden aldığınıza Azami Dikkat ediniz,

Ayetlerdeki, Sözlerimdeki Anlamları, Hükümleri, Anlamları Daraltmadıklarına, Azami Dikkat ediniz,

Zira Ayetler ve Sözlerim, SİZİN DİNİNİZ dir,” dedi der,

 

     Yani, İslam Dinini, Şeyhlik, Müritlik Dini değil, Ruhbanlık Cemaati Dini yaparak değil,

İslam Dinini, Dedeler, Babalar, Bacılar, Pirler Dini değil, Sema veya Semah Fokloru Dini değil,

İslam Dinini, İlahi, Gazel, Kaside, Mevlid, Naat, Şiir, Değiş, Türkü okuma Dini değil,

İslam Dinini, Masal, Hikaye, Kıssa, Menkıbe anlatımıyla İroni Dini değil, Afyon gibi anlatımla Uyuşturma Dini değil,

İslam Dinini, Hanefilere göre şöyle, Şafilere göre şöyle diyerek, İslam Dinini, Mezheplere uydurulmuş,

                        Mezheplere yapıştırılmış, Birbirinin Tam Zıddı olan Fetvalarla, Mezhep Fetvaları Dini değil,

İslam Dinini, Peygamberimizin Mezhebi hangisiydi dedirten Mezhepçilikle, Mezhep Dini değil,

İslam Dinini, Peygamberimizin Tarikatı hangisiydi dedirten Tarikatçılıkla, Tarikat Dini değil,

İslam Dinini, Onun Bunun Söylediklerine göre, Onun Bunun Fetva verdiklerine göre, Fetva Dini değil,

     Dinayet, Din İşleri Yüksek Kurulu, Yüksek Atma Dini değil, Güzel Kuran Okuma diyerek, TEGANNİ Dini değil,

     Bence Diyerek, Kendi Fikrini, Allah Zül Celale ve Rasulune, Şirk koşmuş olmakla, Şirk Dini Değil,

     Entel Dantel Sosyete İlahiyat Profları Dini değil, İslamcı Yazar Dini değil,

     Yahudiler ve Hristiyanlar gibi Sadece ve Sadece İlahi söylemek, Dua yapmak ile, İlahi ile Dua Dini değil,

     Müslümanın Yahudisi, Hristiyanı Dini değil, Müslümanın Ateistliği Dini değil, Kendi Fikri Dini değil,

     Çağdaşlık, İlericilik, Kemalistlik, Dinine, Modernlik, Şıklık, Cinsel Özgürlük, Cinsel Teşhircilik, Dekoltelik Dini değil,

     Pornfösör Adnan Oktar ve Hayasız Kediciklerinden, Hayasızlık ve İffetsizlikle, İffetsizlik ve Hayasızlık Dini değil,

     İslam Dininden Nefret ettirmek için kurulmuş olan teşkilatlar, Işıd, Hizbul Vahşi, Hizbul Tahrir, Elkaide Dini değil,

     Dini özgürlük, İfade özgürlüğü diyerek yutturdukları, Laiklik Dini değil, 

     İslam Dinini, Allah Zül Celale Miraç ile, Tamamen Allah Zül Celalin Kitabı Kuranı Kerim Ayetlerinde Emrettiği,

Allah Rasulunun Hadislerinde Bildirdiği ve Sünnetlerinde gösterdiği Din, Allah ve Rasulunun Dini oluncaya kadar,

     İslam Dininin Doğrusunu, Allah Zül Celalin Kitabı Kuranı Kerim Ayetlerinden, Allah Rasulunun Sözlerinden,

Hadislerinden, Sünnetinden Öğrenip, Nefislerinizle yapmakla, Doğru olanı Helal olanı yapmakla,

Yanlış olandan, Haram olandan sakınıp kaçınmakla, yapmamakla, Evladlarınıza ve Başkalarına anlatıp Öğretmekle,

Dillerinizle, Doğrusunu söyleyip Yanlışı terk ettirmeye çalışmakla,

Allah Zül Celale, Allahın ve Rasulunun bildirdiği gibi Canla Başla, Gayretle Cehd ederek, ibadet ediniz der,

 

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          İNSAN SURESİ AYET 2

“ İnsanı İmtihan etmek için, Gören ve İşiten Düşünen olarak Yarattım, “ der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          HUUD SURESİ AYET 7

“ Allah Sizi Yarattım ki, Hanginizin Daha Güzel işler yapacağı hakkında denenmektesiniz,  “ der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          ZÜMER SURESİ AYET 7

“ Şüphesiz, Allah Zül Celal, Sizin Namazınıza, İbadetinize Muhtaç değildir “ der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          FATIR SURESİ AYET 15

“ Ey İnsanlar, Siz Allah Zül Celale Muhtaçsınız,” der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          RAAD SURESİ AYET 19

“ Rabbinden, Sana İndirilenin, Hak olduğunu bilen ve kabul eden kimse ile,

Hak olduğunu, İnkar eden kabul etmeyen kimse bir olurmu ? 

Bunu, Ancak Akılı Selim Sahipleri Düşünür ve Anlar “ der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          HUUD SURESİ AYET 24 ve 30

“ Gören, İşiten, Duyan, Gördüğü, İşittiği, Duyduğunun üzerinde Düşünenlerle,

Fasık Kör Olanlar, Baktığı halde görmeyenler, Görmek istemeyenler,

Fasık Sağır olanlar, İşittiği halde Duymayanlar, Duymak istemeyenler Bir ve Eşit olumu, ? 

Haala Düşünmeyecekmisiniz ? Siz Hiç Düşünmeyecekmisiniz ? ”  diye soruyor,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          CAMİUSSAGIR HADİS No 39

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Ey İnsan oğlu, Rabbine İtaat etki, Düşünceli ve Akıllı olasın,

Rabbine İsyan edersen, İnkarcılardan olursun, “ dedi der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          RAMUZELHADİS HADİS No C/5 S/482 H 3

  Sahabeden Haris (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Cahil Olmaktan, Cehaletten şiddetli Fakirlik yoktur,

 Akıldan daha faydalı Zenginlik, Tefekkür ( Düşünmek ) gibi de İbadet yoktur,

Tefekkür etmeden, Düşünmeden İbadet yapmakta yoktur,

( Yani Düşünmeden yapılan bir şey, İbadet dahi olsa size bir faydası yoktur,) ” dedi der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          NİSA SURESİ AYET 82

“ Kuranı Kerimi, İslam Dinini, Haala, Gereği gibi Hiç Düşünmeyecekmisiniz, ?

 

     Güya İslam Dinini Anlatıyorlar,

Sadece ve sadece İslamın Tarihi ve Muhterem Zaatlar Menkıbeleri, Kerametleri anlatılıyor,

İslam Dini diyerek, Sadece ve sadece etrafında, Tarihinde, Sahabe ve Muhterem Zaatlar Menkıbelerinde,

Kıssalarında dolaşmayın, İslam Dininin içine, Olmazsa olmaz Amellerine giriniz,

     Zira, YEVMİ MAHŞER HESABIN da,  İslamın etrafında dolaşmaktan değil, Muhterem Zaatlar Kerametlerinden,

Kıssalardan, Hikayelerden, Masallardan sorulacak değil, İslamın Tarihinden sorulacak değil,

 

     İslam Dininin, İman Etmiş olma Şartlarından,                                        SORGULANACAKSINIZ,

     İslam Dininin, Olmazsa Olmaz Amellerini yapıp yapmadığınızdan,            SORGULANACAKSINIZ,

     İslam Dininin, Olmaması Gerekenlerinden,                                            SORGULANACAKSINIZ,

 

     Yani, Mahşerde, İlk Önce, İmanınızın Olup Olmadığından Sorgulanacaksınız,

sonra, İmanınızın Olmazsa Olmaz Şartlarını, Yerine getirip getirmediğinizden Sorgulanacaksınız,

sonra, İbadetlerinizi yapıp yapmadığınızdan ve Eksikliklerinden Sorgulanacaksınız,

 

     İslam Dinine İman Etmiş olmanızı, Yapmanız Şart olan Olmasa Olmaz Amellerini, Yapmamanız Şart olan Olmazları,

İslam Dininin Sahibine, Allah Zül Celale ve Rasulune İspat etmek Zorundasınız, !!!

Hiç, İmanınızı ve Amellerinizi, Sahibine İspat etmeyi Düşündünüzmü ? !!!

 

     Şimdi, Sizin Dininiz, Kimin Dini oluyor ?  Şimdiden düşünerek okuyunuz,  

 

 

     SAVAŞMAK, CİHAD İKİ ÇEŞİTTİR                                  HAC SURESİ AYET 78

“ Allah Zül Celal, Rasulu Muhammed Aleyhisselam, İslam Dini Uğrunda Gerektiği gibi Cihad ediniz, “ der,

 

     SAVAŞMAK, CİHAD İKİ ÇEŞİTTİR                                  TEVBE SURESİ AYET 29

“ Allaha ve Rasulune ve Ahiret Gününe İman etmeyenler, Allah ve Rasulunun Haram kıldığını Helal Kılanlar,

Ehli Kitaptan olup, Lakin İslamı Hak Din kabul etmeyenler, İslamı Yok etmeye Çalışanlar,

Apaçık Sizin Düşmanınızdır, Onlarla Mallarınızla, Bilginizle, Canlarınızla Çihad ediniz, Savaşın,”der,   

 

     SAVAŞMAK, CİHAD İKİ ÇEŞİTTİR                                  TEVBE SURESİ AYET  20

“ Ey İman Edenler, Allah Yoluna Hiçret etmekle, Mallarınızla, Bilginizle, Canlarınızla

Allah Yolunda Cihat ediniz, Zira bunun Allah Katında Değeri çok büyüktür, ”der,

 

     SAVAŞMAK, CİHAD İKİ ÇEŞİTTİR                                  DARİMİ HADİS No 2422

  Sahabeden Muaz Bin Cebel (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Savaş, Cihad İki çeşittir,

   Birincisi, Kişisel olan Sosyal Cihaddır, Ortağına, arkadaşına ve Diğer İnsanlarla yardım etmek,

kolaylık göstermek, bozgunculuk, haksızlık yapmamak Cihadıdır,

   İkincisi,  Askeri anlamda olan Cihaddır,

Yurdun İşgal ve İstila edildiğinde, Bütün Mal varlığı ve Canıyla, Allahın Rızasını isteyerek,

Yurt Savunması için Cihad ilan eden Devlet başkanının Emrine İtaat ederek Askeri anlamda Savaşmaktır,

  Her İki Cihadıda, Övünmek, Gösteriş yapmak, Şöhret olmak, Devletine veya Devlet Başkanına isyan etmek,

Toplumunda, Devletinde, Yeryüzünde bozgunculuk yapmak için Cihat eden Kimse veya Kimseler,

Ahirette Hüsrana uğrayacaklardır, “ dedi der,

 

     SAVAŞMAK, CİHAD İKİ ÇEŞİTTİR                                  EBU DAVUT HADİS No 2515

  Sahabeden Muaz Bin Cebel (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Harp, Cihad İki türlüdür, Harp ( Cihat ) yapan Kimseki, Allahın Rızasını Talep eder,

Amirlerinin, Komutanlarının Meşru olan Emirlerine İtaat eder,

En Kıymetli Mallarını Allah Yolunda Cihad için harçar, Arkadaşlarına, Cevresine kolaylık gösterir ve yardım eder,

Fitne, Fesat Terör çıkarmaktan kaçınırsa, O Kimsenin Uyuması dahi bir ecirdir, Cihad yapmış mükafatındadır,

  O Kimseki, Övünmek, Gösteriş yapmak, için Cihad yapar, Amirlerinin ve Komutanlarının

Meşru Emirlerine İtaat etmez, Fitne Fesat ve Terör çıkarırsa, bir ecir Mükafat alamaz,” dedi der,

 

 

     EKONOMİ CİHADI                                    CAMİUSSAGIR HADİS No 1913

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Mallarınızla, Dillerinizle, Canlarınızla, Allah Zül Celal için Cihad ediniz, “ dedi der,

 

     EKONOMİ CİHADI                                    EBU DAVUD HADİS No 2504

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Müşriklerle, Kafirlerle, Münafıklarla, Fasıklarla, Facirlerle, Düşmanlarınızla, İslam Dinine Düşman olanlarla,

Mallarınızlada, Ticaretinizlede, Nefislerinizlede, Dillerinizlede Savaşın, Cihat ediniz,  “ dedi der,

 

     EKONOMİ CİHADI                                    BUHARİ HADİS No 1246

  Sahabeden Abdullah İbni Vefa (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Ey Naas, Ey İnsanlar, ( Askeri anlamda )  Düşmanla karşılaşıp, Harp etmekten ziyade,

Allah Zül Celalin Sizi, Düşmanınızın, Nifakından, Fitne Fesadından,

Terör, felaketinden korumasınıda isteyiniz, “ dedi der,

 

     EKONOMİ CİHADI                                    İBNİ MACE HADİS No 79

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Kuvvetli bir Mümin Müslüman, ( Dininde, Amelinde, Ticaretinde, İmalatında, Ekonomik güçlerinde, Askeri Güçlerinde,

Kuvvetli Bir Mümin Müslüman, ) Zayıf, Kuvvetsiz Müminden daha hayırlıdır, Allah Zül Celale daha Sevimlidir,

Kuvvetini toplamaya, Kuvvetini dağıtmamaya ve Kuvvetini Allah Zül Celalin emrinde kullanmaya Mülamezet et, Özen göster,

  Sana Faydası olan şeylere düşkün ol, Sana faydasız şeylerden, Fayda yerine zarar getiren zarar veren şeylerden

Uzak dur, Uzaklaş, Yardımını, Allah Zül Celalden dile iste, Allah Zül Celalden Yardım dilemek istemekte gevşeklik dahi etme,

  Başına Sana zarar veren bir şey geldiğinde, Zararın izalesi için Allah Zül Celalden yardım iste ve umutsuz olma,

Rabbim Allah Zül Celal Böyle taktir etti de, Rabbinin Taktirine razı ol, Şayet böyle yapmazsan,

Sende, Şeytanın vesvesesine yol açar, Allah Zül Celalin Senin için Taktir ettiği Kadere karşı gelmek, İsyan etmek

Düşüncesini kalbine sokar ve sapıtmana yol açar,” dedi der,

 

     EKONOMİ CİHADI                                    MÜNZİRİ HADİS No C/3 S/244 H 2

  Sahabeden İbni Ömer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Iğne usulu ile, ( Müşterisine Veresiye satıp, Sattığı Müşterisinden Peşin paraya, Sattığı fiyattan az fiata

almak,) İntikar usulu ile, ( Birbirinizi aldatma ile, Hile ile, Hıyanet ile, Alıcısı olan malın fiyatını artıracak

Stokculuk ile, Zulum ile, Yemin ile, Faizli alış veriş ile,) Ticaret yapar,

Allah yolunda, ( Malınızla, İlimle, Bilimle, Canınızla,) Cihadı yapmayı terk ederseniz, Allah Sizi Zillete düşürür,

( Doğruluğa, Dürüstlüğe, ) Dininize tekrar dönünceye kadar, Zilleti Perişanlığı, üzerinizden kaldırmaz “ dedi der,

 

     EKONOMİ CİHADI                                    AHZAB SURESİ AYET 70 ve 71

“ Ey İman Edenler, Allahın Sevgisini, Dostluğunu, Rahmetini, Bereketini, Mağfiretini, Şefkatini ve Şifasını

kaybetmekten korkun, Doğru Söz Söyleyin, İşlerinizi Doğru yapın, Adaletsizlik ve Zulum yapmayınki,

Allah ta Sizin, Dünyadaki İşlerinizi, Alış verişinizi, Ticaretinizi düzeltsin “ der,

 

 

     DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK, SADAKAT CİHADI             CAMİUSSAGIR HADİS No 2578

  Sahabeden İbni Ömer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Helal olanı, Doğru olanı aramak, Müslümanın Cihadıdır, “ dedi der,

 

     DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK, SADAKAT CİHADI             CAMİUSSAGIR HADİS No 611

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ En zorlu Cihadınızın birincisi, Kadınların Fıtratındaki Şehvetten korunmanızdır,

İkincisi, Karşılaşmayı En uzak gördüğünüz Ölümünüzdür,

Bu ikisinden En felaketlisi ise, İnsanlara Muhtaç olmaktır, “ dedi der,

 

     DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK, SADAKAT CİHADI             RAMUZ EL HADİS HADİS No C 4 S 362 H 8

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Cihad, insanın yanlız fisebilillah kılıç sallaması değildir, İnsanın annesine babasına bakması da Cihaddır,

Evladına bakan da cihad dadır, Başkasına muhtaç olmamak içi nefsi için çalışan da Cihad dadır,”dedi der

 

 

     DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK, SADAKAT CİHADI             TABERANİ HADİS No 100

  Sahabeden Ebu Ümame (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi, ve Selleme,

Hangi Amel Daha hayırlıdır diye sordum, Allah Rasulu Cevaben,  “ Her Kim Zalim İdareciye,

Yetkisiyle Zulum yapan İdareciye, Millete Zulum yaptığını bildirirse, Adaletli olanı, Güzel olanı, Doğru olanı,

Hak olanı yapmasını Söylerse ve konuşursa, ve dahi yazılı olarak bildirse,

En Faziletli Cihadlardan birini yapmış olur, ” dedi der.

 

     DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK, SADAKAT CİHADI             TABERANİ HADİS No 504

  Sahabeden Ebu Said El Hudri ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

” Doğru olmayan birşeyi gördüğünüzde veya duyduğunuzda, İnsanların, Zalim İdarecilerin korkusu,

Makam ve Mevkisi, Onlara karşı Hak olanı, Doğruyu, söylemekten sizi alıkoymasın,” dedi der.

 

     DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK, SADAKAT CİHADI             TİRMİZİ HADİS No 2259

  Sahabeden Kaab Bin Ucre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Dinleyin ve Dikkat edin, Benden sonra Yalan söyleyen, Haksızlık ve Zulum yapan, İdareciler gelecektir,

Kim Onların yanına gider, Yalanlarını, Haksızlıklarını, Düzenbazlıklarını, Fitnelerni, Hiziplerini, ( Kavram

Kargaşalarını, İdeolojik yönelmeleri ile) Zulümlerini, doğru olarak kabul eder, Onları desteklerse, bu ve bunun

gibi fiiliyatlarında Onlara, her ne şekilde yardım ederse, Benden değildir, Müslüman değildir” dedi der,

 

     DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK, SADAKAT CİHADI             METEALİBUL ALİYE HADİS No 2608

   Sahabeden ve ikici Halife Hz Ömer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallalahu Aleyhi ve Sellem,

" Karşındakinin Kıldığı Namazı yahut Tuttuğu orucu seni aldatmasın,

Sen Karşındakinin ancak konuştuğunda doğru söyleyip söylemediğine, kendisine bir şey emanet edildiğinde

Emanete Riayet edip etmediğine, Emaneti yerine getirip getirmediğine, Emaneti teslim edip etmediğine,

Dünyalık bir şey kazandığında, Dünyalığa İstiğna edip etmediğine, Mal Mülk Düşkünü olup olmadığına

Malı Mülk ile Kibirlenip Kibirlenmediğine bak, “ dedi der,

 

     DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK, SADAKAT CİHADI             MÜSLİM HADİS No 58 ve 59

  Sahabeden Abdullah Bin Amir (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, 

“ Dört Özellik vardırki, La İlahe İllallah, Muhammeder Rasulallah, deyip İman etmiş gözüksede,

Namaz kılsada, Oruç tutsada, Kendini Müslümanlardan saysada, Münafıklığa girmiştir, 

1 ) Yalan Söyleyen, Yalan Konuşan, Yalana İtibar etmekle Yalancı Şahitlik yapmakla, İnsanları kandıran, aldatan,

2 ) Söz verdiğinde Sözünde durmayan, Sözünden Dönen, İnsanlara zarar veren,

3 ) Birisi ile Bir konuda Tartıştığında, aşırılığa giden, hizip çıkaran, Haksızlık yapan,

4 ) Kendisine bir Emanet, bir Görev verildiğinde, Hainlik, Hıyanetlik yapan,

     Tam anlamıyla Münafıklığa girmiştir, “ dedi der,

 

     DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK, SADAKAT CİHADI             CAMİUSSAGIR HADİS No 2342

  Sahabeden Ebu Selale (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Dikkat ediniz, Başınıza bir takım liderler, Devlet adamları geçecek, Konuşacaklar, lakin size yalan söyleyecekler,

Çalışacaklar, lakin kötü iş yapacak­lar, Ticaretinizi, Üretiminizi zorlaştıracaklar, Yiyeceklerinizi pahalılaştıracaklar,

Geçiminizi zorlaştıracaklar,

  Onların çirkin hareketlerini güzel görmediğiniz ve onların yalan­larını doğru olarak kabul etmediğiniz sürece

sizden hoşnut olmaya­caklardır, Lakin, Onlara Hak olanı Hakkı Söyleyiniz, Söylemekte devam ediniz,

Şayet bu hal üzere ölen Şehit olarak ölmüş olur,” dedi der,

 

     DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK, SADAKAT CİHADI             RIYAZUHUSSALİHİN HADİS No 267

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Salllahu Aleyhi ve Sellem,

“ Yoksulların işlerine yardım eden kimse, Kocası Ölmüş Dul olan Namuslu ve İffetli Kadınlara,

Yine Namuslu ve İffetlice yardım eden Kimse, Allah yolunda Cihâd eden Kimseler gibidir,

O kimse tıpkı geceleri durmadan Namaz kılan, Gündüzleri hiç ara vermeden oruç tutan kimse gibidir ” dedi der,

 

 

     İLİM, BİLİM CİHADI                      MÜNZİRİ HADİS No C/1 S/ 126 H 7 ve 8

Sahabeden Ebu Derda ve Muaz Bin Cebel (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ İlim Öğrenin, Öğretin, Zira Allah için İlim öğrenmek, Allahı Tanımaktır,

İlim talebi, İlim Öğrenmek, İlim Öğretmek, İlim Müzakeresi, Tahsili Cihattır, Zorunlu İbadettir,

İlim, Bilim, Yalnızlığınızda Sizin Dostunuzdur, Tenhada Arkadaşınızdır, Gurbette Yoldaşınızdır,

Bollukta ve Darlıkta, Size Yol göstericidir, Düşmanlarınız karşısında Silahınız, Kuvvetinizdir,

  Dostlarınız yanında, Dayanışmanız Kaynaşmanızdır, Ancak ve Ancak İlimle, Bilimle İştigal eden Toplumlar

gelişir, Yükselir, İlim Toplumları Cehaletten kurtarır, Onlara Güzel bir Yaşam Hayat verir, İlim, Bilim

öğrenirken, İlim, Bilim, Çalışmanıza, İştigallerinize, Amellerinize, İbadetlerinize, Önderlik yapar, 

İlim Öğrenmek, Öğretmek Kişileri Mutlu kılar, İlim öğrenmeyen Öğretmeyen Kişiler, Mutluluktan Mahrum kalır

İlim Öğrenirken, Öğretirken Düşünmek, Oruç İbadetine eşittir,

  Alimin, Bilim adamının, İlim Öğrenip İlim Öğretenin, Diğer İnsanlara Üstünlüğü, Gece görünen Ay ışığının diğer

Yıldızlara üstünlüğü gibidir, Alimler, İlim Öğrenip İlim Öğretenler, Peygamberlerin Varisleridir,” dedi der,

 

     İLİM, BİLİM CİHADI                      MÜNZİRİ HADİS No C/3 S/ 227 H 26

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Size En İyinin, En İyisini haber vereyimmi, ?  Allah Zül Celal, Ekber Olanın, Kebir Olanın, En Büyük Olanın,

En Ekberi, En Kebiri, En Büyüğüdür, En İyinin, En İyisi,dir,

Bende, İnsanların En İyisiyim, En Üstünüyüm, Benden Sonra İnsanların En İyisi, En Üstünü,

Dünyada iken İlim ve Bilim Öğrenip, İlimi, Bilimi, Öğreten, Neşreden, Yayan Kimsedir,

Bu yolda, Şehit oluncaya kadar, Allah yolunda, Canını, Malını, Feda eden Kimsedir, “ dedi der,

 

     İLİM, BİLİM CİHADI                      RAMUZ EL HADİS HADİS No C/1 S/40 H/10

  Sahabeden Ebu Zer (ra) anlatıyor, Rasullulah Sallalhu Aleyhi ve Selem,

“ İlime Talib olan ve İlim öğrenen kimseye ölüm geldiğinde, O bu hal üzerinde ölürse Şehiddir,

İlim, Bilim Öğrenen ve Öğreten bir kimseye,  Ölüm hali geldiğinde, O bu hal üzerinde ölürse Şehiddir,” dedi der,

 

     İLİM, BİLİM CİHADI                      TİRMİZİ HADİS No 1669

  Sahabeden Ebu Ümame (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah Zül Celale, İki damla yaş ile, İki ayak izinden daha sevimli bir şey yoktur, 

Hiçbir şey Allah Zül Celale Bu İki İzden daha sevimli değildir, 

Birinci İz,         Allah’ın Sevgisini, Rahmetini, Şifasını, Mağfiretini kaybetmekten korkarak ağlayanın Göz yaşı İzi,

İkinci İz,           Allah Yolunda, Malı, İlimi ve Bilimi ile, Canı ile Cihad yaparken meydana gelen İzi,

Üçüncü İz,       Allahın Farz kıldığı, Şeyleri yapmak için meydana getirdiği İzi,

Dördüncü İz,   Allah’ın farz kıldığı ibadetleri yaparken meydana gelen Secde izi,

Beşinci İz,       Allahın Dinini Yaymak ve yaşatmak için Allah yolunda Cihad Meydanında akan Kan damlası İzi,

Altıncı İz,         Allah yolunda savaşırken meydana gelen sakatlanma ve yara İzi, 

İşte Bu İzlerden başka bir İz, Allah Zül Celale daha sevimli bir şey değildir, “ dedi der,

 

     Cihad yapmak sadece Askeri anlamda değildir, Bize enpoze edilmeye çalışılan Haçlı Kültürüne karşı,

Bizi küçük düşürmeye çalışılanlara karşı, Fikir, Düşünce, Ticaret, Bilim ile karşılık vermekdir.

Ticareti Doğru ve Dürüst bir Şekilde yapmakta Bir CİHATTIR, der,

 

     Bende derimki ! Dünyada iken, İyi bir İz bırakmadan gidene, Yazıklar olsun,

 

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 BAKARA SURESİ AYET 84 ve 85

 “ Birbirinizin Kanını dökmeyeceksiniz, Birbirinizi Yurtlarından çıkarmayacaksınız,

Yurtlarından çıkarmak Haram ve Yasak olduğu halde, Bu Misakı ( Yurdunuzun Sınırlarını ) Kabul eden Sizler,

Birbirinizi öldürüyor, İnsanları Yurtlarından çıkarıyor, Kötülük ve Düşmanlıkta birleşiyorsunuz, “ der,

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 ENFAL SURESİ AYET 46

“ Birbirinizle hırlaşmayın, Birbirinizle çekişmeyin, Toplum içinde huzursuzluk,

kargaşa ve istikrarsızlık çıkarmayın, Yoksa, Korkuya kapılıp Devletinizi kaybedersiniz “ der,

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 TEVBE SURESİ AYET 14

“ Onlarla, Yurdunuzda Terör çıkaranlarla, Terörle Haksız yere Cana kıyanlarla, Fitne Fesat çıkaranlarla,

Cihad edinki, Savaşınki, Allah Zül Celal, Onlara, Sizin Ellerinizle Onların Cezasını versin, Onları Rezil ve Rüsvay etsin,

Allah Zül Celal, Yardımıyla, Sizi Onlara karşı Muzaffer kılsın, Müminlerin Yüreklerini ferahlandırsın,

İman Edenlerin Göğüslerine Şifa versin,” der

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 NİSA SURESİ AYET 76

“ İslamı, İslam Dinini İnkar edenler, Tagutun, Şeytanın yolunda, Allah Zül Celalle, Rasulu ile, İslam Dini ile savaşırlar,

O Halde Siz, Şeytanın Taraftarlarına karşı Savaşın,

Zira ancak Allah Zül Celale, Rasulune, İslam Dinine İman edenler, Allah Yolunda Cihad ederler, Savaşırlar, ” der

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 ENFAL SURESİ AYET 39

“ Dininize Fitne Sokanlarla, İçinize Fitne sokanlarla, Fitne sokanların Fitneleri Yok oluncaya kadar,

Dininize ve Size Terör sokanların Terörleri Yok oluncaya kadar,

Dininiz Tamamıyla, Allah ve Rasulunun Dini oluncaya kadar, Mücadele edin, Savaşın,” der,

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 BAKARA SURESİ AYET  193

“ Bir Fitne, Bir Terör kalmayıncaya kadar, Yurdunuz, Milletiniz, Devletiniz selamete erinceye kadar,

Dininiz, Allah Zül Celalin ve Rasulunun Emrettiği Din oluncaya kadar, Onlarla çarpışın, Mücadele edin,

Zira Düşmanlık, çarpışma ve mücadele, Ancak ve ancak Fitne, Terör çıkaranlara karşıdır,

Düşmanlıktan, Fitneden, Terörden vazgeçenlere karşı değil,”der,    

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 NİSA SURESİ AYET 91

“ İçinizden yada dışınızdan Bir Takım Kimseleri Gurupları göreceksiniz,

Sizin içinizde Huzursuzluk Kargaşa çıkarmaktan çekinmeyenleri,

Toplumun, Milletin, Huzurunu bozup yok etmeye çalışanları,

Toplumda Fitne, Kargaşa ve Terör için davet çıkaranları bulduğunuz, yakaladığınız yerde Öldürün, yok edin,

İşte Bu Size, Fitneciler, kargaşacılar, Kundaklamacılar, Teröristler için Çok açık bir Fermandır, “ der,   

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 BAKARA SURESİ AYET  191 

“ Yurdunuzda Fitne Çıkartılması, Terör çıkartılması, öldürmeden daha şiddetlidir, daha beterdir,

Fitne, Terör çıkaranları, çıkardıkları yerden çıkartın, Onları Fitneci Teröristleri nerede yakalarsanız öldürün, 

  Size, Devletinize, Milletinize, Yurdunuza Savaş açanlara, Sizi Öldürmeye, Katletmeye çalışanlara, kalkışanlara,

Hemen Siz karşılığını verip Siz Onları öldürün, Fitnecilerin, Teröristlerin, Size Savaş açanların Cezası böyledir,”der    

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 RAMUZ EL HADİS HADİS No C2 S123 H 1

  Sahabeden Ebu Said (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Rabbiniz de Tektir, Babanız Tektir, Dininiz ve Peygamberiniz de Tektir,

Kızıl Irkın, Zenci Irk üzerine, Zenci Irkın Kızıl Irk üzerine üstünlüğü yoktur,

Acem Irkının, Acem olmayan Irklara üstünlüğü yoktur, Arap Irkının, Arap olmayan Irklara Üstünlüğü yoktur, 

Arap Irkı olmayanların Arap olanlara, Hiçbir Üstünlüğü yoktur, Hiç bir milletin diğerine üstünlüğü yoktur,

Allah İndinde Üstünlük, Ancak Edep ve Haya ile, Takva ile yaşayanlardadır, Üstünlük, En yüksek değerlerle

sadece ve sadece Allaha İbadet ve En yüksek değerlerle İnsanlığa Hizmet ile olur “ dedi der,

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 MİŞKATÜL MESABİH HADİS No 180

  Sahabeden Ebu Ümame (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Bir Kavim, Bir Toplum, Hidayete, Doğru olan yola eriştikten sonra, Kendi aralarında Kavga, Çekişme,

Hizipcilik, Fırkacılık yaparlarsa, Dalalete, Sapıtmaya, Sapıklığa, Sapıklaştırmaya gitmiş olur, “ dedi der,

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 CAMİUSSAGIR HADİS No 3322 ve 3327

  Sahabeden Ukbe Bin Amir ve Cübeyr Bin Mutim (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah Zül Celal İndinde, Dindarlığı ve Salih Ameli dışında hiç kimsenin hiç kimseye üstünlü­ğü yoktur,”

“ Kişinin kötü hareketli, dili bozuk, cimri ve korkak olması ( İdeolojik hareketli olması )

Çirkeflik olarak ona yeter, Irkçılığa çağıran bizden değildir, ırkçılık için savaşan,  bizden de­ğildir,

ırkçılık üzere ölen bizden yani Müslümanlardan değildir,“ dedi der,

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 MÜSLİM HADİS No 78 / 49

  Sahabeden Ebu Bekir Sıddıyk (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Sizden kim, bir Münker gördüğünde ( Yani bir Uydurulmuş bir Bidad, Haksızlık, bir Adaletsizlik,

bir Hukuksuzluk, bir Yolsuzluk, bir Vurgunculuk, bir Kötülük, bir Zulum, bir Fuhuş yapıldığını gördüğünde,

seyirci kalmayıp gerekli mercilere bildirerek, gerekse Mahkemelerde Dava açarak, gerekse Seçerek,

Gerekse Yetkileri ile ) Kendi Eli ile onu düzeltsin, buna gücü yetmez ise,

Diliyle, Lisanıyla ( konuşarak anlatarak veya yazarak veya diğer vasıtalarla ) onu düzeltsin,

bunlarla gücü yetmezse ( gücü yetmediğini zannedip bunları düzeltmeye çalışamazsa )

Onlara ( sevgi, saygı, muhabbet ve samimiyet beslemesin onlarla işbirliği yapmasın ) Kalbi ile Buğzetsin,

Onlara karşı Sadece ve sadece Kalben Buğzetmek,Sadece Kalbiyle Buğz etmek

( Beni ilgilendirmez demek, Bana ne demek, İnsanın, İnsan Olma vasfını kaybettiği,

İnsanlığı, Medeniyeti kaybettiği, İmanını kaybettiği EN ZAYIF NOKTADIR “ dedi der.

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 MÜNZİRİ HADİS No C/3 S/177 H 29

  Sahabeden Muaz Bin Cebel (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Hiçbir Kimsenin Gıybetini ( Dedikodusunu ) yapmayan, Allahın Güvencesindedir,

Hastayı Ziyaret eden, ( Hasta ile ilgilenen, Hastanın tedavisini, ihtiyacını gören) Kimse,

Allahın Güvencesindedir, Gönlü Mescite bağlı olan, Namazını, Mescidte kılmaya giden ve dönen Kimse,

Allahın Güvencesindedir, Devlet Başkanının yada Devlet görevlisinin, Zulum yaptığında, Haksızlık yaptığında,

Devlet Başkanına, İdareciye, Ona Yaptığının Zulum ve Haksızlık olduğunu söyleyen, Ona bu Zumlu kaldırmasını

ve yapmamasını söyleyen, Onu Hak ve Hukuğa, İyiliğe, Merhamete yönlendiren, Hak, Hukuk ve Adalet üzere

yaptığı işlerde onu destekleyen, yalnız bırakmayan, Sorumluluk Yetki ve Adaleti ile Doğru işler yapan

Devlet başkanını destekleyenler, Cihad yapmıştır, Allahın Güvencesindedir,

Allah yolunda Cihad yapan Kimse Allahın Güvencesindedir, “ dedi der,

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 MÜNZİRİ HADİS No C/6 S/449 H 6

  Sahabeden Muaz Bin Cebel (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Kendini, Kötü İnsanların zararlarından koruyan, İnsanları, Kendi zararından ve Dış zarlardan koruyan,

Korumak için çalışan, Eğitim Cihadına çıkan, Eğitime seferber olan, Allahın Dinini Anlatan, Yayan, Yücelten,

Adil ve İyi bir yol takip eden Devlet Başkanına, Amirlere, İdareciye, yardımcı olan,

Hastayı Ziyaret eden, Cenazesinde bulunan, Taziyesinde bulunan, Allahın Garantisi altındadır, “ dedi der,

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 İBNİ MACE HADİS No 2754

  Sahabeden Ebû Said Hudrî (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahü Aleyhi ve Sellem,

” Allah yolunda cihâd eden müslüman kimse,  Allah'ın şu garantisi altındadır,

Allah Onu Mağfireti ve Rahmeti ile kucaklar, Onu Sevâbları ve Mükafatları ile evine selâmetle geri döndürür,

Allah yolunda cihâd eden müslüman kimse, evine dönünceye kadar durumu, bu sürece gevşeklik etmeksizin

gündüzlerinde oruçlu olan ve gecelerinde ibâdette devamlı olan kimsenin durumu gibidir, “ dedi der,   

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 TİRMİZİ HADİS No 1621

  Sahabeden Fedale Bin Ubeyd (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Mûcâhid, Cihad eden Kimse, Nefsinin Meşru olmayan Arzu ve İsteklerine karşı Cihâd ederek,

Nefsinin, Meşru olmayan Arzu ve isteklerine uymayıp, Günahlardan uzak durmak için mücadele eden kimsedir,

  Her Ölen kimsenin amel defteri kapanır ancak Kalbi Allah yolunda Cihâd etmeye bağlı olarak ölen kimsenin

Amel Defteri kapanmaz, Onun ameli kıyamet gününe kadar çoğalıp artar ve O kimse,

Kabir Azabından Güvendedir, Kabir Azabı görmez, “ dedi der,

 

     TERÖRE, BOZGUNCULUĞA, AYRIMCILIĞA KARŞI CİHAD                 MÜNZİRİ HADİS No C/3 S/169 H 13 

  Sahabeden Muaz Bin Cebel (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

 “ Allah Zül Celale İman etmenin başlangıcı, Allahtan Başka bir İlah olmadığına,

Allahın Eşsiz, Ortaksız ve Mutlak Tek ve Kudret sahibi olduğuna,

Benim Mutlak Allahın Kulu ve Rasulu, Peygamberi olduğuma, ( Edep ve Haya ile ) İman eden,

( Zira Edep ve Haya olmadan Allah Zül Celale İman, İnanç ve İbadet olmaz, Edep ve Haya ile İman ettikten

sonra) İbadetlerinizin Gövdesi Allah Zül Celalin Emrettiği Namazı kılan, Zekatı Tam ve Doğru şekilde veren,

Dinini ve İbadetlerini Zayi olmaktan yitirmekten korumuş olurlar,

Dininizin Zirvesi ise Allah yolunda Nefislerinizle Edep ve Haya ile Cihaddır,

  Allah yolunda Canları, Malları, Nefisleri ile Cihad eden, Dinini Tam ve Dosdoğru olarak yaşamaya Cihad eden,

( Dinini Edep ve Haya Cihadı ile yaşayanlar, Cihadın Her İki Çeşidinide yapanlar, korunurlar,)

Kanlarını, Canlarını, Irzlarını, Namuslarını, Mallarını, Dinini ve İbadetlerini korumuş olurlar,

( Edep ve Haya ile olması şart olan ) İnançlarınızın, İmanlarınızın, İbadetlerinizin kabul olup olmayacağı

Muhasebesi, Sadece ve Sadece Allah Zül Celale aittir, “ dedi der, 

 

 

     Yukarıdaki Ayet ve Hadislerde CİHAD, Kavramının İki Manası vardır.

 

     Ferdi olarak, tek başına CİHAD Kavramınının anlamı ve hükmiyeti,

Hak ve Adalet için çalışmak, Hak ve Adalet için Bilimi, Teknolojiyi, Ekonomiyi,

Eğitim ve Öğretimi geliştirmek ve ileri götürmektir, Eğitim ve Öğretimde doğruları öğrenmek ve öğretmektir,

Milletini, Memleketini devamlı en ileriye götürmektir.

 

     ASKERİ CİHAD Kavramının anlamı ve hükmiyeti,

Yurt savunması için, Yurdunuza, Milletinize kastedildiği zaman,

Yurdunuz ve Milletiniz İstila ve İşgal edildiği zaman, Yurdunuza ve Milletinize, Düşmanlarınız tarafından

Harp ilan edildiği zaman, Yurdunuz ve Milletiniz için şart olan Askeri savunmayı yapmaktır,

Yukarıdaki Ayet ve Hadislerde, Silahlı Kuvvetlerin yapısının,

Düzenli Devlet Ordusu olduğu açık ve net olarak bildirilmektedir,

 

     İslam Dini, Toplumda veya Toplumlarda bazı Fanatik gurupların Terör çıkarması için değil,

Toplumun ve Toplumların bir biriyle uyumlu ve huzur içinde yaşaması için Cenabı Hak tarafından indirilmiş

En Yüce Dindir. İslam Dini, Hiçbir kimseye düşman olmayı gerektirmez,

Savunmanın şahsi anlamdaki manası, Nefsi Müdafadır, Nefsi Müdafa,

Kendini, Milletini, Memleketini ve Devletini korumayı, kollamayı, geliştirmeyi ve ileri götürmeyi gerektirir.

 

     Ata Sözlerimizdeki “ Türk Doğuştan Askerdir “ İfadesini,

 

     Hacı Bayramı Velinin “ Mertlik Güzeldir, Askerde olursa dahada Güzeldir “ İfadesini,

     Kadın, Erkek, Yaşlı ve Çocuk demeden, İstiklal Harbimizde,

Düşmanlarına karşı Askeriyle Tek Vucud olan Milletimizin bu dayanışmasını,

yukarıdaki Ayet ve Hadislerin İfade ettiği Mana ve Anlama göre Şimdi daha iyi anlayabildinizmi ?

 

 

     ŞEHİT OLARAK ÖLMEK,                         AHZAB SURESİ AYET 16

“ Ölümden veya Öldürülmekten kaçmak size fayda vermez, Kaçsanız dahi çok az yaşatılırsınız “ der.

 

     ŞEHİT OLARAK ÖLMEK,                         ALİ İMRAN SURESİ AYET 102

“ Ey Allaha ve Rasulune İman edenler,  Allahın Sevgisini, Merhametini, Rahmetini,  Rızasını kaybetmekten korkun,

Sadece Allaha teslim olmuş, Allaha ve Rasulune İman etmiş Müslümanlar olarak ölün “ der.

 

     ŞEHİT OLARAK ÖLMEK,                         TEVBE SURESİ AYET 11

 “ İslama düşman olanlarla, Kafirlerlere, Münafıklara karşı Allah Yolunda Malları ve Canları ile Cihad ederek,

Çarpışarak, Ölenlerin, Öldürülenlerin, Şehid olanların, Cihada Gazi olanların,

Malları, Canları karşılığında Allah Zül Celal, Müslümanların üzerine Hak olan Cennetini vermek üzere satın almıştır,

Bu Tevrat tada, İncilde de ve Kuranı Kerimde de, Allah Zül Celalin kendi üzerine yüklendiği Vaadidir,” der,

 

     ŞEHİT OLARAK ÖLMEK,                         HADİD SURESİ AYET 19

“ Allah Zül Celale, Rasulu Muhammed Aleyhisselama, Kuranı Kerime, İslam Dinine İman edip,

Rabbi yanında Sözü Özü Doğru olanlarda Şehitlerdendir,” der, 

 

     ŞEHİT OLARAK ÖLMEK,                         EBU DAVUD HADİS No 2502

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Rasullulah Sallalhu Aleyhi ve Sellem,

“ Her Kim Bir Müslüman, Şayet Allah yolunda savaşmayı, gönlünden geçirmeden dahi ölse,

bir çeşit nifak üzere ölmüş olur,” dedi der,

 

     ŞEHİT OLARAK ÖLMEK,                         TİRMİZİ HADİS No 1421

  Sahabeden Said Bin Zeyd (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ İslam Dinini Müdafa ederken öldürülen kimse Şehit tir, Yurdunu Müdafa ederken öldürülen kimse Şehit tir,

Kendini Müdafa ederken öldürülen kimse Şehit tir, Ana ve Babasını Ailesini, Hanımını, Çoluk çocuğunu

Müdafa ederken öldürülen kimse Şehit tir, Sahibi olduğu Malını Müdafa ederken öldürülen Kimse Şehit tir,

Şehitler, Cennetliktir “ dedi der.

 

     ŞEHİT OLARAK ÖLMEK,                         EBU DAVUD HADİS No 2541

  Sahabeden Muaz Bin Cebel (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Kimki, Sadakatle, Nefsinin Şehid olmasını arzu ederek, Şehid olmayı arzu ederek,

Allah Yolunda, Allah için bir yara alırsa, Ölür veya Öldürülürse veya Bir Musibete uğradığında veya

Vucudunda Bir Çıban, Hastalık çıktığında, Onun üzerine Şehitlik Mühürü vurulur, Şehitlik Mükafatı alır, “ dedi der,

 

     ŞEHİT OLARAK ÖLMEK,                         EBU DAVUD HADİS No 2500

  Sahabeden Fedale bin Ubeyd (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Her Ölen Kişinin Amel Defteri kapanır, Ancak Allah yolunda Nöbet tutarken ölen kimsenin ameli,

Kıyamet gününe kadar artırılır, ve O Kimse Kabir Azabından emin olur,” dedi der,

 

     ŞEHİT OLARAK ÖLMEK,                         TİRMİZİ HADİS No 1639

  Sahabeden İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “

Allah’ın Rahmetini, Bereketini, Mağfiretini, Şefkatini, Şifasını, Sevgisini kaybetmekten korkarak ağlayan Göze,

Allah yolunda, Yurdunu korumak ve kollamak için Nöbet bekleyen Nöbet tutan Göze,

Cehennem Ateşi değmeyecektir, “ dedi der,

 

     ŞEHİT OLARAK ÖLMEK,                         BUHARİ HADİS No 1178

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Rasullulah Sallalhu Aleyhi ve Selem, 

“ Allah Zül Celal, Allah Yolunda, Uğrunda Cihad eden Kimseyi çok iyi bilir, Cihad eden Mücahidin Şehadeti

vukuya geldiğinde, Şehit olduğunda Onu, Sorgusuz Sualsiz, Cennetine koymayı Taahhüt eder, “ dedi der,

 

     ŞEHİT OLARAK ÖLMEK,                         TİRMİZİ HADİS No 1574

  Sahabeden Hz Ömer (ra) anlatıyor, Falan kimse Şehîd oldu denilmiştide, Bunun üzerine

Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Hayır O Şehit değildir, Zira Ganimet malından, Devlet Malından,

Toplum Malından aşırdığı bir elbise yüzünden Allah Azze ve Celle Onun Şehitliğini kabul etmedi,

O kişiyi Cehennem’de gördüm, Cennete sadece ve sadece Mümin olanlar girecektir dedi,

daha sonra Damadı ve Ehli Beyti Hz Aliye dönerek, Kalk Ey Ali, bunu böylece Üç sefer ilan et, “ dedi der, 

 

     ŞEHİT OLARAK ÖLMEK,                         RAMUZ EL HADİS HADİS No C/3 S/225 H/8

  Allah Rasulunun Damadı ve Ehli Beyti Hz Ali (ra) anlatıyor, Rasullulah Sallalhu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah Zül Celale ve Rasulune, İslam Dinine İman etmiş olarak, Edep, Haya İffet ile Mümin Bir Kimse olarak,

Dinini yaşayanlardan, Marufla emredip ve münkerden nehyederken ölen, öldürülen Şehiddir, Suda boğulan Şehiddir,

Yangında Ölen Şehiddir, Zehirlenip ölen Şehiddir,

İç illeti ile ölen Şehiddir, Yıkıntı altında kalarak ölen Şehiddir, Garib, Sahipsiz biri olarak ölen Şehiddir,

Malını, Hırsızdan müdafa ederken Şehiddir, Geçimi için Rızkı için, Nafakası için çalışırken ölen, öldürülen Şehiddir,

Kendini müdafaa ederken ölen, öldürülen Şehiddir, Kardeşini Müdafa ederken ölen, öldürülen Şehiddir,

Komşusuna yardım ederken ölen ve öldürülen Şehiddir, “ dedi der,

 

     ŞEHİT OLARAK ÖLMEK,                         NESAİ HADİS No 4027, 4028 ve 4018

  Sahabeden Said Bin Zeyd (ra) ve Ebu Cafer (ra) ve Abduulah Bin Amir Bin As (ra) anlatıyor,

Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Gerçek Müslüman olduğu halde,

Canını korumak için, kendini Müdafa ederken ölen veya öldürülen Şehittir,

Ailesini koruma uğrunda, Ailesinin Nafakasını kazanmak ve korumak uğrunda ölen veya öldürülen Şehittir,

  Haksız yere veya Saldırıya uğrayıp Zulumle ölen veya öldürülen Şehittir,

İslam Dinini, Yeryüzüne Hakim kılmak için çalışırken ölen veya öldürülen Şehittir, Allah Zül Celalin ve Rasulu

olan benim bildirdiğim şekilde Müslüman olarak ölen veya öldürülen Şehittir, Şehitlere Cennet vardır, “ dedi der,

 

     ŞEHİT OLARAK ÖLMEK,                         BUHARİ HADİS No 1188

  Sahabeden Berra Bin Azib (ra) anlatıyor, Bir Adam gelip Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Selleme,

Ey Allah Rasulu, İlk önce Cihat mı edeyim, Yoksa İlk önce Müslümanmı olayım der, Allah Rasulude Ona,

“ İlk Önce Müslüman Ol dedi, O da Hemen Müslüman oldu, Sonra vuruştu. Nihâyet Şehîd oldu,

Bunun üzerine Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Onun için, “  Az  Amel işledi, fakat çok kazandı,” dedi der,

 

 

     Askeri anlamdaki Cihat ta Hedef, Ölmek Ya da Öldürmek değil, Allah için Hizmet ederek Şehit olmaktır,

Cihat Yapmanın ve Şehit olabilmenin Şartları, Yukarıdaki Ayet ve Hadislerde Kesin olarak belirtilmiştir,

Şehit Olmak, Hedef değil, Neticelerden biridir,

 

     Askeri anlamda Cihad, Yurt savunması yapabilmek için gerekli şartlar Ayet ve Hadislerde sıralıdır,

Ayet ve Hadislerin sıralaması haricinde hiç kimse kendi başına kendi kararı ile veya başkalarının kararı ile

Askeri anlamda Cihad yapamaz, Savaş açamaz, Yapmaya çalışırsa bunun adı Cihad değil TERÖRDÜR.

 

     Hiç bir Kimse, Cihad için, Devletin hiçbir çağrısı, İlanı ve Devlet düzenlemesi olmadan,

Devlet harici bir fanatik guruplaşma veya tek başına olarak, Askeri manada hareket edemez,

Cihat Kavramının Askeri Manası, Kendi başına Orayı burayı Sinsice Kundaklamak Bombalamak değildir,

Bu şekil bir hareket netice vermediği gibi Bu, CİHAD değil TERÖRDÜR,

 

     Cihad yapmak, İslam Dinini yüceltmek, İslam Dini için Vatanını savunmak, İslam Dinini anlatmak,

İlimi ve Bilimi geliştirmek için, Yani Gerek İlimle ve Bilimle yapılan Ferdi Cihadda, Gereksede Askeri anlamdaki

Cihad ta, Öldüğünde Şehit olmak ancak ve ancak Müslüman olmak ile mümkündür, bunun haricinde

Müslüman olmadan yapılan Cihadda, Müslüman olmadan vatanını savunmak için yapılan savaşta, hele hele

Müslümanım diye geçinerek Müslümanların Vatanını bölmek, bir parça koparmak için yapılan

Terörist savaşında, Terörist olarak ölenler, Şehit değil ancak ve ancak Şey ' İt olur,

 

     Şehitlik yukarıdaki Cihat anlamına ve amacına hizmet etmiyorsa, Şehit olmak olamaz,

İntihar Komandosu olarak ölmek, Şehit olmak değildir, olmaz olamaz,

Zira, İntihar Komandosu Sadece Kendini ve Alakasız ve Savunmasız İnsanları Öldürür, Katleder,

 

     Dünya Tarihinde, İntihar Ahmaklığı ile, orayı burayı bombalamakla, İstiklalini kazanmış bir Millet varmı ?

     Haklı olan Yurt savunmalarını, Terör gibi bir mücadeleyle sürdüren ve haksız duruma düşen

Çeçenistan ve Filistin Halkının, İstiklalini kazanamayışının ve Devlet olamayışının nedenlerini

Şimdi daha iyi anlayabildinizmi ?

Çeçenistan ve Filistin Halkına, Cihadın Ayetler ve Hadisler dahilinde nasıl yapılacağını birinin anlatması lazım,

 

    CİHAD kavramı, Terör Vahşiliği yapmak değildir, Kesinlikle orayı burayı bombalamak,

Müdafasız İnsanları katletmek değildir, Hiçbir İnsan kendi başına veya fanatik bir gurupla,

Askeri anlamda Cihad adıyla saldırı ilan edemez, orayı burayı Bombalıyamaz, Kundaklayamaz,

Askeri anlamda harp yapamaz, Kendi başına Askeri anlamda Cihad ilan etmek Cihad değildir,

İşkencedir, Terördür, Terör Vahşiliğidir, İslam Dininin hükümleri ile en ufak bir bağlantısı ve alakası yoktur,

Bu kadar Önemli ve Elzem olan, İSLAM DİNİ Bilgilerini, Devletin Eğitim ve Öğretim kurumlarında,

Laik Eğitim ve Öğretim adı altında, Eğitim ve Öğretimden ayırırsanız, vermezseniz,

bu günkü gibi çeşitli isimler adı altında Terör çıkar ve devam eder.

 

     Hizbul Vahşi Terörü, Hizbul Tahrir Terörü, Elkaide Terörü, nasıl oluyorda kendi kendine çıkıyor ve

hiç bir İz bırakmadan tekrar kayboluyor, Hizbul Vahşi Terörünü, Hizbul Tahrir Terörünü, Elkaide Terörünü

besleyip büyütenler, İslam Dinini Sosyal yaşantısı ile Maneviyatını yaşamaya çalışan İnsanlarmıdır,

Yoksa Sizinde ve Herkesinde bildiği gibi, Kendini Dünyanın Jandarmalığına çıkarmış olan

Amerika ve İngiliz Siyaseti Terörümüdür ?

Bu Teröristlerin arkasından gelip, Çeşitli kavram kargaşaları ile Milletimizi kamplara bölenler kimlerdir ?

 

     Laiklik ve Laik Eğitim ve Öğrenim ve Cumhuriyet kazanımları kavramları adı altında,

Anayasal Devlet Yetkisini, İdeolojik ve Partizan olarak kötüye kullanan,

İslam Dinini : Sosyal Yaşamı ve İbadetleri olmayan, yok sayan bir İnanç Sistemi olarak gösteren ve uygulayan,

İslam Dininin Hiçbir İbadetini ve Sosyal Yaşamını karşısında görmek istemeyen, Çağ dışı olarak niteleyen,

Din Eğitim ve Öğrenimini kısıtlayan yasaklayan ve engelleyen, gerek Siyasilerin, gerek Dinci gibi gözüken ve

Tamamıda İslam Dinini İstismar eden Demokratların ve İdarecilerin yetki diktatörlüğüne, bırakmıyormu ?

 

     İslam Dinini bozmaya, yozlaştırmaya ve kendine uydurmaya çalışan, Ruhban Din adamı sıfatıyla,

Misyonerlik, Münafıklık yapan, Entel dantel, Sosyete İlahiyat dekanı ve Sakatlık kadrosundan

İlahiyat dekanı olan Pornofösör İlahiyat dekanının ve diğerlerinin Televizyonlara çıkıp,

Safsatalar uydurması, tiksinti veren beyanatları,

      Akıl : Vahiydir, Vahiy : Akıldır, “ Akıl, Vahiy den üstündür, Vahiy 1400 yıl önceki karanlıktır diyen,

Akıl ile Vahyi çarpıştıran YÖK Başkanı kemal kürdüzün beyanatları,

Eğitim ve Öğrenim Kurumlarında, İslam Dininin Sosyal Yaşamı ve İbadetleri konusunda,

Tam ve Doğru ve yerinde bilgi vermek yerine, Halkın kafasını karıştıran beyanatlar yumurtlamak,

İslam Dininin Kaynaklarına değil, Onun bunun söylediklerine itibar etmek,

İslam Dinini : Büyücülük ve Üfürükcülük olarak göstermek,

Camilerde, İmamlık vazifesinde bulunan Devlet görevlilerini cahilleştirmek,

Camilerdeki Namaz kıldırma Memurları ile, Millete : Masal ve Hikaye anlattırmak, Milleti uyutmak, aldatmak,

İbadetlerini yerine getirmeye çalışan ve Toplumda Sosyal olarak yaşayan İnsanlarımızı,

Gerici, Yobaz, Çağdışı diye damgalamak, Toplumdan Tecrit etmek,

İslam Dininin İbadetlerine ve Sosyal Yaşantısına hoşgörüsüzlükle baktırmak,

Toplum içinde, İbadetlerini yerine getirmeye çalışan İnsanlarımızı, İrticacı diyerek Potansiyel suçlu göstermek,

Atatürkün “ Camiler, Birbirinizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır “ sözüne ve ilkesine

açık ve net olarak aykırı değilmidir ?

     İşte bu uydurmalar, Yalanlar, Çarpıtmalar, İslam Dininin Sosyal yalşantısını ve İbadetlerini yok saymalar,

asıl İrticayı gericiliği, İslam Dini öncesi Cehalet Çağına dönmeyi teşkil etmiyormu ?

 

     Ayet ve Hadislerden, Kendi Bilginizi, Kariyerinizi, Kendi yönünüzün geliştirmesini Kendiniz yapın,

Zira, bir diğeri çıkıp, Laiklik taraflılığı adına, İrticai faaliyet ve Laiklik ve Laik Eğitim ve Öğretim, Kavramları adı

altında, İslam Dinine, Kuranı Kerim ve Ayetlerine, İslam Dininin Peygamberi Hz.Muhammedin Hadislerine,

İslam Dininin İbadetlerine, Ezan, Namaz, Oruç, Haç ve Türban İbadetlerine ve Mukaddesata,

1400 yıl önceki karanlık, Kara kitap, Bu adamları belliycez, Yarasalar, Yobazlar, Kökten Dinciler, Aşırı Dinciler, 

Çağdışı adamlar, Karanlık Kafalılar, İrticacılar, Takiyyeciler, Beyin yıkayıcılar, Bir Metrelik bezin peşine

düşenler, Tarikatcılar, Laiklik ve Rejim düşmanları diye, Çirkef bir Siyasetle, Milletin Manevi değerlerine

hakaretlerle saldıranlara, Sen İftira ve Hakaret ediyorsun diyemiyor, 

 

    1997 28 ŞUBAT, Kamusal alan Zulmu sürecinde olduğu ve halende devam etmekte olduğu gibi,

Laik Eğitim kavramı adı altında, Din Eğitimi ve öğretimini içeriğini,

Mahkeme Kararları ile diğer derslerden ayırıp, kısıtlayıp, sınırlayıp, anlamsız ve manasız hale getirerek,

Temel Din Eğitimi ve Öğretimi, Uyuşturulmuş Cahilleştirilmiş Din adamı sıfatındakilere,

İnsanlara Masal, Hikaye Anlatan Din adamlarına, Camide Namaz kıldırma memurlarına,

Namaz kıldırma memurluğu başkanlığına,

Kendini Çağdaş ve Aydın Din Alimi olarak lanse eden Pornfösör Adnan Oktara,

Sosyete İlahiyat Dekanlarına, Ucube İslamcı Yazarlara, Tarikatlara ve Alevi DEDELERİNE bırakılamaz,

Zira bunların Hiç birinin Eğitimcilik Vasfı yoktur, Eğitimcilik Vasfı olmayanlar, Eğitim ve Öğretim veremez,

Eğitim vermeye kalkarsa, durumlar çok değişik şekiller alır,

 

     Din Eğitim ve Öğretimini Devletin Eğitim ve Öğretim Kurumlarında Tam ve Doğru olarak verilmeli dirki,

Dışarıdan öğrenilen Yanlış bilgilerle Terörist olarak gelinmesin,

Temel Din Eğitimi ve Öğretimi içeriği, Mahkeme Kararları ile, Anayasaya aykırı olarak gösterilir,

Temel Eğitim ve Öğretimden ayrılır, kısıtlanır, kaldırılır, Diğer Temel Derslerle alakasız hale getirilir veya

Yok sayılırsa, Başkaları devreye girer, Başka yerlerden öğrenilen yanlış Dini bilgilerle Terörist olarak gelir,

 

     Temel Din Eğitimi ve Öğretimi, Cemalettin Kaplancılara, Ali Kalkancılara, Aczimendi gibi sapık tarikatlara,

Hizbul Vahşi, Hizbuttahrik, İBDAC, EL Kaide gibi Terör örgütlerine bırakılamaz,

Zira Temel Din Eğitimi ve Öğretimi, Laik Eğitim ve Öğretim adı altında

Devletimizin Eğitim ve Öğretim kurumlarında, diğer derslerden ayrılır,

Tam ve Doğru olarak verilmez yada kısıtlanırsa, bunlar devreye girer.

Başka yerlerden öğrenilen yanlış Dini bilgiler, Terörün beslenip büyüdüğü nedenlerden biri değilmidir ?

 

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             ŞURA SURESİ AYET 38

“ Her türlü İşleri, Devlet İdaresi İşleride, Uzmanların kendi aralarında danışması, Yüksek Şura iledir “ der.

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             MÜCADELE SURESİ AYET 11

“ Meclis açın dendiği zaman, Meclis açınki,  Allah Size, İşlerinizde genişlik, kolaylık, huzur ve istikrar versin,

  Size, yapılacak işler için, Kalkın dendiği zaman, Kalkın ki,  Allah Sizden, Kendilerine İlim verilenlerle,

( Bıranşında bilgili olanlarla ) çeşitli yetkilerle, derecelerle mevkilere yükseltsin “ der.

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             NEML SURESİ AYET 32

  Sadece İslam Dininde olanlar değil, Tüm İnsanlığa yapılan bir çağrı,

“ Ey İleri gelenler, Meçlis kurarak, Devlet İdareniz işlerinde insanlara Fikir verin, Fikirlerinizi Mecliste toplayın,

Sizler İşleriniz konusunda birbirinize Fikir vermedikce, hiçbir işi doğru şekilde yapamazsınız “ der.

 

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             MAİDE SURESİ AYET 35

“ Kendinizi, Milletinizi, Yurdunuzu, Devletinizi, savunmak için, Allaha yaklaşmak için,

Allahın Emirleri dairesinde yol arayın, Allah yolunda Cihad edinki, Kurtuluşa, İstiklalinize eresiniz “ der.

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             HAÇ SURESİ AYET 39

“ Ancak ve Ancak, Kendilerine Savaş açılarak Zulmedilen Müminlere,

Kendilerini ve Yurtlarını Savunmak için, İzin verilmiştir,

Hiç Şüpheniz olmasınki, Allah Zül Celalin Hidayeti ile Onlar Zaferlerine, İstiklallerine kavuşacaktır, “ der,

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             NEML SURESİ AYET 70

“ Düşmanlarınızın Sayısının çokluğundan büyüklüğünden, Silahlarının üstünlüğünden,

Kurdukları Tuzaklardan dolayı Sıkıntılı olmayın, Mahzun olmayın, Kendinizi Çaresiz zannetmeyin, “ der,

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             TEVBE SURESİ AYET 26

“ Şayet Gerçekten ve Samimi olarak Allah Zül Celal yolunda Cihad ederseniz, Allah Zül Celal Size,

Gözünüzle göremeyeceğiniz Ordular, Yardımcılar gönderip ve Sizi düşmanlarınızın üzerine Galip kılacaktır, “ der,

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             SAF SURESİ AYET 4, 13 ve 14

“ Hiç Şüphesiz,  Allah Zül Celal, Saf lar halinde Birbirine kenetlenmiş şekilde, Bir Duvar gibi Mukavemetli durarak,

Cihad edenleri sever, Kendisinden Bir Yardım ile Müminlere Fethi, Muzaffer olmayı Müjdeler,

İslama inanan, İman eden ve İmanları ile Cihad eden Müminlere, Düşmanlarına karşı destek verendir,

Onlarda, Düşmanlarına karşı Galip geleceklerdir, “ der,

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             ENFAL SURESİ AYET 26

“ Allah Zül Celal, Müminlerin üzerine Sekinetini indirecektir,

Görmediğiniz, Göremeyeceğiniz Ordularla Size yardım edecektir,

İslam Düşmanlarını, Düşmanlarınızı, Sizin elinizle Gazaba uğratacaktır,” der,  

 

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             NİSA SURESİ AYET 90

“ Sizinle Savaşmak istemeyenlerle, Sizinle savaşmaktan uzak duranlarla,

Sizinle kendileri arasında ( Askeri saldırmazlık ) antlaşması olanlarla,

Sizinle ( Askeri saldırmazlık ) anlaşması olan bir topluma sığınanlarla,

Sizinle savaşmayan ve Sizinle barış içinde yaşamak isteyenlerle,

Savaşmak için,  Allah Zül Celal Size yetki vermemiştir, “ der.

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             BAKARA SURESİ AYET 190

“ Size Karşı Savaş açanlara, Size Saldıranlara karşı Allah Yolunda Cihat edin, Çarpışın, Savaşın,

Lakin Haksız bir Saldırıda bulunmayın, Zira Allah Zül Celal Sizi, Haksız bir Saldırıdan Men eder,” der,

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             MÜMTEHİNE SURESİ AYET 8 ve 9

“ Dininiz hakkında, Sizinle savaşmayan Dininize hakaret etmeyen, Sizi Yurdunuzdan çıkarmayan

kimselere karşı iyilik etmekten, Onlara Hak ve Adaletli bir şekilde davranmaktan, Allah Sizi men etmez,

Zira Allah Zül Celal, Hak ve Adaletli şekilde davrananları ve hareket edenleri sever,

  Dininiz hakkında savaşanlarla, Hakaret edenlerle, İbadetlerinize yasaklama, kısıtlama getirenlerle, Sizi Yurdunuzdan

çıkaranlarla veya Yurdunuzdan çıkarılmanız için yardım eden kimselerle Dost olmanız yasaktır, Haramdır, ” der,

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             TEVBE SURESİ AYET 12

“ Şayet, sonra  ( Askeri saldırmazlık ) antlaşmasını, yeminlerini bozar,  Size ve dininize saldırırlarsa,

Zira onların anlaşma yeminleri yoktur, O küfür önderlerini hemen vurun, Bu caydırıcı olurda Belki vazgeçerler,” der,

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             MUHAMMED SURESİ AYET 4

“ Size Karşı Savaş açan Düşmanlarınızın, Size kasteden, Sizi yok etmek, Yurdunuzu, Devletinizi, Milletinizi istila,

işgal ve sömürge yapmak için gelen Düşmanlarınızın, Boyunlarını Sadece ve Sadece Savaşta iken, Hemen Vurun,

Teröristlerle karşılaştığınızda hemen boyunlarını vurun,

  Onlardan Esir aldığınızda, Kendilerini ve varlıklarını sıkıca bağlayınki size tekrar zarar veremesinler,

Savaş bitiğinde, Onlarla Sulh yapacağınızda, Ya Fidye karşılığında yada karşılıksız olarak onları salabilirsiniz,

Böyle olması, Allah Zül Celalin, Sizi Birbirinizle denemesidir,” der, 

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             HAÇ SURESİ AYET 60

“ İşte Kim, kendisine yapılan haksızlığa benzeriyle mukabele eder de, sonra yine kendisine saldırılırsa,

andolsun ki Allah Zül Celalde, ona yardım edecektir, Mutlakki Allah Zül Celal Afuvv'dur, Gafur'dur,”der,

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             HAÇ SURESİ AYET 78

“ O, sizi seçmiş daha önceki peygamberlerinde size Şahid olması için, sizin de insanlara Şahidler olmanız için,

Size Müslüman adını veren Allah Zül Celaldir, İbrahim'in yolu olan bu dinde Sizin için bir zorluk kılmamıştır,

Şu halde Namazı kılın, Zekâtı verin ve Allah için hakkıyla Cihâd edin,

Allah tır Sizin Mevlânız, O Ne güzel Mevlâ, ne güzel yardımcı, haydi artık Allah Zül Celale sarılın,”der

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             CAMİUSSAGIR HADİS No 1849

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Dört Şey İman etmiş olmanın şartındandır,

Birincisi,          "Lâ ilahe illallah, Muhammederrasulallah,"diyerek İman etmiş olmaya başlamak,

İkincisi,            "Lâ ilahe illallah, Muhammederrasulallah," diyene, Sıkıntı vermemek,

                         hiçbir Günahı nedeniyle damgalamamak, Hiçbir Amelinden dolayı İslamın dışına atmamak,

                        ( Yani Hiristiyanlar gibi Aforoz etmemek,)

Üçüncüsü,       Allah Zül Celalin Emrettiği şekilde Cihad etmek tir,

Dördüncüsü,   Allah Zül Celalin, Onun için yarattığı Kaderine İman etmektir, ”dedi der,

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             DARİMİ HADİS No 2444

  Sahabeden Ebu Bureyde (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah'ın adıyla ve Allah yolunda savaşın, Allah'ı inkar edenlerle vuruşun Savaşın,

Sizi, Milletinizi, Yurdunuzu, Devletinizi, İstila, işgal, Sömürge yapmak isteyenlerle savaşın,

  Düşmanınızla savaşırken, Kendi Toplumunuzda ve Harp ettiğiniz Düşmanlarınıza karşı Vahşet ve

Terör yapmayın, Kadınları, Çocukları, Gücsüzleri, İhtiyarları öldürmeyin, Size Kasdetmeyenleri Öldürmeyin,

Düşmanınızın dahi, Burun, Kulak gibi bir uzvu keserek, gözünü oyarak İnsanlık Vahşeti yapmayın, 

Allahtan Korkun ve Beraberinizdekilerede Güzel ve iyi davranın “ dedi der,

 

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             BAKARA SURESİ AYET 216

“ Yurdunuzu, Milletinizi, Devletinizi Savunmanız için Cihad yapmanız,

Yurdunuzu, Milletinizi, Devletinizi korumak kollamak için Savaşmanız, Size Farz kılındı,” der,

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             ŞUURA SURESİ AYET 39

“ Ancak Bir Zulum veya Saldırıya uğradığınız zaman, birbirinize yardım ederek,

Kendinizi, Milletinizi, Yurdunuzu, Devletinizi Savunun “ der.

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             ALİ İMRAN SURESİ AYET 167

“ Size, Bir Zulum veya Saldırıya uğradığınız zaman,

Allah yolunda olarak gelip, Savunmaya geçip Savaşınız, denildi,” der,

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             NİSA SURESİ AYET 71

“ Ey Allaha ve Rasulune İman edenler, Düşmanlarınıza karşı hazırlıklı ve uyanık bulunun,

Milletinizi, Devletinizi, Yurdunuzu düşmanlarınızdan korumak için gerekli tedbirlerinizi ve hazırlığınızı iyi yapın,

Fitne Fesat bozgunculuk ve Toplumda terör çıkararak Size zarar vermek isteyen, Size kasteden,

Sizi yok etmek, Yurdunuzu, Devletinizi, Milletinizi istila, işgal ve sömürge yapmak için gelen

Düşmanlarınıza karşı, Bölük bölük, hep birlikte, Topyekün Savaşa gidin ve Savaşın,” der,

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             TEVBE SURESİ AYET 36 ve 39

“ Müşriklerin, Size Karşı Topyekün Savaştıkları gibi, Sizde, Müşriklerle Topyekün Savaşın,” 

“ Şayet, Topyekün Cihad etmezseniz, Cihada katılmazsanız, Topyekün Savaşmazsanız, Acı Bir Azapla Azaplandırılırsınız,

Ve Sizin yerinize, Size Hükmeden, Sizi Köleleştiren, Sizi Sömürge yapan Düşmanınız olan bir Kavmi getirir,

Zira ancak ve Mutlak, Allah Zül Celalin gücü her şeye yetendir, hiçbir şey Allah Zül Celale Zerrece Zarar veremez,” der,

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             ENFAL SURESİ AYET 15

“ Ey İman edenler, Sizinle Savaşmak, Sizi Yurdunuzdan çıkarmak, Sizi Yok etmek için,

Toplanarak, Müttefikler olarak gelen Düşmanlarınızla karşılaştığınız zaman, Onlara arkanızı dönüp kaçmayın,

( zira dönüp kaçsanız bile çok az yaşatılırsınız,) ” der, 

 

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             FETİH SURESİ AYET 4 ve 3

“ Göklerin ve Yerin Orduları Allah Zül Celalindir, Bu Ordularla Sizlere Şanlı Zaferler vererek yardım edendir

Bu Ordularla, Müminlerin Kalplerine, İmanlarına İman katsınlar, İmanlarını artırsınlar diye Güven İndirendir, “ der, 

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             ENFAL SURESİ AYET 12

“ Rabbiniz, Elbetteki Ben Sabır ve Sebat la Cihad eden Müminlerle Beraberim,

Sizinle Savaşan, Sizi Yok etmek isteyen, Kimselerin Yüreklerine Korku Salan da Benim,”der, 

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             ŞİHABUL  AHBAR HADİS No 302

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Her Kim Müslüman Allah Zül Celalden Korkarsa,

Allah Zül Celalde, Onun Hasımlarını Ondan Korkar hale getirecektir,

Herkimde Allah Zül Celalden Korkmaz, Allah Zül Celale karşı gelirse,

Allah Zül Celalde, Onu Her şeyden Korkar hale getirecektir, “ dedi der,

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             ENFAL SURESİ AYET 45 ve 44

“ Allah Zül Celalin, Mutlak Yardımcınız olduğuna İman etmiş, İnanmışsanız, Cesur ve Cesaretli olun,”  

“ Ey İman Edenler, Düşmanlarınızla, Düşman Topluluklarla, karşılaştığınız, çarpıştığınız zaman,

Sabırlı, Sebatlı Cesaretli olursanız, bütün İşlerinizin Allah Zül Celale dönderildiği gibi,

Düşmanlarınızla karşılaştığınızda, Sizin Sayınız Çok az olsa dahi, Allah Zül Celal,

Sizi, Düşmanlarınızın Gözüne Çok gösterir, Siz, Düşmanınızın Gözüne, Çok ve kuvvetli olarak gösterilirsiniz,

  Allah Zül Celal Size, Bilemeyeceğiniz yerlerden Yardımcılar gönderir ve Size Yardım ederler, Sizi Kuvvetli Kılarlar,

böylece Düşmanınıza sizden Korku verilir,  Sizin Gözünüze de Onları Az ve Korkaklar olarak çıkarırız,

Allah Zül Celal, Mukadder olan işi yerine getirecektir,” der,

 

     CİHAD, YURT SAVUNMASI YAPMAK                             RUM SURESİ AYET 47

“ Andolsunki, ( Allah Yemin ederek söylüyorki )  Emirlerim dairesinde, Kendini, Milletini, Yurdunu,

Devletini savunmak için Cihad eden Müminlere,  O Cihada yardım etmek üzerimize borçtur “ der.

 

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE KOMUTA YETKİSİ                  MAİDE SURESİ AYET 54

“ Ey İslam Dinine İman edenler, Allah Zül Celal Mutlakki, Onların Allahı Sevdiği, Allahında Onları Sevdiği,

İyi, Dürüst, Doğru İnsanlara, İbadetinde olan İnsanlara karşı Yumuşak olan, Merhametli olan,

Hiçbir Kınayıcının Kınamasından korkmayan, Allah Yolunda Cihad edip, Kafirlere, Fasıklara, Anarşistlere,

Teröristlere, Kafirlere karşı Onurlu ve Şiddetli olan, Müslüman Mümin bir Toplum getirecektir,  

Allah Zül Celal Mutlak Her şeyi bilendir, Mutlak İhsan sahibi olandır, Dilediğine İhsan edendir,

İşte Bunlar Allahın Sizin üzerinize Lutfudur,” der, 

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE KOMUTA YETKİSİ                  TİRMİZİ HADİS No 1590

  Sahabeden İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem, 

“ Sosyal anlamda, Yeryüzünün her tarafına İslam dinini anlatabilmek niyeti üzere bulunmakla Cihat etmek,   

Askeri anlamda, Devletiniz Yetkililerince, Yurt savunması için Cihada çağrıldığınızda, hemen seferber olun “ dedi der,

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE KOMUTA YETKİSİ                  İBNİ MACE HADİS No 2773

  Sahabeden Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem, 

“ Yurdunuz, Milletiniz, Devletiniz için gerekli görüldüğü ve Devletiniz tarafından çağrıldığınız zaman,

Cihada, Yurt savunması yapmak için savaşa çıkabilirsiniz,” dedi der.

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE KOMUTA YETKİSİ                  BUHARİ HADİS No 1240

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Çok İyi bilinizki, Devlet Reisi, Devlet Başkanı Milleti için bir Siperdir, Bir Amirdir, İdarecidir, Bir Komutandır,

Devlet Başkanının Kumandasında Harp olunabilir, Devlet Başkanının Kumandası ile Düşmandan korunulabilir,

Harp te, Devlet Reisinin Komutanlığı ile, Devlet Reisinin Emri ile, Onunla, Onun arkasında savaşılır ve korunulur.

Ordusuna ve Milletine Devlet Başkanının Komuta etmesi ile Harp yapılabilir,

Emir, Devlet Başkanı Facir diye, ( İbadetlerini yapmıyor diye ) harpten geri durulamaz,

   Devlet Başkanı Şayet, Milletine karşı, Adaletle Hükmederse, Adaletle Hareket ederse, Mileti,

O Devlet Başkanının Bu Adaletli hareketiyle, Mecur olur, Müreffeh olur, Saadetli olur, İtaatkar olur,

Devlet Başkanı Şayet, Milletine karşı, Ma`sıyetle ( Hak, Adalet, Sosyal Hukuk esaslarına uygun olmayan bir şekilde )

Takva ve Adaletten başka olarak Emir ve Hüküm vererek Hareket ederse,

O Devlet Başkanı Milletinin Izdırabının Günahlarını kendi üzerine yüklemiş olur,

Her Kim,  Allahın Rasulu olan Bana İtaat ederse, Allah Zül Celale İtaat etmiş olur,

Her Kim,  Allahın Rasulu olan Bana İsyan ederse, Allah Zül Celale İsyan etmiş olur, “ dedi der,  

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE KOMUTA YETKİSİ                  EBU DAVUD HADİS No 2533

  Sahabeden Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem, 

“ İyi biri olsun, Kötü Biri olsun, Her Emirle, Devlet Başkanı ile, Komutan ile birlikte Cihad yapmak Size Vacibtir,

İyi biri olsun, Kötü Biri olsun, Her Müslümanın İmamlığında arkasında Namaz kılmak Size Vacibtir,

İyi biri olsun, Kötü Biri olsun, Her Ne kadar Büyük bir Günah işlesede,

Her Müslümanın Cenaze Namazını Kılmak Size Vacibtir, “ dedi der, 

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE KOMUTA YETKİSİ                  DARİMİ HADİS No 257

  Sahabeden Tenim Eddari (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

" Ey İnsanlar, Dünyadan sakının! Dünyadan sakının, Durum şu ki, Müslümanlık, başkasıyla değil,

ancak Cemâatle olur. Cemâat de, başkasıyla değil, ancak Devletle olur,

Devlet de, başkasıyla değil, ancak Nizam lara itaatle olur,

  Toplum, Kimi Bilgi ile Devlet Başkanı yaparsa, Bu Hem O Toplum için, Hemde Devlet Başkanı için Dirlik,

Düzen, İstikrar Olur, Toplum, Kimi Bilgisizliği ile Devlet Başkanı yaparsa,

Bu O Toplum için Düzensizlik, İstikrarsızlık, Perişanlık, Rezillik ile Helak sebebi olacaktır, “ dedi der,

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE KOMUTA YETKİSİ                  EBU DAVUT HADİS No 2659 da

  Sahabeden Cabir Bin Atik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“  Allah Zül Celalin, İnsanın Kendini beğenmesinden de Hoşlandığı vardır, Hoşlanmadığı Sevmediği vardır,

Allah Zül Celalin Sevdiği, Hoşlandığı, İnsanın Kendini beğenmesi,

Allah için Cihad eden Mücahidin, Askerin, Harp esnasında iken, İslam Düşmanına karşı kendini beğenmesidir,

  Allah Zül Celalin Sevmediği Hoşlanmadığı, İnsanın Kendini Beğenmesi, İnsanın Azgınlıkta, Sapıklıkta,

Zulum yapmada, Kendinin Diğer İnsanlara karşı üstünlüğü şeklinde Kendini beğenmesidir, “ dedi der,

 

 

     SİLAHLI KUVVETLERİN YAPILANDIRILMASI                ALİ İMRAN SURESİ AYET 200

“ Ey Allaha ve Rasulune İman edenler, Düşmanlarınıza karşı hazırlıklı olun ve uyanık bulunun, Sabredin ve direnin,

Allahın Sevgisini ve Rahmetini kaybetmekten korkunki başarıya kavuşasınız “ der.

 

     SİLAHLI KUVVETLERİN YAPILANDIRILMASI                ENFAL SURESİ AYET 65 ve 66

“ Ey Peygamber, Müminleri Cihada, Yurd Savunmasına teşvik et, Sizden Sabırlı olan, Korkaklık göstermeyen,

20 kişi, 200 Düşmana galip gelebilirler, 100 kişi olursa, 1000 Düşmana galip gelebilirler,

Şayet Sizden, 1000 kişi olursa, Allahın İzniyle 2000 Düşmana Galip gelebilirler, Allah Sabredenlerle beraberdir,

Çünkü Size Düşmanlık yapan topluluklar, bunları anlamayan inkar eden topluluklardır “ der,

 

     SİLAHLI KUVVETLERİN YAPILANDIRILMASI                ENFAL SURESİ AYET 60

“ Onlara, İç ve Dış Düşmanlarınıza karşı, gücünüz yettiği kadar Askeri kuvvet hazırlayın,

Savaş için gerekli savaş araçlarınızı hazırlayın, bu hazırlık, İç ve Dış düşmanlarınıza karşı caydırıcı bir korku

verecektir, Bu Hazırlığınızla Allah Zül Celalde, Allah Düşmanlarını, Sizin Düşmanlarınızı,

Sizin Bilmediğiniz Düşmanlarınızı Korkutacaktır, Hatta caydıracaktır, “ der.

 

     SİLAHLI KUVVETLERİN YAPILANDIRILMASI                TEVBE SURESİ AYET 41

“ Gerektiğinde, Yurdunuzu, Milletinizi, Devletinizi savunmak için,

Gerek hafif Silahlarla, Gerek Ağır Silahlarla, Savaşa hazırlanın, gerektiğinde Savaşa gidin “ der.

 

     SİLAHLI KUVVETLERİN YAPILANDIRILMASI                TİRMİZİ HADİS No 1555

  Sahabeden İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Askeri Birliğin en hayırlısı sayısı, 400 olandır, Ordunun en hayırlısı sayısı, 4,000 olandır,

12,000 kişilik bir Ordu, sayı azlığı nedeni ile düşmana mağlup olmaz,

  Milletinizi, Devletinizi, Yurdunuzu istila ve işgal etmek için gelen, Sömürge yapmak için,

Zulüm yapmak için gelen düşmanlarınızla savaşınki,

Huyunuz, Kişiliğiniz ve İnsanlığınız gelişsin ve güzelleşsin “ dedi der,

 

     SİLAHLI KUVVETLERİN YAPILANDIRILMASI                İBNİ MACE HADİS No 2827

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Yolculuğa çıkarken arkadaşların en hayırlısı eniyisi dört kişi olandır,

Küçük Askeri birliklerin en Hayırlısı Dörtyüz kişi olanlarıdır. Orduların en hayırlısı Dört bin kişi olanlarıdır,

Bir ordunun asker sayısı, Onikibine ulaştığında, onlar sabredip şehid oluncaya kadar savaşacaklarına dair

Allah'a verdikleri söze sadık kaldıkları sürece, sayılarının azlığından dolayı yenilmezler, dedi “ der,

 

     SİLAHLI KUVVETLERİN YAPILANDIRILMASI                MÜNZİRİ HADİS No C/3 S/98 H 20

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Namazlarını kılan, Zekatlarını Tam ve Doğru şekilde veren, Ölünceye kadar Rabbine İman ve İtaat eden,

İbadet eden, Amel eden, Müminlere Dünyada ve Ahirette En Mükafatlı olan Amellerden biride,

Allah yolunda Cihad etmek için, Atının yularını tutup, ( Savunma yapmak için gerekli Vasıtalarını hazırlayıp,

Savunma araçlarını, Silahlarını hazırlayıp, devamlı Haazır ve Naazır Nöbet tutan, )

Düşman tarafından kendilerine yönelik bir saldırı sesi, haberi alınca,

( Düşmanlarının Yurdunu İşgal ve İstila edeceği haberini alınca,) Ölmeyi, Şehid olmayı, Yaralansada,

Sakat kalsada Gazi olmayı, Kendilerine saldıranları öldürmek zorunda kaldığında öldürmeyide göze alarak,

Atı üzerinde, ( araçları üzerinde) Savunma için hazırladığı araç ve Silahları ile birlikte, Düşmanlarının geldiği

yere, Düşmanının Karargahı üzerinede olsada, Düşmanına ve Düşmanlarına Uçarcasına Hucum edebilecek,

Haazır ve Naazır durumda bekleyen, Düşman üzerine, Uçarcasına hucuma hazır duran Kimsedir “ dedi der,

 

 

     SİLAHLI KUVVETLERİN YAPILANDIRILMASI                NESAİ HADİS No 3095

  Sahabeden Ukbe Bin Amir (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Aziz ve Celil Olan Allah Zül Celal, Bir Ok ( Savaş Aleti ) sebebiyle Üç kişiyi cennete koyar,

O Oku ( Savaş aletini ) yapmakla, Memleketine ve Milletine Hayır İsteyen, İyilik dileyen yapım Ustasını,

O Oku atanı, ( Savaş aletini kullananı ) ve Onu kullanana vereni, Atış yapın, ( Savaş aletlerini kullanmasını

öğrenin ) Binicilik yapın,( Onları nasıl nakledeceğinizi Öğrenin ) Atışı öğrenmeniz,

( Savaş Aleti kullanmayı öğrenmeniz) Sadece Binicilik öğrenmenizden daha sevimlidir “dedi der.

 

     SİLAHLI KUVVETLERİN YAPILANDIRILMASI                TİRMİZİ HADİS No 1637

  Sahabeden Ebul Hüseyin (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allahın Rızasını kazanmak için ve Hayır için Cihad için Ok, Silah yapanı, Oku,

Silahı Cihad için Düşmana karşı atanı, Oku, Silahı Cihad için Düşmana atma işinde yardımcı olanı,

Allah Zül Celal Cenneti ile Mükafatlandıracaktır,

  Allah Yolunda Cihat için Atıcı olun, Binici olun, Atıcı olmanız binici olmanızdan daha iyidir,

Müslüman kişinin oyun ve oyalanma olarak yaptığı her şey boş ve anlamsızdır, Ancak; kişinin Cihad için atış

yaptığı aletleri ile Silahları ile meşgul olup oyalanması, Binitini tımar edip Bakımlı ve hazır halde tutması,

bakımıyla uğraşması ve oyalanması, Hanımıyla oynaşıp meşgul olması, Batıl ve boş eğlencelerden olmayıp,

Hak, gerçek ve sevap kazandıran oyun ve eğlencelerdir,” dedi der,

 

     İslam Alimleri yukarıdaki Ayet ve Hadisleri

“ Düşmanların Silahları evsafında Silah üretmedikce, Düşmanınıza galip gelemezsiniz “ diye tefsir etmiştir,

 

 

    SİLAHLI KUVVETLERİN TATBİKAT YAPMASI                 MÜSLİM HADİS No 167 / 1917

  Sahabeden Ukbe Bin Amir (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Düşmanlarınızın saldırısına karşı, Gücünüzün yettiği kadar Kuvvet, Malzeme, Harp araçları ve

Cephane hazırlayın, Dikkat ediniz, Harpte Kuvvetli olmak demek,

Düşmanınızın En can alıcı yerine atış yapmaktır,  “ dedi der,

 

     SİLAHLI KUVVETLERİN TATBİKAT YAPMASI                MÜSLİM HADİS No 892 / 19

  Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin Annesi Aişe (ra) anlatıyor,

Bir Bayram günüydü, Sudanlılar Kalkan ve Mızrak oyunu, Harp oyunları oynuyorlardı,

Allah Rasulu bana “ Bakmak istermisin diye sordu, bende Evet Bakmak isterim diye cevap verdim,

Allah Rasulu beni Bürdesi ile perdeleyerek, Mubarek yanağı, yanağıma değecek kadar yakınlıkla yanına

oturttu, Sudanlılara, Haydi bakalım Efrideoğulları oynayın diyerek telkinde bulunuyordu,

Bende Onların Kalkan ve Mızrak oyunu, Harp oyunlarını ( Harp Tatbikatını ) seyrediyordum,

Nihayet ben yorulunca, yetermi diye sordu, bende Evet dedim, Allah Rasulude Bana haydi Eve git, “ dedi der,

 

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE STRATEJİ                               SAAF SURESİ AYET 13

“ Allah Zül Celal Sizlere, Kendinden bir Yardım ve bir Fetih, Bir Zafer, Bir Galibiyet, Bir Kurtuluş Müjdeler,” der,

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE STRATEJİ                               TEVBE SURESİ AYET 123

“ Ey İman Edenler, İlk Önce yakınınızda olan Düşmanlarınızla savaşın,

Düşmanlarınız Sizde, Size saldırmaktan vazgeçip caydırıcı olan bir Sertlik bulsunlar “ der,

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE STRATEJİ                               ALİ İMRAN SURESİ AYET 121 ve 139

“ Müslümanların Askerlerini, Stratejik ve lojistik Savaş üslerine yerleştir,”

“ Gevşemeyin, Üzülmeyin, Sabredin ve Direnin. Şayet Allaha ve Rasulune gerçekten İman ediyorsanız,

Mutlaka Siz üstün ve galip geleceksiniz “ der.

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE STRATEJİ                               SAFF SURESİ AYET 4

“ Mutlakki Allah Zül Celal, Allah Yolunda, Saf Saf Kenetlenmiş, Saf Bağlanmış,

Duvar gibi Kenetlenmiş Kuvvetli olarak, Savaş yapanları sever, Böylece Kuvvetlenirsiniz,” der,  

 

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE STRATEJİ                               ALİ İMRAN SURESİ AYET 111

“ Siz Sayet, Cesur ve Cesaretli olursanız, Düşmanlarınız, Sizin Ordunuzla savaşsalar dahi Size galip gelemezler,

Size eziyetten başka bir şey veremezler, Siz karşılarında sağlam durdukca, Size Arkalarını dönüp kaçacaklardır,“ der.

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE STRATEJİ                               MUVATTA CİHAD HADİS No 10

  Sahabeden ve birici Halife Hz Ebu Bekir Sıddıyk (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Harp te, Cihad da, Korkaklık yapmayın ve korkaklık göstermeyin “ dedi der,

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE STRATEJİ                               TAÇ TERCÜMESİ HADİS No C / 6 H 877

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Erkeklerde En Kötü Karakter, Aşırı Çimrilik ve Aşırı Korkaklıktır, Mümin Korkak olamaz,“ dedi der,

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE STRATEJİ                               TİRMİZİ HADİS No 1716

  Sahabeden İbni Ömer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

Bizi bir müfreze olarak Cihada göndermişti, Derken hepimiz bozguna uğradık darmadağınık bir duruma geldik,

Medîne’ye Allah Rasulunun yanına geldik, Hepimiz Bozguna uğradık ve Darmadağınık ve Kaçar bir şekilde döndük,

Biz Cihaddan Kaçan Kimseler olduk ise mahvolduk, dedik,

  Allah Rasulu Bize, “Ben de Müslüman birliğinden bir Mücahidim, Askerim,

Sizler Korkarak Cihaddan Kaçanlar olmayınız, Cihad, Döne Döne yapılandır,

Sizlerde döne döne Cihad eden, Savaş eden kimseler olun,”  dedi, der,

 

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE STRATEJİ                               ENFAL SURESİ AYET 16

“ Ey Müslümanlar, Müminler, Sayıca az olduğunuz halde iken,

Düşmanlarınız Toplu halde üzerinize gelse dahi, Korkup, arkanızı dönerek kaçmayın,

( Kaçsanız dahi çok az yaşatılırsınız) ” der

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE STRATEJİ                               ENFAL SURESİ AYET 46

“ Birbirinizlede Çekişmeyin, Lizalaşmayın, Hizipleşmeyin, Yoksa Korkuya kapılır ve Devletinizi Kaybedersiniz,“ der,

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE STRATEJİ                               ENFAL SURESİ AYET 16

“ O Günde, Düşmanlarınız Büyük bir Kuvvetle üzerinize geldiğinde,

başkaca bir taktik uygulamak, başka bir savunma ve Taaruz Safı kurmak için,

Tekrar dönüp çarpışmak için geri çekilmek, arkanızı dönüp kaçmak değildir,” der,

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE STRATEJİ                               NİSA SURESİ 104

“ Kendinizi, Milletinizi, Yurdunuzu, Düşmanlara karşı korumak ve kollamakta,

Savunmakta, gevşeklik ve dağılma göstermeyin,

  diğer bölüklerle birleşmek için, yeni mevziler tutmak için Tekrar Savaşmak için, emin bir yere çekilmek,

durumunda olsanız dahi, Düşmanlarınızı takip etmekte gevşeklik ve dağılma göstermeyin,“ der.

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE STRATEJİ                               ENFAL SURESİ AYET 45 ve 44

“ Allah Zül Celalin, Mutlak Yardımcınız olduğuna İman etmiş, İnanmışsanız, Cesur ve Cesaretli olun,”  

“ Ey İman Edenler, Düşmanlarınızla, Düşman Topluluklarla, karşılaştığınız, çarpıştığınız zaman,

Sabırlı, Sebatlı Cesaretli olursanız, bütün İşlerinizin Allah Zül Celale dönderildiği gibi,

Düşmanlarınızla karşılaştığınızda, Sizin Sayınız Çok az olsa dahi, Allah Zül Celal,

Sizi, Düşmanlarınızın Gözüne Çok gösterir, Siz, Düşmanınızın Gözüne, Çok ve kuvvetli olarak gösterilirsiniz,

  Allah Zül Celal Size, Bilemeyeceğiniz yerlerden Yardımcılar gönderir ve Size Yardım ederler, Sizi Kuvvetli Kılarlar,

böylece Düşmanınıza sizden Korku verilir,  Sizin Gözünüze de Onları Az ve Korkaklar olarak çıkarırız,

Allah Zül Celal, Mukadder olan işi yerine getirecektir,” der,

 

 

     SİLAHLI KUVVETLERDE STRATEJİ                               TEVBE SURESİ AYET 5

“ Düşmanlarınızın Bütün Geçit yerlerini tutun,” der

 

     SİLAHLI KUVVETLEDE STRATEJİ                                 TİRMİZİ HADİS No 1677 ve 1682

  Sahabeden Abdurrahman Bin Avf (ra) ve Ebi Sufre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

Bedir savaşında, Birlikleri gece karanlığında Savaş konumuna getirdi ve

“ Düşman gece karanlığından istifade ederek aranıza sızmaya çalışacaktır,

Gece Karanlığında Bibirinizi tanımak ve aranıza Sızabilecek Düşman askerini ayırd etmek için,

Parola İşaret kullanın “ dedi der,

 

     SİLAHLI KUVVETLEDE STRATEJİ                                 TİRMİZİ HADİS No 1561

  Sahabeden Ubade Bin Samit (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Cihat Yapılırken, Savaş Yapılırken, Düşmana karşı Bir Müfreze, Bir Keşif bölüğü Önden gönderilir,

Düşman Kuvvetlerle ilk bu Müfreze karşılaştığında, Düşmanın yerleri belli olur” dedi der,

 

       SİLAHLI KUVVETLEDE STRATEJİ                               EBU DAVUD HADİS No 2663 ve 2664

  Sahabeden Ebu Useyd (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem, 

“ Düşmanlarınız Sizle Yakın Muharebeye girene kadar Kılıçlarınızı sıyırmayın,

Düşmanlarınız Etrafınızı sardığında, Size yaklaştıklarında, Düşmanlarınıza karşı Silahlarınızla karşılık veriniz,

Ok atıp, Ateş ediniz, Silahlarınızdan, Cephanenizden, bir Kısmını İhtiyat olarak muhafaza ediniz, “ dedi der,

 

     SİLAHLI KUVVETLEDE STRATEJİ                                 RAMUZ EL HADİS HADİS No C/1 S/34 H/10

  Sahabeden ve Allah Rasulunun Amcası Hz Hamza (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Düşman size yaklaştığı Menzilinize girdiği zaman oklarınızı, Silahlarınızı kullanın, uzakta ise

Silahlarınızın Menzilinde değil ise, oklarınızı atmayınız, Silahlarınızı ateşlemeyiniz, muhafaza ediniz “ dedi der,

 

 

     SİLAHLI KUVVETLEDE STRATEJİ                                 İBNİ MACE HADİS No 2334

  Sahabeden Abdullah Bin Abbas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Harp Hiledir, Harp Hiledir, Harp Hiledir, ( Allah Rasulunun bu sözünün anlamı ve hükmiyeti,

Bu yanlış ve kasıtlı tercümedeki gibi değildir, Zira bu tercümeden, Müslüman Hilekardır anlamı çıkmakta ve

Müslümanlar Hilekar olarak ifade edilmiş olunuyor, Allah Rasulunun Bu Sözündeki asıl anlam ve hükmiyet,

“ Harp Stratejidir, Harp Stratejidir, Harp Stratejidir,” ( Düşmanlarınızın Hilelerine karşı uyanık olmaktır,

Düşmanlarınıza karşı Nasıl bir Harekat yapacağını Düşmanlarınıza sezdirmemektir, yanıltmaktır,) ” dedi der, 

 

     SİLAHLI KUVVETLEDE STRATEJİ                                 MÜSLİM No 1739 ve 1742

  Sahabeden Amir İbni Cabir ve Ebu Evfa (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Düşmanlarınıza karşı Harb etmek, Hileden ibrettir, ( Harb Sanatı, Harb Stratejisinden ibarettir, )

Düşmanı yanıltmak ile Düşmanına galip gelmedir, Harbini ve İstiklalini kazanmadır, 

Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin, ama onlarla karşılaştığınız vakitte Sabredin, Plansız proğramsız Stratejisiz,

Harbe hazırlıksız Harb yapmayınız, Bilinizki, Cennet Allah için ve Allah yolunda Cihad edenlerin,

Yurdunu Milletini savunanların, Silahlarının gölgesi altındadır, “ dedi der,

 

    SİLAHLI KUVVETLERDE STRATEJİ                                DARİMİ HADİS No 2454

  Sahabeden Kaab Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah Rasulu bir savaşa gideceği zaman, gideceği yeri söylemez, başka bir yere gider gibi görünürdü,

düşmanının alakasını başka yere çekerdi, Düşmanına sezdirmezdi, Stratejisini ve harekatlarını,

Düşmanından gizlerdi, Müslümanlarada Savaşın özelliğine göre hazırlanmalarını söylerdi,  “ der,

 

     Bugün Silahlı Kuvvetlerimiz PKK Terörü ile Savaş halinde olduğu halde,

Genel Kurmayın Hükümetle, Hükümetin Genel Kurmayla, Basın ve Medya yolu ile haberleşmesi

Basın ve Medya önünde açıklama yapılması neticesi,

Silahlı kuvvetlerimizin PKK Teröristlerine karşı nasıl önlem aldığı ne kadar asker gönderdiği,

anında Yazılı ve Görsel Basında açıklanmakta, Teröristler İmha edilememektedir,

Askerimizin nerde ve nasıl bir Harekat yapacağını bilen Teröristler, aynı yerlerinde dururlarmı ?

 

 

     YURD SAVUNMASINDA STRATEJİ                                TİRMİZİ HADİS No 1646

  Sahabeden Ebu Musa (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Selleme,

Yiğitlik yapanla, Yurt Müdafası yapanların hangisinin gerçekten Allah yolunda Cihad eden olduğu soruldu,

  Allah Rasulu cevaben, “ Her kim İslam Dininin Hükümleri, Yeryüzüne hâkim ve otorite olsun diye Cihad ederse,

Allah yolunda Cihad ediyordur, Gösteriş yapmak için veya kendine Menfaat elde etmek isteyerek Savaşan kimseler,

Cihad eden değillerdir, “ dedi der,

 

     YURD SAVUNMASINDA STRATEJİ                                İBNİ MACE HADİS No 2771

  Sahabeden Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Cihada çıkarken Allah Rasulune Ne yapmamı tavsiye edersin diye soran bir adama,

Allahın Sevgisini, Rahmetini, Bereketini, Hidayetini, Mağfiretini, Korumasını kaybetmekten korkmanı,

Her Yüksek yerde Tekbir getirmeyi ( Düşmana Hucum ederken Tekbir Getirmeyi ) tavsiye ederim, “dedi der,

 

     SİLAHLI KUVVETLEDE STRATEJİ                                 TİRMİZİ HADİS No 1549

  Sahabeden Ebu El Müzeni (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

Bir Gazaya, Bir Akıncı Birliği, Bir Ordu göndereceğinde onlara şöyle dedi,

“ Savaş için gittiğiniz bölgede bir Mescid görürseniz, Ezan sesi duyarsanız,

O bölge halkından kimseyi öldürmeyin, O Bölge Halkı ile Savaşmayın “ dedi der,

 

     SİLAHLI KUVVETLEDE STRATEJİ                                 MÜSLİM HADİS No 382

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

Düşmana Harekat yaparken, Sabah Feçrini bekler, Şayet Ezan Sesi duyarsa harekat yapmaktan vazgeçer, 

Ezan Sesi duymazsa Düşmanına harekat yapardı, “ der,

 

     SİLAHLI KUVVETLEDE STRATEJİ                                 TABARANİ HADİS No 530

  Sahabeden Muaz Bin Cebel (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellemle,

Bir Cihadda beraberdik, Cihad edeceğimiz yerden, Bir kişinin " Allahü ekber, Allahu ekber,

Eş Hedü Ella İlahe İllallah, Eş Hedü Enne Muhammeder Rasullallah, Hay Yaalesselah, Hay Yaallel Felah,

La İlahe İllallah   " diyerek Ezan okunuğunu duydu, Bize döndü ve

“ Muhakkakki Ezan, İslam Dini Fıtratı üzeredir,

Namaz vakti geldi ve Orada Ezan okundu, Ezan Okunan Memlekete Cihad Yapılmaz " dedi der,

 

 

     ORDUMUZA LOJİSTİK YARDIMDA BULUNMAK            MÜSLİM HADİS No 1812

  Sahabe Kadınlardan Ümmü Atıyye (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte

“ Yedi Harb te bulundum, Biz Kadınlar, Allah Rasulu ile birlikte Gazada, Harpte, Cihad da bulunurken,

Cebhenin arkasında bulunur,  Harp eden Mücahitlere, Askerlere Yemek yapar, Su taşır, Yaralıları Tedavi eder,

Hatalara bakardık, Onlara hizmet ederdik, Allah Rasulu Sallalahu Aleyhi ve Selem

Biz Kadınların bu şekil hizmetimizi, Nehyetmedi, yasaklamadı ( onayladı ) “ der,

 

     ORDUMUZA LOJİSTİK YARDIMDA BULUNMAK            TABARANİ HADİS No 223

  Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminleri Annesi Ümmü Seleme (ra) anlatıyor,

Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Seleme, Ey Allah'ın Rasulu, Seninle beraber Cihada çıkmak istiyorum dedim,

Allah Rasulu Bana, “ Ey Ümmü Seleme, Kadınlar üzerine Cihad Farz kılınmadı " dedi,

Ben Allah Rasulune, Cihad eden Yaralıları, Hastaları ve Göz ağrılarını tedavi ederim, Cihat edenlere su taşırım,

Cihat edenlere İaşe Yiyecek taşırım, Onlara Hizmet ederim dedim,

Allah Rasulu bana “ O zaman Bizimle gelebilirsim “ dedi der

 

 

     ORDUMUZA LOJİSTİK YARDIMDA BULUNMAK            TİRMİZİ HADİS No 1626 ve 1625

  Sahabeden Hüreym Bin Fatık ve Adiy Bin Hatim El Tai (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah yolunda çarpışan kimselere hizmet için verilecek bir Hizmetci veya

onların Barınmalarını sağlayıcı bir çadır veya başkaca şeyler, veya Mücahid’in  Askerin binebileceği bir binit,

veya yemeleri için Gıda ve İhtiyaç maddeleri Harcamaları, Allah Azze ve Celle için,

En değerli ve En Kıymetli Bir Sadakadır, Her kim Allah yolunda bir harcama yaparsa,

O yaptığı harcama için kendisine Katmanları ile Mükafat vardır, “ dedi der,

 

     ORDUMUZA LOJİSTİK YARDIMDA BULUNMAK            BUHARİ HADİS No 1202

  Sahabeden Zeyd Bin Halidi Cüheni (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Her kim, Vatanını, Yurdunu, Milletini, Devletini korumak, Kollamak ve Savunmak için,

Gaza edecek Harp edecek, Yurt Savunması yapacak bir Askerin, gereken Harp Eşyasını ve İaşesini temin

ederse, Yine her kim, Gaza eden, Harp eden Yurt savunması yapan bir Askerin geride bıraktığı Ailesine ve

İşlerine, Namusluca, Hak ve Adaletle bakar yardım ederse, O da O Mücahit gibi Gaza etmiş, Cihad etmiş,

Yurt savunması yapmış olur, Onun Kadar Mükafata Hak Sahibi olur, “ dedi der,

 

     ORDUMUZA LOJİSTİK YARDIMDA BULUNMAK            İ.MÜNZİRİ HADİS No C2 S234 H18

  Sahabeden Ebul Hayr (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Vergi toplarken, ( Aşırıya kaçan,) Haksızlık ve Adaletsizlik yapan İdare ve O İdarenin ( Aşırıya kaçan,)

Haksızlık ve Adaletsizlik yapan Memurları Cehennemdedir “ dedi der,

 

     Bu Mükafat : Dünyada iken, Kendine ve Milletine Öz güvenle Bağımsız, Hür ve Rahat yaşamaktır,

Bu Mükafat için bugün ödenecek bedel ise, Devletimizin Askeri harcamaları Vergi gelirleri ile yapıldığından,

Devletimize, Doğru ve Dürüst olarak Devletimizin belirlediği zamanda vergi vermektir,

 

     Devlet yönetiminde bulun İdarecilerin, En üst kademedeki yetkililerin, en alt kademedeki Memurların ve

personelin ise bu toplanan vergileri, Devletin Bekası için yerli yerince kullanmalarıdır,

 

     Devlet Malını ve Vergileri talan etmemeleridir, Ben Müslümanım diyen birinin, Doğru ve Dürüst olarak ve

Devletinin belirlediği zamanda vergi vermesi, Devlet Malını talan edilmemesi de kesin olarak bir İbadettir.

Bu İbadetin Mükafatını ise ancak Ahirete gidince göreceksiniz.

 

 

     GEREK HARP te GEREK SOSYAL YAŞAMDA DAVRANIŞ                    BUHARİ HADİS No 1271

  Sahabeden Musa El Eşari (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Düşman elinde Esir olan Müslümanı, Esâretten kurtarınız, Aç olanı doyurunuz,

Hasta olanı Ziyâret edip hâlini, hatırını sorunuz, dedi “ der,

 

     GEREK HARP te GEREK SOSYAL YAŞAMDA DAVRANIŞ                    TİRMİZİ HADİS No 1564

  Sahabeden Ebu Sariye (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Savaşta Esir olarak alınan, Savaş Maduru olarak elinize geçen Kadınların, Irzına dokunulması,

Tecavüz edilmesi, Yasak ve Haramdır, “dedi der,

 

     GEREK HARP te GEREK SOSYAL YAŞAMDA DAVRANIŞ                    MUVATTA CİHAD HADİS No 11

  Sahabeden Ömer Bin Abdülaziz (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah yolunda Allah'ın adıyla Savaşın, Sizler Allah'ı inkâr edenlerle savaşın, Devlet Malına ihanet etmeyiniz,

Savaştıklarınıza dahi Zulmetmeyiniz, insanların organlarını kesme­yiniz, Çocukları öldürmeyiniz, “ dedi der,

 

     GEREK HARP te GEREK SOSYAL YAŞAMDA DAVRANIŞ                    MUVATTA CİHAD HADİS No 10 

  Sahabeden Ebu Bekir Sıddıyk (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Harpte, Cihatta, Kadınların, Çocukların ve İhtiyarların, ( Harp ile ilişkisi olmayan İnsanların,

Sizinle Harp etmeyen İnsanların ) Öldürülmeleri veya Zulmedilmeleri yasaktır,

Meyve veren ağaçların kesilmeleri ( Tarım alanlarının tahrip edilmesi ) yasaktır,

Mamur yerlerin ( Yerleşim alanlarının, Evlerin ) yıkılmaları tahrip edilmeleri yasaktır,

Koyun ve Develerden, ( Eti için beslenen hayvanlardan ) sadece yemek için kesin, ( telef etmeyin ) “ dedi der,

 

     GEREK HARP te GEREK SOSYAL YAŞAMDA DAVRANIŞ                    RAMUZ EL HADİS HADİS No C2 S123 H 1

  Sahabeden Ebu Said (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Rabbiniz de Tektir, Babanız Tektir, Dininiz ve Peygamberiniz de Tektir,

Kızıl Irkın, Zenci Irk üzerine, Zenci Irkın Kızıl Irk üzerine üstünlüğü yoktur,

Acem Irkının, Acem olmayan Irklara üstünlüğü yoktur, Arap Irkının, Arap olmayan Irklara Üstünlüğü yoktur, 

Arap Irkı olmayanların Arap olanlara, Hiçbir Üstünlüğü yoktur, Hiç bir milletin diğerine üstünlüğü yoktur,

Allah İndinde Üstünlük, Ancak Edep ve Haya ile, Takva ile yaşayanlardadır, Üstünlük, En yüksek değerlerle

sadece ve sadece Allaha İbadet ve En yüksek değerlerle İnsanlığa Hizmet ile olur “ dedi der,

 

     GEREK HARP te GEREK SOSYAL YAŞAMDA DAVRANIŞ                    DARİMİ HADİS No 2444

  Sahabeden Ebu Bureyde (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah'ın adıyla ve Allah yolunda savaşın, Allah'ı inkar edenlerle vuruşun Savaşın,

Sizi, Milletinizi, Yurdunuzu, Devletinizi, İstila, işgal, Sömürge yapmak isteyenlerle savaşın,

  Düşmanınızla savaşırken, Kendi Toplumunuzda ve Harp ettiğiniz Düşmanlarınıza karşı Vahşet ve

Terör yapmayın, Kadınları, Çocukları, Gücsüzleri, İhtiyarları öldürmeyin, Size Kasdetmeyenleri Öldürmeyin,

Düşmanınızın dahi, Burun, Kulak gibi bir uzvu keserek, gözünü oyarak İnsanlık Vahşeti yapmayın, 

Allahtan Korkun ve Beraberinizdekilerede Güzel ve iyi davranın “ dedi der,

 

 

     YAHUDİ ve HRİSTİYANA DOST,  MÜSLÜMANA DÜŞMAN,

EHLİ BEYTİ KATLEDEN ARAPLAR,                                                            HUCCURAT SURESİ AYET 14

“ Bedevi Araplardan öyleleri vardıki, Biz İnanmış, İman etmiş Kimseleriz derler,

Siz, Kalplerinize İnanmayı ve İman etmeyi, İnanmış ve İman etmiş olmakla Hareket etmeyi Kalplerinize

Yerleştirmediğiniz için, Siz İman etmiş olmuyorsunuz,

  Ne Zamanki Hakikaten, Allah Zül Celalin, Rasulunün Emirleri Hükmiyetine İtaat ve Riayet ederseniz,

İşte O zaman İnanmış, İman etmiş ve Allah Zül Celale ve Rasulune Teslim olmuş olursunuz,” der,

 

     YAHUDİ ve HRİSTİYANA DOST,  MÜSLÜMANA DÜŞMAN,

EHLİ BEYTİ KATLEDEN ARAPLAR,                                                TEVBE SURESİ AYET 97 ve 98

“ Bedevi Arablardan öyleleri vardırki, Nifak çıkarmak, Nifağa oyuncak olmakta daha Beterdirler,”

“ Allah Zül Celalin İndirdiği Hükümlerin, Hükmiyetlerin Sınırlarını Bilmemeye,

Anlamamaya, Bozmaya, Uymamaya daha yatkındırlar,”

“ Bedevi Arablardan Kimileride vardırki, Sizin Başınıza Belalar gelmesini beklerler,

Sizin Başınıza Bela olurlar, Allah Zül Celal Mutlak İşiten ve Bilendir,”der,

 

     YAHUDİ ve HRİSTİYANA DOST,  MÜSLÜMANA DÜŞMAN,

EHLİ BEYTİ KATLEDEN ARAPLAR,                                                            TEVBE SURESİ AYET 101

“ Bedevi Arablardan, Bedevi Arap Halkından, Münafıklarda vardır, Münafıklıkta ısrar edenler vardır,

Medine Halkından da Nifak üzere olanlar Nifak üzere diretenler vardır, Münafıklıkta ısrar edenler vardır,

Çoğunu Siz Bilmezsiniz, Biz Biliriz,” der,

 

     YAHUDİ ve HRİSTİYANA DOST,  MÜSLÜMANA DÜŞMAN,

EHLİ BEYTİ KATLEDEN ARAPLAR,                                                            HUCCURAT SURESİ AYET 17

“ Onlar, Bedevi Araplar, İslama girdikleri için, Sana Minnet ediyorlar,

Rasulum Bedevi Araplara, Müslümanlığınızı Benim Başıma Kakmayın de,”der,

 

     YAHUDİ ve HRİSTİYANA DOST,  MÜSLÜMANA DÜŞMAN,

EHLİ BEYTİ KATLEDEN ARABLAR                                                 RAMUZ EL HADİS No C 3 S 222 H 3

  Sahabeden Enes (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allaha ve Rasulune İman ve İtaat eden, ve Müslümanlara Dost olan Arablar, Yeryüzüne Nur olur,

  Allaha ve Rasulune İtaatsizlikle, Güya Müslüman olan Arablar,

Müslümanlardan başkalarını, Yahudileri ve Hiristiyanları Dost edinmekle,

Müslümanlara Düşman olmakla, Kendi aralarında birbirlerine düşman olmakla,

Arabların Fanileşmesi, Kötüleşmesi Çirkefleşmesi Zulmettir, Nuru gider, Yeryüzüne Zulmet gelir,

Zulmet, Zulümlar Yeryüzüne ve Arabların başına çöküp Hakim olacaktır,” dedi der,  

 

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK ALİ İMRAN SURESİ AYET 118

“ Ey Allaha ve Rasulune, İslam Dinine İman eden Müslümanlar,

İslam Dinine İman etmeyenleri, İslam Dininin Sosyal yaşantısını yok etmek isteyenleri kendinize Dost edinmeyin,

Zira Onların ağızlarından, Kin ve Öfke taşmaktadır, İçlerinde sakladıkları Düşmanlık Kinleri ise, daha büyüktür

  Onlar, Toplumunuzu dejenere etmekten, Toplumunuz içinde bozgunculuk yapmaktan,

Sizin aranızı bozmaktan, Sizin aranızda Nifak çıkarmaktan, Toplumunuzda Terör çıkarmaktan geri durmazlar,

Onlar devamlı, Size sıkıntı veren şeyleri isterler,” der.

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK MÜMTEHİNE SURESİ AYET 9

“ Allah Zül Celal, Sizi Yurdunuzdan çıkaranlarla veya Yurdunuzdan çıkarılmanız için yardım eden kimselerle,

Sizinle Dininiz hakkında savaşanlarla, Dininize Hakaret edenlerle, İbadetlerinize yasaklama, kısıtlama getirenlerle,

Dininize Hakaret etmeye, İbadetlerinize yasaklama, Kısıtlama getirenlere yardım edenlerle

Dost olmaktan Men eder,  Dost olmanız, Müttefik olmanız yasaktır, Haramdır, ” der,

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK MÜMTEHİNE SURESİ AYET 1

“ Ey, Allah Zül Celale, Rasulu Muhammed Aleyhisselama, İslam Dinine İman edenler, 

Allah Zül Celale Düşman olanlar, Sizede Düşmandır, böyle Kimseleri Dost edinmeyiniz,

“ Onlar, İslam Dinini ve Allah Rasulunu İnkar ettikleri halde, Siz Onlara Sevgimi duyuyorsunuz ?

Onlara İçinizde Sevgimi besliyorsunuz, ?

Sizden Her Kim, Onlara, Sevgi duyarsa, Onlara İçinde Sevgi beslerse,

Sizden, Her Kim Mümin Müslümanlardan Bunu yaparsa, Allahın Yolundan, Kuranın Yolundan,

Allah Rasulunun Yolundan, İslam Dininden, İslam Dininin Yolundan Çıkmış olur,

İslam Dinini ve Rasulunu İnkar etmiş olur,

Sizlerin içinizde gizlediğinizide, Açığa vurduğunuzuda Her Şeyinizi Mutlak Bilen Benim, Allah Zül Celalim,”der,  

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK MÜMTEHİNE SURESİ AYET 2

 “ Şayet Onlar Sizi Ele geçirirse, Gerçeklerinde olduğu gibi Size Düşman kesilirler,

Sizlere, Ellerini, Dillerini, Kötülükleriyle, Şerleriyle, Çirkefleriyle uzatırlar,

Sizinde Onlar Gibi ( Ateist, Deist, Allahsız, Kitapsız, Rasulsuz olmanızı ) İnkarcı olmanızı isterler,” der,

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK MAİDE SURESİ AYET 57

“ Kendilerine daha önce Tevrat ve İncil verilmiş Ehli Kitaptan, Kafirlerden,

( Kendini Aydın Çağdaş, İlerici, Modern Görenlerden ) Dininizle Alay edenlerden,

Dininizi Tahrip etmeye çalışanlardan, Dininize Düşman olanlardan Dost edinmeyin,

Ey İslam Dinine İman edenler, Müslümanlar, Sizden öceki Kitap verilmiş olupta daha sonra

Dinlerini Putlaştıran, Totemleştiren Kafirleri, Münafıkları, İslam Dinini Oyun Eğlence yapanları,

İslam Diniyle Alay edenleri Dost edinmeyin,

  Ey Müslümanlar, Yahudi ve Hiristiyanları, Ateistleri, İslamı Dinini İnkarcıları ve İslam Dinini Bozucu olanları,

Müslümanlardan daha ziyade olarak Dost edinmeyin, Müslümanlardan daha üste Dost olmayın,

Hiç Şüpheniz olmasınki, Onlar Birbirlerinin Dostudur, Hiçbir Zaman ve Şekilde Sizin Dostunuz olmazlar

olmayacaklardır, Sizden Herkim, Onlarla Müslümanlardan daha ziyade Dost olursa, O da Onlardandır,

Sizden Her Kim Onları Dost edinirse, Yahudileşmiş Hristiyanlaşmış O da Onlardan yani Fasıklardan olmuş olur,” der, 

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK MAİDE SURESİ AYET 51

“ Ey Mümin Müslümanlar, Yahudi ve Hiristiyanları Dost edinmeyin, Onları Kendinize Dost sanmayın,

Zira Onlar Fasıklıkta, Fitne Fucurda, Kargaşada, Anarşide, Terörde Birbirlerinin dostudurlar,

Sizden Her Kim Onlarla Dost olursa, Hiç Şüphesiz O da Onlardan olmuştur, Yahudileşmiş ve Hristiyanlaşmıştır,” der,

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK MÜMTEHİNE SURESİ AYET 2

“ Şayet onlar, sizi ele geçirirlerse, size düşman kesilirler, Ellerini ve Dillerini Kötülükle uzatırlar,

Sizinde Onlar gibi İnkarcı olmanızı, Kâfir olmanızı isterler,” der,

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK CASİYE SURESİ AYET 19

“ İnkar ehli Allah ve İslam Düşmanları Birbirlerinin dostudurlar, Şüphesiz Zalimlerdendirler, Zulmedicilerdendirler,”der

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK BAKARA SURESİ AYET 85

“ Ey Yahudi ve Hristiyanlar, Kendinizden olmayanları öldürüyorsunuz, öldürürsünüz,

Sizden olmayan Gurupları Yurdlarından çıkarıyorsunuz, çıkarırsınız, Yine Sizler, Sizden olmayanlara karşı,

Müslümanlara karşı, Kötülük ve Düşmanlıkta Birbirileriyle birleşirler, Birbirlerne Arka çıkarlar,” der

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK BAKARA SURESİ AYET 217

“ Onlar, Yahudi ve Hiristiyanlar, Güçleri yettiğince Sizi Dininizden döndürünceye,

Sizin Dininizi İslamı, Sizde Yok edinceye kadar, Sizinle, Her Türlü alanda Savaşmaktan geri durmazlar,

Siyasi, Ekonomik, Biyolojik, Askeri ve diğer Saldırılarla Sizi Yok etmek İslamı Yok etmek için Savaşırlar,” der, 

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK BAKARA SURESİ AYET 120

“ Sen Onların, Yahudilerin ve Hristiyanların, Milletine Tabi olmadıkca, Ne Yahudiler Nede Hiristiyanlar,

Senden Razı olmazlar, ( Sen Yahudileşsen, Hristiyanlaşsan dahi Yinede Seni Kendilerinden saymazlar,

yinede Seni Kendilerinden Aşağı sayarlar,) Sana Gelen Bu Vahyimle bu Bilgilenmeden sonra,

Onların Yaşantısına uyacak olursan, onlar gibi olursan, Yahudileşir ve Hristiyanlaşırsan,

Allah Zül Celalden Sana, Ne bir Dostluk, nede bir yardım olmayacaktır,” der, 

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK AALİ İMRAN SURESİ AYET 118

“ Ey İslama İman Edenler, Kendiniz dışındakileri, Yahudi ve Hristiyanları Sırdaş edinmeyin,

Zira Size Kinleri ve Düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır, Onlar Size Fenalık yapmaktan asla geri kalmazlar,

Hep Sıkıntıya düşmenizi isterler, Kalplerinde gizledikleri Kin ve Düşmanlıkları ise daha büyüktür,

İşte Bunları Size açıkladıkki, Düşünesiniz, anlayasınız,” der,

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK RAMUZ EL HADİS HADİS No C/2 S/134 H/7

  Sahabeden Hubeyde (ra) anlatıyor, Rasullulah Sallalhu Aleyhi ve Selem,

“ Müşriklere karşı, Müşriklerden yardım istemeyiniz, Düşmanlarınıza karşı,

İslam olmayanlardan yardım istemeyiniz,” dedi der,

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK TİRMİZİ HADİS No 1558

  Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin Annesi Hz Aişe (ra) anlatıyor,

Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Bedir Gazası Savaşı için Cihada çıktığında,

Henüz Müslüman olmayan, Müşriklerden Cesaret ve Bahadırlığı ile tanınan bir adam,

Savaşta Müslümanlara yardım etmek için, Müslümanlara katıldı,

Bunun üzerine Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, O Adama, “ Allaha ve Rasûlüne İman ediyormusun ? ”

diye sorduğunda, adam hayır dedi, Allah Rasulu O adama Cevaben, “ O halde geri dön bir Müşrikten yardım

isteyecek değilim, Allaha ve Rasulune İman Etmeyenlerden, Müminlere yardım olamaz “ dedi der,

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK İBNİ MACE HADİS No 4042

  Sahabeden Avf Bin Malik El Eşari (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Beni Asfer' arasında, ( Hristiyan ve Musevi, Yahudi olan Devletler arasında ) bir Sulh, Barış olacak,

Kendi Devletleri arasında Siyasi, Ekonomik, Sosyal ve Askeri ittifak anlaşması olacak,

Sizinde, Onlarla aranızda Sulh ve Barış olacak, ( Siyasi, Ekonomik, Sosyal ve Askeri anlaşmanız olacak )

Bilahare bu anlaşmalar takibinde Sizin Askeri gücünüzü azaltmanızı isteyecekler,

Sonra, Sizinle olan Barış anlaşmanızı ( Siyasi, Ekonomik, Sosyal ve Askeri anlaşmanızı ) bozarak,

Size Hıyanet edecek, Çok büyük Askeri kuvvetlerle, Komuta ettikleri her bayrak altında,

Sizi yok etmek için Sizin üzerinize yürüyeceklerdir, Dikkatli Olun, “ dedi der,

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK RUDANİ HADİS No 9879 

  Sahabeden Ebu Hureyre ve Zübeyr Bin Adiy (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Dünyanın En Alçak oğlu Alçak Milleti, Haini, Hıyanet edeni, Canisi,

Dünyanın En Mutlu Miletleri olduğunda, Kıyametiniz kopmuş demektir, “ dedi der,

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK METEALİBUL ALİYE HADİS No 4565 

  Sahabeden İbni Rumane (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Dünyayı, Adi Oğlu Adi Sahiplenince, ( Adi Oğlu Adi Dünyanın Jandarmalığına geçince,

Müslümanlarda buna seyirci kalıp Onlara Tabi olunca,) Kıyametiniz Kopmuş demektir,”dedi der,

 

 

     ÇAĞDAŞ ve İLERİCİ ve DOST ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TEVRATTAN TANIYIN,  !!!

 

 

     YAHUDİLERİN TAHRİP ETTİĞİ TEVRAT,                      MEZMURLAR 2 B 135 A 4

“ Tanrı Rab, Kendine Öz Halkı olarak, İsrail Halkını Seçti,

( Sonradan Yahudi olunmaz, Yahudi Ana ve Babadan doğan Yahudidir )“  diyen,

Yahudierin Tahrip ettikleri Tevrata karşılık,  Yahudilere,

 

     YAHUDİLERİN TAHRİP ETTİĞİ TEVRAT,                      MISIRDAN ÇIKIŞ B 22 A 25,

“ Çevrenizdeki Uluslar, Köleleriniz, Cariyeleriniz ve Uşağınızdır, Onlar yaşamları boyunca Sizin Kölenizdir,

Sahibi ve Efendisi olarak Onları Satın alabilirsiniz,” diyen Tahrip ettikleri Tevrata karşılık Yahudilere,

 

     YAHUDİLERİN TAHRİP ETTİĞİ TEVRAT,                      YASADAKİLER B 9 A 3 

“ Onları Kovalayacaksınız, Onları Ortadan kaldıracaksınız, Bir Çırpıda Yok edeceksiniz,

Size Boyun Eymelerini sağlayacaksınız, ” diyen, Tahrip ettikleri Tevrata karşılık Yahudilere,

 

     YAHUDİLERİN TAHRİP ETTİĞİ TEVRAT,                      YASADAKİLER B 20 A 13, 14, 15 ve 16  

“ Tanrınız Rab Onların Kentini Elinize geçirince, Orada yaşayan Bütün Erkekleri kılıçtan geçirip Öldürün,

Kadınlarını, Çocuklarını, Hayvanlarını, Kentlerindeki Her Şeyi Yağmalayın,

Yakınınızdaki Milletlere ve Sizden Uzaktaki Milletlerin Tümüne böyle davranacaksınız,

Bu Halkların, Bu Milletlerin Kentlerinde, Soluk alan Hiçbir Canlıyı Yaşatmayacaksınız, ” diyen,

Tahrip ettikleri Tevrata karşılık Yahudilere,

 

     YAHUDİLERİN TAHRİP ETTİĞİ TEVRAT,                      1,KIRALLIK B 9 A 21

“ İsrail Halkının, Tamamen Yok edemediği İnsanları ve bu İnsanların Soyundan gelen ve Ülkenizde kalanları

Angarya İşlere koşacaksınız, Bu durum Halen bugünde devam etmektedir, “diyen,

Tahrip ettikleri Tevrata karşılık Yahudilere,

 

     YAHUDİLERİN TAHRİP ETTİĞİ TEVRAT,                      YASADAKİLER B 7 A 14, 15 ve 16 

“ Tanrı Rab, Bütün Hastalıkları Sizden Uzaklaştıracaktır, Korkunç Bulaşıcı ve Öldürücü Hastalıklardan Hiçbirini

Size vermeyecektir, Bütün Bu Hastalıkları, Sizden Nefret edenlere vereceksiniz, 

Tanrınız Rabbin, Elinize Teslim edeceği Tüm Halkları, Milletleri Yok edeceksiniz, Onlara Acımayacaksınız,” diyen,

Tahrip ettikleri Tevrata karşılık Yahudilere,

 

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK BAKARA SURESİ AYET 57, 61 ve 60

“ Musanın Kavmi Yahudilere, Rızık olarak, yiyecekleri olarak, Kudret Helvası ve Bıldırcın eti indirdik de, ”

“ O Yahudiler, Ey Musa, Biz Tek Çeşit yemeğe asla katlanamayız, Ey Musa, Rabbine Dua ette, Bizim için Bize,

Yerin yetiştirdiği şeylerden, Kabağından, Sebzesinden, Soğanından, Sarımsağından, Mercimeğinden çıkarsın,

diyerek isyan ettiler, hadlerini aştılar, “ Yeyin İçin, bozgunculuk yapmayın fesat çıkarmayın dediğimiz halde,

Bozgunculuk yaparak, Yeryüzünü Fesada verdiler,” der, 

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK BUHARİ HADİS No 1369

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ İsrail Oğullarının, Yani Yahudilerin, Çirkeflikleri olmasaydı,

Kadındaki, ( Sınırsız Özgürlük ve Doyumsuzluk Hırsı, ) Hayasızlığı olmasaydı,

Kadın, Hiçbir Zaman Kocasını aldatmazdı, Kocasına Hıyanet etmezdi,

Yemekleriniz Ekşiyerek bozulmazdı, Et Kokmazdı,” dedi der,

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK             RAMUZELHADİS HADİS No C/3 S/256 H 6

  Sahabeden İbni Ömer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Yahudiler, Sizlerle, Sizlerin arasında devamlı Mukâtele edecekler,

Sizin aranızdan Provakatörlerle, Aranızda Terör çıkarmak için devamlı Mümin Müslümanlara musallat olacaklar,

Öyle bir zaman gelecekki, Yahudiler Size Mukatele ettiklerinde, Musallat olduklarında, Savaş açtıklarında,

Sizi Öldürmeye geldiklerinde, Yahudilerden biri, Bir Taşın arkasına gizlense,

O Taş, Ey Allahın Mümin Kulu, Bir Yahudi, Benim arkama gizlenmiştir,

Seni Katletmek isteyen O Yahudiyi Sen Öldür, diyerek dile gelecek “ dedi der, 

 

 

    Allah Rasulunun Bu Sözleri Bugun Teyit edilmiş değilmidir ?

Zira Filistin Memleketini, İsrailin Yok ettiği ve İslam Alemininde Seyrettiği Filistindeki Bir Müslümanın,

İsrailli bir Yahudiye  Söylediği Allah Rasulunun bu Sözü karşılığında İsrailli Yahudinin verdiği cevap

İslam Aleminin ne durumda olduğunu çok iyi ispatlıyor, Yahudinin Cevabı,

“ Evet, O Sözü Bende Çok İyi biliyorum, Ben O Sözdeki Yahudiyim,

   Lakin Sen, O Sözdeki Müslüman değilsin.” !!!

Ben, O Yahudinin, “ Lakin Sen, O Sözdeki Müslüman değilsin ” sözünü Kendime sordum

Lakin Kendime dahi cevap veremedim, Siz Allah Rasulunun Sözündeki Müslümanmısınız ? Kendinize bir sorun, 

 

 

     Kendi Irkını üstün gören, Kendi Irkından başkasına yaşama hakkı tanımayan,

İngiliz, Fransız, Ermeni, İspanyol, Alman, Rus, Yunan ve Yahudiler gibi

Kendi Irkından olmayan Milletleri köleleştiren, Sömürgeleştiren VAHŞİ bir Medeniyet kuran,

     Toplumsal Sevgiyi, Saygıyı, Hoşgörüyü ortadan kaldıran

     Tevratı, Tahrip eden Yahudi Ruhban Din Adamları,

      İncili,    Tahrip eden Hristiyan Ruhban Din Adamları,

Bugün Toplumsal Sevgi, Saygı ve Hoşgörü diyerek, Medeniyetler arası uzlaşma diyerek, 

kavram kargaşaları ile yeni bir şeyler üretmeye çalışmakta, İslam Dinini Terör Dini olarak göstermiyorlarmı, ?

     Terör Dini, İslam Dinimi ? Yoksa Kendilerinin Tahrip Ettikleri Dinlerimi Terör Dini ?

Tarihteki Haçlı Savaşları Kimlere karşı ve Kimlerin İttifakı ile çıkarılmıştır, ?

Buğünkü durumda Tarihtekinden farklı bir şey değilmidir,?

 

     TÜRKLÜĞÜN hiçbir tarihinde Türkler, Hiçbir Savaşında, Savaşla ilgisi olmayan halka dokunmamış,

Sivil Halka dokunmamış, Katliam ve Talan Yapmamıştır, Kendine saldırmayana karşı Savaş yapmamıştır,

Sömürgecilik ve Sömürü yapmamıştır, Köleleştirmemiştir,

     Türklere Barbar diyen Milletler, İngilizler, Fransızlar, Yahudiler, Amerikalılar,

Asıl kendileri Barbar ve Vahşi Milletler değilmidir,?     

 

     TARİHTE, Kendi Irkından başkasına yaşama hakkı tanımayan,

     Tarihte Orta Çağdaki adı, Haçlı Birliği, Çanakkale, İstiklal Harbindeki adı, Müttefik İşgal Kuvvetleri,

Atatürkün tanımlaması ile, Müstevliler olan, Şimdiki adı Avrupa Birliği olan, İngilizlerin, Fransızların, Almanların,

Yahudilerin, Sömürgecilikle İstila ettikleri Ülkeleri, Köleleştiren, İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan, Yunan, Ermeni,

Rus ve Yahudi Medeniyeti ve Milliyetçiliğini, Çağdaşlık ve Medeniyet olarak göstermeye kalkışmasın,

Tarihin Sayfaları, ve İstiklal Harbimiz, Bu Milletlerin Barbarlarlıkları ve Vahşilikleri ile doludur,

Türk Tarihinde ise bunlarınkine benzer en ufak bir leke yoktur.

 

     İngilizler, Fransızlar, Yunanlılar, İtalyanlar, Ermeniler, Almanlar ve Ruslar için

Tarihin, Namertliğini ve Vahşiliğini yazdığı bir Millet değil,

İslam Türk Medeniyetini, Türk Mertliğini, Türk Hoşgörüsünü, Tarihe, Destanlarla yazan bir Milletiz,

 

     Çanakkale ve İstiklal harbimizdeki savaşımızı,  İngilizler, Fransızlar ve Amerika,

1915 de Siz Ermeni Soy Kırımı yaptınız diyerek, 1915 Ermeni Soy Kırımıdır diye nitelemiyorlarmı ?

 

     1071 den bu yana Türklerin Yurdu olan Türkiyede, 1915 ve 1920  arasında, Çanakkale de, İstiklal Harbinde

İngilizlerin, Fransızların Ne işi vardı, Türklere Soy kırım yapmak için gelmemişlerdimi, ?

 

     1071 den bu yana Anadoluda, Halklarla hiç sorunsuz ve Sevgi Saygı ve Hoşgörü ve dayanışma içinde birlikte

Yaşadığımız, Ermeni, Süryani Yahudi ve Yunan Rum Halkları,

1900 lü yıllarda kışkırtarak iç karışıklık çıkaran kimlerdir ?

 

     Dünya tarihine ve Yaşadığınız Tarihe bir Bakın, Demokrasi, Özgürlük, Gelişmişlik götürüyorum adı altında, 

Sömürgecilik Tarihi ve Sömürgeciliğini devam ettirdiğini yaşadığınız,  Kimlerin Tarihidir, ?     

 

     Amerikanın Asıl Halkı olan Kızılderilileri Katlederek, Kızılderililere Soykırım yapan Vahşi Batı Amerika değilmi,?

Amerikaya götürülen Afrika halkı Zenciler, Amerikaya Turistik Pasaportla Turistik gezi içinmi gitti, ?

 

     Vahşi Batı Amerika, Soy Kırım yapmak için icat ettikleri, geliştirdikleri, Atom Bombasıyla,

İkinci Dünya harbinde, Savaş diyerek, Savaş ile bir alakaları olmayan Japonya insanlarınının üzerine attığı

Atom Bombası ile, Vahşi Batı Amerika, Vahşiliği ile Japonyada Soy Kırım yapmadımı ? 

 

     Kendilerinin Japonyaya Atom Bombası atarak 500,000 insanı katletmelerine, Japon Soy Kırımına,

Afganistan, Irak ve Suriyede yaptığı Katliamlara, Afgan Irak ve Suriye Soy kırımına, Demokrasi, Özgürlük,

Uygarlık getirdik demiyorlarmı ?    

     Şimdi ise PKK ya Bizim Deaşle Müttefikimizdir diyerek nasıl yardım, eğitim ve Silah ve mühimmat verdiklerini, 

Nasıl olduklarını, Görüp anlamamakta ısrarmı Ediyorsunuz ?

İçimizdeki Sapkınların, Hainlikte ve Hıyanette olanların, Onları nasıl desteklerini görmüyormusunuz ? 

  

     Hizbul Vahşi Terörü, Hizbul Tahrir Terörü, Elkaide Terörü, nasıl oluyorda kendi kendine çıkıyor ve

hiç bir İz bırakmadan tekrar kayboluyor, Hizbul Vahşi Terörünü, Hizbul Tahrir Terörünü, Elkaide Terörünü

besleyip büyütenler, İslam Dinini Sosyal yaşantısı ile Maneviyatını yaşamaya çalışan İnsanlarmıdır,

Yoksa Sizinde ve Herkesinde bildiği gibi, Kendini Dünyanın Jandarmalığına çıkarmış olan

İngiliz, Amerikan ve Yahudi Siyaseti Terörümüdür ?

 

 

     Allah Rasulunun, Harp Hiledir, Stratejidir Sözünün Anlamı ve Hükmiyeti,

Savunma ve Taaruz Sıtratejilerini  Kendiniz seçiniz ve dahi İmal ediniz,

Savunma ve Taaruz Silahlarını Araç ve Gereçlerini Kendiniz seçiniz ve dahi İmal ediniz,

Savunma ve Taaruz Stratejilerini, Savunma ve Taaruz Silahlarını Araç ve Gereçlerini,

Kendiniz seçmez ve imal etmezseniz, Düşmanlarınızın Size verdikleri Silahlarla, Stratejilerle

Onlar Sizi Vurmuş olacaktır der,

 

     Bunun En açık En Bariz geçmişi, İngilizlerle, Fransızlarla, Ruslarla, Almanların savaşı olan 1. Dünya Harbi ile

Hiçbir alakamız olmadığı halde, Devleti Osmanı Aalinin Son Dönemlerindeki adları, Jön Türkler, İttihatcılar,

Terakki Perverciler olan, Enver, Talat ve Hasan Paşaların, Şimdiki Adları, Rotaryanlar, Çağdaşlar, İlericiler, Aydınlar,

Sosyal Demokratlar olan, Demokrasi diyerek çıkardıkları iç ve dış karışıklıklarla, Devleti perişan eden,

Soyunu Reddeden, Soyuna Hainlik ve Hıyanet eden Soysuzların, Tarihte Osmanlının Düşmanı olan Almanlarla,

Osmanlıyı, Almanların Müttefiki olarak 1. Dünya Harbine sokması, sonrada,

Çanakkale, Bizim Yurt Savunmamız olduğu halde,

     Müttefikimiz diye Alman General For Sandersan a, Çanakkale Baş Komutanlığını verip,

Düşmanın, İngilizlerin, Fransızların Çanakkaleye donanma ile dayanmasını, Çanakkaleye çıkarma yapmasını,

Resmi Rakamlara göre 250,000 aslı iki katı 500,000 olan Askerimizi Katledilmesi Stratejisidir,

 

    Birinci Dünya harbinde hiçbir Cephede harbi kaybetmediğimiz haldeki,

Balkan Harbi, Sarıkamış, Çanakkale, Trablusgarp, İskenderiye, Filistin, Suriye, Irak Kutul Amare,

Yemen, Hicaz bölgesi ve Akabe, Galiçya ve İstiklal harbimizdir, Hiç birinde de Malup olmadık,

Müttefikleri Almanya 1. Dünya harbini kaybetti diye Mondoros Mütarekesi ve Sevr ile, Payitaht İstanbulun,

İngiliz ve Fransızlara işgal ettirilmesine, İngiliz, Fransız kışkırtması Yunanlılara Yurdumuzu işgal etmesine izin veren,

Enver, Talat ve Cemal Paşa Stratejisidir,  

 

     Yani bugünkü, Atatürkün ve Cumhuriyeti kuran Partiyiz diyerek, Atatürkün Mirasına çöreklenen,

Atatürkü, Kendilerine Maske yapan, Atatürk Maskesi altında, İslam Dini ve Milletin Maneviyatına Düşmanlık yapan,

Atatürkün Kayseride kurduğu Uçak fabrikasını kapatıp yok eden, Atatürkle hiçbir alakaları dahi olmayan,

Atatürke Düşmanlık yapan Soysuz Demokratların, For Sandersen, Çanakkale Harbi Komutanlığını ve Stratejisidir,

     Çanakkale Harbini kazanabilmemiz, Canakkaleden geçit verilmemesi,

Kendi Askerimizin ve Ordumuzun İradesi iledir, yoksa O Rezil Alman komutandan ve stratejisinden değil,

 

     Bu Gün Nato İttifakında da aynı durumda değilmiyiz, Yurdumuzda sayısız Nato üsleri var, Lakin sadece ve sadece

Amerikan üsleri olduğu için, Bütün Komutanları ve Stratejileri Amerikan, İngiliz ve Fransız değilmidir ?

Bu Nato Üsleri, Benim Topraklarımda olduğu halde, Bu Üslere Benim Genel Kurmay Başkanım dahi girebiliyormu ?

 

 

     MUSTAFA KEMAL ATATÜRKÜN,

     Tarihte Orta Çağdaki adı, Haçlılar, Çanakkale, İstiklal Harbindeki adı, Müttefik İşgal Kuvvetleri,

Atatürkün tanımlaması ile, Müstevliler olan, Şimdiki adı Avrupa Birliği olan,

İngilizlerin, Fransızların, Yunanlıların, Mondoros Mütarekesinden sonra Osmanlının Başkenti olan

İstanbulu İstila ve işgal etmelerinden sonra, Bütün Askeri Komutanların İstanbula çağrıldığında,

İstanbula gelen Atatürkün, Namlularını Saraya yöneltmiş ve İstanbulu işgal etmiş Müttefik işgal kuvvetlerini

gördüğünde,  “ Geldikleri gibi Giderler “ demesi,

 

     Atatürk, İstiklal Harbimizin hazırlığı için Anadoluya geçip, Kongreler yapması,

 

     Atatürk, İstiklal Harbinin hazırlıklarını yaparken İlk önce,

Ecdadımızın Yurt olarak seçtiği, 1071 yılında kesin ve geri dönmesiz olarak yerleştiği,

Yurdumuzun Sınırlarını, Misakı Milli sınırlarımızı çizmesi, Tesbit etmesi,

 

     Cuma Günü, Milletvekilleri ile birlikte, Cuma Namazını kıldıktan sonra, Kurbanlar keserek,

Türkiye Büyük Millet Meclisini Dualarla açması,

 

     Cihad için gerekli, Askeri planları yapması, Meclisten, Başkomutanlık yetkisi alması,

Yurdumuzun savunması İşgal ve İstiladan kurtarılması için,

Yerel ve Bölgesel direnişte ve savaşta bulunan Kuvai Milliyeci leri birleştirerek,

İstiklal Harbi için Düzenli bir Ordu kurması,

 

     Cihad için, Ordumuzun techizi için, Milletimizden elindeki Silah ve Askeri malzemeleri istemesi,

Ordumuzdaki Askerlerin iaşeleri için, Milletimizden, ellerindeki Gıda maddelerinin yarısını istemesi,

Maddi yardım istemesi, Milletimizinde bunları vermesi,

 

     Müttefik İşgal Kuvvetleri, Düşmanlarına karşı hiçbir şey sezdirmemek için,

ilgi ve alakaları başka yerlere çekmesi, vedahi hazırlıklar bitip, Baş Komutanlık için Ana Cephe Karargahına giderken,

“ Ankaradan ayrıldığım kesinlikle kimseye söylenmeyecek, Benim Cepheye hareket edeceğim gün,

Bir Çay Daveti vereceğim ilan edilsin duyurulsun,” demesi,

İstiklal Harbimizi başlattığında, Ordularımıza hitaben,

“ Hattı Müdafa yoktur, Sathı Müdafa vardır, Bu Satıh Bütün Vatandır demesi,

 

     İstiklal Harbi Cephelerinde, Askerlerimizin Taaruza başlamazdan önce,

Cemaat şeklinde yani topluca Namaz kılması,

 

     İstiklal Harbinde, Ellerinde Kuranı Kerim Okuyarak,

Yurdumuzu ve Milletimizi İstila ve İşgal eden Düşmanlara karşı, Vatanını ve İstiklalini kurtarmaya,

Savaşmaya ve Şehit olmaya koşan Mehmetcikler için

“ Çanakkale ve İstiklal Harbini ve İstiklali kazandıran Güç ve Kudret, İşte bu Güç ve Kudrettir “ demesi,

“ Size, ( Savaşmak için ) Savaşmayı değil, Şehit olarak Ölmeyi Emrediyorum, Ya İstiklal, Ya Şehit olarak Ölüm,” demesi,

 

     İstiklal Harbimizi kazanıp, Yurdumuz Düşmanlardan kurtarıldıktan sonra,

“ Cumhuriyet, Bedava kazanılmış değildir, Cumhuriyeti elde etmek için, Kanımızı döktük,

Vatanın her tarafına, Kırmızı Kanımızı akıttık, İcabında, Vatanımızı, Toprağımızı, Milli ve Manevi değerlerimizi,

Müesseselerimizi, Müdafa için, lazım olanı yapmaya her an hazırız “ demesi,

 

   “ Zaruret olmadıkca, Harp bir Cinayettir, Yurtta Sulh Cihanda Sulh “ demesi,

   “ Manda ve Himaye kabul olunamaz, Bağımsızlık, Benim Karakterimdir,

Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir “ demesi,

 

     Atatürkün, İfadelerinin, Fiiliyatlarının, Milletimizi, Millet yapan Manevi değerlerle,

İslam Dininin değerleri ile, birebir olarak örtüşmesi ve bunlarla Milletin Saygınlığını kazanması,

Milletimizinde Onun Önderliğinde İstiklal Harbini kazanması bir tesadüfmüdür ?

Laiklik karşıtı İrticai bir Faaliyetmidir ? Yukarıdaki Ayet ve Hadisleri ifade etmiyormu ?

Atatürkün Bu Sözleri yukarıdaki Ayet ve Hadisleri İfade etmiyormu ?

Yukarıdaki Cihad Stratejisi ile ilgili Ayet ve Hadisleri İfade etmiyormu ? Bu Ayet ve Hadisler Şeriat Kanunudur,

 

 

     ANAYASAMIZIN 117. maddesi :

Milli güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin Yurt savunmasına hazırlanmasından,

Türkiye Büyük Millet Meclisi ne karşı Bakanlar kurulu sorumludur,

Genel Kurmay Başkanı, Silahlı Kuvvetlerin Komutanı olup, Savaşta Başkomutanlık görevlerini,

Cumhurbaşkanlığı Namına yerine getirir, demesi, yukarıdaki Ayet ve Hadisleri İfade etmiyormu ?

Bu Ayet ve Hadisler, Şeriat Kanunudur,

 

     Atatürkün Bu Sözleri ve  Anayasamızın 117. ci maddesi yukarıdaki Ayet ve Hadisleri İfade etmiyormu ?

Bu Ayet ve Hadisler, Şeriat Kanunudur,

 

    Yahudi ve Hiristiyan Vahşi Batının birleşerek, ilk önce Müslüman Araplarla, daha sonra

Müslüman Türklerle yaptığı Askeri savaşların hepsine Haçlı savaşları denir,

En son Askeri durumda olan Haçlı savaşları, Balkan Harbi, Sarıkamış, Çanakkale, Trablusgarp, İskenderiye, Filistin,

Suriye, Irak Kutul Amare, Yemen, Hicaz bölgesi, Akabe, Galiçya ve İstiklal harbimizdir,

Hiç birinde de Malup olmadık,

 

     Vınston Çhirçilin, İngiliz Lordlar Kamarasında yargılanırken Çanakkale Savunması

 

     Müttefik İşgal Kuvvetleri Baş Komutanı Vınston Çhirçil, Çanakkale, Kutul Amare ve İstiklal harbini kaybettikten

sonra, İngiliz Lordlar Kamarasında, İngiliz Yüce Divanında, Çanakkale, Kutul Amare ve İstiklal Harbini

Kaybettiğinden dolayı yargılanırken, İngiliz Lordlar Kamarasının, İngiliz Yüce Divanının,

“ Dünyanın dört bir tarafından getirdiğimiz sayısız askerler ile, Zamanın en güçlü Silahları Donanma ile,

en yetkili Müttefik kuvvetler baş komutanı olarak seni yetkili kıldığımız halde,

niçin, üç beş tabya Türkün önünden geçip İstanbulu alamadın, Türkleri Parçalayamadın ? sorusuna karşılık,

 

Cevap olarak, “ Siz Harp ettiğinin Milletin Tarihini biliyormusunuz ?

                          Bilinen Tarihte, Türklerin Harp meydanından yenilgi alarak çekildiğini gördünüzmü ?

Tarihi, ne kadar bilirseniz O kadar ileri gidersiniz, Bu Millet, Tarihini, Kültürünü, Medeniyetini, Kimliğini

Ne kadar iyi bilirse, yine tarihlerinde olduğu gibi, O kadar ileriye gider, Önünü tutamazsınız, Önünde duramazsınız, 

 

     Türklerin yaşantılarını, Kendi Tarihinden, Kendi Kültüründen, Kendi Medeniyetinden,

Kendi Kimliğinden uzaklaştırmadıkca, Türklerin yaşantılarını ( Çağdaşlık, Şeriatcılık, Laiklik, Modernlik, Sağcılık,

Solculuk, Liberallik, Milli görüşcülük, Türkcülük, Kürtcülük, Dinler Arası Diyalog gibi ) çeşitli Kavram bunalımları ile

Türklerin arasına Nifak sokup bozmadıkca, Bize değil, Birbirlerine Düşman edemedikce,

Bize değil, Geçmişlerine Düşman edemedikce,

     Dinleri, İslam Dininin Kitabı Kuranı Kerimin Hükümlerinden, Peygamberleri Muhammedin Sözleri Hükümlerinden,

İslam Dininden uzaklaştırmadıkca, Bize değil, Dinleri İslam Dinine Düşman edemedikce,

İslam birlikteliği dayanışması olan Halifeliği, Hilafeti kaldırtmadıkca, Türkler üzerine katiyetle galip gelemezsiniz,

 

     Bu Türklerin Yaşantılarını, Ancak ve ancak, Kendi Tarihine, Kendi Kültürüne, Kendi Medeniyetine,

Kendi kimliğine Düşman edebilirseniz, Bize değil, Birbirlerine Düşman edebilirseniz,

Bize değil, Geçmişlerine Düşman edebilirseniz,

     Dinleri, İslam Dininin Kitabı Kuranı Kerimin Hükümleri, Peygamberleri Muhammedin Sözleri Hükümleri,

İslam Dininden uzaklaştırabilirseniz, Bize değil, Dinleri İslam Dinine Düşman edebilirseniz,

İslam birlikteliği dayanışması olan Halifeliği, Hilafeti kaldırtabilirseniz, Yaşantılarını bozabilirseniz,

Bize değil, Dinlerine Düşman ederseniz, Kendileri gelip bizim Kucağımıza otururlar, 

Sizin, Türklerle harp etmenize gerek kalmaz, Türkler Sizin istediğiniz şekle girer,

kendi değerlerini kaybederek, kendi kendilerini imha ederler “ diyerek

Çanakkale, Kutul Amare ve İstiklal Harbini nasıl Kaybettiğinin Savunmasını yaptı,

 

     Vınston Çhirçil, Çanakkale, Kutul Amare ve İstiklal Harbini kaybettikten sonra,

İngiliz Avam Kamarası, Yüce Divanda yargılanırken yaptığı bu Savunması daha sonra Önümüze

Lozan Maddeleri olarak gelecekti, Lozan da, LOZAN ANTLAŞMASININ MADDELERİ olarak kabul ettirilecekti,

 

 

      Komutasında İstiklal Harbini Kazandıktan Sonra, Mustafa Kemal Atatürk,

Lozan Antlaşmasını yapmak için Lozana gitmek için hazırlanırken, çok önemli bir İstihbarat almış,

Aldığı İstihbarat, İstiklal harbinde Mağlup oldukları Komutana, ( Mustafa Kemal Atatürke,)

Lozana geliş sürecinde Suikast yapılacaktı, Atatürk, İstiklalini Tekrar yeni kazanmış Türk Milletinin

Devlet Başkansız, Komutasız kalmaması için kendi gitmek yerine,

Lozana Türk Delegasyonu Başkanı olarak, Batı Hayranı olan İsmet İnönüyü göndermek zorunda kaldı,

 

     Müttefik Kuvvetler Lozan delegasyonu başkanı Vınston Çhirçilin, Lozan Türk Delegasyonu Başkanı İsmet İnönüye,

“ Siz Barbar Bir Milletsiniz, Sizin, Bizim gibi Medeni olabilmeniz için bizim medeniliğimize uymanız lazım,” diyerek

başladığı ve Savaşların Sonlandırılması, Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Tanınması için,

Senide Başbakan olarak görmek isteriz dediği İsmet İnönüye,

 

       ( Atatürkün çizdiği, Misakı Milli Sınırlarını, Türklerin yurdu Sınırlarını değil,) 

1   - İngilizlerin, Fransızların ve Yahudilerin Çizdiği Sınırların kabul edilmesini,  

 

2   - İslam Halifeliğinin, Hilafetinin Kaldırılmasını,

 

3   - İslam Dininin dışlanması hesabında Laiklik Rejiminin kabul edilmesini, 

 

4   - İngilizlerin, İsviçrenin, Batı Kanunlarının, Medeni Kanun olarak Konulmasını,

 

5   - Osmanlı Medrese Eğitiminin kaldırılması,

 

6   - Harf Devrimi ile Osmanlı Alfabesinin kaldırılmasını, Latin Alfabesinin kabul edilmesini,

 

7   - Modernlik ve Çağdaşlık diye Batının Kılık Kıyafetinin Kanun olarak kabul edilmesini,

 

8   - Türkiyenin Burnunun dibindeki On İki Adaların ve Adacıkların Yunanistana verilmesini,

 

9   - Türk Topraklarında Petrolun, Bor Madeninin çıkarılıp İşlenmemesi Tahakkümünün kabul edilmesini,

 

10 - Lozan antlaşmasının, Gizli maddelerinin,

       Türk Milleti tarafından anlaşılmamasını sağlamak, Direktif Şartı ile,

       Bu Maddeleri Kabul ederseniz ve Yaparsanız, Sizin Yeni Bir Devlet olduğunuzu kabul ederiz ve

       Müttefik İşgalini Sonlandırırız diyerek, Lozanda, bunları LOZAN maddeleri olarak dayadı,

 

       İsmet İnönü, Çhirçilin dayattığı bu Lozan Maddelerini hemen kabul etti ve Atatürke Kabul ettireceğini söyledi,

İsmet İnönü, Atatürke, Bu Maddeler kabul edilmezse, savaşı devam ettirecekler, dedi,

 

 

       İsmet İnönü, Çhirçilin dayatmaları Bu Maddeleri, Atatürke söylediğinde, Atatürk, İsmet İnönüye, 

 

     “ Yeni Türk Devletine, Kendi çizdiği sınırları kabul ettiren İngilizler ve Fransızlar,

       Kendileri için Başkalarının çizdiği Sınırlarımı Kabul etti,” ? dedi,

 

     Atatürk, Şüphesiz, her devletin, her toplumun birbirinden karşılayabileceği ihtiyaçları vardır,

Bağımsız İslâm devletlerinin yetkili temsilcileri bir araya gelip bir kongre yaparlar,

İslâm devletleri arasında şu veya bu ilişkiler kurulur, Bu ortak ilişkileri korumak ve bu ilişkilerin gerektirdiği şartlar

içinde birlikte hareket sağlamak için, bütün İslâm devletlerinin temsilcilerinden kurulu bir meclis oluşturulur,

Birleşmiş olan İslâm devletleri bu meclisin başkanı tarafından temsil edilir, derlerse ve isterlerse,

işte o zaman, o birleşik İslâm devletine hilâfet ve ortak meclisin başkanlığına seçilecek zata da halife unvanı verlir,

Yoksa, herhangi bir İslâm devletinin, bir kişiye bütün İslâm dünyasının işlerini yönetme ve yürütme yetkisini vermesi

akıl ve mantığın hiçbir zaman kabul edemeyeceği bir durumdur,”

     “ Hilâfetle beraber Türkiye'de mevcut olan Ortodoks ve Ermeni kiliseleri, Patrikhaneleri ile Musevi

Hahamhanelerinin ortadan kalkması lazım değilmidir, ? dedi,

     “ Hilafet Müslümanların dayanışmasıdır, Hilafetin kaldırılması demek,

       Müslümanların birliğini ve dayanışmasını yok etmek için değilmidir,?  dedi,

       Yahudiler Hahamlığı, Hiristiyanlar Papalığı Kaldırdımı,” ? dedi,

 

     Atatürk sözlerine devamla, “ İslâm cemiyetlerine dahil birtakım kavimler, Arap Aşiretleri,

İslâm hakâyıkına temessük, İslâm esaslarına teyfik-ı hareket etmekten maada,

mazinin miraslarından olan âdet ve itikadlarını, dine karıştırdılar,

İslâm oldukları halde sükûta, sefalete, inhitata kaldılar. Mazilerinin bâtıl itiyad ve itikadlarıyla

hakikat-ı Islâmiye’den uzaklaştılar ve Kendi kendilerini düşmanlarının esiri Sömürgesi yaptılar,” dedi,

 

     “ Laiklik dayatması, Laiklik Kavramı altında, Milleti Kutuplara ayırıp çarpıştırmak için değilmidir, ? dedi

     “ Laikliği, Din ve Devlet İşlerinin birbirinden ayrılması diye yutturan İngilizler ve Fransızlar,

       Kendi Kültüründen, Kendi Kimliğinden, Kendi Medeniyetinden ayrıldımı ? dedi

    

     “ Osmanlı Kanunlarının kaldırılması istemi, Tük Milletinin, Kendi Örfü, Kendi Karekterine göre olan,

        Asli Sosyal Hukuk ve Sosyal Adaleti kaldırmak için değilmldir,? dir,

     “ Osmanlı Kanunlarının Kaldırılmasını Şart koşan İngilizler ve Fransızlar,

       Kendi Kanunlarını Kaldırıp Başkasının Kanunlarınımı kabul etti,” ? dedi,

 

     “ Medrese Eğitiminin kaldırılması, Uyuşturulmuş, Cahilleştirilmiş Din Adamları yetiştirmek için değilmidir,” ?

     “ Osmanlı Medrese Eğitiminin kaldırılmasını dayayan İngilizler ve Fransızlar,

       Kendi Kimliğinin, Kendi Kişiliğinin olmadığı bir Eğitim Sisteminemi geçti,” ? dedi,

 

    “  Alfabeyi değiştirmek, Bir Milleti Yok etmek ile eşdeğer olduğu içindir,

       Osmanlı Alfabesinin, Latin Alfabesi ile değiştirilmesi, Bu Milletin, Önceki Bilimini, Tarihini, Kültürünü, Kimliğini,

       Medeniyetini, Geçmişini okuyamaması, Geçmişini doğru öğrenememesi, Geçmişinden Kuvvet alamaması içindir,

       Kendi Tarihimizi, Tarih Kitaplarımızdan sildirip yok etmek içindir,

       Kendi Tarihine ve Kültürüne Düşman Nesiller yetiştirilmesi içindir,

       İngilizler ve Fransızlar, Kendi Alfabesini Başka Alfabe ilemi değiştirdi,” ? dedi,

 

     “ Tük Milletinin Kılık Kıyafeti, Kendi Örfü, Kendi Karakterine, Kendi Ahlakına göredir,   

     “ İngilizler ve Fransızlar, Modernlik ve Çağdaşlık diye Başkalarının Kılık Kıyafetinimi kabul etti,” ? dedi,

 

     “ On iki adanın ve Adacıkların, Yunana verilmesi,

       Türk Karasularının, Türkiye Kıta Sahanlığını kabul edilmezliği için değilmidir, ?

       İngilizler ve Fransızlar, Kendi kara kıtalarından olan adaları, adacıkları başkalarına verdilermi,? ” dedi

 

     “ Kendi Topraklarımızdaki Bor madenlerinin ve Petrolün, çıkarılıp işlenememesi,

       Türkiyenin Madenlerini işleyip gelişip kalkınmaması için değilmidir,?

     “ İngilizler ve Fransızlar, Lozan dayatmaları gibi, Kendi Topraklarında Bulunan Madenlerin çıkarılıp

       İşlenmemesi, Topraklarındaki Bor Madeninin ve Petrolun çıkarılıp İşlenmemesi Tahakkümü mü kabul etti,” ? dedi,

 

     “ Biz Harp ile İstiklalini Kaybetmiş Bir Milletmiyiz, Harpler ile İstiklalini Kazanmış bir Milletmiyiz, ? dedi,

 

     “ Biz İstiklalimizi, Balkan Harbinde, Sarıkamışta, Çanakkalede, Trablusgarpda, İskenderiyede, Filistinde,

Suriyede, Irak Kutul Amarede, Yemende, Hicaz bölgesinde, Akabede, Galiçyada ve İstiklal harbimizde,

Hiç birinde de Malup olmadığımız halde, Hiç birinde Harbi Kaybetmemiş olduğumuz halde,

İstiklalimizi, Hiç Kimseye bağımsız olarak kazandığımız halde,

Bunlar hala burayı işgal altında tuttuk larınımı zannediyorlar,?

Bizim, İç İşlerimize ve Dış işlerlimize Ne karışabilirler,? “  dedi ve kabul etmedi,

 

     Atatürk, “ Osmanlı Son zamanlarında, Her gittiği harte milyonlarca insan bıraktı,

Yemen çöllerinde kavrulup mahvolan Anadolu evlâdlarının miktarını biliyor Musunuz ? dedi,

Suriye’yi, Irak’ı muhafaza etmek için, Mısır’da barınabilmek için, Afrika’da tutunabilmek için ne kadar insan telef oldu,

Buları biliyor musunuz ? Ve netice ne oldu görüyor musunuz, ? dedi,

 

     Atatürk, Osmanlının Son Elli yılında Devamlı Harplerle Şehit düşenlerin nedeniye,

     Müttefiki oldukları Almanya Birinci Dünya harbini kaybetti diye, Yurdumuzun İşgal edilmesine Hıyanetle İzin veren,

Devleti Osmanlı Aliyi Yıkan, Enver, Talat, Cemal Paşanın, İttihatcıların, Jön Türklerin, Pertevniyalcilerin Hıyaneti ile,

     Çanakkale, Kutul Amare, harbinde Resmi Rakamlara göre 250,000 aslı iki katı olan Askerimizin şehit olması ile,

Yemende Askerlerimizin Şehit olması ile, Yemenden Sarıkamışa gönderilip, Düşmanla karşı kaşıya dahi gelmeden,

Resmi Rakamlara göre 90,000. aslı iki katı olan Askerimizi Donarak şehit olması ile,

En az Bir O Kadar, 680,000 Askerimizin İnsanımızın İstiklal Harbinde şehit olması ile, 

Asker Nufusun, Erkek Nufusun Şehit olmaları ile, Savaşlarda Şehit düşmesiyle azalan Erkek Nufusuna göre ve

     Üzerine gelen Düşmanlarına, Yokluklarla, Yoksullukla, karşı koymuş Bitap düşmüş Milletimizin bu haliyle,

Tekrar Harbe devam etme mecali olmadığını düşünen, Mustafa Kemal Atatürk,

“ Zaruret olmadıkca Harp bir Cinayettir,” dedi, Harbin Sonlanması için,

Milletin biraz toparlanabilmesi, kendine gelebilmesi, İstiklal mücadelesine devam edebilmesi için,

Lozanda, İsmet İnönü Hıyanetiyle dayatılan bu maddeleri Kabul etmek zorunda kaldı,

     Zira Cumhuriyetin 10 cu yıllında yapılabilen Nufus Sayımında,

Büyük Çoğunluğu Kadın ve Çocuk olmak üzere, Nufus ancak 10 milyon kişi idi,

 

 

     Atatürk Lozan anlaşmasından sonra, Lozanın Maddelerini Bağımız Devlet yapısı olarak ele aldı ve

 

     İlk Büyük Millet Meclisi Milletvekilleri ve Atatürk,

Eğitim ve Öğretimin nasıl yapılması gerektiğini Kanunla belirlemek için, Aklı Hür, Fikri Hür,

Nesiller yetiştirilmesi için, TEVHİDİ TEDRİSAT KANUNU'nu, Yani, Din Eğitimi ve Öğretiminin,

Eğitim ve Öğretim kurumlarında, diğer derslerle birleştirilerek bütünleştirilerek verilmesi Kanununu çıkardılar,

 

     Tevhidi Tedrisat Kanunun ismi ; Türkceleşmiş iki Arabca kelimedir,

“ TEVHİD “ Birleştirmek, “TEDRİSAT “ Dersler demektir,

Bütün itibarı ile “TEVHİDİ TEDRİSAT “Din Eğitimi ve Öğretiminin, diğer derslerle birleştirilerek

bütünleştirilerek Eğitim ve Öğretim kurumlarında verilmesi zorunluluğu demektir.

 

     Yani : Dini Eğitim ve Öğretimde dahil olmak üzere, Türkiyedeki Bütün Eğitim ve Öğretim,

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Devlet Okullarında ve Üniversitelerde yapılmak zorundadır, der,

Aynı mektepler, yani okullar küşat edilirken, Aynı okullar açılırken,

aynı dereceye, statüye ve aynı eşitliğe sahip olur, dileyen dilediği Liseye gider veya sonra değiştirir,

( başka kurum ve kuruluş karışamaz, İşte Gerçek Laiklik burada başlar )

 

     Atatürk, Kılık Kıyafet Kanunu ve Devrimini, Kızların, Kadınların Başını Kıçını açması içinmi Yaptı, ?

     Atatürk Kılık Kıyafet Kanununu,  Dini, Ruhbanların, Ruhbanlık Kılık Kıyafetinden kurtarmak için çıkarmıştır,

Kılık Kıyafet Devrimini, Milletin Örfüne, Maneviyatına, Milliyetine, Kimliğine, Çalışırken işinin gereğine göre

Kılık kıyafetini belirleyebilmesi için yapmıştır, Kadınların Kızların, Başını Kıçını açması için değil, 

Başını Kıçını açmayanlarında, Okullardan Devlet Dairelerinden Teçrit edilmesi için değil,

 

     1924 Anayasasından 1937 ye kadar Laiklik kabul edilmemişti, Başbakan İsmet İnönü,

     Atatürkün hastalığını fırsat bilerek,1937 de Laikliği, Milleti Kutuplaşmalara ayırıp çarpıştıracak şekilde

     Anayasamıza sadece bir kelime olarak getirdi, İsmet İnönü ile birlikte ondan sonra gelen Her Siyasi,

Laikliği, Kendinin İdeoloji Siyasetine göre kullanmadımı, ?  

     Şimdiki Mevcut Kanunlarımız, Hanginize Makul ve Mantıklı gelmektedir ?

 

 

     Halifelik, Hilafet,  Müslümanların Yardımlaşması ve dayanışması idi,

Bütün Dünya Müslümanları Hilafetle birbirine Bağlı idi,

Bununla İstiklal harbinde, Afganistandan, Pakistandan, Cezairden, Tunustan, Fastan, Mısır Müslümanlarından,

Libya Müslümanlarından, Endonezya Müslümanlarından, Malezya Müslümanlarından, Japon Müslümanlardan,

Hindistan Müslümanlarından, Cin Müslümanlarından, Rusyadaki Türk Müslümanlardan, çok büyük yardımlar gelmişti,

Mustafa Kemal Atatürk, İstiklal harbinde harcadıklarından artan miktarlarlada, “ İstikbal Göklerdedir,” dedi,

Kayseride bir Uçak fabrikasını kurdu, Anadolu Demiryolu hattını kurdu, Türkiye İş Bankasını kurdu,

Memleketin kalkınması için harcadı,

Zira, Halifelik, Hilafet, Ruhbanlık değildir, Babadan Oğula geçen bir Vasiyet değildir, Devlet Başkanlığıdır,

 

     Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizi kurduktan sonra,

Hz Hüseyini dahi Katleden, Osmanlıyı arkasından vuran, Suriyelere, Iraklılara, Kutul Amare lilere, Filistinlilere,

Akabelilere, Hicaz bölgesindekilere, Suudlara, Yemenlilere, Galiçyalılara, Trablusgarplılara,

İskenderiyelilere, Yezid soyu, Yahudi, İngiliz, Fransız ve Amerikan Uşaklığı yapan, Aşiret Arap Devletciklerine,

Halifeliği kaldırdı, Halifeliği ayrı bir statüde muhafaza etti,

Lakin, yine devamla, içimizdeki İngiliz, Fransız ve Yahudi uşakları ile Halifeliğin altında,

Yeni Cumhuriyete kışkırtmalar ve isyanlar çıkarmaya başladılarında, bu sebeblede Atatürk,

Halifeliği Resmen kaldırmak zorunda kaldı, Halifelik ve Hilafet, Resmen kaldırılmış oldu,

Lakin içimizdeki İngiliz, Fransız ve Yahudi Uşakları, O tarihten bu yana aynı şeyi devam ettirmiyorlarmı,?

 

     Sultan Abdülhamit, bu günkü adları IMF ve DÜNYA BANKASI olan, Duyunu Umumiyenin Borçlarını,

     Bor Madenlerinin İhracat bedelleri ile kapatmış, Petrol Havzaları, Musul ve Kerkük ü, Osmanlı Hazinesine,

     Mülkiyetine, Tapu etmişti, Atatürk te aynen, Musul ve Kerkük ü, Misakı Milli sınırlarının içine almamışmıydı, ?

     Aşiret devletcikleri olan Arap devletleri topraklarında olan Petrolun, çıkarma işleme ve satım hegemonyası,

     Yahudi ve Amerikanın, Yedi kız kardeşinin Sömürüsünde değilmi, ? 

 

     O Tarihten bu yanada, O Topraklar, İngilizlere ve Yahudilere Uşak olan, Hıyanette ve Hainlikte olan,

     Kürt ve Arap Aşiretleri ile ne kadar sukunet bulmuştur,?    

 

     Atatürk, “ Kerbelâda, hafîdi peygamberî, imam, seyfi mübârek, müşerref, avam pesendâne laflarla milleti iğfal

                     mes'elesinde bulunanlar artık insaf etsinler, Millet de dikkat ve basîretini arttırsın,” diye ifade etmedimi, ?

 

 

     Atatürk, Harf Devrimini yaparken, Osmanlı Alfebesini Silip Yok etmek içinmi yaptı,?

     Yoksa İstiklal harbi yaptığınız Milletlerinde Alfabesini öğrenerek

     onların size karşı düşmanlıklarını çok iyi tanıyın diyemi yaptı,?   

     Lozan anlaşması ve maddeleri ve Metni yazımı, Osmanlıcadır,

 

     Harf devrimi yapıldıktan sonra, Osmanlıca Metin duruyormu ? 

     Bu gün Osmanlıcayı okuyup anlayabilecek kaç kişi kalmıştır, YOK !!!

     Üzerinden Yüz Yıl geçti ve artık Osmanlıcayı yazabilecek ve okuyabilecek nesil Yok edildiği için

     Şimdi Osmanlı Alfabesine geri dönülsün dahi diyemiyorum,

 

     Çanakkale, Trablusgarp, İskenderiye, Filistin, Suriye, Irak Kutul Amare, Yemen, Hicaz bölgesi, Akabe,

Galiçya, Sarıkamış, İstiklal Harblerini Kazanmış olan Milletimize, hiç birinde Malup olmamış olan Milletimize

Lakin Bitap Düşen, Harap Düşen Milletimize, Tarihimize, Milli Şef, İsmet İnönünün Diplomasi Zaferi diye kakıştırılan

İsmet İnönü Hıyaneti, Lozan Hezimetinden sonra,

 

 

     İSTİKLAL HARBİMİZDE, MİLLETİMİZİN, ARDINDA SIRA DAĞLAR GİBİ DURDUĞU,

     YENİ DEVLETİMİZİN KURUCUSU OLAN, BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün,

     Kendi eliyle yazdığı Mektuplarında,

     CUMHURİYET İLKELERİNDEN, LAİKLİĞİ, LAİK EĞİTİM ve ÖĞRETİM İLKESİNİ TANIMLAMASI,

     CUMHURİYET İLKELERİNDEN, KADINLARIN KILIK KIYAFETİ TANIMLAMASI,

   “ BENİ GÖRMEK, BENİ ANLAMAK DEĞİLDİR, BEHEMAHAL BENİM FİKİRLERİMİ ANLAMAKTIR,” dediği

     GENÇLİĞE HİTABESİ,

 

     Atatürk,

   “ LAİKLİK, Genel anlamda, Din İşlerinin, Millet ve Devlet işlerinin birbirinden ayrılması demektir,

     LAİKLİK, Din, İbadet ve Vicdan Özgürlüğü, Sınırsız ve Sataşılamaz Doğal Hakların tanımıdır,

                    Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşlarının, Din, Dini İbadet ve Vicdan Hürriyeti demektir,

                    Bütün Yurttaşların, Din, İbadet ve Vicdan özgürlüğü yaşamı demektir,

                    Yurttaşların içinde, Çeşitli Dinlerin Mensubları hakkında, Din ve Vicdan Hürriyetine uyulması ile,

                    Eşit Adalet uygulamakla vazifeli olan Hükümet ve Mahkemeler,

                    Adil, tarafsız ve Eşit Adalet uygulaması mecburluktur,

     LAİKLİK, Devlet Rejimi Biçimi demektir, Devletin İdaresindeki Yetkileri ile, Şahıs Rejimi Keyfiyeti biçimi değildir,

     LAİKLİK, Dinsizlik olmadığı gibi, Din İşlerinin, Millet ve Devlet İşleri ile karıştırılmaması ile,

                    Kasde ve Kasdi fiile dayanan Taasupkar hareketlerden sakınmaktır,

    LAİKLİK, Din ve Devlet işlerinin ayrılığı demeksede, Behamahal, Dini Kendinden ayırmak demek değildir,

                    Herkesin Mutlak, bir İnancı ve Dini vardır, Hiçbir İnsanın, İnancını Kendinden ayırması mümkün değildir,

                    Hiçbir İnsan, İnancını kendinden Ayırmaz, ayıramazda, Zira, Ona göre hareket ve iştigal eder,

 

     Her fert, İstediğini düşünmek veya İstediğine inanmak, Seçtiği Dinin İcaplarını yapmak veya yapmamak,

Kendine mahsus Siyasi bir fikre malik olmak, Hak ve Hürriyetine sahiptir,

Hiç Kimsenin, Fikrine ve Vicdanına Hakim olunamaz,

 

      Dinler Vardır ve Lazımdır, Bizimde, Temeli Çok Sağlam bir Dinimiz vardır, 

İslam Dini, Şuura muhalif, ilerlemeye engel hiçbir şey ihtiva etmez, 

Müspet Bilimlerin Temeline, Akla, Fenne, İlme dayalı, Fikir Terbiyesinde, Hakiki olan Mantığa dayalı,

En Tabii, En Makul, En uygun olan Din, Bizim Dinimiz İslam Dinidir, ondan dolayıdırki, En son Din olmuştur,

 

     İslam Dininde ve Türkiye Cumhuriyeti Ulusumuzda, Herkes Eşittir, Hepimiz Eşitiz,

Hiç Kimsenin İnancı, diğerine bir Üstünlük değildir, Kimsenin Kimseye Üstünlüğü yoktur,

Devletimiz içinde, Hiç Kimse, Dininden dolayı ayrıcalıklı olamaz, bu Geçmiş Tarihimizde de böyle ola gelmiştir,

 

     Bizim, Milletimiz, İslam Dini ve Kendi Lisanı ile kuvvetli iki fazilete maliktir,

Hiçbir kuvvet Bu faziletleri milletimizin, Kalp ve Vicdanından çekip alamayacaktır ve alamaz, alamayacaktır,

Hakikate bizzat nasıl inanıyorsam, Dînimize de öyle inanıyorum,

Kasdi Fiillere dayanan, Taassupkar hareketlerden, hakaretlerden Sakınmakla, Her Dinede Saygı gösteririm,

 

     İslam Dininde Zorlama yoktur, Dinin ve Devletin işleri ayrıdır, Şahsi İbadetlerimiz ayrıdır, Devlet işlerimiz ayrıdır,

Dinimizin Şahsi İbadetleri Devlet işi değildir, Lakin, Hak ve Adalet ölçüsünde olan tüm Devlet İşleri dahi İbadetimizdir,  

 

     Geçmişini, Tarihini, Kimliğini, Milliyetini, Medeniyetini, Dinini, doğru öğrenmeyen Milletlerin,

Ayakta kalması mümkün değildir,

     Her Kişi, İlmi, Fenni, Vicdani düşünen Fikrini, Dinini, Din İşlerini, İmanını, Milliyetini, Kişiliğini,

Geçmişini, Tarihini öğrenmek için bir yere Muhtaçtır,

     Herkes, Kendi Geçmişinin, Tarihinin, Kimliğinin, Medeniyetinin,

Kendi Dininin, Doğrusunu,  Asliyette Doğru yerden Öğrenmek Hak ve Hürriyetine sahiptir ve dahi Mecburiyetindedir,

     Tarihimizi, Kimliğimizi, Medeniyetimizi, Dinimizin Hükümlerini, Eşit olarak öğrenmeye, Mecburuz,

Hiç Kimse, Hiç Kimsenin, Dinini Öğrenmesine ve yaşamasına engel bir müdahil olamaz, Müdahil olunamaz,

Sahte Dindarlarla, Gerçek Dindarları, Dini Simsarlık yapanlar, Din Simsarlığı yapanlar, ancak,

Gerçek Din Eğitimi ve Öğretimi ile ayırt edilebilir, ORASIDA OKULDUR,

 

     İyi biliniz ve Dikkat edinizki, Milletin hâkimiyetini bir şahısta yâhut mahdut eşhâsın elinde bulundurmakta

menfaat bekleyen Câhil, Gâfil insanlar vardır, Nihâyet milletin kulağı bunların terennümâtı ile dolar,

o telkînâtı îcâb-i din, yada benim icabatım hakîkatını mahz telakkî etmişlerdir,

Kendilerini, Mevhum kuvvetin mümessili olarak tanırlar, bundan zevk alırlar,

Bu gibiler, Maneviyatlı İnsanlara mürtecî, Hareketlerine de irticâ derler,

Nitekim, Onların etrâfındaki menfaatperestler, Benim kisveme yahut Dinin kisvesine büründürerek

bütün milleti iğfâle, idlâle çalışırlar ve çalışmışlardır, çalışmaktadırlar, 

 

     Katîyetle ve bilâpervâ söylerim ki, Hâkimiyeti Milliyemizin bir zerresini şu veya bu sûretle takyit etmek isteyenler

en koyu mürtecîdir, Öylelere karşı milletin yapacağı şey, onların fikirleri söylemini parçalamak, kabul etmemektir,

     Türk Milleti dahada Dindar olmalıdır, Yani bütün sadeliğiyle Dindar olmalıdır diyorum,

( Geçmişine, Tarihine, Kimliğine, Milliyetine, Medeniyetine, Milleti Maneviyatına, Dinine Kindar değil,)

 

     Türklere istiklâlini veren, Bizim Dinimizde, İslam Dininde Ruhbanlık yoktur,

     İslam Dininde Ruhbanlık olmadığı halde, Meczup, Bâtıl, Sunî îtikatlardan ibaret Tarikatlar, Cemaatlar dini vardır,

İslam Dininin En Hakiki Tarikatı, Cemaati, İslam Dini Medeniyetinin Kendisidir,

Hiç Kimse, bir Tarikata, Cemaata bağımlı olmak zorunda değildir,

Devletimizde Bir Meczup bir Tarikata yada Cemaata Bağlı değildir, Bağlı olamaz, 

Eğitim ve Öğrenim yerleri Ruhbanlar ve Ruhban Kurumları değildir,

Ruhban Din Adamları, Devletin İdare İşlerine, Devlet yönetimi ve İdarecilerde Dinin İbadet İşlerine karışamaz,

 

     Türkiye Cumhuriyeti, Gerçekte İslam Dini ile alakası olmayan, Milleti, İslam Dininin içinde ayrıştıran,

Zıtlaştıran, Meczup Tarikatlar, Meczup Cemaatlar,  Ruhban Şeyhler, Dervişler, Müritler Devleti olamaz,

Fetvâ ile veyahut, şu ve bu gibi telkînâtla milleti irticâya sevk etmek isteyenlerin yeri zindan olacaktır,

Dinimiz, Mezhepler, Tarikatlar hiçbir zaman, Kişi ( İdeolojisi ) Siyaseti aleti olarak kullanılamaz,

bunları benimsemiş olan câhiller, âcizler, işlerine geldiğince daha karışık tenevvür edebilirler,

Onlara ziyâya takarrüp etmek, kendilerini mahv ve mahkûm etmişler demektir, Onları Eğitimle kurtaracağız,

Zira Okul, Genç Beyinlere, İnsanlığa Saygıyı, Milletine, Ülkesine Sevgiyi, Bağımsızlık Onurunu, İktisadiyatı Öğretir,

 

     Muallimler, Öğretmenler, En Hakiki Mürşit İLİMDİR, Cumhuriyet Sizden, İlmen, Fennen ve İktisadi ilimleri

Hakiki Mantıkla, Fikren Vicdani Düşünen, Bedenende kuvvetli olan, Yüksek karakterli Muhafız Nesiller ister, 

     İstiklal Harbimizde Ordularımızın kazandığı Zafer, Muallimlerin, Öğretmenlerin Zaferi Zeminidir, 

Gerçek Zaferi, Siz Muallimler, Öğretmenler kazanacak, Fedakarlığınızla devam ettireceksiniz,

Muallimler, Öğretmenler, Fedakarlığınız ve Vefakarlığınızla Yeni Nesiller, Sizin Eseriniz olacaktır,

Zira, Türk Çocukları, Ecdadını tanıdıkca, daha büyük işler yapmak kuvvetini kendinde bulacaktır,

 

     Efendiler, Camilerin mukaddes minberleri halkın rûhânî, ahlâkî gıdalarına en âlî, en feyyaz membâlarıdır,

     Efendiler, Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılmak lâzım geldiğini düşünmek danışmak

için yapılmıştır, Millet işlerinde her kişinin zihninin başlı başına çalışması lâzımdır,

İşte biz de burada Dinimiz ve Dünyamız için, geleceğimiz ve istiklalimiz için,

millî egemenliğimiz için düşünülmesi gerekeni anlatmak içindir,

Binâenaleyh Camilerin, mescitlerin minberlerinden tenvîr ve irşat edecek kıymetli hutbeler muhteviyatının

halka ittilâ imkânını temin, Şer'iye Vekâlet-i Celîlesi'nin mühim bir vazîfesidir,

     Minberlerden halkın anlayabileceği lisanla ruh ve dimağu hitap olunmakla Ehli İslâm'ın vücûdu canlanır,

dimağı saflanır, îmânı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur, buna nazaran hutebâtı kirâmın hâiz olmaları lâzım gelen

evsâfı ilmiye, liyâkatı mahsûsa ve ahvâli âleme vukuf hâizi ehemmiyettir,

hatiplerin haiz olmaları lâzım gelen özellik, yetenek ve Dünya'nın gidişini bilmeleri çok önemlidir,

  

     Milletimiz, Güçlü Bir Millet olma Azmindedir, bu gereklerden biride, Kadınlarımızında her konuda bilgilenmeleridir,

Kadınlarımız için, asıl Mücadele alanı, Kılıkta biçimden ziyade, Gerçek Bilgi, Kültür, Faziletiyle donanmasıdır, 

Kadınlarımızda, İlim ve Fen sahibi olmalıdır, Kadınlarımız, İctimai hayatta, Erkeklerimizle birbirinin yardımcısı olmalı,

Erkekleri ile beraber, Çok Feyizli, Çok bilgili, Çok aydın olmaya Mecburdurlar,

     Dînimizin emrettiği Tesettür, hem hayatta, hem fazilete uygundur,

Tesettürü Şer’î, Kadınlar için mûcibi müşkilat olmaz, Kadınların hayâti mâişette ve hayâtı içtimâîyede,

hayâtı iktisâdiyede ve hayâtı ilimde erkeklerle teşrîki faaliyet etmesine mânî bulunmayan bir şekli basirettir,

Bu şekli basiret, heyeti içtimâiyemizin ahlâk ve âdâbına mugayir değildir,

     Bizim, Türkiye Cumhuriyeti hayatında, Kadının Tarzı Telebbüsünde teceddüt yapmak Mevzu Bahisi yoktur,

Milletimiz, Örfüne, Terbiyesine göre, istediği kıyafeti ihtiyar eyleyebilir,

Ancak Dinimizde, Milletimiz Örfünde, Mevcut olan, Adeti Mergübeye İntizamı cereyan etmek mevzudur,

     Milletin hayatı kabiliyesi tatbikiyesi temayulatı, Örfüne ve Terbiyesine ait şekillerde kıyafetleri muvaffakiyeti,

temayulatı umumiyeye tevafuk görmek lazımdır,

     Kasaba ve şehirde ecânibin nazarı dikkati en çok, Kadınların Kıyafeti şekli tesettür üzerinde tesebbüt ediyor,

Mamafih, îcâbı dîn olan tesettür, kısaca ifâde etmek lâzım gelirse, kadınların külfetini mûcip ve muhâlifi âdap olmayacak şekli basirette olmalıdır, Şekli tesettür, kadını hayatından, mevcudiyetinden tecrit edecek şekilde olmaz,

     Kadınlarımız, Dîninin emri, Şeriatın emri, mûcibince tesettür etsede,

Kadınlarımız Kara Çarşafla ne O kadar kapanırlar, Nede ( Modernlik diye ) O kadar açılırlar,

     Bu sadette, son söz olarak diyorum ki,

Anaların Evlatlarına vereceği terbiye, Gerçek Terbiye özelliklerini taşıyan evlatlar yetiştirmektir,

     Kızlarını yetiştirecek olan Validelerdir, Kızlarını, Analarının adam etmesi lâzım,

Önceki Analar, Kızlarını Adam etmişlerdi, Lakin bugünkü seviyemiz, bugünkü îcâbât ve ihtiyâcâtı esâsiyeye

Gayrıkâfîdir, Asli kemâlde, Asli zihniyette, Analara muhtacız,

     Türk milleti daha Dindar olmalıdır, Yani bütün sadeliğiyle Dindar olmalıdır diyorum,

     ( Geçmişine, Tarihine, Kimliğine, Milliyetine, Medeniyetine, Milleti Maneviyatına, Dinine Kindar değil,)

     Bu mârûzâtımın istiklâlini, şerefini, hayat ve mevcudiyetini temin ve idame umde ittihaz eden yeni

Türkiye Devleti’nin esaslarından birini teşkil etmesi lâzımdır ve inşallah edecektir,”

 

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     Biz Türkler, Bütün Tarihimiz boyunca, Hürriyet ve İstiklale Timsal olmuş bir Milletiz,

İstiklal, İstikbal, Hürriyet Her şey Adaletle kaim olur,

     Türk Milleti, Kesin bir İmanı, İnancı ve Milli Azmi ile, Yeni bir Devlet kurdu,

Bu Devletin dayandığı esaslar, Tam Bağımsızlıkla, Kayıtsız Şartsız, Milli Egemenlikten ibarettir,

Türkiye Devletinin yapısının Ruhu, Milli Egemenliktir, Kayıtsız Şartsız, Milletin Egemenliğidir,

Millete ( Çeşitli kavramlarla ) Efendilik yapmak yoktur, fikirlerimde olduğu gibi Hizmet etmek vardır,

 

     Ey, TÜRK İstikbalinin Evladı,

     Beni de yetiştiren, Devleti Osmanı Aalidir, Sultan Abdülhamidin kurduğu Askeri Rüştiye,

İstanbul Harp Okulu ve İstanbul Harp Akademileridir, Geçmişteki Atalarımın, Devletleri gibi, Selçuklu ve

Devleti Osmanı Aali gibi, Bağımsızlık, Benimde Karakterimdir, Manda ve Himaye Kabul olunamaz,

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     Çok iyi Bilinizki, Ne Kadar Zengin ve Müreffeh olursa olsun, Milli Benliğini Bilmeyen Milletler,

İstiklalini kaybetmiş Milletler,  Düşman Milletlerinin Uşağı ve Yemleri olurlar,

     Batı, Senden, Türk Milletinde Çok gerilerde idi, Manada, Fikirdede bu böyleydi, Tarihe bakarsanız görürsünüz,

Bugün, Batı Teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, Kabahat Sizin değil, Senden öncekilerin, Medeniyet, Gelişmişlik,

Batıdadır diyen, Senden öncekileri ve senin çağındakilerin affedilmez ihmal, Gaflet, Dalalet ve Hıyanetindendir, 

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     Geçici olarakta olsa, Egemenliği kullanma yetkisini vereceğin, Meclislere Gereğinden fazla inanıp, güvenmeyiniz,

zira O Meclisler dahi, Bireysel Despotlukla daha tehlikeli olabilir,

O Meclislerin, öyle kararları olurki, Ulusumuzun yaşamına, giderilmesi imkanı olamayan zararlar belalar getirebilir,   

     Bütün bu Şeraitten daha Elim ve Vahim olmak üzere, Memleketin dahilinde ve İktidara sahip olanlar,

( Türkiye Cumhuriyeti Devleti İktidarına sahip olanlar, Türk Devleti ve Milletine Muhalefetle Muhalefet İktidarı olanlar,)

Gaflet, Dalalet ve Hatta Hıyanet içinde olabilirler,

     Hatta, bu İktidar sahipleri,

( Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Genel Kurmay Başkanı, Öğretim Kurumu Başkan ve yöneticileri,

Ekonomi Kurumları Başkan ve Yöneticileri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti İktidarına sahip olanlar,

Muhalefet partileri, Basın, Medya ve Güya Sivil Toplum Kuruluşları gibi,

Türk Devleti ve Milletine Muhalefetle Muhalefet İktidarı olanlar,

Müstevlilere Dost olmakla, Türk Devletine ve Türk Milletine Düşman olabilirler, )

Şahsi Menfaatlerini, Müstevlilerin Siyasi Emelleri ile, Tevhit edebilirler, Birleştirebilirler,

Gaflet ve Dalalet ve Hatta Hıyanet içinde bulunabilirler,

Türk Milletini, Türk Cumhuriyeti Devletini, Fakru Zaruret içinde, Harap ve Bitap düşürebilirler,  

Geçmişteki Devletlerimizi, Selçuklu ve Devleti Osmanı Aaliyi yıkanlar bunlardır,

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     İstikbalde dahi, Dahili ve Harici Bedhahların olacaktır, İstiklal ve Cumhuriyete kastedecek Düşmanlar,

Bütün Dünyada Emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler, 

Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir,

     Cebren ve Hileler ile, Aziz Vatanımızın Bütün Kaleleri Zaptedilmiş, Bütün Tersanelerine girilmiş,

Bütün Orduları dağıtılmış, Memleketin Her Köşesi Bilfiil İşgal edilmiş olabilir,

     İşte bu Ahval ve Şerait içinde dahi, birinci vazifen,

Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet Muhafaza ve Müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur, Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir,

 

     Ey, TÜRK İstikbalinin Evladı,

     Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen,

vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin.

Türk İstiklal ve Cumhuriyetini, Türk Milletini, Müdafa ve Muhafaza etmek ve kurtarmak için,

“ MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET, DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR,”

“ Çanakkale ve İstiklal Harbini ve İstiklali kazandıran Güç ve Kudret, İşte bu Güç ve Kudrettir,”

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     Esas Düsturunuz, Yurtta Sulh Cihanda Sulhtur, Zira, Zaruret olmadıkca, Harp bir Cinayettir,

Cumhuriyet, Bedava kazanılmış bir şey değildir, Cumhuriyeti elde etmek için, Kanımızı döktük, Canımızı verdik,

Vatanın her tarafına, Kırmızı Kanımızı akıttık, İcabatında, Vatanımızın, Toprağımızın, Milli ve Manevi değerlerimizin,

Müesseselerimizin Müdafası için, lazım olanı yapmaya her an hazır olun,

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     Yorgunluk, İnsan olan Her İnsan için, tabii bir halettir, Her İnsanın, Yorgunluğunu yenecek Manevi Kuvveti vardır,

Benim Sizden istediğim, Yorulmamak değil, Yorulduğunuz zamanda dahi, Çalışmaya devam etmektir,

Ey Gençlik, Geçmişteki Soyun gibi, Zeki ol, Daima çalışkan ve Gayretli ol ki İstiklalin elinden gitmesin,

 

     Ey, TÜRK İstikbalinin Evladı,

     Beni görmek, Beni Anlamak değildir, Behamahal Benim Fikirlerimi anlamaktır,

benim Fikirlerimi takip etmektir, Fikirlerimi, anlamaya ve değerlendirmeye çalışmadan Beni anlamış olamazsınız,

     Beni, Benimsemek isteyenler, Benim Fikirlerimi Takip etmek isteyenler,

bu temel eksen üzerinde İlmin ve İlimle olan akılın rehberliğini kabul etmelidir,

( ileride, Heykellerimin, Büstlerimin, Resimlerimin önünde, Şuursuzca Kalas gibi durmak değildir,

Bana Zurna Dinletisi ile Saygı Gösterisinde bulunmak değildir,) diye ifade etmedimi, ?

 

     Mustafa Kemal Atatürk, Türk Milletine, İsmet İnönünün ve sonrakilerin, Gaflet, Dalalet, ihanet ve hatta Hıyanetini,

Sonra Yetişecek Genç Nufusa seslenerek, Gençliğe Hitabesi ile vermedimi ?

 

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

     İsmet İnönünün Hıyaneti ile, Kabul edilen ve Atatürk Devrimleri diye Yutturulan, Lozan Maddeleri ile

Bugünler Çizildi, İnönü Zaferi olarak kakalanan, Lozan Antlaşması Gizli Maddeleri,

O Tarihten beri Hala Açıklanmışmıdır, ?

 

     Türkiye Kıta Sahanlığını, Türk Karasularını dahi hesap edemeyen ve Türkiyenin burnunun dibindeki

On İki Adayı ve Adacıkların Kıta sahanlığını hesap edemeyen, Siyasi deha İsmet İnönünün Hıyaneti ile,

     O günden bu yana kadar Türkiyenin başına bela olan ve gelecekte dahi ve olmaya devam edecek olan,

Türk Karasuları,Türkiye Kıta Sahanlığını kabul edilmezliğini bırakan,Siyasi deha İsmet İnönünün Hıyaneti ile,

İstiklal Harbi ile İstiklalini kazanmış bir Millete Lozan Maddeleri Zafermidir, Hezimetmidir, Hıyanetmidir,  ?

 

 

     Başbakan İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Enfeksiyona bağlı Hastalığını fırsat bilip, Yahudi ve İngilizlerin verdiği

Kinin ve adı ve içeriği açıklanmayan ilaçlarla, Çok Sinsice ve birazda zamana yayarak,

Atatürkün Hastalığını Siroz Hastalığına çeviren, Atatürkü ayağa dahi kalkamaz duruma getirerek,

Atatürke Suikasti uygulayan Tetikci, İsmet İnönü değilmidir,?

 

     Cuhmur Başkanı İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

Resmi Dairelerden, Atatürkün Resmini İndirip Kendi Resmini Koydurmadımı ?

Türk Parasından Atatürkün Resimlerini kaldırıp Kendi Resmini Bastırmadımı ?  

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,    

     5 Şubat 1937 ye kadar kabul edilmemiş olan Laikliği, Başbakan İsmet İnönü,

Atatürkün hastalığını fırsat bilip, 5 Şubat 1937 de Milleti Kutuplaşmalara ayırıp çarpıştıracak şekilde Laikliği,

     Anayasamıza sadece bir kelime olarak getiren İsmet İnönü değilmidir, ?   

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

İngilizlerin direktifi ile İngilizlerin verdiği Din Eğitimi ve Öğretimi Müfredatıyla,

Uyuşturulmuş, Cahilleştirilmiş Din Adamları yetiştirmek için İmam Hatip Okullarını Açtırmadımı ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

Atatürkün, Milletin Dinini öğrenmesi ve bilmesi için kurduğu Diyanet işleri Başkanlığını,

Fiili olarak, Uyuşturulmuş, Cahilleştirilmiş, Din Adamları Memurluğu,

Sadece ve sadece Menkıbe, Masal ve Hikaye anlatma, Namaz Kıldırma Memurluğu Başkanlığı yapmadımı ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,  

     Cuma Namazı Vakti, Mesai saatleri içine geldiği zaman Kamu görevlisi Memurlara

Cuma Namazını Yasak etmedimi ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

     Ramazan Bayramının adını “ Şeker Bayramı “ olarak değiştirmedimi ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

     Ezanı, Beynelmilel İslami Lisanı yerine, Uydurukca Türkce ile Okutturup,

Ezanı Türkce Okutmakla İslamı Topraga gömdük demedimi ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

     Askeriyemizde, Namazını kılan, Orucunu tutan, Dininin gereklerini yapmaya çalışan

Subaylarımızı, Gerici, İrticacı, Atatürk ve Atatürkcülüğe aykırı hareketli diyerek Ordumuzdan attırmadımı ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

Devlet Seferberliği Zorbalığı ile, Osmanlıcayı Yok etmek için, Gerek Osmanlıca

Gerek Arabca olan Kuranı Kerimleri, Hadis Kitaplarını, İslam Kaynaklarını, Eline Geçirebildiği Bütün Osmanlıca

Eserleri, Türk Medeniyeti Kaynaklarını Askerlerle toplattırıp Yakıp Kül etmedimi ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü, 

Atatürkten ve Harf Devriminden Sonra, Atatürkün Kurduğu, Türk Dil ve Tarih Kurumu ile,

Geçmiş anlaşılamasın diye, Türkce Konuşma ve Yazma Lisanını Uyudurukca Türkceye çevirmedimi ? 

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

Ataürkten sonra, Atatürkün Kurduğu “ Türk Dil Ve Tarih Kurumunu “ kullanarak, İngilizlerin Emri ile,

Kendi Tarihine ve Kültürüne Düşman Nesiller yetiştirilmesi için,

Kendi Tarihimizi Bütün bunların hepsini Tarih Kitaplarımızdan silmedimi, ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

     Kılık Kıyafet ve Şapka devriminden sonra, Mütevazi ve Muhafazakar insanlarımızı,

Devlet Dairelerine girişten, Okullardan Teçrit etmesi ve aşağılaması ile, 

Atatürk ve Atatürkcülük adına Batılılaşmak, Avrupalılaşmak diye, Milletin Dini ve Ahlaki Maneviyatını Yok etmedimi ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

     Atatürkten Sonra, Atatürk ve Atatürcülük adına, Tevhidi Tedrisat Kanununu,

Yani Temel Derslerin ve Din Eğitimi ve Öğretiminin birleştirilmesi Kanununu,

Okullarda, Kız ve Erkek Öğrencilerin birleştirilmesi kanunu olarak uygulamadımı ?   

Çağdaşlığı, Hayasızlık ve İffetsizlik olarak uygulamadımı ?

Karma Eğitim adı altında Okullarda, Kız ve Erkek Öğrencilerin birleştirilmesi,

Lise Kız Tuvaletlerinde, Bebek Ceninleri olarak Önünüze gelmedimi ? Halende Devam etmiyormu ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

     Devrimlere muhalefet ediyor diye, Atatürk ve Atatürkcülük adına,

Yüzlerce, binlerce İlim adamlarımızı İstiklal Mahkemelerinde İdam ettirip, Sonra yargılatmadımı ? 

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

     İkinci Dünya Harbini bahane ederek, Camilerden, Mescitlerden bir kısmını,

Askeri Kullanım adı altında Ahıra çevirmedimi, ? Mescitlerin ve Vakıf Mallarını satmadımı ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

     Buğdayı ve Tahılı yetiştiren Köylümüze varıncaya kadar,

İkinci Dünya Harbini bahane ederek Milleti Ekmek Karnesine bağlanmadımı ?

 

     Başbakan İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

1937 de Atatürkün hastalığını fırsat bilip, Ayaklanma diye nitelediği İtirazları bahane ederek,

Dersimde Katliamlar yapan İsmet İnönü değilmidir, ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

      Çok Partili Demoktratik sisteme geçmek diyerek, Siyasi Patiler Kanununu,

Parti Başkanının Delegeleri seçtiği, Delegelerin Parti Başkanını seçtiği,

Seçimlerde Millet Vekili veya Belediye Başkanı seçilecekleri Parti Başkanının Tayin ettiği,

Milletvekili adayına, Belediye Başkanı Adayına, Milletin sadece Oy vermek Zorunda bırakıldığı

Genel Seçimlerde Milletvekilini seçmek için oy veriyor değil, sadece Partiye Oy vermek durumunda olunan,

Zira, Seçmenin, Parti Başkanını Seçmek, Parti Yönetimini Seçmek gibi bir Demokratik hakkı olmadığı,

Anayasamızdaki Seçmen İradesini bağlayan, Oy Versede Vermesede, Neticeyi İyi ve Doğru yönde değiştirmeyen,

Parti Başkanı, Lider Suntası, Tek Adam Vesayeti sistemi olan, Kökten Fanatik Partizanlığı, Demokrasi ve

Demokratiklik kılıfına uyduran, Siyasi Partiler Kanununu ile, Parti Başkanlığı Vesayetini getirmedimi ?  

     Siyasetcinin derdi Seçim, Vatandaşın derdi Geçim olmak varken,             

Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim sistemi Demokratik olmayan bir Ülkemizde,

Milletin Bütünlüğünden, Demokratiklikten, Demokrasiden ve Cumhuriyetten söz edilebilirmi, ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

“ İstikbal Göklerdedir,” diyerek Bizzat Atatürkün Kendinin kurdurduğu ve kurulması için

bir İstiklal mücadelesi daha yaptığı, Kayseri Uçak Fabrikasını,  Milli Şef İsmet İnönü,

Natoya giriş Müracatı hazırlığında, “ Siz bu Uçak Fabrikasını kapatın, Natoya girişinizde, Uçakları Biz size vereceğiz,”

diyen Amerikanın Emri ile Kayseri Uçak fabrikasını kapatıp, İmal edilmiş Uçaklarıda Gömmedimi,

Dünyanın Tek Uçak Mezarlığı Kayseridedir Biliyormuydunuz ?

     Atatürk Zamanında kurulmuş olan uçak Fabrikasında, Bugün Hangi Uçaklar geliştiriliyor, Üretiliyor olurdu ?

 

     Askeri anlamda Cihad için kullandığınız Silahların kendi Milletinizce üretilmesi şarttır,

Düzenli bir Devlet Ordusu kurulmadan ve dahi Harp için kullandığınız silahları Harp ettiğiniz Düşmanınızdan

bedel ödeyerek satın almak, sonrada oraya Harp ilan etmek olan, İNTİHAR AHMAKLIĞINI hangi akıl kabul eder ?

 

     Kıbrıs Harekatında Amerikanın, “ Amerikadan aldığınız hiçbir Silahı ve Uçağı kullanamazsınız “ tehdidini

Türkiyeye : Askeri ve Ekonomik Ambargo koymasını ve bunun neticelerini şimdi daha iyi anlayabildinizmi ?

 

     Şimdi diyeceksinizki, bu yazdıklarınız anlattıklarınız, Bizim Tarih Kitaplarında yok, !!!

Size, Sizin Tarihiniz olarak İngilizlerin, Yahudilerin, Sizin için yazdığı Tarih Kitaplarında bunlar olurmu ?

 

     Milli Eğitimimizde Okullarımızda ders olarak okutulan Türk Tarihi, bizden kaynaklı, Bizim Tarihimiz değil,

Vahşi Batının, İngilizlerin, Fransızların Türk Tarihi diye Milletimize iteledikleridir,

     Tarih Dersi Kitaplarının En arka sayfasında O Tarih Kitabı hazırlanırken yararlanılan kaynaklar bulunmaktadır,

Bakınız !!! Tarih Dersi kitapları hazırlanırken yaralanılan kaynak kitaplar,

Bizim Tarihcilerimizin, Bizim Tarihimiz kaynaklı olan, Tarih kaynaklarımıdır ?

 

     Geçmiş Tarih bilgimizi, Bu gün  Uydurmasız, Yalansız, İftirasız bir doğruluğa getirebilirmisiniz ?

     Atatürk, Nutuk Kitabını Türkce yazmadımı ? Nutuk Kitabı, Atatürkten sonra 5 kez Tercüme edilmedimi ?

     Atatürke ve Cumhuriyete sahip çıkmak, İslam Dinine ve Ecdadımıza hakaret etmekmidir ?

     Soyunu reddeden Demokratların UYDURUK Türkcesi, Cumhuriyet kazanımımıdır ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

     Milletin İtibarını kaybedince, Kendi itibarını yeniden kurabilmek için,

İnancımızın, Maneviyatımızın tam aksine, Atatürk ve Atatürkcülük adına, Her yere Atatürkün Heykellerini diktirip,

Atatürke Saygı Sevgi diyerek, Bu Heykellerin önünde Zurna Dinletisiyle

Saygı duruşunda durmayı zorunlu kılmadımı ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,  

     Yaptığı bütün Çirkefi, Pisliği, Melanetleri Atatürk ve Atatürkcülük adına yapmakla,

     O Kadarki, İstiklal Harbinde Baş Komutanının Arkasında Sıra Dağlar gibi Duran Türk Milletini,

Atatürke Hakaret ettiren şekle getiren İsmet İnönü değilmidir ?

 

 

       25 TEMMUZ 1951 Andan Menderesin çıkardığı ATATÜRK BÜSTLERİNİ ve HEYKELLERİNİ KORUMA KANUNU,

 

       25 Temmuz 1951 de Andan Menderes, Atatürke olan hakaretleri önlemek için

Atatürkü Koruma Kanunu diye bir kanun çıkardı, Bu Kanunun Metninde,

     “ Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar

hapis cezası ile cezalandırılır.

       Atatürk'ü temsil eden Heykel, Büst ve Abideleri ve yahut, Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten

kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.

Yukarki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır” der,

 

     Önceki Ecdadıma Hakareti nasıl kabul etmiyorsam, Atatürke hakareti bende kabul etmem,

     Lakin Bu Kanunun, Atatürkü Koruma veya fikirlerini anlama yönünden bir alakası yoktur,

Zira Atatürkü koruma ve Fikirlerini anlama değil, Atatürkün Heykellerini, Büstlerini, koruma kanunudur,

Atatürk Heykellerinin, Büstlerinin, Resimlerinin Laiklikle, Laik Rejimle,

Atatürkün Fikirlerini anlamakla ne alakası vardır, ? Aklı olan buraya gelsin, 

 

     Atatürk Milliyetciliğinde, Atatürke Saygı, Atatürkün fikirlerini anlayarak,

hiçbir kavram adı altında ayrımcılık yapmadan Milletine hizmet etmek demek değilmidir, ?

 

     Atatürk, Lahtinin önünde, şuursuzca kalas gibi durmakla ve

kendisine Zurna dinletisi ile yapılan bir saygı gösterisini istermiydi ?

 

     Atatürk, Heykellerinin, Büstlerinin, Totemleştirilmesini ve önünde, şuursuzca kalas gibi durulması gibi

böyle bir saygı gösterisini istedimi, ? istermiydi ?

 

     2021 yılında öncesindede varmı bilemiyorum, Sözde Atatürkcü Düşünce Derneği olan, Sözde Çağdaş Yaşamı

Destekleme Derneği olan Derneklerin Ana Okullarında 10 Kasımda Atatürkü anma diye Çocuklara

Atatürkün Resimlerine Heykellerine Secde ettirildiğini görmedinizmi ?

 

     Atatürkün Fikirlerini anlamak ve değerlendirmeden, Atatürkcülük olmaz, olamaz,

Atatürke Saygı, Totemleştirilmiş Büstlerinin önünde, kalas gibi şuursuzca durmakla,

Atatürke, Zurna dinletmek olamaz, bu Güruhun, Atatürke Manevi Saygıları zaten yok,

Maddi saygılarıda ancak bu kadar, Zira Milletimizle, Milletimizin Maneviyatıyla, devamlı kapışma içinde değillermi, ?

 

     Bu Güruhlar, Atatürkü, İdeolojik Siyasi emellerine Maske olarak kullanmıyorlarmı,?  

     Bu Güruhlar, Milletin Maneviyatı İslam Dinine Hakaretler etmiyorlarmı, ?

     Bu Güruhlar, İsmet İnönü gibi, Atatürke hakeret ettirip, kendilerini haklı çıkarmaya çalışmıyorlarmı,? 

Atatürkün, Heykellerine, Büstlerine Resimlerine karşı, Saygısız gösterdiklerini, ilan ettiklerini, Meczup İlan ediyorlar,

Kendileri ise Güya Atatürkcü olmuş oluyor,  Garabeti anlayabildinizmi, ?

 

     Bizim İslam Edebimizde, Geçmişimize Zurna dinlettirerek, Kalas gibi Şuursuzda durmak değil,

Rahmet için Dua etmek vardır,

 

 

                                                           ÇANAKKALE ve İSTİKLAL MERSİYESİ

 

“ Şu Çanakkale, Boğaz harbi nedir ? Var mı ki dünyada Eşi ? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya, Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk, Sâde bir hâdise var ortada, Vahşetler denk,

Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp Mahbesi kafesi !

Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ, Hani, Tâ’ûna da Zuldür, bu Rezil İstilâ !

Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâmı beşer, Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, Hakikati Mahşer,

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfeti, o yüz, Medeniyyet denilen Kahbe, Nerde, gösterdiği Vahşetle, O bir Avrupalı !

 

Kustu Mehmetçiğin, aylarca durup karşısına, Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına,

Savrulur enkâz-ı beşer, Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak, Boşanır vâdilere, sağnak sağnak,

Saçıyor zırha bürünmüş de o Nâmerd eller, Yıldırım yaylımı Yûfanlar, alevden seller,

Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil, Yedi iklimi Cihânın duruyor karşısında,

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler, Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin,

Sönüyor göğsünün üstünde, o arslan Neferin, ! 

 

Sen ki, İslâm, kuşatılmış boğuluyorken, hüsranla, O Demiri Çenberi göğsünde kırıp parçaladın,

Sen ki, Ruhunla beraber gezer Ecrâmı adın, Sen ki, a’sra gömülsen taşarsın,

Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına Rââm ? Çünkü te’sisi İlâhî o metin İstihkâm,

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından,  Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat İman ?

Şûhedâ gövdesi, bir baksa, dağlar, taşlar, O, Rükû olmasa, Dünyâda eğilmez Başlar,

 

Sarılır, indirilir mevki’i müstahkemler, Beşerin azmini tevkif edemez suuni beşer,

Bu göğüslerse Hudâ’nın ebedî serhaddi, O benim sun’i bedi’im, onu çiğnetme dedi,

Asım’ın nesli diyordum ya, nesilmiş gerçek, İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek,

Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne Güneşler, Batıyor !

 

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, Asker ! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer,

Ne, büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i, Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi,

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın ?  Gömelim gel seni tarihe, desem, sığmazsın,

Hercü Merc ettiğin edvâra yetmez O Kitâb, Seni ancak ebediyyetler eder istiâb,

Bu, taşındır” diyerek Kâ’be’yi diksem başına, Ruhumun vahyini duysam da, geçirsem taşına,

Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle, Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle,

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan, Yedi kandilli Süreyyâ’yı uzatsam oradan,

Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına, Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,

Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem, Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem,

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana, Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana,

 

Heyhât, Sana gelmez bu Ufuklar, Seni alamaz bu Cihât,

Ey Şehid oğlu Şehid, isteme benden Makber, Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber,”

 

 

                                                                       İSTİKLAL MARŞIMIZ,

 

“ Korkma Sönmez, Bu Şafaklarda Yüzen, Al Sancak,                       Çatma, Kurban olayım, Çehreni Ey Nazlı Hilal,

  Sönmeden, Yurdumun üstünde tüten, En son Ocak,                      Kahraman Irkıma, bir gül, Ne Bu Şiddet, Bu Celal,

  O Benim, Milletimin Yıldızıdır,    Parlayacak,                                  Sana Olmaz, Dökülen Kanlarımız, Sonra Helal,

  O Benimdir, O Benim,   Milletimindir Ancak,                                   Hakkıdır, Hak’ka Tapan, Milletimin İSTİKLAL,

 

  Ben, Ezelden beridir, Hür yaşadım, Hür Yaşarım,                           Garbın Afakını sarmışsa Çelik Zırhlı bir Duvar,

  Hangi Çılgın, Bana Zincir vuracakmış Şaşarım,                             Benim, İman dolu Göğsüm gibi, Serhaddim var,

  Kükremiş Sel gibiyim, Bendimi Çiğner aşarım,                               Ulu sun Korkma, Nasıl böyle bir İmanı boğar,

  Yırtarım Dağları, Enginlere Sığmam Taşarım,                                Medeniyet dediğin, Tek Dişi kalmış Canavar,

 

  Arkadaş, Yurduma, Alçakları uğratma, Sakın,                                 Bastığın yerleri Toprak diyerek geçme, Tanı,

  Siper Et Gövdeni, Dursun Bu Hayâsızca Akın,                               Düşün, altıdaki Binlerce Kefensiz Yatanı,

  Doğacaktır Sana,   Vadettiği günler, Hakk'ın,                                  Sen, Şehit Oğlusun, İncitme Yazıktır Atanı,

  Kim bilir, belki Yarın, Belki Yarından da Yakın,                                Verme, Dünyaları aslanda Bu Cennet Vatanı,

 

  Kim, Bu Cennet Vatanın uğruna olmaz ki Feda,                             Ruhumun Senden, İlahi Şudur ancak Emeli, 

  Şüheda Fışkıracak, Toprağı Sıksan Şüheda,                                  Değmesin Mabedimin Göğsüne, Na Mahrem Eli,

  Caanı, Caananı, bütün vaarımı alsında Hüda,                                Bu Ezanlar ki, Şehadet leri, Dinimin Temeli,

  Etmesin Tek Vatanımdan Beni, Dünyada Cüda,                             Ebedî Yurdumun Üstünde Benim, İnlemeli,

 

  O Zaman, Vecd ile Bin Secde eder varsa Taşım,                            Dalgalan Sende, Şafaklar gibi Ey Şanlı Hilal,

  Her Cerihamdan İlahi, boşanıp Kanlı Yaşım,                                  Olsun artık, dökülen Kanlarımın Hepsi Helal,

  Fışkırır, Ruhu Mücerret gibi, Yerden Naaşım,                                 Ebediyyen, Sana Yok, Irkıma Yok, İzmihlal,    

  O Zaman yükselerek, Arşa değer Belki Başım,                               Hakkıdır, Hür Yaşamış Bayrağımın Hürriyet,

                                                                                                          Hakkıdır, Hak'ka Tapan, Milletimin İSTİKLAL,”

 

 

     Bayrağımıza, Sancağımıza, Saygı Sevgi Muhabbetle hürmet, Hürriyet Sevdamızdır, Şerefimizdir, Haysiyetimizdir,

     Sevgimiz Saygımız, Selamımız, Muhabbetimiz, Çanakkale Mersiyesi ve İstiklal Marşımızın tamamı ile

Bayrağımıza, Sancağımıza, Selam Durmakla, Bayrağımızadır, Sancağımızadır,

     Bizler Bayrağımıza, Sancağımıza Selam Dururuz, Bayrağınıza, Sancağımıza Selam Durmakla,

İstiklalimiz için savaşmış ve bize bu günleri bırakmış, Tüm Ecdadımıza Sevgi, Saygı ve Muhabbetle

Selam ve Saygı duruşunda dururuz,  Onların Heykellerine, Büstlerine Resimlerine değil,

Onların Heykellerini, Büstlerini, Resimlerini TOTEMLEŞTİRMİYORUZ,

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK e, Sevgimiz Saygımız da Muhabbetimizde aynı şekildedir,

Zira, Atatürk Heykellerine, Büstlerine, Resimlerine yapılan Sevgi Saygı gösterisi Atatürke değil,

Sadece ve Sadece Heykellerine, Büstlerine ve Resimlerinedir,

Geçmişimize Saygılı, Sevgili ve Muhabbetli olabilmek için Onların Emanetlerini korumak için 15 Temmuz gibi durulur,

 

    Atatürk, İzmire girişte Önüne açılan Yunan Bayrağına basmadı,

İzmire işgal girişinde, Türk Bayrağına basarak, Türk Bayrağını Çiyniyerek giren Yunan Komutanlar gibi yapmadı,

 

 

     İnönünün, Hazırladığı ve müracat ettiği Natoya giriş planı ile İnönüden Sonra, İnönünün bıraktığı Hain Siyasetle,

Adnan Menderes Hükümeti, Natoya Giriş ve Nato Üssü diyerek Başkent Ankaradan, sonra İstanbul ve Şileden

sonra İzmirden Amerikan Hava Üssü vermekle başlayan, Tekirdağ Amerikan Üssünü, Balıkesir Amerikan Üssünü,

Konya Amerikan Üssünü, Muğla Amerikan Üssünü,  Mersin ve Adana İncirlik Amerikan Üssünü, Hatay Amerikan

Üssünü, Şanlıurfa ve Malatya Kürecik Amerikan Radar Üssünü, Diyarbakır Amerikan Üssünü, Şırnak, Batman,

Mardin, Batman, Amerikan Üssünü, Vererek Türkiyeyi Göbeğinden İngiliz ve Amerikan Mandasına bağlamadımı,?

 

     Sonrada,  Amerikan ve Yahudilerin, İsrailin, kendilerine Vaad edilmiş Topraklar diye saydıkları,

     BOP, BÜYÜK ORTA DOĞU PROJESİ, Büyük İsrail devleti, ve Küçük Kürt, Arap Uşak devletcikleri,

     Kürdistan ve Ortadoğu Haritası çıkmadımı, ? Hıyanet ve Hainlikte olan Kürt ve Arap Aşiretleri,

     İngilizler, Amerikanlılar ve Yahudiler desteği ve kışkırtması ile, PKK, YPG Terörünü çıkarmadılarmı, ?

     Sonrada Bayrak diye paçavralarını çıkarmadılarmı. ?

     Sözde Atatürkcü Güruh, Bunların destekcisi olmaya devam etmiyorlarmı, ?

 

     Mersin Amerikan Üssünden başlayıp Batman ve Mardine devam eden çizgideki Amerikan Üslerinin Dizilimi

ayrıca dikkatinizi çekmiyormu ? Bu Çizgi, Amerikanın Kürdistan Haritasının Türkiye üzerindeki Sınırları değilmidir ?

Daha da aslı, Kürdistan adı altında, Yahudilere Vaad edilmiş Toprakların, BOP, Büyük Ortadoğu Projesinin,

Büyük İsrail Terör Devletinin sınırları değilmidir ?  Üslerin Yerleşim Niteliğini şimdi anlayabildinizmi ?

 

     Yurdumuzda sayısız Nato üsleri var, Güya Buralar Nato Üsleri olarak geçmektedir,

Lakin, Bütün Komutanları ve Stratejileri, Amerikan, İngiliz, Fransız Stratejileri değilmidir ?

Bu Üsler, Neden Hep Amerikan Komutası altındadır,?

Bu Nato Üsleri, Benim Topraklarımda olduğu halde, sadece ve sadece Amerikan üsleri olduğu için,

Bu Üslere Türkiyenin, Benim Genel Kurmay Başkanım dahi, giremiyor, girebiliyormu ? Neden Girememektedir, ?

 

     Nato üssü olması hesabıyla, Türkiyeninde Nato Üyesi olması hesabıyla, Bu Üslerdeki Komutanın ve

Komutanların, Türk Komutanlar, Türk Komuta Kademesi olması elzem ve gerekli değilmidir ?

     Türkiye, Şayet ve Gerçekten Nato Üyesi ise,

Bu Üslerin Komutasının Derhal Türkiyeye alınması gerekli Şart değilmidir, ?

Zira Türkiye Nato Üyeliğine Girişten bu yana Nato Yaptırımları diye 1974 den başlayan Amerikan Yaptırımları

Ambargoları ile Natodan Ne Fayda Görmüştür ? 

 

     Özal Hükümetinin de, Türkiyenin, Avrupa Birliği Mandasına bağlanması gayreti ile başlattığı ve

IMF ye borçlanması ile, İngiliz, Amerikan ve Avrupa Birliği Hegemonyasına giriş süreci, 

28 Şubat Süreci Demirel, Çiller ve Ecevit Hükümetleri Avrupa Birliği Uyum Yasaları adı altında,

Türkiyenin Tarım Üretimine kota koymasıyla, Tamamen İthalata dayalı Tüketim Ekonomisi oluşturmasıyla,

Tamamen, İngiliz, Amerikan ve Avrupa Mandasına Girdirdiler,

Yeşil Sermaye, Şeriatcı Sermaye, Dinci Sermaye, adı altında TMSF ile El koyulan Türk Bankalarının, % 80 nini

İngiliz, Amerikan ve Yahudi Kartellerine satıp, Memleketin Ekonomisini Bunlara teslim etmedilermi, ?

Bunlarda, Döviz Kuru ile oynayarak, Faiz Kuru ile oynayarak Bir Aşağı bir yukarı ile Memleket ekonomisini devamlı

Kriz ve Bunalım halinde devam ettirmiyorlarmı ?

Erdoğan Hükümetiylede Israrla Avrupa Birliği Uyum yasaları adı altında halen devam etmekte değilmi dir, ?

 

     2002 de, 2 ci Abdülhamit gibi Millete umut olarak görülen, 2003 te Amerikaya gidip gelişinde,

Hava limanına iner inmez beyanatı, “ Amerika ile Büyük Ortadoğu Projesi EŞ BAŞKANI olduk,”  dedikten sonra,

PKK nın YPG ye dönüşmesi, YPG ninde Suriye Belasına dönüşmesi,     

 

     “ Muhacir kardeşlerimiz,” diyerek, Türkiye Nufusunun 5 te biri yekunu Mültecilerin yurda doldurulması,

Suriyelilere öncelik verilmesi,  

 

     “ Her çocuk, kesintisiz zorunlu eğitim mezunu olacak,” diyerek,

Çırak olarak Meslek öğreminin ortadan kaldırılması, Meslek vermeyen Üniversiteleri okumak zorunda bırakılması,

 

     “ Dindar Nesil yetiştireceğiz,” söyleminden sonra,

Eğitim müfredatının ilgisiz ve alakasız duruma gelmesiyle, İmamhatiplerde dahi Ateiist deist çıkması,

 

     Aileyi Toplumu korumak yerine, Zinanın Suç olmaktan çıkarılması ile,

Kadınlara Şiddeti önlemek kavramı altında, Kadınlara, Kanunen dahi dokunulmazlık veren,

     28 şubat sürecinde dahi olmayan,

 “ Kadının beyanı esastır,” kanunun çıkarılması ile, Aile Kurumunun çökertilmesi,

    

     Sosyal Hukuk ve Hakkaniyet ölçüleri Emirdir,

Lakin Sadece Şahsi emir, Sosyal Hukuk ve Hakkaniyet olmadığı halde,

     Suç ve Ceza tanımlamasının yok edilmesi ile, Suç ve Ceza nın belirsiz hale getirilmesi, 

Suç isnat edilerek tutukluluk halinin emirle devam ettirilmesi,

Suçuna göre yargılanmanın yok edilmesi ile, Yargı sürecinin uzatılması, bunlar kendisine sorulduğunda da

“ bunlar sizi ne ilgilendiriyor,” demesi ile Yargının Keşmekeşliği, 

 

     “ Faiz sebep, Enflasyon sonuç, Yatırımcı gelmiyor,” diyerek, Doğruyu yanlış yaparak,

Merkez bankasından, Kafadan Peş peşe faiz indirimi ile Dövizi Nükleer Fizyona sokup, patlatılması,

Faizcilerin, “ kur garantisi faizi,” ile Milletin Vergilerinden finanse edilmesi,

     Hayat pahalılığı ve Maliyetler patlaması ile Esnafın çalışamaz üretemez hale getirilmesi,

İşsizlik, İş yokluğu ile Milletin Fakru Zaruret içine düşürülmesi, Bir yerlerde bir hata yokmu ?

 

     Tarihte Orta Çağdaki adı, Haçlılar, Haçlı Birliği, Çanakkale de adı İttifak kuvvetleri, İstiklal Harbindeki adı,

Müttefik İşgal Kuvvetleri, Atatürkün tanımlaması ile, Müstevliler olan, Şimdiki adı Avrupa Birliği olan,

İngilizlerin, Fransızların, Almanların, Yunanlıların, Ermenilerin, Yahudilerin, İş Birlikcileri, Rotaryanlar, Çağdaşlar,

İlericiler, Aydınlar, Soyunu Reddeden, Soyuna Hainlik ve Hıyanet eden Soysuzlar,

Geçmişte Osmalı Devletini Parçaladıkları gibi, Bu günde Türkiye Cumhuriyetini Parçalamaya çalışmıyorlarmı ?      

 

     Tarihte Orta Çağdaki adı, Haçlılar, Haçlı Birliği, Çanakkale, İstiklal Harbindeki adı, Müttefik İşgal Kuvvetleri,

Atatürkün tanımlaması ile, Müstevliler olan, Şimdiki adı Avrupa Birliği olan,

Türkiyeye karşı devamlı Yunan kışkırtıcısı olan İngiliz, Fransız, Alman ve Amerika ile Nato Müttefikiyiz,

aynı Müttefiklerin Avrupa birliğine girmek için, İdarecilerimiz, Muhalefet dahil Siyasilerimiz yalvarıp durmaktalar,

     Şimdiki adı Avrupa Birliği olan düşmanlarımıza, Çanakkale ve İstiklal harbinde bizi mahvedemediniz,

şimdi gelin bizi mahvedin diye yalvarmaktalar.

     Sizin yapamadığınız Ekonomik ve Siyasi kalkınmayı, Sosyal Hukuk ve Adaleti, Demokratikleşmeyi,

Nato ve Avrupa birliği olan Düşmanlarınızmı, Sizin adınıza, Sizin kalkınmanız içinmi yapacak ?

Ekonomik ve Siyasi kalkınma, Amerikaya ve Avrupa birliğine yalvarmaklamı olacak ?

Sizde hiç Beyin ve Akıl yokmu ? Bir şeyleri Sizin adınıza başkalarımı düşünecek ?

 

     Bunlar  Atatürkün söylediği “ Gaflet ve dalalet ve hatta Hıyanet değilmidir ?

 

     Hizbul Vahşi Terörü, Hizbul Tahrir Terörü, Elkaide Terörü, nasıl oluyorda kendi kendine çıkıyor ve

hiç bir İz bırakmadan tekrar kayboluyor, Hizbul Vahşi Terörünü, Hizbul Tahrir Terörünü, Elkaide Terörünü

besleyip büyütenler, İslam Dinini Sosyal yaşantısı ile Maneviyatını yaşamaya çalışan İnsanlarmıdır,

Yoksa Sizinde ve Herkesinde bildiği gibi, Kendini Dünyanın Jandarmalığına çıkarmış olan

İngiliz, Amerikan ve Yahudi Siyaseti Terörümüdür ?

 

     Bunlar  Atatürkün söylediği “ Gaflet ve dalalet ve hatta Hıyanet değilmidir ?

 

     Atatürk, “ Beni görmek, Beni anlamak değildir, Behamahal Benim Fikirlerimi anlamaktır “ demekle,

Bu Ayet ve Hadisleri Şeriat Kanununu ifade etmiyormu ? Bu Ayet ve Hadisler Şeriat Kanunudur,

 

     Atatürkün “ İstikbalde dahi, Dahili ve Harici Bedhahların olacaktır,

İstiklal ve Cumhuriyete kastedecek Düşmanlar,

Bütün Dünyada Emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler ” dediği söz

yukarıdaki Ayet ve Hadisleri ifade etmiyormu ? Bu Ayet ve Hadisler Şeriat Kanunudur,

 

    Atatürkün, Gençliğe Hitabesindeki Sözleri, yukarıdaki Ayet ve Hadisleri Şeriat Kanununu  İfade etmiyormu ?

Bu Ayet ve Hadisler, Şeriat Kanunudur,

 

     Atatürkün “ Muasır Medeniyet seviyesi “ olarak gösterdiği ilericilik ve çağdaşlık,

yukarıdaki Ayet ve Hadisleri Şeriat Kanununu ifade etmiyormu ?

Bu Ayet ve Hadisler, 1400 yıl önceki karanlık diye hakaretler edilen ŞERİAT KANUNUDUR,

 

     Atatürkün, Cumhuriyeti Kurup ilan ederken “ Manda ve Himaye Kabul olunamaz, Geçmişteki Atalarımın,

Devletleri gibi, Selçuklu ve Devleti Osmanı Aali gibi, Bağımsızlık, Benimde Karakterimdir,

     Beni de yetiştiren, Devleti Osmanı Aalidir, Sultan Abdülhamidin kurduğu Askeri Rüştiye,

İstanbul Harp Okulu ve İstanbul Harp Akademileridir, ” Sözünün hilafına, Tersine,

Çanakkale ve İstiklal Harbinde, Yurdumuzu İşgal ve İstila eden ve Bizi Sömürgeleştirmek isteyen

Bu Milletlere, Bugün özenti duyarak, Nato ve Avrupa Birliği diye onların hegemonyası altına gireceksek,

Kendi Benliğimizi kaybedeceksek, Çanakkale ve İstiklal harbini Neden yaptık ?

 

     1915 Çanakkale, Kutul Amare ve 1919 – 1922, İstiklal harbimizden Sonra, amacına ulaşamayan

İngilizler ve Batı, Çhirçil in yukarıdaki sözlerini temel alarak başlattığı, Haçlı Kültür savaşını,

Bugünün Jön Türkleri, İttihatcıları, Terakki Pervercileri olan,

Şimdiki Adları, Rotaryanlar, Çağdaşlar, İlericiler, Aydınlar, Sosyal Demokratlar olan,

Soyunu Reddeden, Soyuna Hainlik ve Hıyanet eden Soysuz Demokratlar ile devam etmekte değilmidir ?.

 

     1915 Çanakkale, Kutul Amare ve İstiklal harbimizden Sonra,  

İngilizler ve Vahşi Batının Haçlı Kültür savaşına yenik düşmüş durumdayız.

 

   “ İt Derisinden Post, Haçlı Kültüründen Dost olamaz “

     İstiklali kazanmak hiç kolay olmadı, Geçmişte yurdumuzu işgal ve istila eden

Avrupa Birliğinin hegemonyasına girerek İstiklali kaybedip tekrar kazanmak ise hiç mümkün gözükmemektedir.

     Geçmişte Yurdumuzu İşgal ve İstila eden, Bizi Sömürgeleştirmek isteyen Avrupa Birliğinin Hegemonyasına

girerek, İstiklalimizi kaybedip, tekrar kazanmak ise çok daha zor olacağını görmekte körmüsünüz, ?

 

      Çağdaşlığı, Medeniyeti Başka Milletlerden, Müstevlilerden, ve dahi Soyunu Reddeden Soysuz Demokratlardan

öğrenmeye ihtiyacımız yok, Asli Medeniyeti anlamamak için TAŞ olmak lazım TAŞ,

Bizim Ecdadımızda, TAŞ işcisi idi, Taşlara Hükmederek, İnsanlık için Mimariyi, Mimari ile birlikte,

İnsanlık için Medeniyeti geliştirdi ve yaydı,

     Ecdattan ve Atatürkten sonra, Baba, Bacı, Hoca, Milliyetcilik, Cumhuriyetcilik, Demokratiklik, Laiklik, Liberallik,

Ekonomistlik, Dürüstlük kavramlarını, Kavram kargaşaları ile Milletine Yarasa demekle,

Dün Dündür, Bugün Bugündür, demekle, Benim Memurum işini bilir demekle, Rüşvetle, Vurgunculukla,

Yolsuzluklarla, Dolandırıcılıkla, Fitne ve Fesatla, Modernlik ve Şıklık diye Fuhuşla,

KİMLER : Neyin Medeniyetini geliştirdi ? Medeniyet Nedir, Kim Ne Kadar Medenidir ?

 

      ŞİMDİ SÖYLEYİN :

      Laik Eğitim ve Öğretim adı altında, Din Eğitim ve Öğretimi gerektiği

Müfredatı ile birlikte, Tam ve Doğru olarak verilmediğinden, İnsanlarımız, Cemalettin Kaplanların, Ali Kalkancıların,

Açzimendilerin, El Kaidenin, Hizbul Vahşilerin, Sözüm ona İslamcı Yazarların, Alevi Dedelerinin,

Kadınla Erkeğin Edep yerini karıştıran, Tecavüz edilmek Orucu bozmaz diyen İlahiyat Dekanının,

her sözü ile Milletimize tiksinti veren Sakatlık kadrosundan İlahiyat Dekanı olan, İlahiyat Dekanının,

Miraca çıkmadan Namazı Üç vakte indiren Entel Dantel İlahiyat Dekanının, ve Diğer Sapıkların,

Sapıtmışların Din Eğitimine Terk edilmiyormu ?

Bu İslamcı Yazarların ve Sapık İlahiyat Dekanlarının bir araya gelerek, işlerine geldiği şekilde kendilerince

uydurdukları ifadeleri, Dini İçtihatlar ve Dinde Reformdur diye Milletimize yutturmuyorlarmı ?

 

     1991 de Mersinde bir Kiliseyi gezerken tanıştığım Papazla,

Hiristiyanlıkta İbadetlerin ve Sosyal Yaşam Biçiminin Ne olduğunu ve

İslam Dininin Sosyal Yaşam Biçimi ile benzerliği nedir gibi konularla, bir sohbette bulundum,

5 saat gibi uzun süren bir sohbetten sonra, Papazın karşısında benim bildiklerim, Anadan Babadan olma,

Kulaktan dolma, İslamın asliyetinden ve hükmiyetinden habersiz bir Müslüman olarak kalınca,

netice olarak, Papazın bana Son sözü,

“ Siz, Bir Müslüman olarak, Ne Dininizi, Ne Tarihinizi, Ne Milliyetinizi, Ne de Kimliğinizi bilmiyorsunuz,

Gidin öğrenin gelin “ oldu, Şimdi kendinize sorun, Papazın bu ifadelerinin hangisi yanlış, ?

Bu ifade ile ben, hayatımın tokadını yemiş oldum,

Kuranı Kerim Ayetlerini ve Hz. Muhammedin Hadislerini okumaya başladım, İslam Dini Nedir Öğrenmeye başladım, 

     O Papazın İslam Dini ile Nasiplenmesini diliyorum, İslam ile Nasiplendiğinde Allah O Papazdan Razı olsun

Diyorum, Zira bu tokadı yememdeki sebebler yukarıda sıraladığım şekilde değilmidir ?

 

     ŞİMDİ SORUYORUM :

 

İslam Dinini,  Ruhbanlık Cemaati Dini yapanlardan değil, Şeyhlerden, Müritlerden değil,

İslam Dinini, Dedelerden, Babalardan, Bacılardan, Pirlerden değil, Sema ve Semah Foklorculerinden değil,

İslam Dinini, İlahicilerden, Gazelcilerden, Kasidecilerden, Mevlidcilerden, Değişcilerden değil,

İslam Dinini, Kıssacılardan, Menkıbecilerden, İronicilerden değil, Afyon gibi anlatımla Uyuşturanlardan değil,

İslam Dinini, Hanefilere göre şöyle, Şafilere göre şöyle diyerek, İslam Dinini, Mezheplere uydurulmuş,

                        Mezheplere yapıştırılmış, Birbirinin Tam Zıddı olan Fetvalarla, Mezhep Fetvacılarından değil,

İslam Dinini, Peygamberimizin Mezhebi hangisiydi dedirten Mezhepçilikten değil,

İslam Dinini, Peygamberimizin Tarikatı hangisiydi dedirten Tarikatçılardan değil,

İslam Dinini, Onun Bunun Söylediklerine göre, Onun Bunun Fetva verdiklerine göre, Fetvacılardan değil,

     Dinayet, Diş İşleri Yüksek Kurulu, Yüksek Atmasından değil, Kuran Okuma diyerek, TEGANNİ cilerden değil,

     Bence Diyerek, Kendi Fikrini, Allah Zül Celale ve Rasulune, Şirk koşmuş olmakla, Şirkcilerden Değil,

     Entel Dantel Sosyete İlahiyat Proflarından değil, İslamcı Yazarlardan değil,

     Yahudiler ve Hristiyanlar gibi Sadece ve Sadece İlahi söylemek, Dua yapmak ile, Duacılardan değil,

     Pornfösör Adnan Oktar ve Hayasız Kediciklerinden değil,

     İslam Dininden Nefret ettirmek için kurulmuş olan teşkilatlar, Işıd, Hizbul Vahşi, Hizbul Tahrir, Elkaiden değil,

 

     İslam Dininin, Asli Kaynağından, Allah Zül Celalden, yani Kuranı Kerim Ayetlerinden,

Hz. Peygamberden, Allah Rasulunun Sözlerinden, yani Hadislerden,

Peygamberimizin Sahabilerinden Öğrenen ve Anlamaya ve Yaşamaya çalışan,

Okuması, yazması olan bir tek Benmiyim ?

 

Ben Kimmiyim, ?

Dr. değilim, Doç. değilim, Prof. değilim, Din İşleri Yüksek Kurul Üyesi değilim, Fetva Kurulu Üyesi değilim,

Tarikat Şeyhi ve Hocaefendi Hiç değilim,

 

     Hani Atasözlerimizde “ Koyunun olmadığı yerde, Keçiye, Abdurrahman Çelebi derler “ ya, !

 “ Sadeleştirilmiş Metin ” adı altında, Ya Geçmiş Zamana göre veya Gelecek Zamana göre,

sanki Günümüzü ilgilendirmiyormuş gibi Hikayeleştirilerek, Masallaştırılarak, Kısırlaştırarak yapılmış

Ayet ve Hadis Tercümelerinden,  Ayet ve Hadislerin taşıdığı anlam ve hükümler itibari ile, anlayabildiğim kadarıyla

Türkceden Türkceye, Günümüze, Lisan Anlamı Tercümesini, Hüküm Bütünlüğünü, Nitelik ve Nicelik Hükmiyetini

bulmaya çalışan, Zavallı, bir garip Abdurrahman Çelebiyim,

“ Bir Garip Ölmüş diyeler, Üç gün Sonra Duyalar, Soğuk Su ile Yuyalar, Böyle Garip Bencileyin “

     İmam Hatip Lisesinde Talebe iken, Çok Parlak bir talebe olduğumu sanmayın,

Okulda talebe iken, Tefsir, Hadis ve Arabca Dersleri İmtihanlarında Kopye çekerek geçebilmiştim,

 

Ne Yazdığım, Ne Anlattığım değil, Okuyanın Ne Anladığı Hesabında Yazmak ise, Çok Ama, Çok Zormuş,

Yazarken, Her Ne Kadar İfade yanlışlığı yaptımsa Affediniz, İnşallah Rabbim, Allah Zül Celalde Affeder,

 

Ferhatın, Şirinine kavuşabilmesi için Dağları deldiği gibi,

Benimde Şirinime Kavuşabilmem için,

Katılaşmış, Betonlaşmış, Beyinlerdeki Dağları, Nefis Muhasebesi ile Delmem gerekiyordu,
 

 

     Kuranı Kerim Ayetleri ve İslam Dininin Peygamberi Hz. Ahmet, Mahmud, Muhammed, Mustafanın Sözleri,

Hadisleri, Sünnetleri Şeriat Kanunudur,  Yazımın Başından Sonuna Kadar olan, Bu Ayet ve Hadisler

ŞERİATI TANIMLAMAKTADIR,  Yukarıdaki Ayet ve Hadisler, Şeriatın, Silahlı Kuvvetler ve Cihad Kanunudur,

 

     Temel Hak ve Hürriyet, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet içeren,

Toplum Vicdanını Rahatlatıcı olan Bütün Kanunlar : ŞERİAT YASASIDIR,

Hak, Adalet ve Sosyal Hukuk üzere olan Tüm Yasa ve Kanunlar, Şeriat Yasası ve Kanunudur,

Temel Hak ve Hürriyet, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet içermeyen Yasalar zaten Yasa değildir,

 

     Hiç bir İnsan olamazki, Şayet İslam Dininin, Şeriatın Kendisine verdiği hükümleri,

Kendi Nefsinde tatbik ederek yaşasında, Mahkemeye bir davası düşsün !!!,

Her İnsan İstesede istemesede, Anlasada, Anlamak istemesede, kabul etsede, kabul etmesede,

ancak ve ancak Şeriat Kanunları Hükmünde yaşar,

İnsanın Dünyaya gelişinden, gidişine kadar Her şey Şeriat Kanununa Tabidir,

 

     Baharda Yaprak açan ve Canlı Kalarak Sonbaharda yaprağını döken ve Sonraki Baharda yeniden

Yaprak açan Ağacın, bu çizelgesi Şeriat Kanunudur, 

     Siz, Keyfiyetinize göre, İstediğiniz zaman, İstediğiniz yere, İstediğiniz kadar,

Yağmur yağdırabilme Kanunu yapabilirmisiniz ? Ağaca Kışın Yaprak açtırması ve Canlı kalarak

Yazın Yaprağını dökmesi, Sonra Kışın yeniden Yaprak açması Kanununu yapabilirmisiniz ?

 

     Akıl, Mantık, Bilim, Demokratiklik, Laiklik, Sosyal Adalet ve Hukuk Sistemine ve İlkelerine,

Çağdaşlığa, İlericiliğe aykırı bir tek Ayet yada Hadis yoktur,

Şu Ayet yada hadis Akla ve Mantığa aykırı diyorsanız, O Konuda sizin Aklınız yada Mantığınız tıkalıdır,

O konuda Aklınızı ve Mantığınızı açmanız lazım, İşine gelmeyen, İşine gelmeyen şeyi anlamak istemez,

anlamaz İşinize gelmeyen, Ayet ve Hadislere, Akla ve Mantığa Aykırı demek,

bunu Söyleyenlerin ve Tastik edenlerin Sapıklığı ve Sapıtmışlığıdır.

Kendini Akıllı ve Aydın zannedenler ! Bazı şeyleri anlamanız için Size, “ Kıral Çıplak “ diyen bir Çocukmu lazım ?

 

     Ben Müslümanım, fakat Şeriata karşıyım, demek, Şeriata karşı olmak, Şeriatı kendi hayatından dışlamak,

Cihat ile kendini, Milletini ve Yurdunu korumayı, Savunmayı, Kendini, Milletini ve Yurdunu geliştirmeyi,

Dünyadaki Bütün Toplumlarla Sulh ve Barış içinde Huzurlu yaşamayı istemiyorum, kabul etmiyorum demektir,

     Ben Müslümanım, fakat Şeriata karşıyım, demek, Şeriata karşı olmak, Şeriatı kendi hayatından dışlamak,

Doğruluk ve Dürüstlüğü, Yürütme ve Devletine İtaat haklarını istemiyorum, kabul etmiyorum demektir,

     Müslüman olduğunu söyleyen ve kendincede İbadetlerini yerine getirmeye çalışan O İnsan,

Yaptığı İbadetlerin Şeklini ve Zamanını belirten Kanunun, Hangi Kanun olduğunu zannediyor ?

“ Ben Müslümanım, Fakat Şeriata karşıyım “ ifadesinden, daha Ahmakca bir ifade bulabilirmisiniz ?

 

     Her İnsanın bu andan itibaren kendi kendine sorması ve cevaplandırması gereken bir soru ?

“ Ben Ne istiyorum ? Şeriat, Bana Ne veriyor ? Benden bir Şeyler alıyor veya Mahrum bırakıyormu ?

 

     Yukarıdaki Ayet ve Hadisler, İslam Dinine, İmanınızın ve İbadetlerinin Hükümlerini ve Şekillerini açıklayan,

İmanınızın ve İbadetlerinizin nasıl olması gerektiğini açık ve net bir şekilde bildiren,

İslam Dininin Temel İbadetlerini ve Nasıl ve Ne zaman yapılacağını belirleyen,

Gayet Açık ve net ve anlaşılır olarak, Şeriatın Maddi ve Manevi İbadet Kanunlarıdır, 

Hesap Gününde, Mahşerde karşılaşacağınız, Sorulacak olan Hesap budur,

 

     İslam Dininde İman ve İbadet, yapılıp geçilen bir memuriyet değildir,

İslam Dini : Herkesin kendi vicdanına göre kendine uydurduğu ve Vicdanlara hapsedilen bir Din değildir,

İslam Dininin hiçbir hükmü, Accık ucundan tutulacak bir oyuncak değildir,

 

     İslam Dinine İman Etmek ve İslam Dininin İbadetlerini yerine getirebilmek konusunda bu Kadar hassas,

açık ve net, Ayet ve Hadislere rağmen, başkaca ifadelerle, Falanca söyledi, filanca yaptı, Ben yaptım oldu,

Mantığıyla devam ederek, Müslüman olduğunuzu, İbadetlerinizin kabul edildiğini,

başkalarına yada bana, ispat etmeye çalışarak kendinizi kandırmayın,

 

     Sizin Müslüman olduğunuza dair, İmanınızı kabul edecek olan, İbadetlerinizi kabul edecek olan,

başkası yada ben değilim, Müslüman olduğunuzu, yani İslam Dinine İmanınızı ve İbadetlerinizi,

Cenabı Hak olan Allah Zül Celale ve Habibi ve Peygamberi Hz Muhammed Aleyhisselama

kabul ettirmekle yükümlüsünüz.

 

ŞERİAT, SADECE DİNİ İBADETLER İÇİN DEĞİL,

İNSAN TOPLULUKLARI İÇİN YÖNETİM, SOSYAL HUKUK ve SOSYAL ADALET SİSTEMİDİR,

 

1983 İstanbul Eyüp İmam Hatip Lisesi Mezunu

1987 Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Mezunu

İslam Mektebi Öğrencisi

S.M.Müşavir  a.k

Eleştirinizi ve Müzakerenizi Site İletişim Butonundan Mail yazın,

GAZİANTEP  /  TURKEY

 

 

 


 
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır www.ilmihalim.com
Hazırlayan FERHAT'IN ŞİRİNİ
 
Tasarım Ve Kodlama  Es Yazılım Bilişim