ANA GİRİŞ SAYFASI İLMİHAL KONULARI İLETİŞİM & ULAŞIM BİLĞİ VE GÖRÜŞ İÇİN E - MAİL
 
 
  İSLAMDA BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN ile İLGİLİ AYET ve HADİSLER
Eklenme : 20.03.2024
Okunma : 148

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA NEDİR ?

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?

     BAŞ BAĞLATMAMAK, TÜRBAN BAĞLATMAMAK NEDİR ?

     HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ NEDİR ?

 

     KILIK KIYAFET KANUNU ve TATBİK SURETİNİ GÖSTERİR NİZAMNAME KANUNU, NEDİR ?

 

     ANAYASAMIZA, IKILAB KANUNUMUZ KILIK KIYAFET KANUNUNA GÖRE, TÜRBAN NEDİR ?    

 

     İslam Dininin Sahibi, Allah Zül Celal ve Allah Rasulu Muhammed Aleyhisselamdır,

İslam Dininin Olmazsa Olmazları, Asli Hükmiyetleri, Allah Zül Celalin Ayetleri ve Allah Rasulunun Hadisleridir,

İslam Dininin, Olmazsa Olmazlarını, Ondan Bundan değil,

İslam Dinini Sahibinden, Allah Zül Celal ve Allah Rasulunden Öğrenin,

 

     İslam Dininin İnancını, İman Etmiş olma şartlarını İbadetlerini ve gereklerini, Tam ve Doğru olarak öğrenmezseniz,

Öğrenmek istemezseniz, Öğrenmeden Yaşarsanız,

Bence diyerek, Yaşadığınızın, Doğru İnanç, İman ve İbadet olduğuna inanır ve yaşarsınız,

Buda Sizi, Sapıklaşmaktan ve Sapıklıktan başka bir yere götürmez, götüremez,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 BAKARA SURESİ AYET 245

“ Her Kim Mümin bir Müslümandırki, Allah Zül Celale Güzel bir Borç versinde,

Allah Zül Celal Ona, Mükafatları ile, Kat Be Kat geri Ödesin,”der

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 RAMUZ EL HADİS HADİS No C/2 S/198 H/6

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Her Kim Müslüman, İslam Dinini Tefekkuh etmekle, İslam Dinin Özünü, İcabatını, Hükmiyetini öğrenmekle ve

Üzerinde Düşünmekle Mükelleftir ve Her Müslümanın Allah Zül Celale Borcudur, “ dedi der,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 CAMİUSSAGIR HADİS No 2119

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ İslam Dininin En Hayırlı İbadeti, İlk önce, İslam Dininin Gereklerini, Olmazsa Olmazlarını Öğrenmektir,”dedi der,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 RAMUZEL HADİS No C/3 S/254 H/3

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah Zül Celalin Ayetlerinden, Allahın Rasulu olan Benim Sözlerimden, Hadislerimden,

Sünnetlerimden, hiç olmazsa, İbadetlerinizin ve Amelinizin Doğru olup olmadığını anlayacak kadar,

Hakiki İslam Dininin Yolunu bulacak kadar, Amelinizin, Çalışmanızın karşılığındaki Durumunuzun,

İslam Dini Hükümlerinde Yerinizin en az Ne olduğu hakkında, kendi yerinizi bulacak kadar öğrenin,

Heyet ilminden de, Kara ve Deniz karanlıklarında, Yolunuzu bulacak kadar öğrenin,” dedi der,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                İBNİ MACE HADİS No 54

   Sahabeden Abdullah Bin Amr (ra) anlatıyor, Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Dini İlimlerin ve Beşeri İlimlerin Asli Kaynağı Üç tür,

Birincisi,          Amel edilmesi Olmazsa Olmaz Şart olan Ayetler,

İkincisi,            Amel edilmesi Olmazsa Olmaz Şart olan Sünnetlerimdir,

                        Bunlar, Bilmeniz Şart olan İlimlerdir,  Amel edilmesi olmazsa olmaz olan Farizalardır,

Üçüncüsü,      Ayetlerden ve Sözlerimden Hadislerimden çıkarılacak İlimlerdir,

                        Bu İlimlerin dışında kalan, Bilgilerin Bilinmesi, Amel edilmesi, İbadet edilmesi olmayan,

                        Kıssalar, Hikayeler, Cedellerdir, Öğrenilmesi Zaruri değildir, Olmazsa Olmaz değildir,” dedi der,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 DARİMİ HADİS No 655

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Kur'anı anlamaya çalışmadan okumakla,  Kur'an okunmuş olmaz,

Sözlerimi, Hadislerimi, Sünnetlerimi anlamaya yaşamaya çalışmadan sadece Nakletmekle ilim olmaz,

İman ve Amel, Kur'anı Kerimi, Sözlerimi, Hadislerimi ve Sünnetlerimi anlamaya çalışmakla, yaşamaya çalışmakla,

yaşatmaya çalışmakla, İlim ve Hidayetle anlayışla olur “ dedi der,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                ALİ İMRAN SURESİ AYET 19

“ Mutlakki, Allah Katında Kabul edilecek olan Din, İslam Dinidir,” der


     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                MAİDE SURESİ AYET 3

“ Allah Zül Celal,”  Size Din olarak İslam Dinini Beğendim ve Seçtim, Size Dininizi tamamladım, “ der,

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 ZÜMER SURESİ AYET 11

“ Rasulum Deki, Dininizi, Allah Zül Celale Halis kılarak, ( başka şeyleri karıştırmayarak )

İman ve İbadet Etmekle Emrolundunuz,”der,

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 ZÜMER SURESİ AYET 2

“ Mutlak ki Biz Size, Kitabınız, Kuranı Kerimi, İslam Dinini, Rasulum ile Hak olarak indirdik,

Onun için, Dininiz, Allah ve Rasulunun Dini oluncaya kadar,

Dininizi Allaha ve Rasulune Halis Kılınız, Sadece ve Sadece Allaha ve Rasulune Tahsis ediniz,” der,

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 ZÜMER SURESİ AYET 3

“ Mutlak bilinizki, İslam Dini, Halis Din, Ancak ve Mutlak,  Allah Zül Celalin ve Rasulunun Dinidir,

Veliler, Evliyalar, Tarikat diyerek, Dinde İhtilaflar, çekişmeler, ayrışmalar çıkarma Dini değildir,

  Veliler, Evliyalar, Tarikat diyerek, Dinde İhtilaf, çekişme, ayrışmalar çıkaranlar,

Biz bu Velilere, Evliyalara, Tarikatlara, bizi Allah'a daha çok yaklaştırsın diye tabi oluyoruz derler Ya,

Allah Zül Celal, Dinine ihtilâf Sokanlara, Nifak Sokanlara hükmünü verdiği zaman onlarda, sizde göreceksiniz,” der,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 CAMİUL AHLAKIR HADİS No C1 H196

  Sahabeden İbni Şirin (ra) anlatıyor, Allah Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Sözlerim, Hadislerim konusunda Allah Zül Celalden Korkun,

Allah Zül Celalin Ayetlerindeki, Benim Sözlerimi, Hadislerimi, Kimden aldığınıza Azami Dikkat ediniz,

Ayetlerdeki, Sözlerimdeki Anlamların, Hükümlerin açıklamalarını Kimden aldığınıza Azami Dikkat ediniz,

Ayetlerdeki, Sözlerimdeki Anlamları, Hükümleri, Anlamları Daraltmadıklarına, Azami Dikkat ediniz,

Zira Ayetler ve Sözlerim, SİZİN DİNİNİZ dir,” dedi der,

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 ENFAL SURESİ AYET 39

“ Dininiz Tamamıyla, Allah ve Rasulunun Dini oluncaya kadar,

Dininize Fitne Sokanlarla ve Fitne sokanların Fitneleri Yok oluncaya kadar, Mücadele edin, Savaşın,” der,

 

     Yani, İslam Dinini, Ruhbanlık Cemaati Dini yaparak değil, Şeyhlik, Müritlik Dini değil,

İslam Dinini, Dedeler, Babalar, Bacılar, Pirler Dini değil, Sema veya Semah Fokloru Dini değil,

İslam Dinini, İlahi, Gazel, Kaside, Mevlid, Naat, Şiir, Değiş, Türkü okuma Dini değil,

İslam Dinini, Masal, Hikaye, Kıssa, Menkıbe anlatımıyla İroni Dini değil, Afyon gibi anlatımla Uyuşturma Dini değil,

İslam Dinini, Hanefilere göre şöyle, Şafilere göre şöyle diyerek, İslam Dinini, Mezheplere uydurulmuş,

                        Mezheplere yapıştırılmış, Birbirinin Tam Zıddı olan Fetvalarla, Mezhep Fetvaları Dini değil,

İslam Dinini, Peygamberimizin Mezhebi hangisiydi dedirten Mezhepçilikle, Mezhep Dini değil,

İslam Dinini, Peygamberimizin Tarikatı hangisiydi dedirten Tarikatçılıkla, Tarikat Dini değil,

İslam Dinini, Onun Bunun Söylediklerine göre, Onun Bunun Fetva verdiklerine göre, Fetva Dini değil,

     Dinayet, Diş İşleri Yüksek Kurulu, Yüksek Atma Dini değil, Güzel Kuran Okuma diyerek, TEGANNİ Dini değil,

     Bence Diyerek, Kendi Fikrini, Allah Zül Celale ve Rasulune, Şirk koşmuş olmakla, Şirk Dini Değil,

     Entel Dantel Sosyete İlahiyat Profları Dini değil, İslamcı Yazar Dini değil,

     Yahudiler ve Hristiyanlar gibi Sadece ve Sadece İlahi söylemek, Dua yapmak ile, İlahi ile Dua Dini değil,

     Pornfösör Adnan Oktar ve Hayasız Kediciklerinden, Hayasızlık ve İffetsizlikle, İffetsizlik ve Hayasızlık Dini değil,

     İslam Dininden Nefret ettirmek için kurulmuş olan teşkilatlar, Işıd, Hizbul Vahşi, Hizbul Tahrir, Elkaide Dini değil,

 

     İslam Dinini, Allah Zül Celale Miraç ile, Tamamen Allah Zül Celalin Kitabı Kuranı Kerim Ayetlerinde Emrettiği,

Allah Rasulunun Hadislerinde Bildirdiği ve Sünnetlerinde gösterdiği Din, Allah ve Rasulunun Dini oluncaya kadar,

     İslam Dininin Doğrusunu, Allah Zül Celalin Kitabı Kuranı Kerim Ayetlerinden, Allah Rasulunun Sözlerinden,

Hadislerinden, Sünnetinden Öğrenip, Nefislerinizle yapmakla, Doğru olanı Helal olanı yapmakla,

Yanlış olandan, Haram olandan sakınıp kaçınmakla, yapmamakla, Evladlarınıza ve Başkalarına anlatıp Öğretmekle,

Dillerinizle, Doğrusunu söyleyip Yanlışı terk ettirmeye çalışmakla,

Allah Zül Celale, Allahın ve Rasulunun bildirdiği gibi Canla Başla, Gayretle Cehd ederek, ibadet ediniz der,

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 METEALİBUL ALİYE HADİS No 2908

  Sahabeden İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah Zül Celal, her hak sahibine Muhakkak hakkını vermiştir,

Muhakkak ki Allah Zül Celal Farzlar kıldı, Sünnetler koydu, Hadler, Sınırlar ve Cezalar Çizdi,

Helal ve Haramları ayırdı, İslamın Şeriatını koydu, geniş ve kapsamlı kıldı, dar kılmadı,” dedi der

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 TİRMİZİ HADİS No 2413 

  Sahabeden Ebu Cuhayfe (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Senin Üzerinde, Rabbinin Hakkı vardır, Kendi Kendinin Hakkı vardır, Eşinin, Ailenin Hakkı vardır,

Misafirinin Hakkı vardır, Her Hak Sahibine Hakkını vermekle Mükellef ve Sorumlusunuz, “ dedi der,

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 CİN SURESİ AYET 14 ve 15

“ Doğrusu, Sizden, Haksız olan Müslümanlarda var, Bizlerden yana olan Müslümanlarda var,

Mutlakki Mümin Müslüman Olanlar, İşte Doğru yolu, Allah Zül Celalin ve Rasulunun Yolunu Bulanlardır,”

“ Allah Zül Celalin ve Rasulunun Doğru yolundan çıkanlar, Cehenneme Odun olacaklardır,”der 

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 TALAK SURESİ AYET 1

“ İşte Bunlar Allah Zül Celalin Sizin için Kıldığı Hudutlarıdır, Sınırlarıdır,

Her Kim ki Allah Zül Celalin Hudutlarını, Sınırlarını aşmaya kalkarsa, ancak ve Mutlak Kendine Zulmetmiş olur,

İnkarcılardan Kafirlerden Sapıklardan, Sapıtmışlardan, Sapkınlardan olmuş olur,”der, 

 

     İslam Dini ve Kuranı Kerim anlatılıyor, Anlatımın içinde Ayet Hükmiyeti YOK !!!

İslam Dini ve Kuran anlatılıyor, Allah Rasulunun, Nasıl anlattığı YOK !!!  Anlatımın içinde Hadis Hükmiyeti YOK !!!

İslam Dini anlatılıyor, Anlatımın içinde, İSLAMIN EDEP, HAYÂ ve İFFET konuları, Ayet ve Hadis Hükmiyeti YOK !!!

Sevgi, Saygı Hoşgörü anlatılıyor, Anlatımın içinde Ayet ve Hadis Hükmiyeti YOK !!!

 

     Güya İslam Dinini Anlatıyorlar, Sadece ve sadece

İslamın Tarihi ve Muhterem Zaatlar Menkıbeleri, Kerametleri anlatılıyor,

İslam Dini diyerek, Sadece ve sadece etrafında, Tarihinde, Sahabe ve Muhterem Zaatlar Menkıbelerinde,

Kıssalarında dolaşmayın, İslam Dininin içine, Olmazsa olmaz Amellerine giriniz,

     Zira, YEVMİ MAHŞER HESABIN da,  İslamın etrafında dolaşmaktan değil, Muhterem Zaatlar Kerametlerinden,

Kıssalardan, Hikayelerden, Masallardan sorulacak değil, İslamın Tarihinden sorulacak değil,

 

     İslam Dininin, İman Etmiş olma Şartlarından,                                        SORGULANACAKSINIZ,

     İslam Dininin, Olmazsa Olmaz Amellerini yapıp yapmadığınızdan,      SORGULANACAKSINIZ,

     İslam Dininin, Olmaması Gerekenlerinden,                                           SORGULANACAKSINIZ,

 

     Yani, Mahşerde, İlk Önce, İmanınızın Olup Olmadığından Sorgulanacaksınız,

sonra, İmanınızın Olmazsa Olmaz Şartlarını, Yerine getirip getirmediğinizden Sorgulanacaksınız,

sonra, İbadetlerinizi yapıp yapmadığınızdan ve Eksikliklerinden Sorgulanacaksınız,

 

     Zira, İslam Dinine İman Etmiş olmanızı, Yapmanız Şart olan Olmasa Olmaz Amellerini,

Yapmamanız Şart olan Olmazları, İslam Dininin Sahibine,

Allah Zül Celale ve Rasulune İspat etmek Zorundasınız, !!!

Hiç, İmanınızı ve Amellerinizi, Sahibine İspat etmeyi Düşündünüzmü ? !!!

 


     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        İNSAN SURESİ AYET 2

“ İnsanı İmtihan etmek için, Gören ve İşiten Düşünen olarak Yarattım, “ der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        HUUD SURESİ AYET 7

“ Allah Sizi Yarattım ki, Hanginizin Daha Güzel işler yapacağı hakkında denenmektesiniz,  “ der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        ZÜMER SURESİ AYET 7

“ Şüphesiz, Allah Zül Celal, Sizin Namazınıza, İbadetinize Muhtaç değildir “ der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        FATIR SURESİ AYET 15

“ Ey İnsanlar, Siz Allah Zül Celale Muhtaçsınız,” der, 

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        RAAD SURESİ AYET 19

“ Rabbinden, Sana İndirilenin, Hak olduğunu bilen ve kabul eden kimse ile,

Hak olduğunu, İnkar eden kabul etmeyen kimse bir olurmu ? 

Bunu, Ancak Akılı Selim Sahipleri Düşünür ve Anlar “ der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        HUUD SURESİ AYET 24 ve 30

“ Gören, İşiten, Duyan, Gördüğü, İşittiği, Duyduğunun üzerinde Düşünenlerle,

Fasık Kör Olanlar, Baktığı halde görmeyenler, Görmek istemeyenler,

Fasık Sağır olanlar, İşittiği halde Duymayanlar, Duymak istemeyenler Bir ve Eşit olumu, ? 

Haala Düşünmeyecekmisiniz ? Siz Hiç Düşünmeyecekmisiniz ? ”  diye soruyor,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        RAMUZELHADİS HADİS No C/5 S/482 H 3

  Sahabeden Haris (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Cahil Olmaktan, Cehaletten şiddetli Fakirlik yoktur,

 Akıldan daha faydalı Zenginlik, Tefekkür ( Düşünmek ) gibi de İbadet yoktur,

Tefekkür etmeden, Düşünmeden İbadet yapmakta yoktur,

( Yani Düşünmeden yapılan bir şey, İbadet dahi olsa size bir faydası yoktur,) ” dedi der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        CAMİUSSAGIR HADİS No 39

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Ey İnsanoğlu, Rabbine İtaat etki, Düşünceli ve Akıllı olasın,

Rabbine İsyan edersen, İnkarcılardan olursun, “ dedi der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        NİSA SURESİ AYET 82

“ Kuranı Kerimi, İslam Dinini, Haala, Gereği gibi Hiç Düşünmeyecekmisiniz, ?

 

     Şimdi, Sizin Dininiz, Kimin Dini oluyor ?  Şimdiden düşünerek okuyunuz,

 

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               NUR SURESİ AYET 31 

“ Ey Peygamber Rasulum, İman eden, Mümin olan Kadınlara ve Kızlara deki,

  Saçınızdan, Omuzunuzdan Bileklerinize kadar Ziynet yerleriniz, 

Boynunuz, ( Göğüsleriniz, Baldır ve Bacaklarınız,) Avret bölgelerinizdir, Mahrem Yerlerinizdir,

  Baş Örtülerinizi  ( Türbanınızı, ) Yakalarınızın, Boyunlarınızın üzerinden

( Göğüslerinizi kapatacak şekilde ) Salıp, Boynunuzu, Gerdanınızı ( Göğüslerinizle beraber ) örtün, Gizleyin,

  Saçınızdan, Boynunuzdan ( Göğüslerinizide örtecek saklayacak kadar, )

Omuzunuzdan Bileklerinize kadar olan Ziynet yerlerinizi, ( Kollarınızı, Göğüslerinizi, Dişiliğinizi,

Cinselliğinizi, dışarı fışkırtarak,)  Yabancı Erkeklere Teşhir Etmeyin,

  Ayaklarınızı, Yere vurarak, Topuklarınızdan Ses çıkartarak yürümeyin,

Erkeklerin Şehvet dolu Bakışlarından Kendi Namusunuzu, İffetinizi, Irzınızı ve Canınızı Esirgeyip Koruyunuz,

  Sizlere Haram olan Erkeklere bakmayın, Bakışlarınızı Yumun, Edepsizliklere, Hayasızlıklara,

Haram ve Yasak olan şeylere, Gözlerinizi dikmeyin, Bakmayın, İlgilenmeyin,

Bu şekilde hareket etmeniz, Kendi Namusunuzu, İffetinizi, Irzınızı ve Canınızı Koruyabilmeniz için,

Kendiniz için daha temiz, daha yararlı bir davranıştır “ der,

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               AHZAB SURESİ AYET 59

“ Ey Peygamber Rasulum, İman eden, Mümin olan Kadınlara ve Kızlara deki,

“ Ey Peygamber Kadınları, Allaha, Rasulune, İslam Dinine İman eden Kadınlar,

Sizler Herhangi diğer Kadınlar gibi değilsiniz, Onun Bunun Kadını gibi Değilsiniz, Sizler İslam Kadınısınız,

“ Ey Peygamber, Allaha ve Rasulune İman eden, İbadetlerini yapan, Kadınlara ve Kızlara söyle,

Evden dışarı çıkarken, Çilbablarını, Giysileri ile Cinselliklerini kendilerini örtsünler,

( Giysileriniz, Üzeriniz açılmayacak açıkta kalmayacak şekilde olmalıdır,

Kılık Kıyafetlerini, Çok düzgün bir şekilde seçip, Çok düzgün bir şekilde giyinsinler,)

  Edep ve Haya ile, Doğru Düzgün Kılık Kıyafet giyinin, Sizin Namusluca Tanınmanız,

Korunmanız ve İncitilmemeniz için En Güzel, En elverişli, En uygun Kılık Kıyafet Şekliniz budur,” der,  

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               AHZAB SURESİ AYET 32

“ Ey Peygamber Kadınları, Allaha, Rasulune, İslam Dinine İman eden Kadınlar,

Sizler Herhangi diğer Kadınlar gibi değilsiniz, Onun Bunun Kadını gibi Değilsiniz, Sizler İslam Kadınısınız,

“ Ey Kadınlar ve Kızlar, Kalbinizde,

( Modern Giyim, Şık Kılık Kıyafet adına, Güzel Görünmek, Süslenmek, Makyaj yapmak adına,

Gizli ve Çok ama Çok bulaşıcı olan, Bulaştıkca da Sizi dahada sapıttıran,

Kendinizi, Kendi Güzelliğinizi, Kendi Dişiliğinizi Teşhir etme) Cinsellik Hastalığınız vardır,

  Ey Kadınlar ve Kızlar, Fıtratınızdaki, ( Cinselliğinizi, Dişiliğinizi Hayasızlıkla Gerdire Gerdire Açıp Saçıp,

Teşhir edip, Modernlik, Çağdaşlık, Şıklık diyerek, Şıllık olmak, Hastalığınız ile,) 

Kalbinde Cinsellik Hastalığı olan, Fuhuş Hastalığı olan Erkeklerin Gözlerine yedirmeyin,

  Ey Kadınlar ve Kızlar, Kalbinde, Cinsellik Hastalığı, Fuhuş Hastalığı olan,

( Aklı belden aşağı çalışan Art Niyetli İnsanlardan, Tecavüzcülerden, Kadın Simsarlarından, Satanistlerden,

Sapıklardan ) Kendinizi, Canınızı, Namusunuzu, Irzınızı İffetinizi Korumak istiyorsanız,

Kocanızdan Başka Erkeklerle, Cilveli, Şuh bir Eda ile Konuşmayın,

( Cinselliğinize, Kendinize Cezbedecek şekilde,) Söz Söylemeyin, Kırıtmayın,

( Şeffaf, Transparan, Streçh, Badi, Mini ve Dekolte olan Kıyafetlerle,

Vucud Hatlarınızı, Cinsel ve Mahrem Yerlerinizi, Cinselliğinizi Teşhir etmiş şekilde,

Erkeklerin Cinsel Arzularını üzerinize çeken biçimde ve şekilde giyinmeyin,)

  Sözünüzü, Başkalarına Cilveli ve cezp edici olmayan bir uslupla dosdoğru bir şekilde söyleyin,

( Göz Zinası, Göz Fuhuşu Yapmayın, Yaptırmayın,) Bu Hastalığın Tek Tedavisi Haya etmektir,

Edepli ve Hayalı olunki, Kalbinde Cinsellik Hastalığı bulunan Erkekler, Sizin Üzerinize Tamaha düşmesin,

( Sadece ve Sadece Kocanıza karşı Şuh ve Cilveli olun,) ” der

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               EBU DAVUT HADİS No 4116

  Sahabeden Dıhye Bin Kelbi (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Ey Kadınlar, Elbiseniz iki parçadır,

  Elbisenizin birinci Parçası, Vucud Hatlarınızı belli etmeyecek, kapatacak şekilde,

Cinselliğinizi TEŞHİR etmeyecek, Bol ve Geniş olan Kılık Kıyafet Giyinmenizdir,

( Kılık Kıyafetinizden, Beden teninizi göstermeyecek kadar,) Kalın kumaş veya Astarlı olarak Giyinmenizdir,

( Tabiatınızda bulunan, Kadın Cinselliğinizin dışarıya Teşhir edilmemesidir,

Kalbinde Cinsellik hastalığı bulunan İnsanların Size Zarar verememesi için uygun olan Kılık Kıyafettir, Tesettürdür)

  Elbisenizin İkinci Parçası, Başınızı örtmenizdir, Baş Örtüsüdür, ( Kılık Kıyafetlerinizi, Baş Örtünüz,

Türban ile birlikte, Eteklerinizi Ayak Bileklerinize kadar uzun olmak üzere, altlı üstlü giyinmenizdir ) “ dedi der, 

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               EBU DAVUD HADİS No 4116

  Sahabeden Dıhye Bin Kelbi (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Seleme,

Kutbiye denilen ince kumaşlar getirilmişti, O Kumaşlardan bir Parçada bana verdi ve “ Bu Parçayı İkiye böl,

bir kısmını kendine Gömlek Dik, Diğer parçasınıda Hanımına ver Onu kendisine Baş örtüsü yapsın,” dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               AHMED BİN HAMBEL ZÜHD HADİS No 2232

  Sahabeden Ubeyd Bin Umeyr (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

" Siz de  ( Kılık Kıyafetinizle ) Allah'tan Haya etmeyi, İnsanlardan Utan­mayı tercih ediniz, " dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               METALİBUL ALİYE HADİS No 2600

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah Zül Celalden Devamlı Edep ve Haya talep edin,

Zira ilk Kaybedeceğiniz şey, Edep ve Hayanızdır, Utanma duygunuzdur,

( Kılık Kıyafetinde Haya yı kaldırmanızdır, ) “ dedi der, 

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               EBU DAVUD HADİS No 4012

  Sahabeden Ebu Yala (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Muhakkakki Allah Zül Celal, Utanma, Gizlenme sahibidir, Utanmayı ve Gizlenmeyi sever, Sizde Utanmayı ve

Gizlenmeyi Seviniz ve Allah Zül Celale karşı utanınız, Gizli Günahlarınızdan dahi sakınınız ” dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               TİRMİZİ HADİS No 2769 ve 2794

  Sahabeden Behz Bin Hakim (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Kılık Kıyafetinizle, Mahrem yerlerinizi, Edep ve Haya yerlerinizi, Vucut hatlarınızı, Belirgin bir şekle getirmeyin,

Teşhir etmeyin, ( tabiatınızda bulunan Cinselliğinizi, Dişiliğinizi dışarı fışkırtmayın, )  

“ Erkek, Erkeklere karşı, Kadın Kadınlara karşı, Erkek, Kadınlara karşı, Kadın Erkeklere karşı,

Kücük Büğüğüne karşı, Büyük Küçüğüne Karşı, Örtülmesi gereken yerlerini, Avret Mahallini Örtsün, Giyinsin,

Avret Mahali görünecek şekilde bulunmasın, Avret Mahalini Örtmek Giyinmek Edep ve Hayadandır dedi,

Allah Rasulune, Kişi Tek başına olduğundada Örtünmesi Giyinmesi gereklimi diye sorduk,

Allah Rasulu Cevaben,“ Kendisinden Haya edilip Utanılmaya En layık olan Zaat, Allah Zül Celaldir,” dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               MUVATTA GİYİM HADİS No 6

  Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin Annesi Hz Aişe (ra) anlatıyor,

( Kardeşim Esma ve ) Abdurrahmanın Kızı Hazfa, Saçlarını gösteren İnce bir Baş Örtüsü ile gelince,

Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana, “ Hafzanın Başındaki İnce Baş örtüsünü Yırt,

Saçını belli etmeyen Bir Baş Örtüsü giydir “ dedi, Bende Hafzaya Kalın bir Baş Örtüsü bağladım “ der,

 

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               GAŞİYE SURESİ AYET 21 ve 22

“ Ey Rasulum Muhammed, ( ve İslamı Tebliğ ediciler,) Senin görevin, İnsanlara sadece İslam Dinini anlatmaktır,

Sen, İnanmayanları, İman etmeyenleri, Zorla İman ettirebilecek değilsin, değilsiniz,

( İman ettim dediği halde, Zorla ibadet yaptırabilecek değilsiniz,

Müslümanım dediği halde, Başını bağlamayanlara Zorla Başını bağlatabilecek değilsiniz,” der,

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               BAKARA SURESİ AYET 256

“ İslam Dininde, Zorlama yoktur,  Doğruluk, Sapıklıktan seçilip ayrılmıştır ve belli olmuştur,

Her Kim : ( İslam Dinine İman ederek, Kuranı Kerime ve İslamın Peygamberi Hz. Muhammede İman eder )

Kuranı Kerimin Ayetlerini ve İslam Dininin Peygamberi Hz. Muhammedin Hadisleri gereğince,

sadece Allaha İbadet eder ve Sosyal olarak yaşarsa, Dünyada ve Ahirette,

İnsan aklının ölçemeyeceği hassasiyette, Kopmayan, şaşmayan ve sağlam Hak ve Adalete sahip olur” der.

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               NUR SURESİ AYET 54 ve 62

“ Rasulum Deki, Şunu iyice biliniz anlayınızki, Allah Zül Celale İman, İtaat, İbadet ve Amel hususlarında,

Rasulumun Sorumluluğu, Rasulume yüklediğim Sorumluluktur,

Sizin Sorumluluğunuzda, Sizin üzerinize yüklediğim sorumluluktur,

  Rasulumun Sorumluluğu, Rasulumun üzerine yüklenendir, Rasulum Kendisine yükletilenden sorumludur,

Sizin Sorumluluğunuzda, Sizin Üzerinize yüklenendir, Sizde, Size yükletilenden sorumlusunuz,

  Rasulum deki, Rabbimin Peygamberi olan Bana düşen, Tebliğden başka bir şey değildir,

Allah Zül Celale ve Peygamberi olan Bana İman ve İtaat edin,

  Şayet Tüm Benliğinizle İtaat ederseniz, Hidayet bulursunuz,

Mümin Olanlar Ancak ve Ancak Onlardırki, Allaha ve Rasulune İman ve İtaat edenlerdir, “ der,

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               TİRMİZİ HADİS No 3328

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, 

“ Allah Zül Celal, Sorumluluk bilinci ile Sorumluluk duyulmaya layık olan Mutlak Benim der,

Her Kimde Bana karşı Sorululuk Bilinci duyar, Yolunu Kuranı Kerime ve Rasulumun Sözlerime, Hadislerime,

Sünnetlerime göre bulur ve yaparsa, ve Nefsani arzularını İlah edinmezse,

Onu Bağışlamayada en layık olan Mutlak Benim,” dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               HAŞR SURESİ AYET 7

“ Rasulum Muhammed Aleyhisselam, Size Helaller, Haramlar ve Amelleriniz, İbadetleriniz olarak

Ne yapacağınız konusunda, Size Neyi verdiyse alın, Neyi Söylediyse Dinleyin, söylediklerini, yaptıklarını yapın,

Size Neyi yasakladı ise, Neyi Haram Kıldı ise Ondan, ( bir Musıbetten kaçar gibi ) kaçın, “ der, 

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               AHZAB SURESİ AYET 36

“ Allah ve Rasulu Muhammed Aleyhisselam Bir Şeye Hükmettiği zaman, Artık Hiç Kimsenin O Konuda,

O İşten dolayı, O Emredilenden dolayı, O İbadetten dolayı, Bir Muhayyerliği, Yapıp yapmama konusunda

Kendi görüşü olmaz, Her Kim Allah ve Rasulune İtiraz, İsyan, veya İnkar edecek olursa,

Çok büyük bir Sapıklıkla Sapmış, Sapıtmış olacaktır,”der,

 

     BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?               NAHL SURESİ AYET 93

“ Hiç Şüpheniz olmasınki, Kıyamet Günü, Mahşer Hesabında,

Bütün Yaptıklarınızdan Sorumlu olarak Hesap vereceksiniz, “ der,

 

     İSLAM DİNİNDE : İman etmek veya İbadetleri yapmak için, İslam Dininde herhangi bir Zorlama yoktur,

Hangi Dinde olursa olsun, İbadetlerini yapan İnsanlara, Herhangi bir yol kullanarak Zorla engel olmakta yoktur,

     Bir İnsanın, İnsan olabilmesı için, İman ettiği Dinin gereklerini yerine getirmek için, İman için,

Medeni olmak için, Kendi kendine, Sorumluluğu ve Zorunluluğu vardır.

 

     TÜRBAN Kızların ve Kadınların, Yüz Kimliğini örten, art niyetli bir Şekil ve Şart değildir,

Türban, Bilinen Türk Tarihinden bu yana ileri gelen Türk An'anesi ve Örfüdür,

İslam Dininde İse, Kadınları, Kızları koruma esaslı ve devamlılık arzeden bir İBADETTİR,

 

     İslam Dininin bildirdiği Yukarıdaki  Ayet ve Hadisler, itibari ile TÜRBAN :

Kadınlar ve Kızlar için, İSLAM DİNİNİN EN TEMEL İBADETLERİNDEN BİRİDİR,

 

     Kızların, Cinsel ergenliğe, Cinsel Kimliğine ulaştığı, Reşit olduğu Çağ denilen,

Kendi iradesi ile hareket edebilme yaşından başlamak üzere,

Art niyetli ve aklı belden aşağı çalışan, Kalbinde Cinsellik hastalığı bulunan İnsanlardan,

Satanistlerden, Tecavüzcülerden, Kadın Simsarlarından, Yaratılış tabiatında olan Cinselliği gizleyerek,

Kendini ve Irzını koruyabileceği ve kendisine Allahın verdiği Ömür süresince,

Ailesi dışında devamlılık ve Bütünlük şartı olan, TÜRBAN,

Kişinin :           Topluma, Ailesine ve Diğer Kişilere karşı Ödev ve Sorumluluğu olan,

                        Kişiliğine bağlı, DOKUNULAMAZ, DEVREDİLEMEZ ve VAZGEÇİLEMEZ

                        Temel Hak ve Hürriyetlerden olan,

Kişinin :           Maddi ve Manevi Varlığının bütünlüğünü Yaşama hakkına DOKUNULAMAZ

                        ve bunlardan dolayı suçlanamaz olan,

                        Manevi Varlığı Bütünlüğünü, Maddi Bütünlüğü ile tamamlamayı arzeden,

                        Şekli belli olan, her yönden bağımsız Bireysel ve Sosyal Yaşam biçimidir,

                        ve En Temel İbadetlerden biridir, Bu hükümler Kadınlar içinde aynıdır,

 

     İSLAM DİNİNİN İBADETLERİ :

Namaz İbadeti            : Yatıp kalkılan bir Jimnastik haraketi olmadığı gibi,

Oruç İbadeti               : Sadece aç kalmak olmadığı gibi,

Zekat İbadeti              : Gösteriş yapmak, yardım yapma egosu olmadığı gibi,

Haç İbadeti                 : Turistik bir gezi olmadığı gibi,

Kurban İbadeti            : Sadece et yemek olmadığı gibi,

Cihat İbadeti               : Orayı burayı kundaklamak veya İntihar ahmaklığı olmadığı gibi,

Türban İbadeti            : Kadının, sadece Saçını göstermemesi değildir,

Namaz kılmak, Oruç tutmak, Zekat vermek, Haçca gitmek nasıl bir İbadet ise,

Şekli ve Zamanı ve Süresi, İslam Dininin kurallarına göre belirtilmiş olan, Türban İbadeti,

Anayasamızda Temel Hak ve Hürriyetlerden olan, Eğitim ve Öğrenim görmek, Çalışmak gibi

KISITLANAMAZ, DOKUNULAMAZ, DEVREDİLEMEZ, VAZGEÇİRİLMEYE çalışılamaz,

vedahi Engel olunamaz bir İBADETTİR.

 

     TÜRBAN İBADETİ : Kadının Cinselliğini gizleyen bir korumadır, peki bu nasıl bir korumadır ?

Toplum içinde, Kalbinde Cinsellik hastalığı bulunan, Art niyetli İnsanlara, Tecavüzcülere, Kadın Simsarlarına,

Satanistlere fırsat vermemek için, Kadının Yaratılış Tabiatında olan Cinselliği örterek,

gizleyerek Maddi ve Manevi olarak koruyan bir İBADETTİR,

 

     TÜRBAN İBADETİ , Öyle bir İBADETTİR ki !!!

Zorla veya Siyasi olarak veya herhangi bir baskı ile ve Ömür boyunca devamlı olarak,

hiçbir kadına Türban bağlatamazsınız, İbadet kastı ile Türban bağlamayan Kadın,

Zorla ve Siyasi olarak Türban bağlayan Kadın,

Zorunluluk ve Siyasilik hali geçtikten sonra bağladığı Türbanı geri çıkarır,

 

     Türban İbadetinin, Zorla ve Siyasi olarak veya bir baskı ile yapılması mümkün değildir,

1997 Dönemi Millet Vekili Seçimlerinde, Türbanlı Kadın Milletvekili adayı, Türbanıyla Seçim Propagandası

yapıp, Millet Vekili seçildikten sonra Türbanını geri çıkarmadımı ?

Türban İbadetini Siyasi olarak kullananı, Milletimiz bu şekilde görmedimi ?

Başka Bir Kadın Millet Vekili ise, Milletvekilliğinden atılmasına rağmen Vekil kalmak için Türbanını çıkardımı ? 

     Zorla Türban Bağlatılmayıda, Diğer Rejimlerden ve dahi İrandan gelen Turistlerde görülmüyormu ?

İranda Kadınların, Evlerinden dışarıda iken Türban bağlaması zorunludur, Bizde ise olay tam tersidir,

Türkiyede Evde Türban serbestsiniz , Kamusal alanda Türban bağlamak yasaktır,

Kanunsuz ve Mesnetsiz Kamusal alan ihdası ile  Sosyal Sınıf ayrımcılığı yapılıyor,

Kamusal alanda Türban bağlamak yasaktır dayatması ve zorlaması ile

Zorla Başlar açılıyor, Şimdi söyleyin, İrandakimi doğrudur ? Türkiyedekimi doğrudur ? Her ikiside doğru değildir,

 

 

     Ali Nacar Cami İmam Hatibi Muallim Müderris Hoca Ahmet Dedemden bir Anektod ( 1870 - 1944 )

Hoca Dedem, Oğlu Emim Dedemi, Zekiye Nenemle evlendirdiğinde, “ Gelinim Zekiye,

Saçlarını Kestiğin zaman Onları Toprağa göm, Zira Saçın, Senin dışarıya karşı Namahremindir,

Sizin Başınızı bağlamanız Size Farz olduğu gibi, Dışarınında Saçını katiyetle görmemesi şarttır,” demiş,

  Zekiye Nenemde, O Tarihten sonra, Saçını kestiği zaman Kestiği Saçlarını,

Saçını Taradığı zaman, Tarakta kalan Saçlarını toplayıp Toprağa gömmüş, hiç dışarı atmamış,

Artık dışarı çıkamaz duruma geldiğindede, Saçlarını bir yastık kılıfının içinde biriktirmiş ve

Bu Yastık kılıfını Benimle beraber Mezarıma gömün diye vasiyet etmiş,

 

 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA                  AHZAP SURESİ AYET 33

“ Ey Kadınlar ve Kızlar, İslam Dini öncesi, Cehalet Çağı Kadınları gibi, Allanıp pullanıp Süslenip,

( Dişiliğinize Cazibeli olup, Tabiatınızdaki Cinselliğinizi, Vucud Hatlarınızı belli edecek,

Teşhir edecek şekilde ve biçimde, Yani, Vucudunuzun Kalıbı ve Beden Teniniz görünecek şekilde ve biçimde,)

Kılık Kıyafetlerle açılıp saçılmayın,

( Erkeklerin İlgilerini, Şehevi bakışlarını, Cinsel Arzularını, Üzerinize çeken biçimde,

Erkekleri Dişiliğinize, Cinselliğinize Kendinize Cezp edecek şekilde dışarı çıkmayın,)

  Siz Kadınlar ve Kızlar, Allaha ve Rasulune İtaat edinki, Allah ve Rasulune İtaatle,

Edep, Haya ve Takva ile hareket edip, kendinizi Korumaya çalışırsanız,

Allah ta Sizi, her türlü kötülüklerden ve kirlerden koruyup tertemiz yapacaktır,

  Zira Allah Zül Celal, Sizin üzerinizden Her Türlü Pisliği, Kiri, Çirkefi gidermek için,

Tertemiz kalmanız için bunu emrediyor, Her Türlü Pisliğe, Kire, Çirkefe düşmemeniz için bunu emrediyor, ”der,

 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA                  TEZKİRETUL KURTUBİ HADİS No C 7 H 270 

  Sahabeden Dıhye Bin Kelbi (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Ey Mümin, Müslüman Kadınlar, Baş Örtünüzü, ( Türbanınızı ) Cehalet Çağı Kadınları gibi,

Ziynet yerleriniz, Boynunuz, Gerdanınız, açıkta kalacak şekilde bağlamayınız, “ dedi der, 

 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA                EBU HAYYAM BAHRI MUHIT HADİS No C 7 H 250

  Sahabeden İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Kadının Cilbabı, ( Yani Elbisesi ve Baş Örtüsü )

Bütün Vucudunu Bedenini ve Göğüslerini tamamen Kapatan olmalıdır, “ dedi der,

 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA                  RAMUZ EL HADİS HADİS No C3 S219 H13

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) Anlatıyor, Rasullalah Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Kadınlar, Fıtrat itibari zayıf yaratılmıştır, Zaaflarıda avretlerdir,

Onların avretlerini örterek koruyunuz, “ dedi der,

 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA                 TİRMİZİ HADİS No 1173

  Sahabeden Abdullah Bin Mesud (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Selem,

“ Kadın, Avreti itibari ile, Dişiliği Şehveti itibarı ile, Yabancı Erkek ve Kadınlara Görünmemesi ve

Sakınması gerekendir, Hal ve Hareketlerini ile, Konuşması ile kendini Cezb ettirmemesi gerekendir,

  Kadın, Cinselliği ile, Avreti itibari ile, Dişiliği Şehveti itibarı ile,

Kocasından başka Erkeklere, görünmemesi gerekendir, Zira Kadınınız ve Kızınız, Tepeden Tırnağa kadar Avrettir,

Avretiniz, Namusunuzdur, İffetinizdir, Edebinizdir, Hayanızdır,

( yani, Ben Müslümanım ve Tesettürlüyüm diye zannettiği halde Kadın, Süslenmesi ile, Makyaj yapması ile,

Konuşması ile, Hal ve Hareketleri ile, Saçının Açıklığı ile, Kılık Kıyafetinde Açık Saçıklığı ile,

Kılık Kıyafet Giyiminde Vucud hatlarının belirginliği ile, ( yani Dar, Streçh Pantolon giyerek Baldır Bacaklarının,

Dar Bluz giyerek Göğüslerini Fışkırtması ile, Dişiliğini belirginleştirmesi, Kadının Giyinik Çıplaklığıdır,

Kadın, Çıplak gibi göründüğü için, Erkeklerin Şehevi İlgi ve Alakalarını Çektiği için,)  

Kadın Tepeden Tırnağına kadar Avrettir, Şehvettir,

  Kadın, Edep ve Haya Sınırları dışına çıkarak Sokağa dökülürse,

Cinselliğini Kocası dışındaki yabancılara Teşhir ederse, Erkeklerin Cinsel arzularını kendilerine çekerse,

Göz Zinası yaptırırsa, Şeytan, O Kadını ayartmıştır, Doğru olandan ve İmandan çıkmıştır,

  ( Kadın, Kocası dışındakilere açılıp saçıldıkca, Süslenip, Makyaj yaptıkca, Serbest hareket ettikce,

Edep ve Hayasını, Mahremiyetini, Namusunu, İffetini, Irzını kaybeder, Günahkar ve Asi bir kadın olur,

Evine döndüğünde her şeyini kaybetmiş şekilde dönecektir, )  “dedi der,

 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA                  RAMUZ EL HADİS HADİS No C2 S189 H6

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ İnsanlar arasında İslam Dinine İman etmiş olmanız,  Aşikare olan şeylerle, Kılık Kıyafetinizle belli olur ve Bilinir,

İmanınız, Kalbinizdedir, Takvanız, Allah Zül Celale olan Sadakatinizde Kalbinizdedir, 

Takvanız, Allah Zül Celale olan Sadakatinizde Kalbinizdedir, “ dedi der,

 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA                  RAMUZEL HADİS HADİS No C/4 S/361 H/10

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra)  anlatıyor, Allah Rasulu Sallalllahu Aleyhi ve Sellem,

“ İman Temenni ile değildir, Bir Dilek tutma gibi değildir, Tahalli olan Kıyafetle,

(Edepsiz ve Hayasız Kılık Kyafetle) değildir, İman, Kalbte Mukaddes kılınan bir Sırdır,

Onu Ef 'aliniz, Huylarınız Ahlakınız ve Hareketleriniz doğrular, “ dedi der,

 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA                  MAİDE SURESİ AYET 6

“ Allah Zül Celal, Kılık Kıyafetiniz hususunda, Size Zor ve Anlamsız bir şey Emretmiyor,

Allah Zül Celal Sizi Temiz kılmak ve Temiz kalmanızı Emrediyor, “ der,

 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA                  NAHL SURESİ AYET 90

“ Mutlak ve Muhakkakki Allah Zül Celal, Ayetleri ( ve Rasulunun Sözleri ) ile Size, Adaletli olmayı,

İyiliklerde bulunmayı, Yakınlarınıza Bakmayı emretti, Toplumu kalkındırmak için çalışmayı emretti,

Öncelikle Akrabalarınıza, Yakınlarınıza, iyilik yapmayı, Yakınlarınızı, koruyup gözetmeyi Emretti,

Yapmakla Yükümlü olduğunuz İbadetlerinizi yerine getirmenizi, Emretti,

  Haksızlık yapmanızı, Adaletsizlik yapmanızı, Her Türlü Fenalığı, Kötülüğü, Çirkeflikleri, Azgınlıkları, Sapıklıkları,

Sapkınlıkları, Her türlü Edepsizliği, Hayasızlığı, Fuhşiyatı, Mutlak olarak Men etti, Yasakladı, Haram Kıldı,

 ( Allah Zül Celalin ve Rasulunun Yasaklarına, Haramlarına yaklaşmamanızı, Yasaklardan, Haramlardan,

Başınıza gelecek olarak gördüğünüz Felaketlerden Musıbetlerden kaçar gibi kaçınmanızı emretti,)

Hayasızlıklardan, Görsel ve Fiziksel Fuhşiyattan, Fenalıklardan, Azgınlıklardan korunabilmeniz için,

Düşünmeniz ve anlamanız için, Sistemler, İlkeler verendir, “ der.

 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA                  ARAF SURESİ AYET 26

“ Ey İnsanlar, Erkekler ve Kadınlar, Vucud Hatlarınızı Örtecek, Cinselliğinizi ve Mahrem Yerlerinizi,

Edep Yerlerinizi, Edep ve Haya ile Örtecek, Gizleyecek, Koruyacak, Edep ve Haya ile Güzel olan Elbiseler,

Kıyafetler indirdik, Sizler için Hayırlı olan, KORUNMA Kılık Kıyafetleridir,

Edep ve Haya ile korumalı olan işte bu Elbiseler, kıyafetlerdir, Bu Şekil Kılık Kıyafetler, Sizin için Hayırlı kılındı,

Sizlere, Bu Şekil Kılık Kıyafetler Giyinmeniz ve Korunmanız Emrolundu,

  Ey İnsanlar, Erkekler ve Kadınlar, Cinsel ve Mahrem Yerlerinizi, Dışarıya Teşhir eden Biçimde ve Şekilde

Giyinmeyiniz,  işte bu emir ve yasaklarıma uymanız Takvanızdır Sadakatinizdir,” der,

 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA                  ENAM SURESİ AYET 61

“ Size, Sizi Koruyucular gönderip, Siz, Müttaki Kullarına Hükümranlığını gösterendir,” der,   

 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA                  TİRMİZİ HADİS No 3560

  Sahabeden Ebu Umame (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Her Kim, Avret yerlerini Edep ve Haya ile kapatacak, İşlerini Edep ve Haya ile devam ettirebilecek,

Bir Kıyafet giyerse, O Kişi, Gerek Diri olarak, Gereksede Öldüğünde Mutlaka ve Mutlaka,

Allah Azze ve Celenin Koruması, Himayesi altına girer, “ dedi der,   

 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA                  MÜ'MİNUN SURESİ AYET 5

“ Ve Onlarki, ( bildirdiğimiz Ayetler ve Hadisler gereğince, Edep ve Haya ile )

İmanlarını, İffetlerini, Namuslarını, Irzlarını ve Canlarını korurlar “ der,

 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA                  RAMUZEL HADİS HADİS No C/1 S/142 H/7

  Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin Annesi Hz Aişe (ra) anlatıyor,

Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Bir Kadın yada Kız, Mahreminden başkasına Evinde veya

başka bir yerde başını açarsa, Allah Azze ve Celle ile arasındaki Koruma Bağı kaybolmuştur,

Bir Kadın yada Kız, ( Umuma açık Kadın ) Hamamına, Giyinik ve Başörtüsü olduğu halde girse dahi,

O Kadın veya Kadınlar için, Güvenlik ve Koruma ve Hayır yoktur, “dedi der,

 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA                  İBNİ MACE HADİS No 3750

  Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin Annesi Hz Aişe (ra) anlatıyor,

Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Hangi kadın kocasının evinden başka bir evde Elbisesini çıkarırsa, 

Soyunursa, O Kadın, Kendisi ile Allah arasındaki, Edep ve Haya Perdesini yırtmış olur,

Allah Azze ve Celle ile arasındaki Koruma Bağı kaybolmuştur, dedi “ der,

 

     KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA                  TİRMİZİ HADİS No 1167

  Sahabe Kadınlardan Meymune (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Kocası dışındakilere, Süslenen, ( Makyaj yapan, Modernlik ve Şıklık diye Kılık kıyafeti ile açılıp saçılan,

Cinselliğini Dışarıya Teşhir eden Fışkırtan Cinsel arzuları kendilerine çeken Kadınlara, )

Hiçbir şekilde Güvenlik, Huzur, Ferahlık, Maddi ve Manevi Koruma yoktur “ dedi der,

 

 

     EDEP ve HAYA İBADETİ, Nasıl Kılık Kıyafet seçileceği ve giyileceği Şekli,

İslam Dininin bildirdiği Ayet ve Hadislere göre Kesin olarak yukarıda belirtilmiştir

Edep ve Haya ile Kılık Kıyafet şekli, İnsanın Cinsel ergenliğe, Cinsel Kimliğine ulaştığı, Reşit olduğu Çağ denilen,

Kendi iradesi ile hareket edebilme yaşından başlamak üzere,

Toplum İçinde, Kalbinde Cinsellik hastalığı bulunan, Art niyetli ve aklı belden aşağı çalışan, İnsanlardan, 

Satanistlerden, Tecavüzcülerden, Kadın Simsarlarından, Yaratılış tabiatında olan Cinselliği gizleyerek,

Kendini Irzını ve Sıhhatini, Sağlığını, Maddi ve Manevi olarak koruyabileceği,

Allahın verdiği Ömür süresince, devamlılık şartı olan, vedahi KESİNLİKLE OLMAZSA OLMAZ bir İBADETTİR,

 

    Yukarıdaki Edep ve Haya ile ilgili Ayet ve Hadisler, yani İslam Dini,

Kılık Kıyafet seçiminizi, Edep ve Haya dahilinde olarak, Örfünüze göre Size bırakmış,

Aileniz dışında, Sokakta, İş yerinde, Okulda, Toplum içinde,

Nasıl, Kılık Kıyafet giyinmeniz gerektiğini bildiren, 

Nasıl ve Ne şekilde Kılık Kıyafet giyinmeyeceğiniz hususunu açık ve net olarak bildiren,

İslam Dininin Edep ve Haya Hükümlerini bildiren, Medeniyetin Ne olduğunu bildiren,

Kadının ve Erkeğin, Kendi canını, Irzını, Namusunu, Haysiyetini, Şerefini,

Sıhhatini ve Sağlığını koruma esaslı Ayet ve Hadislerdir,

İslam Dininin Temel Esası budur, İsteyen kabul eder, İstemeyen kabul etmez,

Kabul etmenin manası, Bu Maddi ve Manevi korumayı kabul ediyorum ve ona göre hareket ediyorum demektir,

Kabul etmemenin manası, Bu Maddi ve Manevi korumayı kabul etmiyorum demektir,

Bu Korunmayı kabul etmeyen ise, kendisine gelecek, Maddi ve Manevi zararların tahribatını kabul etmiş olur,

 

     EDEP ve HAYA ile Kılık kıyafet giyinme :

Kadının Cinselliği gizlemek ve Sıhhatini, Sağlığını korumaktır,

Kılık Kıyafet ve Giyimiyle Kadın, Cinselliğini örtmüyor, Gizlemiyor ise,

Sağlığını ve Sıhhatini korumuyor ise O şekil Kılık Kıyafet giyinmesinin,

Edep ve Haya açısından, İslam Dini açısından hiçbir manası, anlamı, değeri ve gereği yoktur

Kadın Cinselliğini, Örtmeyen, Gizlemeyen, şekilde Kılık Kıyafet giyinmek, kendi kendini aldatmaktır,

İslam Dini açısından tamamen SAPIKLIK ve SAPITMIŞLIKTIR,

O Şekil Kılık Kıyafet ile, İbadetlerini yapıyor olması, Sıhhatini ve Sağlığını koruyor olabilmesi mümkün değildir

 

     EDEP, HAYA , NAMUS ve İFFET  Kavramları : İNSANIN GÖRSEL KİMLİĞİDİR

Kişinin : Kendisine, Ailesine ve Toplum içindeki İnsanlara karşı Zorunlu olduğu bir görevidir,

Allahtan, İnsanlardan Utanma duygusudur, Kendine ve Topluma karşı sorumluluk duygusudur,

İslam Dininin Edep, Haya, Namus ve Mahremiyet hükümlerine göre kılık kıyafet giyinenler,

Kendi canını, Irzını, Namusunu ve Sıhhatini ve Sağlığını korur,

İslam Dininin, Edep, Haya, Namus ve Mahremiyet hükümlerine göre kılık kıyafet giyinmeyenlerin,

Kendi Canını, Irzını, Namusunu, Sıhhatini ve Sağlığını koruması mümkün değildir,

Tıp Biliminde, Erkeklerde olmayan Kadın Hastalıkları nasıl ortaya çıkmaktadır anlayabildinizmi ?

 

     Müslüman bir Kız yada Kadın, İslam Dininin Edep ve Haya ile ilgili Ayet ve Hadislerde

kendisine verdiği ölçüler içersinde Modern ve Şık olabilir, başka şekillerde değil,

başka şekillerde ise, kendini Müslüman ve Namuslu zannediyordur

İslam Dininin, belirlediği Kılık kıyafet şekli dışında, Edep ve Haya dışında kılık kıyafeti,

İslam Dini kabul etmemektedir. Kendi Sıhhatini ve Sağlığını korumamaktır,

Ben bir Erkek olarak, Kış Ayazında Yün Fanila, Yün Pantalon, Kaşe Palto, Yün Kaşkolla dahi üşürken

Mini Etek, Dekolte ve İnce Kıyafetle Kadın, Kendi Sağlığının, Sıhhatinin, neresini nasıl korumaktadır ?

 

     Ziya Paşanın İfadesi ile “ Aine'si İştir Kişinin Laafa bakılmaz, Görünür kişinin Aklı Sinesinde,”

     Edep, Haya ve Namus Kavramları Kişinin Kılık Kıyafetinde, Sıfatında ve yaptığı işlerde görünür,

 

     Edep, Haya ve Namus kavramları, İnsanın Görsel Kimliğidir, bazılarının ağızlarındaki Laf salatası değildir.

Edep, Haya, Namus ve Mahremiyet hükümlerine göre kılık kıyafet giyinmenin veya giyinmemenin manası,

Bu Manevi Korumayı istiyorum veya İstemiyorum demektir, Ortası veya kendine uydurması yoktur,

 

     Hadisteki “ Süslenmeyi terk etmek, Açılıp saçılmayı Terk etmek, İmanınızın Temel şartındandır, a” Uyarsanız,

 Ayetteki  Edep ve Haya ile Kılık kıyafet seçer ve hareket ederseniz, Uygun olursanız,

 Allah Sizi, her türlü kötülüklerden ve kirlerden korur ve tertemiz yapar ” ifadesini şimdi daha iyi anlayabildinizmi ?

 

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     BUHARİ HADİS No 1182

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Müslüman bir Kadın yada Kız, Baş Örtüsü, (Türbanı ) ile, Cennet Hurilerinden bir Kadın olur,

Bulunduğu yeri, Manevi Güzellikler ile, Edep ve Haya ile doldurur,  

Müslüman, Mü'min bir Kadının, Kızın, Baş Örtüsü, ( yani Türban İbadeti, Edep ve Haya İbadeti,)

Dünyadaki bütün değerlerden, daha değerlidir, İbadetlerinin Temel şartıdır, Olmazsa olmazıdır,

Baş Örtüsünün, Türbanının olmadığı hallerde ise bütün değerlerini kaybedecektir, “ dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     RAMUZ EL HADİS HADİS No C1 S3 H5

  Sahabeden  Abdullah İbni Mesud (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah Zül Celalden Edep ve Haya etmeyince, Edebinle ve Haya ile Allahtan ve Kullarından Utanmayınca,

İstediğin her türlü işi ve İbadeti, İstediğin şekilde ve Kendine uydurarak yapsanda, Başlangıcında ve içinde

Edep ve Haya olmayan İşlerin ve İbadetlerin, Amellerin Allah Zül Celal için Hiçbir kıymeti yoktur ” dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     TABARANİ HADİS No 635

  Sahabeden Ebu Katade  (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Buluğ Çağına, Reşit Çağına eren Bir Kız Başını kapatmadıkca, Başını bağlamadıkca, Türbanı bağlamadıkca,

Bir Kadın, Örtünmesi, kapatması gereken Cinselliğini, Örtmedikce kapatmadıkca,

Allah Onun Kıldığı Namazlarını İbadetlerini kabul etmeyecektir,” dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     TİRMİZİ HADİS No 2786

   Sahabeden Ebu Musa (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Bir Kadın, Güzel, Çekici, Cezbedici ( Parfüm ) Koku sürünerek, Erkeklerin yanından geçerse,

Kendisine bakan ve ( Parfümünün ) Kokusunu alan, Erkeklerle Zina yapmış, Fuhuş yapmış olur,

   Her Göz, Çekici Güzel yabancı bir kadına,( Şeffaf, Transparan, Streçh, Badi. Mini, Dekolte kıyafetler giyinen,

Cinselliğini Teşhir eden, Cinsel arzularını üzerlerine çeken, ) Yabancı bir Kadına, Cinsel arzu ile bakmakla,

Kadında, Kendisine Cinsel Arzu ile bakılmakla Göz Zinası, Göz Fuhuşu,  işlemiş yapmış olur,

( Erkek Cinsel arzu ile bakmakla zina yapmış olur, Kadında Cinsel Arzu ile bakılmakla Irzına geçilmiş olur )

Ve dahi Allah Zül Celal, O Kadının Hiçbir İbadetini Kabul etmeyecektir,” dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?

AHMED BİN HAMBEL MÜSNED HADİS No 375 / 1245

  Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin Annesi Hz Aişe (ra) anlatıyor,

Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Buluğ çağına, ( Cinsel Ergenlik Çağına ) gelen bir Kızın, Kıldığı Namaz,

Ancak ve Ancak Baş Örtüsü ile kabul olunacaktır,” dedi der,

 

     Şimdi Bugün Bazı Kızlarımız ve Kadınlarımız, Başını Bağlamayı,

Sadece ve Sadece Namaz kılarken Baş Bağlama anlıyor, Sadece Namazını Kılarken Başını bağlıyor,

     Baş Bağlama, Türban, Sadece ve sadece Namaz kılarken değil,

dışarıda gezerken dahi bağlaması şart olan Bir Emir ve İbadettir,

Kadınlar ve Kızlar için Türbanın Hükmiyeti, Türbanı dışarıdada çıkarmamaya İtaat ettiğinde

İbadetlerininde kabul olunmasıdır,  

 

     TÜRBAN İBADETİ : Kadının İbadetlerinin gereği birinci şartıdır,

Sadece İbadetler değil, Herhangi bir işinizde dahi, O İşin gereklerini yerine getirmezseniz,

O İşiniz kabul edilmez, Geri çevrilir, tamamla gel denilir, Öyle Değilmi ? 

 

     Ali Nacar Cami İmam Hatibi Muallim Müderris Hoca Ahmet Dedemden bir Anektod ( 1870 - 1944 )

Hoca Dedem, Oğlu Emim Dedemi, Zekiye Nenemle evlendirdiğinde, “ Gelinim Zekiye,

Saçlarını Kestiğin zaman Onları Toprağa göm, Zira Saçın, Senin dışarıya karşı Namahremindir,

Sizin Başınızı bağlamanız Size Farz olduğu gibi, Dışarınında Saçını katiyetle görmemesi şarttır,” demiş,

  Zekiye Nenemde, O Tarihten sonra, Saçını kestiği zaman Kestiği Saçlarını,

Saçını Taradığı zaman, Tarakta kalan Saçlarını toplayıp Toprağa gömmüş, hiç dışarı atmamış,

Artık dışarı çıkamaz duruma geldiğindede, Saçlarını bir yastık kılıfının içinde biriktirmiş ve

Bu Yastık kılıfını Benimle beraber Mezarıma gömün diye vasiyet etmiş,

 

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     ARAF SURESİ AYET 30

“ Onlar, Bir Gurup İnsanlar, Allah Zül Celali ve Rasulunu bırakıp, Şeytanları, Şeytanların Araçlarını,

Yandaşlarını, kendilerine Dost edindiler, Kendilerine yapıldığında dahi kabul etmeyecekleri,

Nefislerinin Edepsiz ve Hayasız Çirkin ve Çirkef arzularına uydular,

Bu Halde iken dahi, Onlar, Kendilerinin Doğru yolda olduklarınımı zannediyorlar,

İşte Bu Guruba, Zümreye, Sapıklık, Sapıtmışılık Müstehak oldu,

  Bir Gurup İnsanlarda, Doğu olan yola geldiler, Hidayete geldiler,

Allah Zül Celalde Onları Hidayet Kapılarını açtı,” der

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     ARAF SURESİ AYET 28

“ Onlar, Bu Edepsizliği ve Hayasızlığı, Fuhşiyatı Kötülüğünü, yaptıklarında,

Biz Analarımızı Babalarımızı da böyle yaparken gördük, Bunu bize Allah Emretti diyecekler,

  Allah Zül Celal Katiyetle, Edepsizliği ve Hayasızlığı, Kötülüğü Emretmez,

Allaha karşı Yalan İsnattamı bulunuyorsunuz ?” der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     İ.AZAM MÜSNED HADİS No 453 / 7

  Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin Annesi Hz Aişe  (ra) anlatıyor,

Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Edep ve Haya, Güzel Ahlak, İyi Huyluluk, Yumuşaklık, Bilgili olmak, Sayet Gözle görülen bir Yaratık olsaydı,

Allah Zül Celalin Yarattıkları arasında Edep ve Hayadan daha Güzeli Görülmezdi,

Edepsizlik ve Hayasızlık, Kötü Ahlak, Kötü Huyluluk, Kabalık, Cahillik, Ahmaklık,

Gözle görülen bir Yaratık olsaydı, Allah Zül Celalin Yarattıkları arasında

Edepsizlik ve Hayasızlıktan daha Kötüsü, daha Rezili görülemezdi “ dedi der,

 

     MÜSLÜMAN Kadınların yada Kızların,

Tüm Cinselliğini Teşhir eden, Göğsünü fışkırtan Dekolte Kılık Kıyafet giymesi, 

Tüm Kalıbını meydana koyan Streçh Dar Pantolon ve Kıyafet giymesi,

İslam Dininin Edep ve Haya Hükümlerine aykırıdır, 

 

     Dışarda Başını bağlamayan, Türbanını Bağlamayan, Türbanını çıkaran Kadınlar ve Kızılar için bunun Hükmiyeti,

Baş Bağlama, Türban Bağlama Emrine Riayet, İtaat emeyen Kadınların ve Kızların,

Allah Zül Celalin ve Allah Rasulunun, İslam Dininin,

Ayet ve Hadisler ile Şeklini ve Zamanını kesin olarak belirtmiş olduğu fiillere, İtaat etmediğinde,

İslam Dini açısından tamamen Sapıtmış olmalarına girmektedir,

 

     Kılık Kıyafeti ile bir Kadın yada Kız, Türban Bağlayan Kadın yada Kız,

Cinselliğinin Tüm Kalıbını meydana koyan, Streçh Dar Pantolon ve Kendi Cinselliğini Teşhir eden, dışarı fışkırtan

Kılık Kıyafet giyemez, giymesi doğrumudur ?

 

     Başını bağlayıp, Kıçını olduğu gibi ortaya koyana, Onu Bu kılık kıyafette, Bu Streçh Pantalonla görenlere,

Altı Kaval Üstü Şişane, Bu Ne Lahana, Bu Ne Perhiz dedirmezmi ?

 

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     TEVBE SURESİ AYET 65

“ Rasulum Onlara Deki, Allah ile, Allahın Her konudaki Ayetleri ile Allahın Peygamberi ile, Alaymı ediyorsunuz,

Allah Zül Celalin Ayetlerini Hükümsüzleştirmek, Allah Zül Celale Şirk Koşmaktır, ”der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     HAÇ SURESİ AYET 11

“ İnsanlardan Kimileri, İslam Dininin Tamamına İman etmeden, İnanç göstermeden, Kabul etmeden,

Edep ve Haya şartlarına riayet etmeden, Kendilerince uydurdukları ( Kavram kargaşaları ) bölümünden

Allaha olan İbadetlerini yaparlar, İslam Dinini kendine uydurmakla, Allah Zül Celale Şirk koşmuş olurlar, “ der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     ENFAL SURESİ AYET 20

“ Ey İslam Dinine İman edenler, Allaha ve Rasulu Muhammed Aleyhisselama İtaat edin,

Allah Zül Celalin Ayetlerini İşittiğiniz halde, Rasulu Muhammed Aleyhisselamın Sözlerini,

Hadislerini İşittiğiniz halde, Onlardan Yüz Çevirenlerden olmayın,” der,  

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     FURKAN SURESİ AYET 43 ve 44

 “ Hevasını, Arzusunu, Edepsizliğini, Hayasızlığını, Cinselliğini, Şehvetlerini, Kin ve Nefretlerini, Bid adlerini,

( Bence diyerek ) Kendi Fikrini,  Allah Zül Celalin Emirlerine Karşı koyan İnsanları görmedinmi ?

“ Bu Açıkca Allah Zül Celale Şirk koşmaktır, Yoksa Sen, Onların işittiklerini ve düşündüklerinimi zannediyorsun ?

Onlar Aşağılıkların Aşağısıdırlar, Sapıklıkların Sapığıdırlar,” der.

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     İBNİ MACE HADİS No 3994

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Yemin ederimki gelecek zamanda Siz, Yahudi ve Hiristiyan, Milletlerin yaşantılarına, Açık saçık Kılık Kıyafetlerine

( Çağdaş Millet, İlerici Millet, Modern Millet, Şık Millet, Asil Bir Millet, Özgür Millet, Serbest Millet diyerek özenerek)

Tıpatıp uyacaksınız, Hatta Onlar ( Çağdaşlık ve İlericilik diyerek ) bir Kertenkele deliğinden girseler dahi,

Sizde gireceksiniz, ( İslam Dininin Hükümlerine Gericilik, Yobazlık, Çağdışılık diyeceksiniz ) ve

Kendi kendinizi Helak edeceksiniz,” dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     RAMUZ EL HADİS No C2 S127 H8

  Sahabeden Abdullah İbni Ömer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Bir Kavim ( yani Millet), Bir Başka Kavmi, Milleti, ( Allah Zül Celale Asi olan, İsyan eden, İman etmeyi,

İbadet etmeyi reddeden, Edep ve Haya yı Reddeden ve Edepsizlikte ve Hayasızlıkta ileri giden Bir Milleti,

Çağdaş Millet, İlerici Millet, Modern Millet, Şık Millet, Asil Bir Millet, Özgür Millet, Serbest Millet diyerek özenerek )

Çok sevdi, ve bu sevgidede çok aşırıya gitti, bunun yüzünden O Kavim, O Millet Kendi Kendini Helak etmiş oldu,

  Bir Kavimde ( yani Millette), Bir Başka Kavmi, Milleti, ( Allah Zül Celale Sevgi ve Muhabbetle, Edep ve Haya ile

İman eden ve İbadetlerini yapan, Çağdışı Millet, Gerici Millet, Yobaz Millet, Paspal Millet, diyerek özenerek)

Kibirlilik ve Üstünlük taslayarak O Kavmi, Aşağı ve Hor gördü, bundada çok aşırıya gitti, bunun yüzünden

O Kavim, O Millet Kendi Kendini Helak etmiş oldu, Siz Başka Kavimlere karşı böyle olmayın,

Kendi Kendinizi Helak eden olmayın, ” dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     İ.MÜNZİRİ HADİS No C/5 S/308 H/15

  Sahabeden Amir İbni Şuayb (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ ( Kılık Kıyafetinde, Sosyal yaşantısında ) Başka Milletlere benzemeye Özenen Bizden değildir, “ dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     EBU DAVUD HADİS No 4031

  Sahabeden İbni Ömer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Kim. Bir Millete benzemeye özenirse, Onlar gibi yaşamaya başlarsa, O da Onlardan sayılır “ dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     RAMUZELHADİS No C/4 S/366 H/3

  Sahabeden Amir İbni Şuayb (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ ( Edepsizlik ve Hayasızlıkla ) Ne Yahudiye ve ne de Nasraniye ( Hiristiyanlara)  benzemeyin,

Edepsizlik ve Hayasızlıkla, Bizden başkasına benzeyen bizden değildir, Müslümanlardan değildir, “dedi der,

 

     ALLAH ZÜL CELALE ve RASULUNE İTAAT ETMEMEK                     NİSA SURESİ  AYET 46

“ Dinle Ey Dinlemez olası, Yahudiler gibi, Allahın Kitabındaki kelimeleri esas manasından saptırıp,

Dilinizi eğip bükerek, İslam Dinine Saldırmayın, Saldırmış olmayın,

  Yahudiler gibi, Allahın Sözünü Duyduk, İşittik ve İsyan ettik demeyin, demiş olmayın,

Zira Allah Zül Celal, Yahudileri bunun için Lanetledi,”der,  

 

     ALLAH ZÜL CELALE ve RASULUNE İTAAT ETMEMEK                     MAİDE SURESİ  AYET 7

“ Allahın Rahmetini, Bereketini, Şifasını, Muhabbetini Kaybetmekten korkun,

Allah Zül Celalin Ayetlerine, Emir ve Yasaklarına, Allah Rasulunun Sözlerine, Emir ve Yasaklarına,

Duyduk, İşittik ve İtaat ettik dediğinizde, Allah Zül Celalin Göğüslerinizin içindekini

Sizden iyi bildiğini ve gördüğünü iyi biliniz, kendi kendinizi dahi aldatmaya kalkmayınız,” der, 

 

     Kılık Kıyafeti, İslam Dininin Edep ve Haya Hükümlerine aykırı olan şekillerde olanlar ise,

Allahı ve Allahın Edep ve Haya Kanunlarını İnkar ettiği için Müslüman değildir, Müslüman Olamaz,

 

     Hiç Kimse, Kendi kendini kandırmasın, aldatmasın,

Müslüman Bir Kadın yada Kız, Müslüman gibi Giyinir ve Müslüman gibi Hareket eder,

Başka şekilde Giyinen ve Hareket edenin, Neresi Ne kadar Müslümandır ?

 

     Edep ve Haya üzerine, Kılık ve Kıyafet Üzerine, Bu kadar Ayet ve Hadisten sonra,

Başı açık olarak yada Başını bağladığı halde, Vucudunun Cinselliğini dışarı teşhir eden Streçh ve Dar Kıyafetlerle,

Vucudunu Teşhir eden Kadının, ve dahi Kadınının bu şekilde giyinmesini isteyen Erkeğin,

Müslümanlığı ve İbadetleri Nedir ? Ne Kadardır ?  

 

     Edep ve Haya nın kurallarını, İbadetlerin kurallarını, herhangi biri yada bence değil, Edep ve Hayanın sahibi,

İslam Dininin sahibi olan Cenabı Zül Celal Allah tayin eder. Bunun dışındakiler Sapıklıktır, Münafıklıktır,

Dünya hayatınızdaki, Adisyonlarınızın hesabını, Ahiret Hesap gününüz gelmeden iyi yapın,

Siz Ne kadar, % Kaç Müslümansınız ? Daha doğrusu,  Nereniz, Ne Kadar Müslümandır ?

 

     Akla hoş gelen, İMAN dır, Nefse hoş gelen, HAYVANİYAT tır, Sorumsuzluktur,

Hayvanın dahi, Vucudunun Edep yerleri örtülüdür, Hayvan dahi Yaratılış gayesine hizmet eder ve

Yaratılış gayesinin dışına çıkmaz, İslam Dininde, Edep ve Haya ölçülerinin, Bence si, yoktur,

O sizin uydurmanızdır, Edep, Haya, Mahremiyet, Utanma ve Sorumluluk hükümlerine uymayan,

Edep, Haya, Mahremiyet, Utanma ve Sorumluluk hükümlerini kendine uyduran,

Temel İbedetleri yerine getirmeyen İnancın, Yani İmanın,

En zayıf noktada olması gerçeği ile böyle bir İmanın Asliyeti de yoktur,

Bir Müslümanın, Edepsiz, Hayasız, Mahremiyetsiz, Utanmasız ve Sorumsuz olması mümkün değildir,

Bir Hiristiyan Fahişenin, Boynuna sadece Haç Kolyesi takmakla, kendini Hiristiyan zannetmesi gibi,

Bir İnsan, Edepsizlik özgürlüğü ile, Hayasız, Mahremiyetsiz, Utanmasız ve Sorumsuz ise,

kendini Müslüman ve Namuslu zannediyordur, Kendi Kendine, Müslümancılık oynuyor demektir.

 

     Edep ve Haya konusunda bu Kadar hassas, açık ve net, Ayet ve Hadislere rağmen,

Streçh, Badi, Mini, Dekolte, Şeffaf Transparan, teşhirci kılık kıyafetleri giyinmeye ve giydirmeye devam ederek,

Müslüman olduğunuzu, başkalarına yada bana, ispat etmeye çalışarak kendinizi kandırmayın,

 

     Sizin Müslüman olduğunuza dair, İmanınızı kabul edecek olan başkası yada ben değilim,

Müslüman olduğunuzu, yani İslam Dinine İmanınızı,

Cenabı Hak olan Allah Zül Celale kabul ettirmekle yükümlüsünüz.

Yukarıdaki Ayet ve Hadisler Kadınların korunmaları esasında Şeriat Kanunudur,

Hesap Gününde, Mahşerde karşılaşacağınız, Sorulacak olan Hesap budur, 

 

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     İBNİ MACE HADİS No 1987

  Sahabeden Abdullah Bin Ömer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Saçını, Başka kadınların Saçı ile yapılan İğreti Saç la ( Perukla ) Çoğaltan Kadınlara, Kızlara,

Allah Azze ve Celle Lanet etmiştir, “ dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     TİRMİZİ HADİS No 1759

  Sahabeden İbni Ömer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, 

“ İnsan Saçından yapılan İyreti Saç, ( Yani Peruk ) Takan Kadın ve Kızlara veya taktırana,

Allah Lanetlemiştir “ dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     MÜSLİM HADİS No 2122

  Sahabeden Ebu Bekirin Kızı Esma (ra) anlatıyor,

Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellemin yanına, bir kadın gelerek, Ey Allahın Rasulu,

Yeni Gelin olmuş bir Kızım var, Kızım bir hastalığa tutuldu ve Saçları döküldü,

Kocası Onu bu haliyle beğenmiyor, Kızımın Dökülen Saçlarının yerine, Saç ekleyebilirmiyim, diye sordu,

Allah Rasulude,“ Dökülen Saçların yerine Saç Ekleyenede, Ekletenede Lanet olsun, Allah Lanet etsin,” dedi der,

 

     Kuranı Kerimde ve Allah Rasulunun Hadislerinde,

Kadınların ve Kızların Başlarına, Baş örtüsü, yani Türban yerine, Peruk takmak, kesinlikle yasaklanmışken,

“ Peruk takabilirsiniz “ derler, 1998 / 1999 dönemi İstanbul Müftüsü

 

     Kuranı Kerimde ve Allah Rasulunun Hadislerinde,

Başörtüsü veya diğer adıyla Türban, Tam ve Kesin olarak belirlenmişken, Başörtüsü Türbandır,

Türban Başörtüsüdür derken, “ Kuranda, İslam Dininde Türban Başörtüsü yoktur “ derler, yaşar nuri öztürkce

 

     Kuranı Kerimde ve Allah Rasulunun Hadislerinde,

Edep ve Haya ile ilgili  Ayet ve Hadislerdeki, Kılık Kıyafet ve Tesettürle ilgili Ayet ve Hadisleri Yok sayarak,

“ İslamda Örtünme, Tesettür, Baş Bağlama diye bir şey yoktur, bunlar Din adamlarının uydurmalarıdır “ derler,

Zekeriya beyazcı,

     Lakin Kendilerinin yok saydıkları ve uydurduklarını İslamın Hükümlerini nereye koyarlar ?  

 

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     RAMUZ EL HADİS HADİS No C/2 S/198 H/6

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Her Kim Müslüman, İslam Dinini Tefekkuh etmekle, İslam Dinin Özünü, İcabatını, Hükümlerini öğrenmekle ve

Üzerinde Düşünmekle Mükelleftir, ve Her Müslümanın Allah Zül Celale Borcudur, “ dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     DARİMİ HADİS No 159

  Sahabeden Ubeydullah Bin Ebu Cafer anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

" Dininiz, Amelleriniz, İbadetleriniz konusunda Fetva vermeye en Cüret'kâr olanlarınız,

Cehennemi kazanmaya En Cür'etkâr olanlardır, " dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     MÜNZİRİ HADİS No C/4 S/41 H 4 ve 3

  Sahabeden Ebu Salabe El Huşeni ve Mabed İbni Vabısa (ra) anlatıyor,

Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ İyilik, Nefsin Sukun ve Huzur bulduğu Kalbin Mutmain olduğu, Kani olduğu, Gönül ferahlığı duyduğu şeydir,

Günah ise, Vicdanını zorlayan, Vicdanını yaralayan yok eden, Vicdanının onda Sukun bulmadığı,

Tam ve Net olarak açıklık bulmadığı, anlaşılmadığı, Kalbin mutmain olmadığı, Kalbinin Kani olmadığı, Şüphe ve

Tereddüd bırakan Gönül ferahlığı duymadığı şeydir, İyilik ve Günah konusunda, Din Adamları sana İcazet,

Fetva verse dahi, O Fetva ile yaptığın Amelini, Allah Zül Celal kabul edermi etmezmi ?

Düşüncesi ile, Allah Zül Celal ve Rasulunun Emirleri dahilinde Sen, Fetvanı Kalbinden Vicdanından iste,”dedi der,

 

     Yani kendisi, İslam Dininin kaynaklarından, Ayetlerden ve Hadislerden Hüküm öğrenmek ve yaşamak yerine,

Başkalarından kendi yaptığına olur almak, Fetva almak, ancak ve ancak kendi kendini aldatmaktır,

Zira, Size Fetva verende, Verdiği Fetvasıda, Ne Sizi Nede Kendisini Kurtaramayacaktır, 

 

     Kuranı Kerimi ve Allah Rasulu Peygamberi Hz. Muhammedi kabul ettiği halde, Kuranı Kerim Ayetlerinde ve

Allah Rasulunun Hadislerinde, Başörtüsü ( Türban ) hakkında, Ne Bir Ayet Nede bir Hadis yoktur diyen

Pornofösör, pardon Profosör bozmalarına, İTHAF OLUNUR , Yukarıdaki Ayet ve Hadisler, Şeriat Kanunudur,

 

     Allah Zül Celal tarafından gönderilmiş olup Asli Hükmiyetleri Kuranı Kerimin içinde Müslüman Kadınlara ve

Kızlara Emredilen, Kadınların ve Kızların Başını Örtmesi, Baş Örtüsü kullanma Emri,

Yahudi Hahamlar, Hiristiyan Papazlar tarafından Tahrip edilmiş olan Halen Mevcut olan Tevrat ve incilde de vardır, 

Yahudi Hahamlar, Hiristiyan Papazlar tarafından Tahrip edilmiş olan

Mevcut TEVRAT ve İNCİL de şöyle geçmektedir,

 

     İNCİLDE BAŞ ÖRTME KONUSU               “ PAVLUSTAN KORİNTLİLERE BİRİNCİ MEKTUP BÖLÜM 11 ”

“ Her Durumda Beni Hatırladığınız ve Size ilettiğim Öğretileri, Olduğu gibi koruduğunuz için, Sizi Övüyorum,

Ama Şunuda bilmenizi isterim, Her Erkeğin Başı Mesih, Kadının Başı, Erkek ve Mesihin Başı Tanrıdır,

Başı Örtülü olarak Dua eden, yada Peygamberlik eden Erkek, Başını küçük düşürür,

  Ama, Başını örtmeden Dua eden yada Peygamberlik eden Her Kadın, Başını küçük düşürür,

Böylesinin, Başı traş edilmiş bir Kadından farkı yoktur, Eğer Kadın Örtünmüyorsa, Saçını Tıraş etsin,

Ama Kadının Saçını Traş etmesi ayıpsa, Başını Örtsün, Erkek Başını Örtmemelidir,

Çünkü Erkek, Tanrının Benzeyişinde olup, Tanrının Yüceliğini yansıtır, Kadın ise, Erkeğin Yüceliğini yansıtır,

Çünkü Erkek, Kadından değil, Kadın, Erkekten yaratıldı, Erkek, Kadın için değil, Kadın, Erkek için yaratıldı,

bu nedenle ve Melekler uğruna Kadın, bir Yetki işareti olarak Başını örtmelidir, “ dediği halde,

 

     YAHUDİLERİN TAHRİP ETTTİĞİ TEVRAT,    HEZEKİEL BÖLÜM 13 AYET 18 ve 21

“ Her Kese Bilek bağı, Her Boyda Baş Örtüsü Dikip, Yapan Kadınların Vay Başına, Kendi Canlarını korurken,

İsrail Halkının Canını Tuzağamı düşüreceksiniz, Örtülerinizi yırtacak, Halkımı Elinizden kurtaracağım,”

diyen, Tahrip edilmiş Tevrattaki gibi,

 

     Baş Örtüsünü Bir Tuzak kurma olarak gösteren, Baş Örtüsünü reddeden, Açık Saçık giyinen Yahudi gibidir,

     Müslüman olduğu halde Baş Örtüsünü, Türbanı Reddedenlerin durumuda, Müslümanın Yahudisidir,

     Müslümanın Yahudisi değilde Nedir ?

 

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     ARAF SURESİ AYET 19

“  Allah Zül Celal, Adem Babanızı ve Havva Ananızı Cennette Yarattı sonra,

Adem Babanıza ve Havva Ananıza, Ey Adem ve Havva, Ey Adem Sen ve Eşin, Cennete yerleşin, Cennette durun,

   Cennette Dilediğiniz şeylerden yeyin için gezin dolaşın Cennetin Niymetlerinden faydalanın,

Gördüğünüz, Dilediğiniz, Arzu ettiğiniz ve Düşünebildiğiniz kadar, Cennette Sınırsız ve Sonsuz olarak,

Cennetin bütün İmkanlarından faydalanın, 

   Lakin Ancak ve Ancak ! Şu Ağaca ve Meyvasına Katiyetle Yaklaşmayın, O Ağacın Meyvasından yemeyin,

Zira Oraya Yaklaşırsanız dahi, Sapıtmışlardan, Sapıklardan, Azgınlardan,

Kendi kendine Zulmedenlerden olursunuz, dedim,” der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     ARAF SURESİ AYET 20, 21 ve 22

“ Sonra Şeytan, Ademe ve Havvanın yanına gelerek, Ademe ve Havvaya Fısıldadı,

Allah Size O Ağacın Meyvasını neden yasak etti biliyormusunuz ?  dedi,

Allah Sizinde, Bizim gibi bir Melek olmanızı ve Cennette Ebedi olarak kalmanızı istemiyor,

Aslında Sizi Şu Ağaçtan ve Meyvasından Men Etmedi, Sizlerde, Melekler gibi, Cennette Ebedi Kalıcılardan

olursunuz diye Men etti, Bu Ağacın Meyvesi, Sana ve eşine Sonsuzluğu ve Sonu olmayan bir Sansalatı verecek

olan Meyvedir, O Ağacın Meyvesinden yersen Sonsuzluğa, Sansalata kavuşursunuz dedi,”

“ Gerçekten Ben Size güzel bir Öğüt verenlerden Yol gösterenlerden biriyim diyerek Yemin etti,

Adem ile Havva Şeytanın Sözlerine kandılar, Şeytanın Vesvese Hileleri ve Tuzakları ile

Adem, Havayı aldattığını görmediler, “  Adem ile Havva Şeytanın Sözlerine kandılar

O Ağacın Meyvesinden yediler, Rabbinin Yasağından, Rabbinin Emrinden çıktılar,”

“ O Ağacın Meyvesini Yer Yemez, Anında, Avret yerleri, Ayıp yerleri, Mahrem yerleri Hayasızlıkla açılıverdi,

Mahrem yerlerini, Meyvasını yedikleri Ağacın yapraklarından örtüp kapatmaya yamamaya çalıştılar,”

Allah Zül Celal Adem ve Havvaya “ Ben Size O Ağaca Yaklaşmayın, O Ağacın Meyvasından Yemeyin Diye

Men Etmedimmi ? Adem ve Havva  “ Biz Şeytanın Sözlerine Kandık, O Bizi Kandırdı dediler,”

Allah Zül Celal Onlara Şeytan Sizin Apaçık bir Düşmanınızdır demedimmi ? dedi,

Şeytan Böylece Sizleri aldatarak Cennetteki yerlerinizden kovdurdu,”der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     ARAF SURESİ AYET 18

“ Şeytan Vesvese Hileleri ve Tuzakları ile  Adem, Havvayı aldattıktan sonra, Allah Zül Celal Şeytana,

Sen artık Cennetimden çık, Yerilmiş, Aşağılanmış olarak Cennetimden Kovuldun,  Andolsunki, İnsanlardan

Sana Her Kim uyarsa, Mutlakki, Hepinizi Mahşer günü toplayıp Cehennemime atacağım dedi,” der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     ARAF SURESİ AYET 15

“ Şeytan Cennetten Kovulduktan sonra Allah Zül Celale Bana bir Süre ver dedi,

Allah Zül Celal, Şeytana,” İnsanları Tekrar diriltileceğim güne kadar sana Süre verilmiştir,

Haydi Şimdi Sen, Süre verilmişlerdensin dedi,” der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     ARAF SURESİ AYET 16

“ Şeytan Allah Zül Celale, “ Beni Cennetten kovmana karşılık olarak, Yemin ederimki,

Ademoğluna Düşmanlığımla, Onları Sapıtmak, Saptırmak için, Senin Doğu Yolunun üstüne oturacağım,

Onların Önlerinden, Arkalarından, Sağlarından Sollarından Onlara sokulacağım,

Onların Pek Çoklarını, Sana İtaat edenlerden, Sana İman edenlerden, Sana Şükredenlerden,

Sana Hamdedenlerden olmayacaklar dedi,”der

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     NİSA SURESİ AYET 118 ve 119

“ Şeytan Allah Zül Celale,

Elbette Senin Kulların arasından Kendime bir Pay alacağım dedi, Ve Allah Zül Celal, Şeytana Lanet etti,” 

“ Şeytan, Allah Zül Celale, Kulların arasından kendime alacağım pay,

Onları Senin yolundan, Rasulunun yolundan saptırmaktır ve sapıtacağım,

Onları öyle kuruntulara sokacağımki, O Kuruntularla Kendilerini güzel ve hoş görecekler,

Onlara, Kullarına Emredeceğim, Senin, Onları Yaratışını değiştirecekler,

Onlara Emredeceğim, Hayvanlarının Kulaklarını yardıkları gibi, Kendi Kulaklarınıda yaracaklar,

( Erkekler Kadınların, Kadınlar Erkeklerin Şehvetini üzerlerine çekmek için Estetik yaptıracaklar,

Cinsiyetlerini Değiştirecekler, Erkek Kadın olacak, Kadın Erkek olacak,) işte bunu yapacaklar,” dedi,

  Allah Zül Celalde Şeytana, Seni Dost edinmiş olanlar, Benim değil Senin Emirlerine İtaat edenler,

Allahı bırakmış, Allaha yüz çevirmiş, Allahı İnkar etmiş olup, Şeytana Dost olmuş olanlardır,

İşte Onlar, Cehennemde Amansız Azaplarla, Apaçık bir Hüsranda olacaklar,” der,       

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     ARAF SURESİ AYET 27

“ Ey Ademoğulları, Ey İnsanlar,  pek ama pek çok dikkat ediniz,

Şeytan ve Taraftarları, İnanmayanların, İnkarcıların, Kafirlerin, Münafıkların Dostudur,

  Şeytan ve Şeytanın yandaşları, Araçları, Hileleri ( Size Kavram kargaşaları ile )

Sizin, Onları göremeyeceğiniz yönden, ( Edepsizlik ve Hayasızlık yönünden ) görürler ve Size yaklaşırlar,

  Şeytan ve taraftarları, Sizi, Sizin Onları görmediğiniz, göremeyeceğiniz yerden görürler, Hissedemediğiniz yönden

Size yaklaşırlar, Size sokulurlar, Ey İnsanlar, Şeytan Hileleri ve aldatmaları ile, Ana ve Babanız, Adem ile Havvayı

aldattığı gibi, Sizide Aldatmaması için pek ama pek çok dikkat ediniz,

  Nasılki Şeytan, Ananız Havva ile Babanız Ademin Ayıp yerlerini Avret yerlerini açarak, soyarak,

teşhir ederek, nasıl Cennetten Kovdurdu ise, Sizlerede Aynı Fitnesini yapacak devam ettirecektir,

( Siz, Henüz, Cenneti dahi göremeden, Sizi Dünyada iken Cennetten kovdurmaya gayret edecektir,)

  Zira Şeytan ve Şeytanın yandaşları, Araçları, Hileleri Şimdi Sizide aldatıp,

Sizi Elbiseli, Kıyafetli iken, Edep Yerlerinizi, Mahrem Yerlerinizi, Ayıp Yerlerinizi, Cinselliğinizi, 

Giyinik Çıplak olacak şekilde, Yahut Çıplak görünecek şekilde,

Edepsizliği, Hayasızlığı çok güzel çok tatlı olarak gösterip kandıracaktır,

Dikkat edinizki, Şeytan ve Şeytanın Yandaşlarına, Araçlarına uymayınızki,

Şeytan Şimdi Sizide aldatıp Cennetten Kovdurmasın,

Şeytan, Adem ile Havvayı Cennetten Kovdurduğu gibi, Sizide Cennetten Kovdurmasın,

Ey Ademoğulları Çok dikkat ediniz, Şeytan Sizide Şaşırtıp, aldatıp, Belalara düşürmesin, Sizi Daha Siz Dünyada

iken Cennetten kovdurmasın, Zira Şeytana uyarsanız, Dünyada iken Cennetten Kovulanlardan olacaksınız,” der

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     CAMİUSSAGIR HADİS No 1593

  Sahabeden İbni Mesud (ra) Anlatıyor, Rasullalah Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Hırslanmaktan, Doyumsuzluk Hırsından Sakınınız, Zira Doyumsuzluk Hırsı,

Sınırsız ve Sonsuz çeşitte Yiyecekler, Meyvalar olduğu Cennette dahi, Adem ile Havvayı,

Yasak Ağacın Meyvasını yemesine ve Cennetten Kovulmasına neden olmuştur,

( Sizde henüz Cenneti dahi görmeden, Dünyada iken Cenneten kovulursuz,) “ dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     CASİYE SURESİ AYET 23

“ Hevasını, Arzusunu, Edepsizliğini, Hayasızlığını, Cinselliğini, Şehvetlerini, Kendi Fikrini ( Bence diyerek ),

Allah Zül Celalin Emirlerine Karşı koyan İnsanlar, Kendi Fikirlerinin sapıttırdığı, Sapıklaştırdığı,

Kendi Kendinin Kulağını ve Kalbini Mühürlediği, Gözünün önüne perde çektiği,

Hidayete gelmek istemeyen İnsanlardır,

Aşağılıkların aşağısı İnsanları görmüyormusun, Hala Düşünmezmisiniz,“diye soruyor, “ der,

 

     Yani Türban, Baş Bağlamamak Sadece ve Sadece bir Günahınız değil Cennetten Kovulma sebebiniz olacaktır,

 

     Edep ve Hayayı yok saymakla, Edepsizlik ve Hayasızlık Özgürlüğü ile,

Kavram Kargaşasından başka bir şey olmayan, Modernliğin, Şıklığın, Çağdaşlığın, İlericiliğin,

Bugün yine aynı Ağacın, Edepsizlik ve Hayasızlık Meyvesini yemekle,

Bugün Ne kadar Modern, Şık, Çağdaş, İlerici, Bağımsız, Özgür, Eğitimli, Bilgili ve Aydın oldunuz ?

Şık olacağım derken Sadece ve Sadece Şıllık Olmadılarmı ?

 

     Aynı Şeytan Bugün, Türbanı çıkardığınızda, Modern, Şık, Çağdaş, İlerici, Bağımsız, Özgür, Eğitimli,

Bilgili ve Aydın olacaksınız, Kendi başınıza Ekonomik bağımsızlığa Rahatlığa kavuşacaksınız gibi,

kavram kargaşaları ile  Şimdi Sizide aldatmıyormu ? Kandırmıyormu ?

 

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     HEYTEMİ Ez ZEVAVİR HADİS No C 2 S 148

  Sahabeden İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Miraca Çıkarıldığımda Cebrail (as) Bana Cehennemi gezdirdi, Cehennem Çukurlarında,

Saçlarından asılarak azap edilen kadınları, Yüzleri Parçalanarak Azab edilen kadınları, Göğüslerinden Asılarak,

Göğüsleri Parçalanarak Azab edilen kadınları, Bacaklarından asılarak, Bacakları parçalanarak azap edilen,

Kadınları, Dillerinden asılarak Azap edilen Kadınları gördüm, Bunlar Kimlerdir Ey Cebrail diye sordum,

Cebrail (as) Onlar, Süslenmekle,  Açılıp saçılmakla, Göğüslerini Teşhir etmekle Fuhuş yapan Kadınlardır,

Fuhuş ve Zina ile, Etini yediren Kadınlardır, Fuhuş ve Zina ile Kadınların Etini yiyen Erkeklerdir, “ dedi der, 

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     HEYTEMİ Ez ZEVAVİR HADİS No C 2 S 149

  Allah Rasulunun Kızı ve Ehli Beyti Hz Fatıma (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Selleme,

Allah Zül Celal Bu Kadınları Neden Bu Kadar Azaba sokmuş diye sordum, Allah Rasulu Cevaben,

“ Ey Fatıma, Saçlarından asılarak Azab edilen Kadınlar, “ Saçımı Kapatmanın Ne Mantık ve Manası var, ?

Saçlarını kapatmayan Müslüman olmuyormu ? “ diyen Kadınlardı,

Yüzleri Parçalanarak Azab edilen Kadınlar, Süslenerek Kocasından Başkalarının ilgisini çeken Kadınlardı,

Göğüslerinden Asılarak, Göğüsleri Parçalanarak, Bacaklarından asılarak, Bacakları parçalanarak

Azab edilen Kadınlar, Göğüslerini, Baldırlarını, Bacaklarını Teşhir ederek Erkeklerin Şehvetini çeken Kadınlardı,

Dillerinden asılarak Azap edilen Kadınlar, Dedikodu yapan, Gıybet yapan, Laf getirip laf götüren,

Çirkef Zanları ile İnsanların arasını bozan, Kocasına Diliyle eziyet veren Kadınlardı, “ dedi der,

 

     BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?     FECİR SURESİ AYET 29. 28 ve 30

“ Allah Zül Celalin, Size Tayin etmiş olduğu İbadetlere, ( Türban İbadetine) Razı olunki,

( Bunlar yerine Başka şeyler İcat etmeyinki) Siz Allahtan Razı olunki, 

Allah Zül Celalden Razı olarak Allaha İtaat edinki,

Allahın tayin ettiği ve Rasulunun gösterdiği şekilde Allah Zül Celale İbadet edinki,

Merdiyye Rızalıkla, Karşılıklı Rızalaşma ile, Allahta, Sizin Allaha olan İmanınızdan ve İbadetlerinizden

Razı olsun, “ Amellerinle, İbadetlerinle, Çalışmalarınla, İşlerinle, Sosyal yaşamınla,

Rabbinle Karşlılıklı Rızalaşmaya girerek, Rabbinle devamlı Rızalaşma içinde Ol ki,

Rabbin Senden Hoşnud ve Razı olsunki,

Sen Rabbinden Hoşnud ve Razı olki, Rabbinin Cennetine girebilesin,

( Zira Rabbinin Cennetine giremeyen, Cehenneme girer, Ortası yoktur, )  “ der, 

 

     Siz Allahın Emrettiği Türban İbadetine Razımısınız ? Siz Allahın Size tayin ettiği ve

Rasulunun gösterdiği şekilde olan Türban İbadetine Razı olmazsanız, Allahta Sizden Razı olmaz,

 

 

     BAŞ BAĞLATMAMAK, TÜRBAN BAĞLATMAMAK NEDİR ?             NUR SURESİ AYET 54 ve 62

“ Rasulum Deki, Şunu iyice biliniz anlayınızki, Allah Zül Celale İman, İtaat, İbadet ve Amel hususlarında,

Rasulumun Sorumluluğu, Rasulume yüklediğim Sorumluluktur,

Sizin Sorumluluğunuzda, Sizin üzerinize yüklediğim sorumluluktur,

  Rasulumun Sorumluluğu, Rasulumun üzerine yüklenendir, Rasulum Kendisine yükletilenden sorumludur,

Sizin Sorumluluğunuzda, Sizin Üzerinize yüklenendir, Sizde, Size yükletilenden sorumlusunuz,

  Rasulum deki, Rabbimin Peygamberi olan Bana düşen, Tebliğden başka bir şey değildir,

Allah Zül Celale ve Peygamberi olan Bana İman ve İtaat edin,

  Şayet Tüm Benliğinizle İtaat ederseniz, Hidayet bulursunuz,

Mümin Olanlar Ancak ve Ancak Onlardırki, Allaha ve Rasulune İman ve İtaat edenlerdir, “ der,

 

     BAŞ BAĞLATMAMAK, TÜRBAN BAĞLATMAMAK NEDİR ?             TİRMİZİ HADİS No 2191

  Sahabaden Ebu Said El Hudri (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallalahu Aleyhi ve Sellem,

“ Şu İki şey Sizi Allah yolundan ayırmaya yeterlidir, Dünya arzu ve isteklerine karşı,

Kadınlarınıza karşı dikkatli olunuz, Kadınlarınızın, Kılık Kıyafetinden, Edebi ve Hayasından, İffetinden,

Namusundan, ( Babası, Kocası, Abisi olarak,) Sizde Sorumlusunuz, Kadınlarınıza karşı Dikkatli olunuz,

Hakkı, Doğruyu bilen Kişinin, Hakkı Doğruyu söylemesine, Edep ve Hayayı söylemesine, öğretmesine

İnsanlardan korkusu engel olmamalıdır, “ dedi der,    

 

     BAŞ BAĞLATMAMAK, TÜRBAN BAĞLATMAMAK NEDİR ?             ALİ İMRAN SURESİ AYET 186

“ Babanızın, Annenizin, Hanımınızın, Çocuklarınızın, Kardeşlerinizin, Akrabalarınızın, Mallarınızın, Canlarınızın

Sevgisi Muhabbeti ile, Babanızı, Annenizi Hoşnud edip etmemekle, Kocanıza doğru davranıp davranmamakla,

Hanımınıza doğru davranıp davranmamakla, Çocuklarınızı İslam Dinine göre Terbiye etmekle veya etmemekle,

Kardeşlerinize, Akrabalarınızla İyi güzel hoş geçinip geçinmemekle,

Mallarınızla ve Canınızla Allah Zül Celal için Cihad etmek ve ya etmemekle, 

Allah Zül Celal ve Allahın Rasulu Muhammed Aleyhisselam Sevgisi ve Muhabbeti ile,

Allah Zül Celale ve Rasulu Muhammed Aleyhisselama İtaat Sevgisi ve Muhabbeti ile

İmanınız İmtihan edilmekte ve Denenmektesiniz, “ der,

 

     BAŞ BAĞLATMAMAK, TÜRBAN BAĞLATMAMAK NEDİR ?             TİRMİZİ HADİS No 2260

  Sahabaden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallalahu Aleyhi ve Sellem,

“ Edep ve Hayanın Zayıflaması ve Yok olması nedeniyle, Müslümanlar üzerine öyle bir zaman gelecekki,

Edep ve Hayanın anlaşılması ve yaşanması yönünden, İslam Dininin gereklerini,

İslam Dininin Edep ve Haya Şartlarını, Sosyal yaşamıyla, Dininin gereklerini yerine getirme konusunda,

Edeb ve Haya konusunda dirençli davranacak, kendine uygun görmeyecekler,

İbadetlerini yerine getirme hususunda isteksiz olacaklar, direnç gösterecekler, 

 ( İslami Terör, Laik, anti Laik, Gericilik, İlericilik, Çağdaşlık, Aydın lık, Modernlik, Şıklık gibi Kavram

kargaşaları ile ) İslam Dinini kötüleyecek, ( Din Eğitimi alamadığı için, Dininin gereklerini bilmeyen İnsanların

Dini duygularını ) İslam Dinini kendi kafalarına göre uyduracaklardır,

O Zamanda, Gerçek olarak İslam Dinini, Edep ve Haya ile yaşamaya çalışan Müslümanlar ise,

Avucu içinde, Kor Ateş tutan kimse gibi olacaktır “ dedi der,

 

     BAŞ BAĞLATMAMAK, TÜRBAN BAĞLATMAMAK NEDİR ?             TABARANİ HADİS No 526

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Selleme,

Kadınların Kılık kıyafetinde Tesettürlü olması, Baş Örtüsü ile Başlarını örtmesi Ayetleri geldiğini,

İlk öğrenen kişiyim, Allah Rasulu bana “ Örtünmemiş ve Başını Bağlamamış Kadınların yanına girme,

ve Örtünmeyi, Baş Örtüsü bağlamayı Kadınlara Kızlara Tebliğ Et anlat “ dedi,

Kadınlara, Kızlara Örtünmeyi ve Başlarını bağlamayı Tebliğ etmekten Söylemekten, Örtünmeyi ve

Baş Örtüsünü Kadınların ve Kızların Kabul etmesinden daha zor bir gün başımdan geçmiş değildir,“ dedi der,

 

     BAŞ BAĞLATMAMAK, TÜRBAN BAĞLATMAMAK NEDİR ?             TİRMİZİ FİTEN HADİS No 2266

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Hükümranlığınızı, Kadınlarınızın eline kaptırdınız zaman, Kadınlarınızın Hükümranlığı altına girdiğinizde,

Yerin Altı, Yerin Üstünden Hayırlıdır, Ölmüş olmanız, Yaşıyor olmanızdan hayırlıdır,” dedi der,

 

 

     HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ NEDİR ?   TEGABUN SURESİ AYET 14

“ Ey İman Edenler, Hanımlarınızdan, Evlatlarınızdan, Söz Dinlememekle, Size Karşı gelmekle,

Size Karşı Haykırmakla, Size Karşı Çirkefleşmekle,  Doğruluğa İtaatsizlikle, Size İtaatsizlikle, Sadakatsizlikle,

Size Hıyanet ve Hainlikle, Düşmanlık edecek olanlarda vardır, Onlardan Allah için Sakının, Dikkatli olun,”der,

 

     HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ NEDİR ?   TEGABUN SURESİ AYET 15

“ Mallarınız, Hanımlarınız ve Evlatlarınız Sizin için bir Fitnedir, Sizin için bir İmtihandır,” der

 

     HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ NEDİR ?   BUHARİ HADİS No 1795

  Sahabeden Usame bin Zeyd (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kadınlara hitaben,

“  Ümmetimin Erkekleri üzerine, Kadınların Fitnesinden daha büyük Fitne yoktur,

Ümmetimin Erkekleri üzerine Kalan, En Zararlı Felaket, Fitne Fesad çıkarıcı olan Kadınlardır, ”dedi der,

Müslim Rikak 2740, Tirmizi İstizar, Nesei İbni Mace Fiten  

 

     HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ NEDİR ?   ENFAL SURESİ AYET 25

“ Öyle bir Fitneden sakınınızki, O fitne, içinizden yalnızca Zulüm yapanlara dokunmaz,

Zulüm yapana dokunmadığı içinde Zulüm yapan kendini zulmediyor olarak görmez,

Nihayetinde ise Allah Zül Celalin Cezası ona yaptığı Zulümlerin Katmanları ile Şiddetli olacaktır,”der, 

 

     HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ NEDİR ?   CAMİUSSAGIR HADİS No 1804

  Allah Rasulunun Damadı, Ehli Beyti ve Sahabeden Hz Ali (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Üzerinize Öyle Fitneler olacakki, Ne Elle, Nede Dille Düzeltilemeyecektir,”dedi der,

 

     HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ NEDİR ?   TALAK SURESİ AYET 10

 “ Allah, Nuh'un karısıyla, Lût'un karısını misâl verdi,

Onlar, Kullarımızdan, Sâlih bir Kulumuzun Nikâhında iken hainlik ve hıyanet Ettiler, “ der,

 

     HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ NEDİR ?   HUD SURESİ AYET 46

“ Ey Nuh, Oğlun Senin Sülbündendir, lakin Senin Ehlinden, Senin Evladın değildir,

Zira O Salih olmayan Asileşmiş, Çirkefleşmiş bir Amelin sahibidir,” der,

 

     Ana Baba, Onlardan Doğduğunuz için değil, Allah için varsa Ana Babadır,

Hanımınız, Nikahınızda olduğu niçin değil, Allah için Sadakati ve İtaati varsa Hanımdır, Hanımınızdır,

Evladınız, Kendi Sülbünüzden olduğu için değil, Allah için Sadakati ve İtaati varsa Evlattır, Evladınızdır,

 

     Hamın olmak, Evlat olmak, Allah Zül Celale, Allah Rasulune, Babaya, Kocaya, Anaya Sadakati gerektirir,

     Sadakatli olmak doymaktır, Doymazlığın nedeni Sadakatsiz olmaktır,

Sadakatsizlik, Kainat Senin olsa dahi doymamak, Aç Kalmaktır,

 

     Babayı dinleme yok, Kocaya Uyumlu olmak Yok, Kocaya Sadakatli olmak Yok,

Kocaya ve Babaya Asilik Çirkefleşme var, Fitneleri var,

Kadına Şiddete hayır diyorlarda, Lakin Kadının, Kocası ile Uyumlu yaşaması Sadakatli olması için

Çirkefleşmemesi için, hiçbir telkinde bulunan yok, !!!

 

 

     HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ NEDİR ?   FURKAN SURESİ AYET 20

“ Sizin Bir Kısmınızı, Bir Kısmınız üzerine Fitne olmasına müsaade ettik ki, bakalım Sabrede bilecekmisiniz ?,”der    

 

     HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ NEDİR ?   RAMUZEL HADİS HADİS No C/2 S/115 H/9

  Sahabeden Ebu Ümame (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Benim ümmetimin hallerine en imrenilecek olanı şu kimsedir,

Namazdan, Oruçtan İbadetlerden Nasibi olan, Rabbine İtaatini, Açıkta ve gizlide ve en güzel şekilde yapandır,

Ailesinden, Çoluk Çocuğundan Nasibi olandır, Malı az, Rızkı Kendine yetecek kadar olandır,

Arkasından Mirası ve ağlayanı az olandır,

  Hiç Kimse Onu Parmakla İşaret etmez, İnsanlar onun Halini kimse bilmez.

Bunlar İnsanlar arasında pek tanınmaz bilinmez,

  Kazançlarınız, İnsanların arasında tanınmanız, Eşinizin Dostunuzun Size olan ilgi ve alakası,

Ailenizin, Çoluk Çocuğunuzun Size olan Sadakati Nasibiniz kadardır ve bunda Sabırlı olandır,” dedi der,

 

 

     HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ NEDİR ?   RAMUZ EL HADİS HADİS No C3 S215 H16

  Allah Rasulunun Hanımlarından, Müminlerin Annesi Hz Aişe (ra) anlatıyor,

Allah Raslulu Sallalahu Aleyhi ve Sellem, “ Dininiz, Allah için Sevgi ve Muhabbet, Allah için Buğz etmektir,” dedi der,

 

     HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ NEDİR ?   MÜMİN SURESİ AYET 10

“ Allah Zül Celalin Buğzu, Sizin Nefislerinizin, Kendinizin Buğzundan daha çok be çok büyüktür,” der,

 

     MAHŞERDE HESABA ÇEKİLME AHİRET SORGUSU                       FATİHA SURESİ AYET 4

“ O, Din Gününün, Mahşer Hesabı Gününün Meliki, Hükümdarı Allah Zül Celaldir,”der,

 

     MAHŞERDE HESABA ÇEKİLME AHİRET SORGUSU                       FURKAN SURESİ AYET 26

“ İşte O gün, Mahşer Hesabı Günü, Mutlak Hükümranlık, Rahmana Aittir,” der,

 

     MAHŞERDE HESABA ÇEKİLME AHİRET SORGUSU                       SEBE SURESİ AYET 26

“ Rasulum Deki, Rabbiniz Mahşerde Hepinizi bir araya toplayacak, Aranızdaki Hükmünü verecektir,

Zira, Asıl Hüküm,  Adil ve Adalet Hükmünü, Size Çare ve Mükafat Hükmünü verebilecek olan Allah Zül Celaldir,”der,

 

     MAHŞERDE HESABA ÇEKİLME AHİRET SORGUSU                       HAÇ SURESİ AYET 56

“ O Gün, Mahşer Hesabınız Günü, Hüküm Allah Zül Celalindir,  Aranızdaki Hükmünüzü verecektir,” der,

 

     MAHŞERDE HESABA ÇEKİLME AHİRET SORGUSU                       MEARİC SURESİ AYET 5

“O Halde, Rabbin için, Güzel Bir Sabır ile Sabret,”der,

 

     MAHŞERDE HESABA ÇEKİLME AHİRET SORGUSU                       YUSUF SURESİ AYET 18

“ Artık ( Rabbime Kavuşuncaya kadar, ) bana güzelce bir sabır gerekir,”der,

 

     Allah ve Rasulu için, Muhabbetli, İtaatli, Sadakatli ve İffetli Hanımlar için herhangi bir isnat olamaz,

Zira bende kabul etmem,

     Lakin, Kadınların, Kızların Çoğunluğu, Sizi Kuyruğunda yürütür, Kendi Yalanlarıyla, Kendi İftiralarıyla,

Evinize Hiç Kimseyi Gelmez ederler, Kimse aramaz çağırmaz ederler, Ömrünüzden Tiskindirirler, Ömür Azabı olurlar,

Babaya Nasip etmedikleri Evlat, Kendilerine Nasip olurmu ?

     Kızınında, Hanımınında Yüzüne, Yüzün Gülmek, istemez, İstemez, İstemez, Yüzünde gülmez,

Ömrümün sonuna kadar, Hanımın ve kızın, kendi evinde senin gözünün içine baka baka

aynı Asiliğini ve Çirkefliğini devam ettirmesi İle yaşarsınız,

     Dışarda, Başını bağlayanları, Namazını Kılanları, Kuranını okuyanları,

Ana Babasına Sadakatli olanları gördükce İmrendiğim, İçim Yana Yana beklediğimi,

Kızımın Başını Bağlamasını, Namazını kılmasını, Kuranını okumasını, Sadakatli olmasını, Anası Bana Nasip etmedi,

 

     Bir Koca, Hanımının Sadakatinden başka, Hanımından Ne İster ?

     Bir Baba, Evladının Sadakatinden başka, Evladından Ne ister, ?

     Sadakat olmaz ise, başka ve başkaca, Sizin için Neyin Ne değeri vardır ? 

 

Kadınların, Fitne, Nifak Doyumsuzluk, Hükümranlık ve Asilik fıtratları ile

Adem Babamızı Cennete dahi sığdırmadı, Sizi Evinizemi Sığdıracak !!! ???

Herkes Kendi evinin içine baksın ne anlattığımı anlar,

 

     Ey Rasulum, Ahiret hayatımda Bu kadını istememe hakkım Yokmu ? 

 

Ya Rabbel Alemiyn,

Heralde Ben Cehennemine Hiç Gitmeyeceğim, Zira Zebanilerini, Hanımım ve Kızım olarak evime göndermişsin,

Avucumun içindeki Kor Ateşten, Onun için Beynin Kavruluyor, Beynin Kavruluyor, Yüreğim Kavruluyor,

 

Ya Rabbel Alemiyn,

Mahşerde Hüküm Vermeyi, Ne Güzel Kendine almışsın,

Zira Kendi Hükmüm Kendime dahi Çare olmuyor,

 

Zira Siz, Dünyada iken, Daha Dünyada yaşıyor iken,

Kendinizce verdiğiniz bir Hüküm, Kendinize Bir Çare oldumu ?, Size Telafi veren bir Çare oldumu ?

Çare, Ancak ve Mutlak Senin ve Rasulunun Hükmündedir,

Hüküm Sahibinin, Adaletini, Rahmetini, Hikmetini, Şimdi Anlayabildinizmi ?

 

Ya Rabbel Alemiyn.

Şeytanı Yarattın, Kadını Niye Yarattın --- Kadını Yarattın, Şeytanı Niye Yarattın,

İkisi birleşince, Mücadele etmeye Kudretim yetmedi,

Biçar Acziyette Kaldım,

 

Lakin Sözüm Rabbim için değil, Bizim Düşünmemiz içindir,

Zira Derdimden Ekber olan, Büyük olan, Rabbim Allah var,

 

     Kuranı Kerim Ayetleri ve İslam Dininin Peygamberi Hz. Ahmet, Mahmud, Muhammed, Mustafanın Sözleri,

Hadisleri, Sünnetleri Şeriat Kanunudur,  Yazımın Başından Sonuna Kadar olan, Bu Ayet ve Hadisler

ŞERİATI TANIMLAMAKTADIR,  Yukarıdaki Ayet ve Hadisler, Şeriatın Madi ve Manevi Kılık Kıyafet Kanunudur,

 

ŞERİAT, SADECE DİNİ İBADETLER İÇİN DEĞİL, İNSAN TOPLULUKLARI İÇİN

YÖNETİM, SOSYAL HUKUK ve SOSYAL ADALET SİSTEMİDİR,

 

     Temel Hak ve Hürriyet, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet içeren,

Toplum Vicdanını Rahatlatıcı olan Bütün Kanunlar : ŞERİAT YASASIDIR,

Hak, Adalet ve Sosyal Hukuk üzere olan Tüm Yasa ve Kanunlar, Şeriat Yasası ve Kanunudur,

Temel Hak ve Hürriyet, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet içermeyen Yasalar zaten Yasa değildir

     Hiç bir İnsan olamazki, Şayet İslam Dininin, Şeriatın Kendisine verdiği hükümleri,

Kendi Nefsinde tatbik ederek yaşasında, Mahkemeye bir davası düşsün !!!

Her İnsan İstesede istemesede, Anlasada, Anlamak istemesede, kabul etsede, kabul etmesede,

ancak ve ancak Şeriat Kanunları Hükmünde yaşar,

İnsanın Dünyaya gelişinden, gidişine kadar Her şey Şeriat Kanununa Tabidir,

 

     Akla, Mantığa, Bilime aykırı bir tek Ayet yada Hadis yoktur,

Şu Ayet yada hadis Akla ve Mantığa aykırı diyorsanız, O Konuda sizin Aklınız yada Mantığınız tıkalıdır,

O konuda Aklınızı ve Mantığınızı açmanız lazım, İşine gelmeyen, İşine gelmeyen şeyi anlamak istemez,

anlamaz İşinize gelmeyen, Ayet ve Hadislere, Akla ve Mantığa Aykırı demek,

bunu Söyleyenlerin ve Tastik edenlerin Sapıklığı ve Sapıtmışlığıdır.   

Kendini Akıllı ve Aydın zannedenler ! Bazı şeyleri anlamanız için Size, “ Kıral Çıplak “ diyen bir Çocukmu lazım ?

 

     Ben Müslümanım, fakat Şeriata karşıyım, demek, Şeriata karşı olmak, Şeriatı kendi hayatından dışlamak,

Allahın Koyduğu Kılık Kıyafet Kanununu ve Onun Korumasını kabul etmiyorum, İstemiyorum,

Başıma gelebilecek her türlü felaketi kabul ediyorum, verdiği felaketlerin, Tahribatların, Tecavüzlerin,

Irzıma geçmesinin önlenmesini istemiyorum demektir,

     Müslüman olduğunu söyleyen ve kendincede İbadetlerini yerine getirmeye çalışan O İnsan,

Yaptığı İbadetlerin Şeklini ve Zamanını belirten Kanunun, Hangi Kanun olduğunu zannediyor ?

“ Ben Müslümanım, Fakat Şeriata karşıyım “ ifadesinden, daha Ahmakca bir ifade bulabilirmisiniz ?

     Her İnsanın bu andan itibaren kendi kendine sorması ve cevaplandırması gereken bir soru ?

“ Ben Ne istiyorum ? Şeriat, Bana Ne veriyor ? Benden bir Şeyler alıyor veya Mahrum bırakıyormu ?

 

 

     KILIK KIYAFET KANUNU ve TATBİK SURETİNİ GÖSTERİR NİZAMNAME KANUNU, NEDİR ?

 

1 ci maddesi,  Her hangi Din ve Mezhebe Mensup olurlarsa olsunlar,

                        RUHANİLERİN, Mabet ve Ayinler haricinde, Ruhani Kisve Taşımaları yasaktır,

                        Hükümet, Her Din ve Mezhepten, Münasip göreceği yalnız bir Ruhaniye,

                        Mabet ve Ayin haricinde, Ruhani Kıyafeti taşıyabilmek için Muvafakat Müsaadeler verebilir,

                        Bu Müsaade müddetinin hitamına, onun aynı Ruhani hakkında yenilenmesi veya

                        bir başka Ruhaniye verilmesi Caizdir, der,

 

2 ci maddesi, Türkiyede, Kanuna Tevkifan teşekkül etmiş ve edecek olan, İzcilik, Sporculuk gibi topluluklar,

                        ve CEMİYET, ve Kulup gibi heyetler ve Mektepler, Mahsus Kıyafet, Alamet ve Levazım

                        taşımak istedikleri zaman, Yalnız Nizamname veya Talimatname ile,

                        Muayyen tiplere uygun kıyafet ve Levazım taşıyabilirler, der,

 

5 ci maddesi, Türkiye Devleti nezdine Memur bulunanların Kıyafetleri Beynelmilel Mer”i adetlere,

                        ( Yani, Milletin Görenek ve Adetlerine ) tabidir, der,

 

6 cı maddesi, Bu Kanunun, Tatbik suretini gösterir bir nizamname yapılır, der

 

8 ci maddesi, Bu Kanunun İcrasına, İCRA VEKİLLERİ HEYETİ MEMURDUR “ der,

Yani Mahkeme Üyeleri ve başka kurum ve kuruluş karışamaz, İşte Gerçek Laiklik burada başlar, 

 

 

     KILIK KIYAFET KANUNU ve TATBİK SURETİNİ GÖSTERİR NİZAMNAME KANUNU, NEDİR ?

 

5 ci maddesi,   Türk Inkılabına, Rejimine ve Vahdetine Muhalif bir ciheti olmamak,

                         Hükümetce, kabul edilmiş Resmi kıyafetlerden ayrı olmamak, ( kaydı ile )

                         İzcilik ve Sporculuk gibi Topluluklar ve Cemiyet ve Kulup gibi Heyetlerce,

                         Bu gün kullanılmakta olan ve yukarıdaki şartlara uygun olduğu bu teşekküllerin,

                         altıncı maddeye göre verecekleri beyannamelerle,

                         Mahalli Hükümetlerince anlaşılan Kıyafet ve Levazım Tip olarak kabul edilecektir,

                         ( yani Aynı Şartlara Haiz olmak üzere başka Tiplerde kabul edilebilir,)  der,

 

6.cı maddesi,  Kıyafet tebdili ( düzenlemesi ) halinde, İstimalden evvel, ( Yürürlüğe girmesinden öce )

                         Beyanname ile, ( Yönetmelik ile ) Yeniden kurulacak, İzcilik ve Sporculuk gibi topluluklar ve

                         Kulup gibi heyetler, Bir Kıyafet, Alamet ve Levazım taşımak istedikleri taktirde,

                         Nizamnameleri ile birlikte, Onları gösteren bir Beyannameyi ( Yönetmeliği )

                         aynı Makama tevdi eder,  

 

8 ci maddesi,   Mektep ve Başka bilgi Müesseselerine devam edenlerin, Bir Kıyafet, Alameti farika

                         kullanmalarına luzum görüldüğü taktirde, TİP TAYİNİ bu Mektep ve Müesseselerin,

                         Merbut bulundukları VEKİLLİKCE ( BAKANLIKCA ) Talimatname yapılır, 

                         Bu gibi Mektep ve Müesseseler için kabul olunacak alametleri,

                         Mektep ve Müesseselerden Mezun olanlarda taşıyabilirler, der,

 

11 ci maddesi, 2596 numaralı kanunun, 6 cı maddesine göre tanzim olunmuş ve Şürayı Devletce görülmüş

                         olan, bu Nizamname Hükümlerini İcra Vekilleri ( Bakanlıklar ) Heyeti yürütür, der,

 

     Yani ; Milletin Manevi değerlerine, Örfüne, Sosyal ve Sıhhı yaşantıyı korumaya yönelik olarak,

Görevin gerektirdiği Niteliklerle Kılık ve Kıyafet Yönetmeliği düzenlenir der,

Hiçbir İnsan veya Devlet görevlisi, İslam Dininin Sosyal yaşantısını,

İslam Dininin İbadetlerinin bir tanesini dahi yok sayamaz, değiştiremez, kendine uyduramaz,

 

     Türk olmayan bir Yabancının, Türk Vatandaşlığına girmesi için bir zorlama varmı ?

Fakat Türk Vatandaşı oluncada, Türk Anayasa ve Kanunlarına uyması Zorunlu değilmi ?

Askeri disipline uymayan veya kendine uyduran bir İnsana Asker denilemeyeceği gibi,

Ben Müslümanın diyeninde, İslam Dininin Maneviyatına uyma ve

İslam Dininin Maneviyatını maddi olarak yaşama arzusundan daha doğal ne olabilir ?

 

     Yani Atatürk Kılık Kıyafet Kanununu, Dini, Ruhbanların, Ruhbanlık Kılık Kıyafetinden kurtarmak için çıkarmıştır,

Kadınların Kızların, Başını Kıçını açması için değil, 

 

     TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ : 4 Kasım 1981 tarih ve 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 44 cü

Maddesinin değiştirilmesi ve 10 Aralık 1988 tarih ve 3511 sayılı Yasa ile, 2 ci maddesine  Ek madde 16 ile,

 

   “ Yüksek Öğretim Kurumlarında, Dershane, Laboratuar, Klinik, Poliklinik ve Koridorlarında,

     Çağdaş Kıyafet ve Görünümde bulunmak zorunludur,

     Dini İnanç sebebiyle, Boyun ve Saçların Örtü veya Türbanla kapatılması Serbesttir ”

     düzenleme kanunu çıkardı,

 

     7 ci Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Bu Kanun Hükmünü,

Gerek anayasal açıdan, gerekse Mevzuat yönünden ele alarak inceledi,

 

 “  Yapılan düzenlemede, Salt, Bayan öğrencilere bu hakkın tanınıp, diğer öğrencilere ve

Bilimsel yönden her türlü serbest düşünce ve fikir hürriyetine sahip öğretim üyelerine ve Yüksek Öğretim

Kurumunun İdari personeline, böyle bir hakkın tanınmaması,

Kendi eşitsizliği ve çelişkiyi de, gözler önüne sermektedir,” gerekcesi ile, 

aşağıda niteliği belirtilen 16 Aralık 1988 tarih ve 1662 – 8088 sayılı ( Cumhurbaşkanlığı ) yazısı ile

Veto ederek, bir daha görüşülmek üzere,Türkiye Büyük Millet Meçlisi Başkanlığına iade etti, ( Ek 2 ) 

 

      Türkiye Büyük Millet Meçlisi 18 Aralık 1988 tarih ve 3503 sayılı Kanun ile,

   “  Yüksek Öğretim Kurumlarında, Dershane, Laboratuar, Klinik, Poliklinik ve Koridorlarında,

      Çağdaş Kıyafet ve Görünümde bulunmak zorunludur,

      Dini İnanç sebebiyle, Boyun ve Saçların Örtü veya Türbanla kapatılması Serbesttir ”

   “  Anayasanın 174 cü maddesinde yer alan Inkılap Kanunlarına aykırı olmamak kaydı ile,

      Yüksek Öğretim Kurumlarında Öğretim elamanları ile Öğrenciler için Kılık Kıyafet serbesttir,

      Bu Konu ile ilgili olarak, Kişi ve Kurumlarca, Sınırlayıcı işlem yapılamaz, Karar alınamaz “

şeklinde ek yaparak düzenledi,

      Onay için, 7ci Cumhurbaşkanı Kenan Evrene gönderdi,

      7 ci Cumhurbaşkanı Kenan Evren Onayladığı Kanunun,

İptal edilmesi için Anayasa Mahkemesine, Kanunu İptal istemi davası açtı, 

 

     ANAYASA MAHKEMESİNİN 07,03,1989 TARİHLİ 1989 / 12 KARAR SAYILI GEREKCELİ KARARINDA

     ANAYASA MAHKEMESİNİN LAİKLİK TANIMI,

   “  Laiklik, Dar anlamda, Devlet işleriyle, Din İşlerinin ayrılması olarak tanımlansa da,

değişik tanım ve yorumlar yapılsa da, gerçekte Toplumların düşünsel ve örgütsel Evrimlerinin,

Son aşaması oluğu görüşü, öğretide de paylaşılmaktadır, Laiklik, Egemenliğe, Demokrasiye, Özgürlüğe ve

Bilgi birleşimine dayanan, Toplumsal bir atılım, Siyasal, Sosyal ve Kültürel yaşamın, Çağdaş düzenleyicisidir,

Onurunu Üstün tutarak, Bireye Kişilik ve Özgür düşünce olanakları veren,

bu yolla Siyaset, Vicdan ayrımını gerekli kılarak, ( Bireyin ) Vicdan ve Dinsel özgürlüğünü sağlayan İlkedir,

     TÜRKİYENİN Modernleşme felsefesi, İnancını yaşama Yöntemidir, İnsanlık İdealidir,

Laik Devlet Ancak, Yurttaşların Din ve Vicdan Özgürlüğünü sağlayıcı ( Yasaklayıcı veya Kısıtlayıcı değil ) 

Koruyucu önlemleri alır, Tüm Devlet Kuruluşlarında ve İşlemlerinde, olduğu gibi,

Öğretim ve Eğitimin her düzeyinde, Laiklik ilkesine özenle uyulur,

Tevhidi Tedrisat Kanunu ( ve Kılık Kıyafet Kanunu ) bu gereğin Belgesidir,

Vicdan Özgürlüğü, Dinsel Yaşamın gereklerinide kapsayan Manevi değerlerle çevrilidir,

     Herkes Dinini seçmekte, İnançlarını yaşamakta,

Tanınmış olan Din ve Vicdan Özgürlüğü sınırları içersinde serbesttir,

     Laiklik, Herkesin Vicdan, Dini İnanç ve Kanaat özgürlüğüne saygılı olunmasınıda gerektirir,

İnançların ayrı olmasının doğallığı, Demokrasilerde Düşünce ve İnanç Özgürlüğüyle doğrulanır,

Çağa, Güne, Ortama, Koşula, Duruma uygun olarak, Herkes İstediği biçimde giyinir,

Kişi, İç ve Dış Dünyasıyla, Duygu ve Düşünceleriyle, Beden ve Ruh yapısıyla bir Bütündür,

Giysi, Kişiliğini yansıtan bir Araçtır,

     Dar anlamda, Devlet işleriyle, Din İşlerinin ayrılması olarak tanımlansa da,

değişik tanım ve yorumlar yapılsa da, gerçekte Toplumların düşünsel ve örgütsel Evrimlerinin,

Son aşaması olduğu görüşü, öğretide de paylaşılmaktadır,

     Gerçekte Laiklik, Din ve Devlet İşleri ayrılığı biçiminde daraltılamaz,

Laiklik, Boyutları daha büyük, alanı daha geniş bir uygarlık, Özgürlük ve Çağdaşlık ortamıdır,

Dinsel İnancı ne olursa olsun, İnsanların birlikteliklerini sürdürmeleri, Uygarlık gereğidir,

Laik bir Toplumda, Bireyin İstediği Dine ve İnanca sahip olması, Yasa Koyucunun,

( ve Yargı kararı vericinin ) Her türlü etki ve el atmasının dışındadır,

Böylece Devlet, Bilimsel gereklere uygun biçimde, Kurumlaşmış, Hukukla düzenlenmiş,

Karşılıklı Saygı, Hoşgörü ve anlayışa katkıda bulunan Laiklik, Ulusal birliği sağlamıştır,

     Dinsel düşünce ve değerlendirmelerin geçerli olduğu, Dine dayalı toplumlarda,

Siyasal örgütlenme ve düzenlemeler, Dinsel niteliktedir, Laik Düzende Din, Siyasallaşmadan kurtarılır,

Yönetim aracı olmaktan çıkarılır, Gerçek saygın yerinde tutularak Kişilerin vicdanlarına bırakılır,

Böylece, Siyasal yaşamın dayanağı Bilim ve Hukuk olur, Düşünce ve İnanç alanlarının ayrılması,

Dinin kutsallığına en uygun durumdur,

Dünya İşlerinin Hukukla, Din İşlerininde kendi kurallarıyla yürütülmesi ilkesi,

Batı Demokrasilerinin dayandığı temellerden birisidir,

Modern Devlet, Değişik Din ve Mezheplere inananlara, bunlara ilişkin kuruluşlara,

yapısı içinde yer vermekte, Bireyler arasında, İnançlara göre ayrım gözetmemektedir,

     Düşünce ve İnanç Özgürlüğü, Kişileri ve Toplum kesimlerini birbirine güvenle bağlayan,

Uluslaşmayı sağlamayıda güçlendiren, Özgür düşünce, Özgür İnanç, Çağdaş Uygarlığa yöneliş,

Ulusal yaşamda önemli bir aşamadır,

     Laiklik İlkesinin, Gözönüne alınması gereken unsurlarından biride,

Devletin belli bir Dini olmaması ve benimsememesi nedeniyle, Çeşitli Dinlerin mensupları arasında,

Kanun önünde ayrılık gözetmemesi hepsine eşit işlemde bulunmasıdır,

     Milletler İradesinin Mutlak Üstünlüğü, Egemenliğin Kayıtsız Şartsız Türk Milletinde olduğu,

Bunu Millet adına kullanmaya yetkili Hiçbir Kişi ve Kuruluşun, Bu Anayasada gösterilen Hürriyetci Demokrasi ve

bunun İcaplarıyla belirlemiş Hukuk düzeni dışına çıkılamayacağı,

( Anayasa ilkesi olan ) Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında Üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip,

belli Devlet yetkilerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir iş bölümü ve işbirliği olduğu ve

üstünlüğün ancak Anayasa ve Kanunlarda bulunduğu,

Her Türk Vatandaşının bu Anayasadaki Temel Hak ve Hürriyetlerden Eşitlik ve Sosyal Adalet gereklerince

yaralanarak, Milli kültür, Medeniyet ve Hukuk düzeni içinde, Onurlu bir Hayat sürdürme,

Maddi ve Manevi varlığını bu yönde geliştirmek Hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu,

     Türk Milli Menfaatlerinin, Türk Varlığının, Devleti ve Ülkesiyle Bölünmezliği Esasının,

Tüklüğün Tarihi ve Manevi değerlerinin, Atatürk Milliyetciliği, İlke ve Inkılapları ve Medeniyetciliğinin

karşısında, Hiçbir Düşünce ve Mülahazanın : ( Şahsi ve ideolojik görüşün Kararın ) korunma göremeyeceği

ve Laiklik İlkesinin gereği Kutsal Din Duygularının Devlet işlerine ve Politikaya Kesimlikle karıştırılamayacağı,

Topluca Türk Vatandaşlarının, Milli gurur ve İftiharlarda, Milli Sevinç ve Kederlerde,

Milli Varlığa karşı Hak ve Ödevlerde, Nimet ve Külfetlerde ve Millet Hayatının Her türlü tecellisinde ortak

olduğu, Birbirinin Hak ve Hürriyetine, Kesin Saygı, Karşılıklı İçten Sevgi ve Kardeşlik duygularıyla ve

“ Yurtta Sulh, Cihanda Sulh “ arzu ve inancı içinde, Huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu,

5 ŞUBAT 1937 günlü, 3115 sayılı yasayla yapılan Anayasa değişikliğiyle,

Anayasanın 2 ci maddesinde, öbür ilkeler yanında, Laiklik ilkesine yer verilmiştir,

   Anlaşılmalıdırki, Bu ilke, Anayasa kuralı olmadan önce,

Anayasadaki, Devlet Dini açıklığına karşın, Dinsel alanda bir zorlamaya asla gidilmeyip,

( İbadetlerin yapılmasına veya yapılmamasına zorunlu bir hal getirilmeyip )

Laiklik uygulamaları sürdürüldüğü gibi, Laiklik İlkesinin açıkca kabulune karşında,

Yurttaşların Dinsel İnançlarına asla karışılmamış, İbadetleri sınırlandırılmamıştır,

( Mahkeme kararları ile Yasaklanmamıştır )

Şapka, Bir Giyim ögesi olmakla birlikte, Tüm Giyimin SİMGESİGİR,

Özellikle Kamu kesiminde giyinmeyi düzenleyen kurallar, ancak hukuksal gereklere göre düzenlenir,

Devletin Kendi kurumlarında düzenleme yapması en doğal hakkıdır,

Devletin, Düzen sağlayacak ( başka ) kurallar getirmesi de, Özgürlük ve Özerkliğe ( Laikliğe ) aykırı değildir,

Temelde Sosyal, Kültürel ve Estetik nedenlere dayalı bir Toplumsal olgu niteliğini taşıyan Giyim,

Çevre koşulları, Kişisel görüşler, Kültür ve Gelenekle biçimlenir, Değişip gelişmeside bu nedenlere bağlıdır,

     Atatürkün, Din Hakkındaki Sözleri Anımsanacak olursa, Laiklik uygulamasının Dine Karşı olmadığı,

Dini kötülemediği, Din Düşmanlığı anlamına gelmediği ve Dini asla yatsımadığı açıktır,

     Her türlü aşırılık, Bağnazlık ve Zorlamaya uzak kalmayı, Kolaylık ve Ölçülülüğü Öngören İslam Dini,

Zamanı, Gelişmeleri, Koşulları gözetmeyen, Akla dayanmayan yorum ve değerlendirilmelerden kaçınmayı

gerektirir, Zorlamayı uygun bulmayan Din, ( İslam Dini alanında ) alanında, Hukuk kuralları gibi,

Nesnel yaptırımlar ( Yasaklamalar ) niteliğinde Kural getirilmesi, Dinsel İnanç Özgürlüğüne ters düşmektedir,

     FİKİR, İNANÇ ve KARARIYLA anlaşılmak, Sözüne ve Ruhuna bu yönde Saygı ve

Mutlak Sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,

     TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, Demokrasiye aşık Türk Evlatlarının,

Vatan ve Millet Sevgisine Emanet ve Tevdi olunur, DEMESİNE RAĞMEN,

 

     ANAYASA MAHKEMESİNİN 07,03,1989 TARİHLİ 1989 / 12 KARAR SAYILI

     GEREKCELİ İPTAL KARARINIDAKİ, GEREKCELİ İPTAL GEREKCELERİ :

 

   “  Görüldüğü üzere, sadece İslami kurallara göre, Kadınlar için, Örtünme, Tesettür hususları gözönüne alınarak,

Dini İnanç yönünden, Yükseköğretim kurumlarında, Öğretim yapan Bayan Öğrencilere,

Eşitlik ve Genellik ilkelerinide aşarak, Laikliğe aykırı bir biçimde, İmtiyaz tanınmaktadır, “

   “  Cumhuriyetin Temel taşının yerinden oynatılması ve Gençlerin Laiklik İlkesinden saparak,

Teokratik Fikirlere yönlendirilmesini sağlayacak yasal değişikliklerin yapılması,

Maddi ve Manevi Mutluluğu ile Çağdaş Medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönündeki Türkiye Cumhuriyeti ile

bağdaştırmaya imkan bulunmamaktadır,

Anayasanın Amacı, Ruhu ve Espirisi içinde kabul değer görmesi düşünülemez, “

   “  Devlet Laik olunca, Ulus çoğunluğunun belli bir dine bağlı olması da,

düzenlemelerin dinsel gereğe dayanmasını haklı kılamaz, “ 

   “  Şapka, Bir Giyim ögesi olmakla birlikte, Tüm Giyimin SİMGESİGİR, 

Nitekim, 25,11,1925 günlü Adalet Komisyonu raporunda, Türk ulusunun,

Uygar ulusların ortak giysilerinin belirgin niteliği olan, Şapkayı taşımaya nasıl can attığının belirtilerini saptamaktan

söz edilmiştir, Bu yasa, Giyimle, Din arasında kurulmak istenen bağı kopararak, günlük yaşamla uyum içinde

kullanılacak, Çağdaş giysi düzenine geçilmesini sağlamış, bu alanda devrim yapmıştır,

Dinsel gerekler yerine, Toplumsal gerekler alınarak konu doğal konumuna sokulmuştur,

Kamu yaşamında ve Özel yaşamda Kadın Erkek giyimleri, Dinsel gerekler gözetilerek düzenleneyemeyeceği gibi,

Özellikle Kamu kesiminde giyinmeyi düzenleyen kurallar, ancak hukuksal gereklere göre düzenlenir,

Devletin Kendi kurumlarında düzenleme yapması en doğal hakkıdır,

Devletin, Düzen sağlayacak kurallar getirmesi de, Özgürlük ve Özerkliğe aykırı değildir, “    

   “  Haklı bir neden ve Kamu yararı olmaksızın, sadece bir Dinin, O da çok azınlıkta bulunan bir kesimine,

yukarıda ( İptali istenen Türban serbestliği ile ilgili kanunda ) belirtildiği şekilde Hak tanımak,

Anayasanın Laiklik İlkesi dışında, Eşitlik İlkesiylede çelişki meydana getirmektedir, “

   “  Dini İnanç sebebiyle, boyun ve Saçların örtü veya Türbanla kapatılmasının serbest bırakılması,

Çağdaş Kıyafet ve Görünümden duraksamada bulunmaksızın sapmadan başka bir şey olmayıp,

bu dahi kendi içinde çelişki yaratmaktadır, “

   “  Yeterli Öğretim görmemiş bazı kızlarımız, hiçbir özel düşünceleri olmaksızın içinde yaşadıkları toplumsal

çevrenin gelenek ve göreneklerinin etkisi altında başlarını örtmektedirler, Kendi Toplumsal çevrelerinin baskısına

veya gelenek ve göreneklerine boyun eğmeyecek ölçüde Eğitim gören bazı kızlarımızın ve kadınlarımızın,

Sırf Laik Cumhuriyet İlkelerine karşı çıkarak, Dine dayalı bir Devlet düzenini benimsediklerini belirtmek amacı ile,

Başlarını örttükleri ( Şahsi ve İdeolojik kanaatlerimizce ) bilinmektedir,

Bu Kişiler için Başörtüsü masum bir alışkanlık olmaktan çıkarak kaçtım özgürlüğüne ve

Cumhuriyetimizin Temel İlkelerine karşı bir Dünya görüşünün Simgesi haline gelmektedir,   

   “  Din Seçimine, İbadete Kimse karışmazken, Dinsel Simgelerle yaratılacak ayrılıklara,

Toplumun bu haklardan yoksun kalması tehlikesi doğabilir, “

   “  Dinsel nedenle başörtüsü ve Türbanla Boyun ve Saçların örtülmesine serbestlik tanınması,

bu tür yönlendirme, bir anlamda zorlamadır, “

   “  Laik anlayış, Devletin, Göreviyle ilgili düzenlemelerinin, salt günlük yaşamla ilgili olmasını gerektirdiği gibi

içeriklerininde mutlaka dinsel doğrultuda olmasını gerektirmemektedir,

Dine uygunluğun aranması zorunluluğu yoktur,  “

   “  Çağdaş Kılık ve Kıyafetten, dolayısıyla Muasır Medeniyetlerin benimsediği görüş ve düşünüş biçiminden

ödün verilmesini gerektiren hiçbir haklı neden ve Kamu yararı bulunmamaktadır, “

   “  Şimdiye kadar başörtüsü kullanmadan Yükseköğretim kurumlarını bitirmiş bayanlarla,

Şimdi Yükseköğretim kurumlarında bulunan bayanları, Dine karşı Ya da Dinsiz göstermek için kullanılma

OLASILIĞI da kaçınılmazdır, “  

   “  Birlikte çalışmalar yapanların kardeşlikleri, arkadaşlıkları, dayanışmaları, yarınları için bile gerekli iken,

Onları Dinsel gereklerle ayırmak, Kimin hangi inançtan olduğunu gösteren bir işaretle belli etmek,

onların yakınlaşmalarını, birlikte çalışıp karşılıklı yardımlaşmalarını ve işbirliğini önler,

ayrılıklara ve dinsel İnanç ve görüşler nedeniyle çatışmalara yol açar, “

   “  Yüksek Öğretim Kurumlarında Dinsel gereğe bağlanan Başörtüleri, Laik Bilim ortamıyla bağdaştırılamaz, “

   “  Dava konusu madde, Dini İnanç sebebiyle ibaresini taşıdığından, Demokratiklik ilkesine ters düşmektedir,

Dinsel gereklere yönetimle ağırlık veren bir düzenleme demokratik olamaz, “

   “  Dava konusu kural, Giyim konusunda, İslami olduğu ileri sürülen başörtüsüne ayrıcalık tanımakla,

eşitlik ilkesine biçimsel yönden ters düşmektedir, “

    “  ( İptali istenen ) Bu Yasayla Türkiyedeki Kadınların giyinmeleri ve örtünmeleriyle ilgili genel bir düzenleme yapılmamıştır, “

   “  İncelenen yasa maddesi, Dinsel İnanç gereğine yer vererek, Atatürk Milliyetciliği ilkesiyle çelişmektedir, “

   “  Yüksek Öğretim Kurumlarında giysilerin Başörtü ve Türbanın dinsel inanca dayandırılması,

Çağın gereklerine aykırıdır, Dini Çağdışı, güne ters düşen bir kurum olarak tanıtan Başörtüsü kullanımında,

belli biçim ve zorunluluk, Vicdan ve Dinsel İnanç Özgürlükleriyle uyuşmamaktadir,

Laiklikle Vicdan özgürlüğü karıştırılarak Dinsel giyinme Özgürlüğü savunulamaz, “ diyerek,

   “  Dini ve Din anlayışı tümüyle farklı bir ülkede Laiklik uygulamasının, Batıyla geniş ilişkiler içinde bulunulsa da,

Batı ülkelerindeki gibi olması, Laikliğin aynı anlam ve düzeyde benimsenmesi beklenemez, “ diyerek,       

 

   “  Atatürkün, Din Hakkındaki Sözleri Anımsanacak olursa, Laiklik uygulamasının Dine Karşı olmadığı,

Dini kötülemediği, Din Düşmanlığı anlamına gelmediği ve Dini asla yatsımadığı açıktır, “ ifadesini kullandıktan sonra,

( İslam Dini ) Şeriatı, Cumhuriyet ve Demokrasinin karşıtıdır,

Egemenliğin bağsız koşulsuz ulusta olması ilkesi, Dinde olmadığının kanıtıdır,

Teokratik Devlet düzeni Dinlere hoşgörü ile bakabilir, ama Laik olamaz , “ 

gibi bir ifade ile, Atatürk adına İslam Dinine Hakaret ederek, 

 

     Türkiye Büyük Millet Meçlisi, 4 Kasım 1981 tarih ve 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 44 cü Maddesine,

10 Aralık 1988 tarih ve 3511 sayılı Yasa ile, 2 ci maddesine eklenen 16 maddeyi,

07,03,1989 Tarih, 1989 /12 Karar ve 1989 / 1 sayılı Gerekceli Yüksek Yargı Kararı ile,

Ek 16 cı madde yi, Anayasanın Başlangıç kısmı ile, 2, 10, 24 ve 174 cü maddelerine aykırı görülmektedir, “

gerekcesi ile İptal etti,

 

      Anayasa Mahkemesi Üyelerinin Türban Yasağı Kararı, Anayasa Mahkemesi Üyelerinin bu gerekceli kararı,    

      Atatürk İlkelerine, Tevhidi Tedrisat Kanunu, Kılık Kıyafet Kanunu,

Bazı Kisvelerinn giyilemeyeceğine dair Kanunu, Anayasaya ve Anayasamızın 174 cü maddesinde sayılan

Inkılap Kanunlarının,  ve Kanunlar içeriği uygunluğuna göre değil,

Anayasa Mahkemesi Üyelerinin Tamamen, ŞAHSİ ve  İDEOLOJİK OLARAK aldığı Yüksek Yargı,  İptal kararıdır, 

Böyle Yüksek Yargı Kararları, Demokratik ve Laik, Sosyal Hukuk ve Adalet İlkelerini,

Temel Hak ve Hürriyetleri, İnsan Haklarını, İdeolojik Despotizimle yok eden, Toplumu ve Milleti cezalandıran 

ve Kanun gibi yeni bir uygulama teşkil eden, ENGİZİSYON YARGISI KARARLARIDIR

 

     DEVLET REJİMİMİZİ BELİRLEYEN ATATÜRK İLKELERİMİZDE :

 

     CUMHURİYETCİLİK :

Çoğulcu ( Ulus Kavramı gereği ) Devlet yönetim şekli demektir,

İslam Dini sadece bireye hitap etmez, Dünyadaki bütün Toplumlara ve İnsanlara hitap eder,

Cumhuriyet kavramı, İslam Dini kökenli bir kavramdır, Cemaat kavramının çoğuludur,

Cumhuriyet kavramının yerine geçebilecek ve daha irticai olmayan bir kavramınız varmı ?

 

     DEVLETCİLİK :

Demokratik, Laik, Sosyal Adalet sistemine dayanan Hukuk Devleti demektir,

İslam Dininde, Hak ve Sosyal Adalete dayalı Hukuki Devlet düzenine itaat ve hizmet etmek,

Temel İbadetlerden biridir,

Manevi değerlerine, Dini gereklerine göre ibadet eden İnsanın, Devleti yokmu sayılır ?

 

     HALKCILIK :

Halkın değerlerine sahip çıkmaktır, Halkın, kendi değerlerini yaşayabilmesi için gerekli

bütün şartları yerine getirmektir, Hangi Halkın Manevi bir değeri yani Dini yoktur ?

 

     DEVRİMCİLİK :

Toplum idaresinde Demokratik, Laik, Sosyal Adalet ve Hukuk Devleti ilkeleri içinde,

gelişen çağa ve yeni ihtiyaçlara göre değişiklikler yapabilmektir,

 

     ÖRNEK !!!

Toplumun içinde Aristokratlar, Köleler, Aydınlar, Entellektüeller, Taşra, Kırsal Kesim, diye sınıf farklılığı varsa,

O Millette bu ilkelerden bahsedilemez. Kur'anı Kerim indiği Çağda, hiçbir medeniyet mitolojisinde Demokratiklik,

Laiklik, Sosyal Adalet ve Hukuk sistemi, Seçim sistemi ve Temel Hak ve Hürriyetler yoktu,

Bu ilkelerin hepsini İslam Dini getirmiştir, bu Devrimcilik değilmidir ?

 

     MİLLİYETCİLİK :

Ulusal olarak yaşadığı memleketinin kaynaklarını değerlendirerek, Milletinin kalkınmasını,

Refah düzeyinin artmasını sağlamak, Memleketine hizmet etmek demektir,

Bilim adamlarının, Mucitlerin, Bilimi ve Teknolojiyi geliştirmeleri sadece Milletine hizmet değil,

Tüm Dünya İnsanlarına hizmetidir, örneklerini saymak mümkün değildir,

 

    ÜMMET olmak, Vatandaşlık değildir.

Semavi Dinlerde bir Peygambere ve Dine İman etmek ve O Dine Mensup olmak demektir.

Hz. Musa Peygambere ve Tevrata İman edenlere, Musevi Ümmeti,

Hz. İsa Peygambere ve İncile İman edenlere, Hiristiyan Ümmeti,

Hz.Muhammed Peygambere ve Kuranı Kerime İman edenlere, Müslüman Ümmeti denir.

Önemli olan Bu Üç Peygamberden Biri dahi Sizi Ümmeti olarak kabul edecekmi ? Siz Onun hesabını yapın ?

Tarihteki Devletlerimizde, Selçuklu ve Osmanlı Devletlerimizde de Bu Ümmetler vardı,

Var olmayada devam edecektir, Ümit ederimki,

Ümmet kavramı ile Ulus ve Vatandaşlık kavramını bir daha karıştırmazsınız.

 

     LAİKLİK :

Din ve Devlet İşlerinin, birbirinden ayırt edilmesi demektir,

Toplum İdaresinde, Temel Hak ve Hürriyetlerin, Sosyal Hukukun, Sosyal Adaletin ve Diğer İdari Devlet işlerinin

yerine getirilmesini sağlamak, Toplum Düzeyinde, Devlet düzenine ait bir yükümlülüktür,

Manevi Değerlerin, İbadetlerin yerine getirilmesi, Şahıslara ait bir yükümlülüktür,

Şahıslar Kendi isteğinle İbadetlerini yerine getirir veya getirmez,

Devlet idaresi bu konuda Şahıslara herhangi bir zorlama, kısıtlama yada Dine saygısızlık özgürlüğü getiremez,

 

    Laiklik anlayışı, Temel Hak ve Hürriyetleri, Sosyal Hukuku,

Sosyal Adaleti ve Diğer İdari Devlet işlerini yerine getirmek ile,

Manevi değerleri gereği İbadet yapmak, aynı insanda birleşirse,

Devleti için, Manevi değerlerini, ibadetlerini dışlamak değildir,

Manevi değerleri için, İbadetleri için, Devletini dışlamak ve İbadetlere saygısızlık değildir,

 

 

     ANAYASAMIZA, IKILAB KANUNUMUZ KILIK KIYAFET KANUNUNA GÖRE, TÜRBAN NEDİR ?    

 

     ANAYASAMIZIN 50. maddesi :

“ Küçükler ve Kadınlar, çalışma şartları ( Kılık Kıyafet, Eğitim ve Öğrenim Şartları ) bakımından,

Özel olarak korunurlar, İfadesi Yukarıdaki Ayet ve Hadislerdeki ifadesine göre,

Kadınların, Kızların, Özel olarak korunmaları gereğini İfade etmiyormu ? Bu Ayet ve Hadisler, Şeriat Kanunudur,

 

     Şeriat, Yani İslam Dini, Çirkef bir Siyasetle, Milletin Tüm Manevi değerlerine, Hakaretlerle saldırılmasına,

O Çirkef Siyasete, Her yönden yapılan Çirkef saldırılara karşı, kendini savunur ve Asli Siyasetle cevap verir,

Yukarıdaki Ayet ve Hadisler Şeriat Kanunudur,

 

     Anayasamızın değişikliği dahi teklif edilemez 1.ci 2.ci ve 3.cü maddelerine göre,

Anayasamızın 5.ci 12.ci 15.ci 17.ci 19.cu 24.cü 25.ci 27.ci 42.ci ve 70.ci maddelerine göre,

Kişinin : Dini İnanç ve İbadetlerini öğrenme, öğretme, Manevi Varlığını Maddi olarak yaşamasını, geliştirmesini,

Kişi Hürriyeti ve Güvenliğini sağlayabilmesi, Eğitim almak ve vermek ve yerine getirebilmesi olan,

Düşünce ve Kanaat, Bilim ve Sanatı serbestce öğrenen ve öğretebilen,

Toplumun Huzuruna, Milli Dayanışmasına, İnsan Haklarına Saygılı olan, Demokratik, Laik,

Sosyal Hukuk ve Adalet İlkeleri, Atatürk Milliyetciliği anlayışı içinde Kamu Hizmetine girmek olan,

Ülkesi ve Milletiyle Bölünmez bir bütünlük olan, Kişiliğe bağlı, Dokunulamaz, Devredilemez, Vazgeçirilmeye

çalışılamaz, herhangi bir şekilde Engel olunamaz, Sosyal Yaşam biçimi olan,

Manevi değerleri Maddi olarak yaşama gereği korunma olan, Türbanla Yaşam Hürriyetidir.

 

     Türban ve diğer İbadetler : Devlet İdaresi için konulmuş kurallar değildir,

TC. Anayasamıza göre : Kişiliğe bağlı, Şahsa ait Sosyal Yaşam biçimidir, Dokunulamaz, Devredilemez ve

Vazgeçirilemeye çalışılamaz, Engel olunamaz Temel Hak ve Hürriyetlerden, İbadet Kurallarıdır,

 

     Laiklik : Devletin İdari makamlarında bulunanların, Devleti için, Dininin sosyal yaşam biçiminden ve

İbadetlerinden vazgeçmesi anlamına veya, Dini için, Devletinden vazgeçmesi anlamına gelmez.

Anayasamızın 24 cü maddeside, Din ve İbadetler konusunda, hiçkimseye İbadet yapması veya yapmaması

yönünde bir zorlama yapılamayacağı açık ve net olarak belirtilerek,

Devlet İdarecilerinin, Dinin İbadet işlerine karışmamasını, Demokratik ve Laik olmayı emretmektedir,

 

     İslam Dininin Edep ve Haya ile ilgili hükümlerinin, Devlet Rejimi ile ne alakası vardır. ?

Kılık Kıyafet yapısında, Edepsizlik ve Hayasızlık Özgürlüğü,

Çeşitli Kavramlar adı altında Nasıl bir Hak oluyorsa,

Kılık Kıyafet yapısında, Edepsizlik ve Hayasızlık sarmal girdabına girmemekte en az o kadar Sosyal bir Haktır.

 

     Dini İbadetlerden hiçbiri Anayasamızın 14. maddesine muhalif veya aykırı değildir olamaz,

Dini İnanç ve Kanaatlerin açıklanmaya zorlanamayacağı,

Kanaatlerinden, İbadetlerinden dolayı kınanamayacağı, Suçlanamayacağı gibi,

Dini İnanç, Kanaatler, İbadetler açıklanmak zorunda kalındığında da,

Herhangibir Yasaklama ve Cezai Müeyyide uygulanamaz,

Anayasamızın 14 cü maddesine aykırı olmadığı halde, Bir Yasaklama ve Cezai Müeyyide uygulanırsa,

Demokratik ve Laik, Sosyal Hukuk ve Adalet Devleti ilkelerini yok etmek değilmidir ?

Bu Rejim sorunu değil, Anayasal ve Hukuki bir sorun değilmidir ?  Bunun adı hangi Anayasa ve Hukuk olur ?

Yani, Türk olmayan bir Yabancının, Türk Vatandaşlığına girmesi için bir zorlama varmı ?

Fakat Türk Vatandaşı oluncada, Türk Anayasa ve Kanunlarınna uyması Zorunlu değilmi ?

Askeri disipline uymayan veya kendine uyduran bir İnsana Asker denilemeyeceği gibi,

Ben Müslümanın diyeninde, İslam Dininin Maneviyatına uyma ve

İslam Dininin Maneviyatını maddi olarak yaşama arzusundan daha doğal ne olabilir ?

 

     İslam Dininde : Namaz Kılmak, Oruç Tutmak, Haç ca gitmek, Zekat vermek İbadetleri gibi,

Eğitim ve Öğrenim alıp ve vermekte, Hak ve Adalet Sistemine dayalı Devlet Düzenine

İtaat etmekte bir İbadettir, Bu İbadetler : Bir Kadında veya Genç bir Kızda birleşirse,

ANAYASAMIZA göre DOKUNULAMAZ, DEVREDİLEMEZ, VAZGEÇİRİLMEYE ÇALIŞILAMAZ

ve devamlılık arz eden KİŞİLİĞE BAĞLI TEMEL HAK ve HÜRRİYETLER olursa :

Çağdaşlık, Aydın'lık, İlericilik, Modernlik, Şıklık, Demokratiklik ve Laiklik adına hangisini ayırabilirsiniz ?

 

     İSLAM DİNİ ve TÜRBAN : Kesinlikle Siyasal bir Simge değildir,

Türban : Tarikatlar veya Siyasi Partiler veya Kırsal kesim Sembolu ve Simge değildir,

Türban : Bir Metrelik bez parçası değildir, yada İthal bir Simge Değildir,

Türban : Gericilik yapmak veya İrticai faaliyet değildir,

Türban : Çağdışılık, Kılıksızlık, Yobazlık değildir,

Türban : Kadınların yada Kızların Yüz Kimliğini örten bir şekil değildir,

Türban : Papazlık, Rahibelik, Mollalık, Sınıf ayrımcılığı belirten, Din adamı kisvesi değildir,

Türban : Kırsal kesimde ve İhtiyar Kadınlar için serbest, Şehirde ve Devlet Dairelerinde çıkart oyunu değildir,

Türban : Medeniyetsizlik veya Egemenliği devretmek, Din ve Mezhep ayrımı yapmak değildir,

Türban : Eğitime, Öğretime, Bilime ve Devlet Yönetimine engel değildir, aksine Tıp'ta Bilimseldir,

Türban : Atatürk İlkelerine ve Devrimlerine aykırı İdeolojik bir görüş veya Düşünce değildir,

Türban : Kanunlarımızın hiçbirinde, Suç sayılan bir Kıyafet değildir,

Türban : Anayasamızın 14 cü maddesine aykırı değildir,

Türban : Devletin hiçbir Kurum ve Kuruluşu ve Devlet İdaresi ile alakası yoktur,

               Devlet Rejimini ve Laikliği, Siyasi veya İdeolojik olarak tehdit eden, LAİK'lik karşıtı eylem değildir,

Türban : Devlet Rejimleri ile bir alakası yoktur, Başka bir Devlet Rejimini istemek değildir,

Türban : Kesinlikle, Devlet işlerine karışmak veya Rejime muhalif olmak değildir,

Türban : Cumhuriyet Rejimine karşı çıkmak veya Cumhuriyet Rejimini değiştirrmek değildir,

Türban : Laikliği, Sosyal Hukuk, Adalet ve Demokratik Devlet Rejimi ile kavga ettirmek değildir,

               Laiklik adı altında,Türban bağlayanlarıda, bağlamayanlarıda,

               farklı Vatandaş muamelesine tutmak değildir,

Türban : Zorla veya Siyasi veya bir baskı sonucu bağlatılan birşey demek değildir, aksine,

  Türbanı yasaklamak : Siyasi bir baskı ile İdari zorlama ve İdari bir Terördür,

 

     İslam Dininin, İslam Dininin Asli Kaynağı, Kuranı Kerim Ayetlerinin, İslam Dininin Peygamberi

Hz. Muhammedin Hadislerinin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasa ve Kanunları esasları ile,

Demokratik Cumhuriyet, Laik, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet Devleti İlkeleri esasları ile,

Temel Hak ve Hürriyet İlkeleri esasları ile, İnsan Hakları esasları ile,

Atatürk İlkeleri ve Inkılapları esasları ile, hiçbir aykırılığı, tezatlığı ve proplemi yoktur, 

 

     İslam Dinine İnançlı ve İbadetlerini yerine getirmeye çalışan İnsanlarında,

Demokratik Cumhuriyet, Laik, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet Devleti İlkeleri esasları ile,

Atatürk İlkeleri ve Inkılapları esasları ile, hiçbir aykırılığı, tezatlığı ve proplemi yoktur,

     Proplem : Anayasal Devlet Yetkisini bir şekilde eline geçiren İdarecilerin, Anayasal

yetkilerini, Kendi İdeolojilerine, Kendi Misyonlarına göre, Kökten fanatik partizanlıkla,

Anayasamızdaki Temel Hak ve Hürriyetleri, Kanunları, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adaleti,

hiçe sayarak görev yapmasıdır,

 

     Demokratik Cumhuriyet ve Laik Rejim sistemini, İdarecilermi, Siyasilermi yoksa Vatandaşlarmı anlamıyor ?

Demokratik Cumhuriyet ve Laik Rejim Sistemi ile Vatandaşlarınmı bir proplemi var,

İdarecilerin ve Siyasilerinmi bir proplemi var ?

 

     Devlet İdaremizdeki İdarecilerimizle, Siyasilerimizin, her birinin ayrı ayrı şekillerde,

İdeoloji ve Misyon proplemleri vardır,

herbiri ayrı ayrı olarak ideolojilerini enpoze etmeye devam ediyorlar,

Soyunu reddeden Sosyal Demokratların, Bunlardan gelen Devlet İdaremizdeki İdarecilerimizin, Siyasilerimizin

herbirinin ayrı ayrı olarak, İslam Dininin Sosyal Yaşam biçimi ile, İslam Dininin Gerekleri ile, İbadetleri ile,

Uzlaşmaz bir proplemleri vardır,

 

     Soyunu reddeden Demokratların, Siyasilerimizin ve şimdiye kadar bunlardan teşekkül eden

Devlet adamlarımızın, Konusu, Anayasal Suç teşkil eden, İdeolojik, Akılsız, Mantıksız,          

Bölücü despot diktatörce Kanunsuz emir ve yasaklarıyla, İslam Dininin İbadetleriyle

ve buna bağlı olarak Halkımızın Sosyal yaşamıyla uzlaşmaz bir proplemleri vardır.

 

     Laiklik, İbadetsizlik demek olarak yorumlanıyor, özellikle İdari ve Siyasi bir Devlet görevinde bulunarak

İslam Dininin Sosyal yaşantısını yaşayanları,  İbadetlerini yerine getirenleri anında İrticacı, gerici,

Laiklik, Cumhuriyet ve Rejim düşmanı bir İnsan olarak ilan ediliyor,

bütün siyasi emelleri bunun üzerine kuruluyor,

 

     Devlet İdarecilerimiz ve Siyasilerimiz, İdeolojik olarak, Laikliği kendi tekellerinde görerek,

İslam Dininin İbadetleri ile bir ilişki bulduğu insanımızı, anında, Laiklik karşıtı eylem yapmış sayıyor,

Cumhuriyet ve Rejim Düşmanı İlan ediyor, Okulundan, Memuriyetinden ve İşinden,

İnfaza yargı uydurması ile atıyor,

 

Anayasamızın 12.maddesine göre, kişiliğe bağlı, dokunulamaz, devredilemez,

                                                        vazgeçirilemez Hak olan  İbadetler,

Anayasamızın 15 maddesine göre, Kişinin Maddi, Manevi Varlık bütünlüğü olan,

                                                        kesinlikle suç olmayan İbadetler,   

Anayasamızın 17 maddesine göre, İnsanın, Manevi Varlığını, Maddi olarak yaşaması, gelişmesi olan İbadetler,

Anayasamızın 24.maddesine göre, Serbest olan ve Kimsenin ibadetlerinden dolayı suçlanamayacağı İbadetler,

Anayasamızın 1 ve 2.maddesine göre, Toplumun Huzuru, Milli dayanışması ve İnsan Hakları olan İbadetler, 

Anayasamızın 5.  maddesine göre, Kişinin, Maddi, Manevi varlığı bütünlüğü Hak ve Hürriyeti olan İbadetler, 

Anayasamızın 19.maddesine göre, Kişi Hürriyeti ve Güvenliği olan İbadetler,

Anayasamızın 25.maddesine göre, Düşünce ve Kanaat hürriyeti olan İbadetler,

Anayasamızın 27.maddesine göre, Herkesin Serbestce Bilimi öğrenme ve Öğretme hakkı olan İbadetler,

Anayasamızın 42.maddesine göre, Eğitim ve Öğrenim alma ve verme hakkı olan İbadetler,

Anayasamızın 70.maddesine göre, Kamu hizmetinde bulunma hakkı olan İbadetler,

Anayasamızın 71.maddesine göre, Vatan hizmeti olan İbadetler,

Anayasamızın 14.maddesine aykırı olduğu iddia dahi edilemeyecek olan, yok sayılamayacak olan İbadetler,

Devlet Yetkisini eline geçiren, Milleti Fakru Zaruret içinde, Harap ve Bitap düşüren, Gaflet ve Dalalet ve Hatta

Hıyanet içinde bulunan Bunak İktidar Sahiplerince, Anayasa, Yargıtay, Danıştay, Mahkemelerinde,

Yüksek Öğretim Kurumunda ve Rektörlüklerde, Başbakanlık ve Bakanlıklarda, Devletin Güvenlik Kurumlarında,

Devletin diğer Kurum ve Kuruluşlarında, Atatürk İlkeleri ve Laiklik karşıtı eylem ve İrticai faaliyetmi sayılıyor ?

 

     Anayasamızın Temel Hak ve Hürriyetleri belirleyen maddeleri gereğince, Devlet görevinde bulunan birinin,

Şeklini ve Zamanını, İslam Dininin kurallarının belirlediği Sosyal Yaşam biçimi badetlerinide ve

aynı zamanda yapıyor olması, Din işleri, Devlet işlerine karışıyor anlamına ve saçmalığına gelmez, gelemez,

 

     Türban hakkında, İthal Siyasi bir Simge veya Sembol gibi bir izleminiz, Kaygınız, Endişeniz varsa,

gerçekten İnançlara, İbadetlere Saygılı iseniz, gerçekten Doğru ve Dürüstseniz,

Kamusal Alan ile itirazınız Türbanın şekline ise, Yüz Kimliğini kapatan Peçe, Burka gibi olmasını istemiyorsanız,

Devletimizin Anayasal Eğitim, Öğretim Kurumu olan, Her türlü Sorunuza Akademik olarak cevap verecek olan,

Devletimizin, Yüksek Lisans düzeyinde Eğitim ve Öğretim veren, İlahiyat Fakültelerinden,

Devletimizin, Anayasal Kurumu olan, Diyanet İşleri Başkanlığından, Türban Bağlamanın şekli sorularak,

“ Türban ne şekilde bağlanırsa, Siyasi Simge yada Sembol değildir, İnançla yapılan İbadet kastı, bağlamadır,”

tanımlamasını alın, Kılık Kıyafet yönetmeliklerine koyun, bu şekilde uygulayında Size İnanalım,

 

TÜRBAN : Rize Ayder Taç bağlama şeklinde, yada Yörük bağlaması şeklinde olursa kabul edilecekmi ? 

TÜRBAN : Atatürkün Annesi Zübeyde Hanımın bağladığı şekilde olursa, kabul edilecekmi ?

TÜRBAN : Atatürkün Eşi Latife Hanımın bağladığı şekilde olursa, kabul edilecekmi ?

TÜRBAN : Atatürkün, İstiklal Harbini İzlemesi ve Tarihe yazılı kaynak olarak hazırlamasını istediği

                  Halide Edip Adıvar ın bağladığı şekilde olursa, kabul edilecekmi ?

TÜRBAN : İsmet Paşanın Eşi Mevhibe Hanımın bağladığı şekilde olursa, kabul edilecekmi ?

                  Kamusal alana girişe ve Üniversitede öğrenim görmesine müsaade edilecekmi ?

TÜRBAN :Tarikatlar Simgesi ve Sembolu ise, Zübeyde Hanım ve Latife Hanım, Hangi Tarikatın Müridi idi ?

 

     Atatürkün Eşi Latife Hanım ve İsmet Paşanın Eşi Mevhibe Hanım, Buğün Kamusal alan olarak ilan edilen

Cumhurbaşkanlığı Çankaya Köşkünde bu Türbanları ile oturmadılarmı ?

 

     Kadınların Türban bağlaması ile, Genç Kızların Türban bağlaması farklıdır,

Bugün Genç Kızların Baş Örtüsü şekline “ TÜRBAN “ denilmektedir, Bu Moda kavramı değilmi ?

 

     KILIK KIYAFET DEVRİMİ , Milletin Maneviyatına göre Osmanlı Devletinde başlamadımı ?

Osmanlı Padişahlarının hepsi, Cübbe giyip Kavukmu taktılar ?

Atatürk : Kılık Kıyafet Devrimini yaparken, Osmanlı Devletinde, Çarşaf ve Cübbe Zorunlu bir Kıyafetmiydi ?

İran Mollalarıyla, Yahudi ve Hristiyan Din adamlarının, Kılık Kıyafet görüntüsü bakımından bir farkları varmı ?

 

     Türban, Siyasi bir Simge veya Herhangibir Tarikat Sembolu veya Kıyafeti değil,

İstiklal Harbi Mücadelesinde, Kahraman Maraşta, Fransız Askerlerinin Bir Kadının Baş Örtüsünü,

Türbanını çıkartmasına engel olan, Karşı koyan, Sütcü İmamla başlayan,

İstiklal Mücadelemizin nedenlerinden biridir,

 

     Türk Vatanını işgal eden, Türklere yaşama hakkı tanımayan, Türk Kadınının Namusuna ve İstiklaline

Bosnadaki ve Kosovadaki gibi Tecavüz ve Katliam Mangaları ile yürüyen,

Orta Çağdaki adı Haçlılar, Çanakkale ve İstiklal Harbindeki adı Müttefik İşgal Kuvvetleri,

Buğünkü adı Avrupa Birliği olan, Şimdiki Hükümetimiz ve Sözde Aydınlarımız tarafından Dostumuz olarak

gösterilen İngilizin, Fransızın, Ermeninin, Almanın, İtalyanın ve Yunanın önünde, İstiklal Harbinde İstiklali için,

Askerine Cephane taşırken Mermiler ıslanmasın diye Bebeğinin üstündeki örtüsünü ve Başındaki Türbanını,

Cephane ıslanmasın diye Cephanenin üstüne örten Kadının,

     Askerinin yarasını Başındaki Türbanıyla saran Kadının, Düşmanlarına karşı, Dimdik duran Kadının,

İstiklal Harbinde ve Sonra Devletinin hizmetinde bulunan Kadının,

İsmet Paşanın “ Bu Kadınların hakkını nasıl ödeyeceğiz diye Atatürke sorduğu Kadının,

Atatürkün de   “ Türk Kadınından başka, İstiklalini kazanmış başka Kadın yoktur,

                          Bu Kadınların Hakkını Eğitim ve Öğretim vererek Ödeyeceğiz,

                          yeter ki İstiklali kazanıp kurtulalım, ” dediği Kadının,

Buğün Laiklik adı altında, Eğitim ve Öğretim alma hakkı, Devlet hizmetinde bulunma hakkı,

Aklı ve Mantığı yok eden Siyasi İdeolojik bahanelerle Gasp edilmiştir.

Bu Kadınlar, Buğün Düşmanlarının önünde,

Özgür, Çağdaş, Modern ve Şık yaşam kavramları adı altında, Çırılçıplak Soyunacaksa,

İstiklal Harbinde Çok büyük fedakarlıklar yaparak,

Askerine neden Cephane taşıdı ve Türbanıyla yarasını sardı ?

 

     Dünya Tarihinde, Askeri ile Omuz Omuza, İstiklal Mücadelesini kazanan Başka Millet Kadınları varmıdır, ?

İstiklal Harbindeki Şuuru, Kimler, Nasıl ve Niçin kaybettirdi ?

 

     Memleketimiz, Şimdiki adı Avrupa Birliği olan Müttefik İşgal kuvvetleri tarafından işgal edildiği ve

Türklerin Yaşam hakkı ellerinden alındığı, Bağımsızlığı, Hak ve Hürriyeti yok edildiği,

Tecavüz Mangaları ile Kadınlarımızın Namusuna, Irzına, İffetine geçildiği tecavüz edildiği

İstiklal Harbi dönemimizde, Kadınların Çarşaf giymesi, Bir Kamuflaj elbisesi idi.

 

     Aynı Post ve Cinse sahip olmayan hatta birbirinin düşmanı olan Vahşi hayvanlar dahi

bir Anne şefkati ile diğer hayvanlarla anlaşabiliyorken,

Toplum içindeki İnsanların bir biriyle barışık ve geçimli yaşayabilmesi için aynı Post mu lazım ? 

 

     Atatürk, Kılık Kıyafet Kanununu, Kadınların Başını Kıçını açması özgürlüğü içinmi çıkardı ?

     Atatürkün : Kılık Kıyafet Devrimini yaparken, Modern, ve Şık bir Kılık Kıyafet kastıyla,

Strech, Badi, Mini, Dekolte, Şeffaf Transparan teşhirci Kılık ve Kıyafet ile,

Kadınların, Tabiatlarında olan Cinselliği dışarı fışkırtmalarını istediğini,

Hayasız, Edepsiz bir Kılık Kıyafet tavsiye ettiğini, Kılık Kıyafet Devrimini bunun için yaptığını,

Bugün Sözde Çağdaş, Modern, İlerici ve Laik Atatürkcü düşünce sahiplerinden hangisi iddia edebilir ?

 

     Kılık Kıyafet Devriminin amacı : Kişiliksiz, ve Kimliksiz İnsanları, Mercimeğin Köpüğü gibi açığa çıkarmaktı,

Kılık ve Kıyafet Devriminden sonra, Kişiliksiz ve Kimliksiz İnsanlar, Mercimeğin Köpüğü gibi açığa çıktılar,

Mercimeğin Köpüğü ne işe yarar ? Devleti Hortumlayan, Sözde Çağdaş, Modern, Şık, İlerici ve Laik geçinen,

İslam Dininin Maneviyatına ve Sosyal yaşantısına her fırsatta hakaret eden İnsanlar,

Nasıl kişilikte ve Kimlikte İnsanlardır ?

 

     Kamusal alanda, Kızların ve Kadınların bedenlerine yapışan, Cinselliğini ortaya çıkaran,

hatta İç çamaşırını dahi belli eden şekilde Streçh Pantolon giymesi nasıl sosyal bir haksa,

Kamusal alanda Pantalon giymeyen Kızların ve Kadınların Türban bağlamasıda, O derece Anayasal bir haktır,

Kamusal alan diyerek, Kızların ve Kadınların Türbanıyla oynamak, yasaklamak, Anayasal Eğitim ve Öğrenim

hakkını, Kamu hizmetine girme hakkını, Despotizmle Gasp etmek ortadan kaldırmak, 

En büyük Cinsi Sapıklık ve Bölücülüktür, Kamusal alanda Türban yasağı, Türkiye Cumhuriyeti Devletini,

Ne kadar ileri götürmüştür, Ne Kadar Çağdaş yapmıştır, Medeniyet seviyesini Ne Kadar yükseltmiştir ?

 

     Çağdaşlığı, Medeniyeti Başka Milletlerden, Müstevlilerden, ve dahi Soyunu Reddeden Demokratlardan

öğrenmeye ihtiyacımız yok, Asli Medeniyeti anlamamak için TAŞ olmak lazım TAŞ,

Bizim Ecdadımızda, TAŞ işcisi idi, Taşlara Hükmederek, İnsanlık için Mimariyi, Mimari ile birlikte,

İnsanlık için Medeniyeti geliştirdi ve yaydı,

Ecdattan sonra : Baba, Bacı, Hoca, Milliyetcilik, Cumhuriyetcilik, Demokratiklik, Laiklik, Liberallik, Ekonomistlik,

Dürüstlük kavramlarını, Kavram kargaşaları ile Milletine Yarasa demekle,

Benim Memurum işini bilir demekle, Rüşvetle, Vurgunculukla, Yolsuzluklarla, Dolandırıcılıkla,

Fitne ve Fesatla, Modernlik ve Şıklık diye Fuhuşla,

KİMLER : Neyin Medeniyetini geliştirdi ? Medeniyet Nedir, Kim Ne Kadar Medenidir ?

 

     Batının, Çağdaş ve Modern olması, Bilimde Teknolojide ilerlemiş olması, Sizi Çağdaş, Modern yapmaz,

Sizi Bilimde ve Teknolojide ilerletmez, 

 

     Dünyanın En İlkel Kabilesi dahi, HAKA DANSI ile İlk önce kendi Kimliğini ön plana çıkarırken,

Kaybettiği Kimliğini, Kişiliğini ve Medeniyeti : Batıda veya Doğuda aramak,

Her icraatımız için : Avrupa birliği ve Amerika ne diyecek diye, kendi kendimize sormak,

İslam Dininin Sosyal Yaşam biçimini, Diğer Rejimlerdeki yaşam gibi göstermek,

EN REZİL, KİMLİK ve KİŞİLİK BUNALIMI DEĞİLMİ ?

 

     Bizim, Baş ve Kıç açmayı, Modernlik, Şıklık, Çağdaşlık, İlericilik, Aydınlık zanneden,

Tipleri Kayık, Mantar Zekalı, Balık Zekalı, Çağdaş gerici Yobaz Aydınlarımız,

10 cu Yıl Marşının Demir Ağ larına takıldı kaldılar,

Diğeri, Atı alan Üsküdarı, Pardon, Manyetik Rezonanslı Süpersonik Hızlı Tireni alan, Üsküdarı geçti,

 

     Diyorlarki ! “ Atam İzindeyiz “ peki, Bu Memleketi Atatürkün gösterdiği ve Atatürk İlkesi olan,

Muasır Medeniyet seviyesine yükseltmek için, Yalanlarınızı, Mahalle karıları gibi Dedikodularınızı,

İftiralarınızı bırakarak, Ne zaman çalışmaya başlayacaksınız ?

 

     Atatürkün “ Muasır Medeniyet seviyesi “ olarak gösterdiği ilericilik ve çağdaşlık,

yukarıdaki Ayet ve Hadisleri ifade etmiyormu ?

Bu Ayet ve Hadisler, 1400 yıl önceki karanlık diye hakaretler edilen ŞERİAT KANUNUDUR,

 

“  Biz Baş Örtüsüne karşı değiliz, Türbana Karşıyız diyenler “ ve Kamusal Alan İcad edenler,

   BAŞ ÖRTÜSÜ = TÜRBAN            TÜRBAN = BAŞ ÖRTÜSÜDÜR

   Bazı Kadınlarımız ve Genç Kızlarımız Türban bağlamasa dahi,

% 99 u Müslüman olan Memleketimizde, Türban Bağlamak, Kesinlikle Din ve Mezhep ayrımı yapmak,

kısmende olsa Devletin Düzenini Dine dayandırmak değildir olamaz,

Laiklik : Türban İbadetini yerine getiren İnsanlarımıza karşı,

Bağnazlık, Hoşgörüsüzlük, Saygısızlık ve Saçmalık ve Sapıklık değildir, olamaz,

 

     Kendinde bulunmayan bir vasfı, Kamusal alanda karşımda görmek istemiyorum demek,

Toplumsal uzlaşmayı ve hoşgörüyü getirmez,

Toplumumuz ve Milletimiz içinde, Türbanlılarla, Başı açık olan Türbansızların, hiçbir proplemi yoktur,

Toplumsal çekişmesi, kargaşası veya anlaşmazlığı yoktur, hiç olmadı hiçte olmaz, olamaz,

 

     Gerek teşhirci olmayan kıyafet yönüyle, Gerek Sosyal yaşam yönüyle,

Gerek ibadetlerini yerine getirme yönüyle, Gerek herhangi bir yol veya bir ifadeyle ve yorumla

İbadetlerini yerine getirene engel olmayan, veya İbadetlerinide yapan ve devam ettiren ve

yerine getirilmesini sağlayan Çağdaş, Aydın bir Laik gördünüzmü ? Göremezsiniz ! Onlara göre,

Çağdaş ve Aydın olmanın vasfı, İslam Dininin İbadetlerine, çeşitli yollarla engel olmaktır.

İbadetlerini yerine getiren ve devam ettiren insanlara, gerici, yobaz, Çağdışı insan derler.

Milletin Manevi Değerlerine Hakaret Özgürlüğü var, Bu Hakaretlere Cevap verme Özgürlüğü Yok !!!

Kim yada Kimler TAKİYYE yapıyor, Söylermisiniz ?

 

     Milletin Maneviyatına, Manevi değerlerine, Manevi Yaşantısına, Hakaretlerle saldırmak özgürlüğü Hakkı var,

Milletin Maneviyatını, Manevi Değerlerini, Manevi Yaşantısını Savunmak, Cevap verme Özgülüğü Hakkı yok !!! 

Maneviyatına Hakaretlerle Saldıranlara karşı, Maneviyatını Savunmayı,

Laiklik ve Cumhuriyet karşıtı Suç Eylemi, Odak olmak sayan Yüksek Yargı Mahkeme Kararı alabiliyor, ?

KİM Ya da KİMLER TAKİYYE YAPIYOR SÖYLERMİSİNİZ ?

 

     Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Anayasa, Kanunları ve Atatürk İlkeleri ve Devrimlerinde,

Toplumdaki hiç bir İnsanımızın İslam Dininin gereklerini yerine getirmesine,

İslam Dininin Sosyal yaşam biçimine ve değerlerine bir aykırılık ve problem yoktur,

      Problem : Devlet yetkisi İdaresini bir şekilde eline geçiren bunak idarecilerin, Anayasal yetkilerini,

Kökten Fanatik, Partizanlık İdeolojisi ile, kendi partilerinin misyonlarını,

Milletimize zorlamalarından çıkmaktadır. Devlet Adamlarımızın her birinin ayrı ayrı olarak,

İslam Dininin Sosyal yaşantısı ile uzlaşmaz bir problemi vardır. 

 

     Her türlü yalan, İftira söylemlerle ve fiillerle, İslam Dininin Sosyal yaşantısı ortadan kaldırıldı, yasaklandı,

kısıtlandı ve Yok sayıldı, Onun içinde, T.C. Sınırları içinde yaşayan İnsanlarımızın hiç birinde Huzur, Güven,

Mutluluk ve Neşe yoktur, Laiklik anlayışı ve dahi Gerçek Laiklik,

Gerçek Kılık Kıyafet Kanunu yürürlüğü nerede ?

 

     Camiye gidip Namaz kılana karışan varmı, biz İnançlara saygılıyız diyorlar,

Camiye gidip Namaz kılana, anında İrticacı ve Yobaz damgasını vuruyorlar, İnanç sadece Camidemidir ?

 

     İnançlara Saygı, “ Bizimde Analarımızın, bacılarımızın başı örtülü, İnsanların Özel yaşamına karışmıyoruz,

Camiye gidip Namaz kılana karışan varmı ? “ gibi Laf salatası ile değil,

Engizisyon Mahkemesi gibi kendi kafalarından,  İbadetleri : Devlete karşı işlenmiş suç icad eden,

yargılayan, cezalandıran kararları ile değil,

Anayasanın, Kanunların, Hak ve Hürriyetlerin Tam olarak uygulanması ile olur.

Soyunu Reddeden, Sosyallik Kimliğine Bürünmüş, Yüzlerine Atatürk Maskesi geçirmiş,

Atatürkle, Atatürkcülükle Uzaktan Yakından Alakası olmayan,

Atatürkün Kurduğu ve Cumhuriyeti Kuran Partiyiz diyerek, Atatürkü İstismar eden Sosyal Demokratlar :

Ya Söylediğiniz gibi Laik olun, Yada Olduğunuz gibi Görünün,

Söylediğiniz gibi Laik olmazsanız, Hiçkimsenin, Sizin Gerçek Laik olduğunuza inanması mümkün değildir,

 

     İslam Dininin kesinlikle belirttiği, Edepli ve Hayalı şekilde giyinme İbadetine,

Kadında, İbadetlerin birinci şartı ve başlangıcı olan baş örtüsü, Türban İbadetine,

Şekli ve zamanı İslam Dininin hükümlerine göre belirtilmiş olan İbadetlere ve yapılış şekline,

Eğitim ve Öğrenim alma ve verme hak ve hürriyeti, İbadetine,

Bunlar İrticacı, yobaz, gerici, karanlık kafalı Çağdışı insanlar diyerek

Laikliğe ve Rejime karşı gelmek gibi ve Çağdışı diye Tartaklamayında,

Engizisyon Mahkemesi gibi Hukuku ve Yargıyı Katletmeyinde,

Sosyal Adalet ve Hukuk ilkelerine, Demokratik Cumhuriyet esaslarına,

Atatürk İlke ve Inkılablarına bağlı bir Devlet sisteminde yaşadığımıza inanalım,

 

     Sosyal Hukuk Devleti olan Memleketimizde Kılık Kıyafet yönetmelikleri,

Devlet yetkisini eline geçirenlerin, Konusu Anayasal suç teşkil eden Kanunsuz emirleri ile

Halkın Sosyal yaşam biçimini reddeden, Temel Hak ve Hürriyetleri gasp eden, ortadan kaldıran,

ayrı bir Sosyal sınıf ve zümre oluşturucu, Milletimizi bölücü bir noktaya gelmiştir,

Kılık Kıyafet Yönetmelikleri, Anayasamızın Özüne ve Ruhuna,

Milletimizin Örf ve An'Anesine ve Sosyal Yaşam biçimine göre düzenlenmek zorundadır,

Milleti bölen ve Sosyal bir Sınıf ve Zümre oluşturan biçimde değil,

     Laiklik İlkesi, Anayasa, Demokratiklik, Tek taraflı olarak, Sadece kendilerini Aydın gören,

Baş ve Kıç açmayı, Modernlik, Şıklık, Çağdaşlık, İlericilik, Aydınlık zanneden,

Sosyal Demokrat Aristokrat zümreyemi çalışıyor ?

Sadece Başı açık olan aydın oluyor, Türbanlı olan Aydın olamıyormu ?

 

     Kamuya ait yerlerde, Kamusal alanda, Kanunlar uygulanır, Doğru,

Lakin Sokaklar ve Özel Yaşam Kanunsuzluğumu ifade ediyor ?

     Genç Kızlar ve Kadınlar, Türban gibi devamlılık arz eden İbadetlerini yerine getirirken,

aynı anda, Eğitim ve Öğretim alıp veremezlermi ? Devlet görevinde bulunamazlarmı ?

Bu Genç Kızlar ve Kadınlar : Bu Devletin Vatandaşı değilmi ?

Anayasal olarak aynı Hak ve Hürriyetlere sahip değilmi ?

Ya Devlet Görevinden, Eğitim ve Öğrenim alıp verme hakkından, Yada İbadetlerden vazgeçmek Zorundalarmı ?

Kamusal Alan diye adlandırdığınız yerler, Tapusu Size ait olan yerlermi ?

 

     “ HAYDİ KIZLAR OKULA KANPANYASI “ yapacaksınız,

daha sonra bu kızların başı Türbanlı diyerek okuldan atacak, eğitim ve öğrenim almasını yok edeceksiniz,

işte bu Soyunu reddeden Demokratların, bu kafadaki Devlet idarecilerinin ve Siyasilerin İki yüzlülüğünün ve

Bölücülüğünün ispatı değilmidir ?

 

     TÜRBAN : Tarikatlar veya Kırsal kesim veya Siyasi Partiler Simgesi veya Sembolu değildir,

Asıl : Anayasa Temel Hak ve Hürriyetleri gasp ve yok ederek,

Kamusal alan, Laiklik, Demokratiklik, Cumhuriyet kazanımları, Çağdaşlık, İlericilik, Modernlik,

Şıklık kavramları adı altında, İdari olarak TÜRBANI yasaklamak Siyasal bir Simgedir,

Bütün Milletimiz bunu görmekte ve bu Despotizimden tiksinmektedir,

 

ŞERİAT, SADECE DİNİ İBADETLER İÇİN DEĞİL,

İNSAN TOPLULUKLARI İÇİN YÖNETİM, SOSYAL HUKUK ve SOSYAL ADALET SİSTEMİDİR,

 

1983 İstanbul Eyüp İmam Hatip Lisesi Mezunu

1987 Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Mezunu

İslam Mektebi Öğrencisi

S.M.Müşavir  a.aziz Kocaoğlan

Eleştirinizi ve Müzakerenizi yazın, Mail: azizkocaoglan@hotmail.com

GAZİANTEP  /  TURKEY


 
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır www.ilmihalim.com
Hazırlayan FERHAT'IN ŞİRİNİ
 
Tasarım Ve Kodlama  Es Yazılım Bilişim