ANA GİRİŞ SAYFASI İLMİHAL KONULARI İLETİŞİM & ULAŞIM BİLĞİ VE GÖRÜŞ İÇİN E - MAİL
 
 
  RESİM, HEYKEL ve BÜSTLERE SAYGI DİYE YÖNELMEK ile İLGİLİ AYET VE HADİSLER,
Eklenme : 23.03.2024
Okunma : 21090

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR ?

     RESİM, HEYKEL YAPMAK VE İTİBARI NEDİR ?

 

     ALLAH ve RASULUNU, EVİNİZDE MİSAFİR ETMEYİ HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZMÜ ?

 

     İSTİKLAL HARBİMİZDE, MİLLETİMİZİN, ARDINDA SIRA DAĞLAR GİBİ DURDUĞU,

     YENİ DEVLETİMİZİN KURUCUSU OLAN, BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün,

     Kendi eliyle yazdığı Mektuplarında,

     CUMHURİYET İLKELERİNDEN, LAİKLİĞİ, LAİK EĞİTİM ve ÖĞRETİM İLKESİNİ TANIMLAMASI,

     CUMHURİYET İLKELERİNDEN, KADINLARIN KILIK KIYAFETİ TANIMLAMASI,

   “ BENİ GÖRMEK, BENİ ANLAMAK DEĞİLDİR, BEHEMAHAL BENİM FİKİRLERİMİ ANLAMAKTIR,” dediği

     GENÇLİĞE HİTABESİ,

 

     25 TEMMUZ 1951 Andan Menderesin çıkardığı ATATÜRK BÜSTLERİNİ ve HEYKELLERİNİ KORUMA KANUNU,

 

                                                           ÇANAKKALE ve İSTİKLAL MERSİYESİ

 

                                                                       İSTİKLAL MARŞIMIZ,

 

 

     İslam Dininin Sahibi, Allah Zül Celal ve Allah Rasulu Muhammed Aleyhisselamdır,

İslam Dininin Olmazsa Olmazları, Asli Hükmiyetleri, Allah Zül Celalin Ayetleri ve Allah Rasulunun Hadisleridir,

İslam Dininin, Olmazsa Olmazlarını, Ondan Bundan değil,

İslam Dinini Sahibinden, Allah Zül Celal ve Allah Rasulunden Öğrenin,

 

     İslam Dininin İnancını, İman Etmiş olma şartlarını İbadetlerini ve gereklerini, Tam ve Doğru olarak öğrenmezseniz,

Öğrenmek istemezseniz, Öğrenmeden Yaşarsanız,

Bence diyerek, Yaşadığınızın, Doğru İnanç, İman ve İbadet olduğuna inanır ve yaşarsınız,

Buda Sizi, Sapıklaşmaktan ve Sapıklıktan başka bir yere götürmez, götüremez,

 

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 BAKARA SURESİ AYET 245

“ Her Kim Mümin bir Müslümandırki, Allah Zül Celale Güzel bir Borç versinde,

Allah Zül Celal Ona, Mükafatları ile, Kat Be Kat geri Ödesin,”der

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 RAMUZ EL HADİS HADİS No C/2 S/198 H/6

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Her Kim Müslüman, İslam Dinini Tefekkuh etmekle, İslam Dinin Özünü, İcabatını, Hükmiyetini öğrenmekle ve

Üzerinde Düşünmekle Mükelleftir ve Her Müslümanın Allah Zül Celale Borcudur, “ dedi der,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 CAMİUSSAGIR HADİS No 2119

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ İslam Dininin En Hayırlı İbadeti, İlk önce, İslam Dininin Gereklerini, Olmazsa Olmazlarını Öğrenmektir,”dedi der,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 RAMUZEL HADİS No C/3 S/254 H/3

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah Zül Celalin Ayetlerinden, Allahın Rasulu olan Benim Sözlerimden, Hadislerimden,

Sünnetlerimden, hiç olmazsa, İbadetlerinizin ve Amelinizin Doğru olup olmadığını anlayacak kadar,

Hakiki İslam Dininin Yolunu bulacak kadar, Amelinizin, Çalışmanızın karşılığındaki Durumunuzun,

İslam Dini Hükümlerinde Yerinizin en az Ne olduğu hakkında, kendi yerinizi bulacak kadar öğrenin,

Heyet ilminden de, Kara ve Deniz karanlıklarında, Yolunuzu bulacak kadar öğrenin,” dedi der,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                İBNİ MACE HADİS No 54

   Sahabeden Abdullah Bin Amr (ra) anlatıyor, Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Dini İlimlerin ve Beşeri İlimlerin Asli Kaynağı Üç tür,

Birincisi,          Amel edilmesi Olmazsa Olmaz Şart olan Ayetler,

İkincisi,            Amel edilmesi Olmazsa Olmaz Şart olan Sünnetlerimdir,

                        Bunlar, Bilmeniz Şart olan İlimlerdir,  Amel edilmesi olmazsa olmaz olan Farizalardır,

Üçüncüsü,      Ayetlerden ve Sözlerimden Hadislerimden çıkarılacak İlimlerdir,

                        Bu İlimlerin dışında kalan, Bilgilerin Bilinmesi, Amel edilmesi, İbadet edilmesi olmayan,

                        Kıssalar, Hikayeler, Cedellerdir, Öğrenilmesi Zaruri değildir, Olmazsa Olmaz değildir,” dedi der,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 DARİMİ HADİS No 655

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Kur'anı anlamaya çalışmadan okumakla,  Kur'an okunmuş olmaz,

Sözlerimi, Hadislerimi, Sünnetlerimi anlamaya yaşamaya çalışmadan sadece Nakletmekle ilim olmaz,

İman ve Amel, Kur'anı Kerimi, Sözlerimi, Hadislerimi ve Sünnetlerimi anlamaya çalışmakla, yaşamaya çalışmakla,

yaşatmaya çalışmakla, İlim ve Hidayetle anlayışla olur “ dedi der,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                ALİ İMRAN SURESİ AYET 19

“ Mutlakki, Allah Katında Kabul edilecek olan Din, İslam Dinidir,” der,


     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                MAİDE SURESİ AYET 3

“ Allah Zül Celal,”  Size Din olarak İslam Dinini Beğendim ve Seçtim, Size Dininizi tamamladım, “ der,

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 ZÜMER SURESİ AYET 11

“ Rasulum Deki, Dininizi, Allah Zül Celale Halis kılarak, ( başka şeyleri karıştırmayarak )

İman ve İbadet Etmekle Emrolundunuz,”der,

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 ZÜMER SURESİ AYET 2

“ Mutlak ki Biz Size, Kitabınız, Kuranı Kerimi, İslam Dinini, Rasulum ile Hak olarak indirdik,

Onun için, Dininiz, Allah ve Rasulunun Dini oluncaya kadar,

Dininizi Allaha ve Rasulune Halis Kılınız, Sadece ve Sadece Allaha ve Rasulune Tahsis ediniz,” der,

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 ZÜMER SURESİ AYET 3

“ Mutlak bilinizki, İslam Dini, Halis Din, Ancak ve Mutlak,  Allah Zül Celalin ve Rasulunun Dinidir,

Veliler, Evliyalar, Tarikat diyerek, Dinde İhtilaflar, çekişmeler, ayrışmalar çıkarma Dini değildir,

  Veliler, Evliyalar, Tarikat diyerek, Dinde İhtilaf, çekişme, ayrışmalar çıkaranlar,

Biz bu Velilere, Evliyalara, Tarikatlara, bizi Allah'a daha çok yaklaştırsın diye tabi oluyoruz derler Ya,

Allah Zül Celal, Dinine ihtilâf Sokanlara, Nifak Sokanlara hükmünü verdiği zaman onlarda, sizde göreceksiniz,” der,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 CAMİUL AHLAKIR HADİS No C1 H196

  Sahabeden İbni Şirin (ra) anlatıyor, Allah Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Sözlerim, Hadislerim konusunda Allah Zül Celalden Korkun,

Allah Zül Celalin Ayetlerindeki, Benim Sözlerimi, Hadislerimi, Kimden aldığınıza Azami Dikkat ediniz,

Ayetlerdeki, Sözlerimdeki Anlamların, Hükümlerin açıklamalarını Kimden aldığınıza Azami Dikkat ediniz,

Ayetlerdeki, Sözlerimdeki Anlamları, Hükümleri, Anlamları Daraltmadıklarına, Azami Dikkat ediniz,

Zira Ayetler ve Sözlerim, SİZİN DİNİNİZ dir,” dedi der,

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 ENFAL SURESİ AYET 39

“ Dininiz Tamamıyla, Allah ve Rasulunun Dini oluncaya kadar,

Dininize Fitne Sokanlarla ve Fitne sokanların Fitneleri Yok oluncaya kadar, Mücadele edin, Savaşın,” der,

 

     Yani, İslam Dinini, Ruhbanlık Cemaati Dini yaparak değil, Şeyhlik, Müritlik Dini değil,

İslam Dinini, Dedeler, Babalar, Bacılar, Pirler Dini değil, Sema veya Semah Fokloru Dini değil,

İslam Dinini, İlahi, Gazel, Kaside, Mevlid, Naat, Şiir, Değiş, Türkü okuma Dini değil,

İslam Dinini, Masal, Hikaye, Kıssa, Menkıbe anlatımıyla İroni Dini değil, Afyon gibi anlatımla Uyuşturma Dini değil,

İslam Dinini, Hanefilere göre şöyle, Şafilere göre şöyle diyerek, İslam Dinini, Mezheplere uydurulmuş,

                        Mezheplere yapıştırılmış, Birbirinin Tam Zıddı olan Fetvalarla, Mezhep Fetvaları Dini değil,

İslam Dinini, Peygamberimizin Mezhebi hangisiydi dedirten Mezhepçilikle, Mezhep Dini değil,

İslam Dinini, Peygamberimizin Tarikatı hangisiydi dedirten Tarikatçılıkla, Tarikat Dini değil,

İslam Dinini, Onun Bunun Söylediklerine göre, Onun Bunun Fetva verdiklerine göre, Fetva Dini değil,

     Dinayet, Diş İşleri Yüksek Kurulu, Yüksek Atma Dini değil, Güzel Kuran Okuma diyerek, TEGANNİ Dini değil,

     Bence Diyerek, Kendi Fikrini, Allah Zül Celale ve Rasulune, Şirk koşmuş olmakla, Şirk Dini Değil,

     Entel Dantel Sosyete İlahiyat Profları Dini değil, İslamcı Yazar Dini değil,

     Yahudiler ve Hristiyanlar gibi Sadece ve Sadece İlahi söylemek, Dua yapmak ile, İlahi ile Dua Dini değil,

     Pornfösör Adnan Oktar ve Hayasız Kediciklerinden, Hayasızlık ve İffetsizlikle, İffetsizlik ve Hayasızlık Dini değil,

     İslam Dininden Nefret ettirmek için kurulmuş olan teşkilatlar, Işıd, Hizbul Vahşi, Hizbul Tahrir, Elkaide Dini değil,

 

     İslam Dinini, Allah Zül Celale Miraç ile, Tamamen Allah Zül Celalin Kitabı Kuranı Kerim Ayetlerinde Emrettiği,

Allah Rasulunun Hadislerinde Bildirdiği ve Sünnetlerinde gösterdiği Din, Allah ve Rasulunun Dini oluncaya kadar,

     İslam Dininin Doğrusunu, Allah Zül Celalin Kitabı Kuranı Kerim Ayetlerinden, Allah Rasulunun Sözlerinden,

Hadislerinden, Sünnetinden Öğrenip, Nefislerinizle yapmakla, Doğru olanı Helal olanı yapmakla,

Yanlış olandan, Haram olandan sakınıp kaçınmakla, yapmamakla, Evladlarınıza ve Başkalarına anlatıp Öğretmekle,

Dillerinizle, Doğrusunu söyleyip Yanlışı terk ettirmeye çalışmakla,

Allah Zül Celale, Allahın ve Rasulunun bildirdiği gibi Canla Başla, Gayretle Cehd ederek, ibadet ediniz der,

 

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 METEALİBUL ALİYE HADİS No 2908

  Sahabeden İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah Zül Celal, her hak sahibine Muhakkak hakkını vermiştir,

Muhakkak ki Allah Zül Celal Farzlar kıldı, Sünnetler koydu, Hadler, Sınırlar ve Cezalar Çizdi,

Helal ve Haramları ayırdı, İslamın Şeriatını koydu, geniş ve kapsamlı kıldı, dar kılmadı,” dedi der

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 TİRMİZİ HADİS No 2413 

  Sahabeden Ebu Cuhayfe (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Senin Üzerinde, Rabbinin Hakkı vardır, Kendi Kendinin Hakkı vardır, Eşinin, Ailenin Hakkı vardır,

Misafirinin Hakkı vardır, Her Hak Sahibine Hakkını vermekle Mükellef ve Sorumlusunuz, “ dedi der,

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 CİN SURESİ AYET 14 ve 15

“ Doğrusu, Sizden, Haksız olan Müslümanlarda var, Bizlerden yana olan Müslümanlarda var,

Mutlakki Mümin Müslüman Olanlar, İşte Doğru yolu, Allah Zül Celalin ve Rasulunun Yolunu Bulanlardır,”

“ Allah Zül Celalin ve Rasulunun Doğru yolundan çıkanlar, Cehenneme Odun olacaklardır,”der 

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 TALAK SURESİ AYET 1

“ İşte Bunlar Allah Zül Celalin Sizin için Kıldığı Hudutlarıdır, Sınırlarıdır,

Her Kim ki Allah Zül Celalin Hudutlarını, Sınırlarını aşmaya kalkarsa, ancak ve Mutlak Kendine Zulmetmiş olur,

İnkarcılardan Kafirlerden Sapıklardan, Sapıtmışlardan, Sapkınlardan olmuş olur,”der, 

 

     İslam Dini ve Kuranı Kerim anlatılıyor, Anlatımın içinde Ayet Hükmiyeti YOK !!!

İslam Dini ve Kuran anlatılıyor, Allah Rasulunun, Nasıl anlattığı YOK !!!  Anlatımın içinde Hadis Hükmiyeti YOK !!!

İslam Dini anlatılıyor, Anlatımın içinde, İSLAMIN EDEP, HAYÂ ve İFFET konuları, Ayet ve Hadis Hükmiyeti YOK !!!

Sevgi, Saygı Hoşgörü anlatılıyor, Anlatımın içinde Ayet ve Hadis Hükmiyeti YOK !!!

 

     Güya İslam Dinini Anlatıyorlar, Sadece ve sadece

İslamın Tarihi ve Muhterem Zaatlar Menkıbeleri, Kerametleri anlatılıyor,

İslam Dini diyerek, Sadece ve sadece etrafında, Tarihinde, Sahabe ve Muhterem Zaatlar Menkıbelerinde,

Kıssalarında dolaşmayın, İslam Dininin içine, Olmazsa olmaz Amellerine giriniz,

     Zira, YEVMİ MAHŞER HESABIN da,  İslamın etrafında dolaşmaktan değil, Muhterem Zaatlar Kerametlerinden,

Kıssalardan, Hikayelerden, Masallardan sorulacak değil, İslamın Tarihinden sorulacak değil,

 

     İslam Dininin, İman Etmiş olma Şartlarından,                                        SORGULANACAKSINIZ,

     İslam Dininin, Olmazsa Olmaz Amellerini yapıp yapmadığınızdan,      SORGULANACAKSINIZ,

     İslam Dininin, Olmaması Gerekenlerinden,                                           SORGULANACAKSINIZ,

 

     Yani, Mahşerde, İlk Önce, İmanınızın Olup Olmadığından Sorgulanacaksınız,

sonra, İmanınızın Olmazsa Olmaz Şartlarını, Yerine getirip getirmediğinizden Sorgulanacaksınız,

sonra, İbadetlerinizi yapıp yapmadığınızdan ve Eksikliklerinden Sorgulanacaksınız,

 

     Zira, İslam Dinine İman Etmiş olmanızı, Yapmanız Şart olan Olmasa Olmaz Amellerini,

Yapmamanız Şart olan Olmazları, İslam Dininin Sahibine,

Allah Zül Celale ve Rasulune İspat etmek Zorundasınız, !!!

Hiç, İmanınızı ve Amellerinizi, Sahibine İspat etmeyi Düşündünüzmü ? !!!

 


     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        İNSAN SURESİ AYET 2

“ İnsanı İmtihan etmek için, Gören ve İşiten Düşünen olarak Yarattım, “ der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        HUUD SURESİ AYET 7

“ Allah Sizi Yarattım ki, Hanginizin Daha Güzel işler yapacağı hakkında denenmektesiniz,  “ der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        ZÜMER SURESİ AYET 7

“ Şüphesiz, Allah Zül Celal, Sizin Namazınıza, İbadetinize Muhtaç değildir “ der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        FATIR SURESİ AYET 15

“ Ey İnsanlar, Siz Allah Zül Celale Muhtaçsınız,” der, 

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        RAAD SURESİ AYET 19

“ Rabbinden, Sana İndirilenin, Hak olduğunu bilen ve kabul eden kimse ile,

Hak olduğunu, İnkar eden kabul etmeyen kimse bir olurmu ? 

Bunu, Ancak Akılı Selim Sahipleri Düşünür ve Anlar “ der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        HUUD SURESİ AYET 24 ve 30

“ Gören, İşiten, Duyan, Gördüğü, İşittiği, Duyduğunun üzerinde Düşünenlerle,

Fasık Kör Olanlar, Baktığı halde görmeyenler, Görmek istemeyenler,

Fasık Sağır olanlar, İşittiği halde Duymayanlar, Duymak istemeyenler Bir ve Eşit olumu, ? 

Haala Düşünmeyecekmisiniz ? Siz Hiç Düşünmeyecekmisiniz ? ”  diye soruyor,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        RAMUZELHADİS HADİS No C/5 S/482 H 3

  Sahabeden Haris (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Cahil Olmaktan, Cehaletten şiddetli Fakirlik yoktur,

 Akıldan daha faydalı Zenginlik, Tefekkür ( Düşünmek ) gibi de İbadet yoktur,

Tefekkür etmeden, Düşünmeden İbadet yapmakta yoktur,

( Yani Düşünmeden yapılan bir şey, İbadet dahi olsa size bir faydası yoktur,) ” dedi der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        CAMİUSSAGIR HADİS No 39

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Ey İnsanoğlu, Rabbine İtaat etki, Düşünceli ve Akıllı olasın,

Rabbine İsyan edersen, İnkarcılardan olursun, “ dedi der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        NİSA SURESİ AYET 82

“ Kuranı Kerimi, İslam Dinini, Haala, Gereği gibi Hiç Düşünmeyecekmisiniz, ?

 

     Şimdi, Sizin Dininiz, Kimin Dini oluyor ?  Şimdiden düşünerek okuyunuz,  

 

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR        İHLAS SURESİ AYET 1,3 ve 4

“ Allah Zül Celal, Mutlak Tektir,” “ Mutlakki, Allah Zül Celal, Doğurulmadı, Doğurmadı,

Allah Zül Celalin, Eşi, Totemleştirilmiş bir Sureti yoktur, zira Ona Denk olabilecek bir şey, Bir varlık ta yoktur,” der,

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                    CİN SURESİ AYET 3

“ Allah Zül Celal Ne bir Çocuk edinmiştir, Nede bir Çocuk doğurmuştur,

( nede sizin uydurduğunuz bir suret edinmiştir,) ” der,

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                    MAİDE SURESİ AYET 3

“ Allah Zül Celal Diyorki, Size Din Olarak İslam Dinini Beğendim, İslam Dinini Seçtim,

Size Dininizi, İslam Dinini Kemale erdirdim, Size, İslam Dininin Niymetini tamamladım,

Sonradan, Din ve İbadet adına, Hurafeler ve Bidatlarla kendinizce tamamlayabileceğiniz

Hiçbir Eksikliği bırakmadım,” der,

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                 BAKARA SURESİ AYET 168

“ Ey İnsanlar, Allah Zül Celalin Sizin için Yarattığı Yeryüzündeki Bütün Niymetlerden,

Temiz ve Helal olmak şatıyla Yiyin İçin, Lakin bilhassa özel önem göstererek,

Helaller ve Haramlar konusunda, Helallerinizi Haram yapmayın, Haramlarıda Helalmiş gibi yapmayın,

  Size, Helallerinizi Haram yapmak, Haramlarınızıda Helalmiş gibi gösteren Şeytandan Sakının,

Sakın Şeytanın adımlarına uymayın, Şeytanın aldatmalarına kanmayın,

  Zira, Helallerinizi Haram Yola Sokturan, Haramlarınızıda Helalmiş gibi göstermekle Haram yola sokan Şeytan,

Sizin En büyük Düşmanınızdır,” der,

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                  SAFFAT SURESİ AYET 125

“ Mutlak Tek olan Yaratıcınız Allah Zül Celale En Güzel şekilde Saygılı Sadakatli olmayı bırakıp,

Saygı Gösterimiz diye, Baal e, Totemleştirilmiş, Putlaştırılmış, Resim, Heykel ve Büstleremi yöneliyorsunuz, ?” der,

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                    FATIR SURESİ AYET 14

“ Onlara, Totemleştirilmiş, Putlaştırılmış, Resimlere, Heykellere ne yaparsanız yapın ne söylerseniz söyleyin,

Çağırsanız da bağırsanızda Sizi Duyamayacak, işitemeyecek, Size cevap veremeyecek olduğunu bildiğiniz halde,

Haala, Saygı gösterisi diyerek, Totemleştirilmiş, Putlaştırılmış, Resimlere, Heykellere, yöneliyorsunuz,?” diye soruyor,

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR          SAFFAT SURESİ AYET 85 ve 95

“ Hani, İbrahim ( AS ) Babasına ve Kavmine,

Siz, Saygı Gösterisi diye Nelere Tapar gibi hareket ediyorsunuz, Tapıyorsunuz,? ”

“ Siz Elinizle Yaptığınız Şeylere, ( Totemlere, Heykellere, Büstlere ) Tapar gibi

Saygı gösterisindemi bulunuyorsunuz ? diye sormuştu,”  der,

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR           ENBİYA SURESİ AYET 52 ve 53

“ Geçmişte, İbrahim Aleyhisselam Babasına ve Kavmine,

Bu Saygı Gösterisinde bulunduğunuz, Tapınıp durduğunuz, Heykeller, Resimler, Putlar değimlidir, diye sordu,”

“ Onlar ise, Biz Atalarımızı, Kavmimizi, Anamızı ve Babamızı, Bu Resim ve Heykellere, Putlara,

Saygı Gösterisinde bulunup Tapar gördük, Bulduk ve Bildik demişlerdi,” der,   

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                   ZUHRUF SURESİ AYET 22

“ Doğrusu biz, Atalarımızı, böyle bir Ümmet üzerinde bulduk ve biz de onların izlerinden gitmekteyiz demişlerdi,”der,

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                    NUH SURESİ AYET 23

“ Dedilerki, Saygı gösterisinde, Ne Tanrınızı bırakırız, Ne Veddi, Ne Suva yı, Ne Yegusu, Nede Yeuku

( Yani Totemleştirdikleri Heykellere Saygı gösterisinde bulunmayı ) bırakmayız demişlerdi,” der, 

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                    SAFFAT SURESİ AYET 71

“ Andoldsunki, Onların önceleri Ümmetlerin çoğuda, ( Totemleştirilmiş, Putlaştırılmış, Resimlere Heykellere Büstlere

Tapar gibi Saygı gösterisinde bulunmayla, ) Sapmışlar, Sapıtmışlardı,” der,

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                    KEHF SURESİ AYET 102

“ Allah Zül Celal, Onlar, benden ayrılarak, Kullarımı, Benim Yarattıklarımı, Bana Kullarımı,

( Kullarımın Totemleştirilmiş, Putlaştırılmış, Resimlerini, Heykellerini Büstlerini)

Kendinize VELİLER yapabileceğinizimi Sandınız ? ”diye soruyor,

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                   

İ.MÜNZİRİ HADİS No C/4 S/500 H 3, 4 ve 6

  Sahabeden Hureym Bin Fatık (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“  Allaha Ortak koşmaksızın,  ( Sadece Allaha İman edip ve Sadece Allaha İbadet yapıyor olsanız dahi, )

Totemleştirilmiş, Putlaştırılmış, Resimlere, Suretlere, Heykellere Büstlere yönelmekten sakının,

(  Zira Sizden Birkaç Nesil Sonrası, O Heykelleri, Büstleri ve Resimleri Kendilerine Aracı kılarlar,

İlah edinirler ve onların sebebi siz olursunuz, ) ” dedi der,

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR           ŞUURA SURESİ AYET 21 ve 13

“ Onların, Totemleştirilmiş, Putlaştırılmış, Resimler ve Heykellere Büstlere yönelmekte Kedilerine,

Allahın izin vermediği, bir şekli koyan, saygı gösterisi yaptıkları ortaklarımı var ?

  Dininizi, İslam Dinini doğru tutun, İslam Dininin Hükümlerine teslim olun,

İslam Dininin Hükümlerine Hurafeler karıştırıp İslam Dinini bozmayın ve İslam Dinine aykırılığa düşmeyin,” der,

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                    ENBİYA SURESİ AYET 67

“ Allahtan başka, Allaha Saygı göstermekten ve Allaha Tapmaktan başka,

Totemleştirilmiş, Putlaştırılmış, Resimlere Heykellere Büstlere Tapar gibi Saygı gösterisinde bulunanlara

Yazıklar olsun, Hala Siz Akıllanmayacakmısınız,? ” diye soruyor,

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                    ARAF SURESİ AYET 195

“ O kendi elinizle Yaptığınız ve kendinize Saygı aracılığı kıldığınız, Totemleştirilmiş, Putlaştırılmış,

Resimlerin, Heykellerin, Tutacak ellerimi var, ? Kendi başlarına Yürüyecek Ayaklarımı var, ?

Görecek Gözlerimi var,? İşitecek duyacak kulaklarımı var, ?

  İstediğiniz kadar, Biz Onları, Totemleştirilmiş, Putlaştırılmış, Resim ve Heykelleri Büstleri Sanat için yapıyoruz,

Biz Onlara tapmıyoruz deyin, Biz Sadece O Resmin, O Heykelin Karşısında,

O Şahsa, Sadece Saygımızı gösteriyoruz deyin,

İşte bunlar Sizin, Kendi Kendinize Kurduğunuz ve farkında dahi olmadığınız Tuzaklarınızdır,

O Ortak koştuklarınıza, Aracı kıldıklarınız Tuzaklarınıza uzak durun, Zira O Tuzaklarınız Size TUZAK olacaktır,”der,      

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR            ŞUARA SURESİ AYET 71 ve 75

“ Onlar, O, Totemleştirilmiş, Putlaştırılmış, Resim ve Heykellere yönelenler, Resim ve Heykeller sayesinde toplanırız,

Resim ve Heykellere, Büstlere karşı, Sadece ve Sadece O Şahsa Saygı gösterisinde bulunuyoruz derler ya,”

“ Saygı gösterisinde bulunuyoruz diyerekten, Hiç Neye Neye Tapıyor olmakta olduğunuzu düşündünüzmü, ? ” der,   

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR         İBRAHİM SURESİ AYET 35 ve 36

“ Hatırlaki, İbrahim ( as ) Rabbine “ Beni ve Ailemi, Oğullarımı Benden sonra gelecekler,

Totemleştirilmiş, Putlaştırılmış Resimlere, Heykellere, yönelmekten ve onlara tapıyor olmuş olmaktan uzak Tut,”

“ Rabbim, Zira İnsanların pek çoğunluğu, Totemleştirilmiş, Putlaştırılmış, Resimlere, Heykellere, yönelmekten ve

onlara tapıyor olmuş olmakla Sapıtmalarına, Sana Şirk koşmalarına Sebep oldu,” der,  

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                    ARAF SURESİ AYET 148

“ Musanın Kavmi, Musadan Sonra, Süs Takılarından Bir Buzağı Heykeline yönelmekle,

Buzağı Heykelini Tanrı edindiler ve ( Hak olan Dinlerini, Heykellere, Resimlere yönelmekle, Putperestliğe çevirdiler,)

Dinlerine ve Kendilerine Zulmedenlerden oldular, ” der,

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                    MAİDE SURESİ AYET 90,

“ Ey Allah Zül Celale, Rasulu ve Habibi Muhammed Aleyhisselama, İslam Dinine İman eden Mümin Müslümanlar,

  “ İnnemel Hamru, Vel Meysiru, Vel Ensabu, Vel Ezlamu, Ricsun Min Ameliş Şeytaan,”

  Alkollu İçkiler, uyuşturucu içecekler ve Yiyecekler, Tabiyeti itibari ile Mutlak Haramdır,

Alkollu İçki içmek, Uyuşturucu İçecekler içmek, Yemek, Mutlak Haramdır,

  Kumar, Fal ve Şans okları ile Fal bakmak baktırmak, Şans oyunları ile Piyango oynamak, oynatmak,

Kumar oynamak oynatmak, Şans Taşları ile, Şans oyun dolabları ile, Emeksiz Kazanç aramak,

Emeksiz Kazanç elde etmek Mutlak Haramdır,

  Dikili Taşlar, Totemleştirilmiş, Putlaştırılmış, Resimler Heykeller Büstler yapmak,

Totemleştirilmiş, Putlaştırılmış, Resim ve Heykellere Büstlere Yönelmek, Şeytan işi birer pisliktir,

Mutlak Haram ve Yasaktır, Bunlardan Kaçının, Sakınınki, Sukuna ve Kurtuluşa erebilesiniz,”der

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                    MAİDE SURESİ AYET 91

“ Şeytan, Nefis Şeytanınız, İçki ve Kumarla, Sizi Allah Zül Celalden, Rasulunden uzaklaştırır

ve Namaz kılmaktan alıkoyacak, Namaz kıldırmayacak, Allaha ve Rasulune İman ve İtaat ettirmeyecektir,

  Zira Bunların hepsi, Nefis Şeytanınızın Sizin için kurduğu, hazırladığı, Sizi Hak yoldan, İslamın yolundan çıkaran,

Size, Allah Zül Celale Namazınızı kıldırmayan, Zikrettirmeyen, İmanınızı yok eden, Pislik ve Tuzaklardır,

Bütün Bunlardan Mutlak Uzak durunki Huzura Güvenliğe Rahata kavuşasınız,

  Alkollu İçki İçmeye devam etmekle, Kumar oynamaya, Şans oyunları oynamaya devam etmekle,

Kumarla, Şans oyunları ile Kazanç elde etmeye çalışmakla, Aranıza Kin, Nefret ve Düşmanlık girecektir,

  Alkollu İçkiden, Fal Oklarından, Faldan, Kumar oynamaktan Kumardan,

Şans Dolaplarından, Şans oyunlarından, Kazanç elde etmeye çalışmaktan,

Totemleştirilmiş, Putlaştırılmış, Resimlere, Heykellere Büstlere yönelmekten, Artık Vazgeçtiniz değilmi,?“diye soruyor,

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                 BAKARA SURESİ AYET 219

“ Rasulum, Sana Alkollu içkiden ve Kumardan soruyorlar, Onlara Deki,

Alkollu İçkide ve Kumarda, Kendinize, Menfaatinize bir takım fayda ve Kazanç görüyormuş gibi olsanızda,

Her ikisininde Size, Telafi dahi edilemez Çirkefleri, Zararları ve Tahribatları vardır, Bunları görmüyormusunuz, ?

( Zira Alkollu içki ve Kumar, İmanınızı ve ibadetlerinizi yok eden bir İçecek ve iştigaldir, )

Allah Zül Celal Ayetlerini böylece açıklıyorki, umulurki düşünürsünüz, “ der

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                    TALAK SURESİ AYET 1

“ İşte Bunlar Allah Zül Celalin Sizin için Kıldığı Hudutlarıdır, Sınırlarıdır,

Her Kim ki Allah Zül Celalin Hudutlarını, Sınırlarını aşmaya kalkarsa, ancak ve Mutlak Kendine Zulmetmiş olur,

İnkarcılardan Kafirlerden Sapıklardan, Sapıtmışlardan, Sapkınlardan olmuş olur,”der,  

 

   İslam Dininde, İnsan yada diğer Canlı Mahlukata karşı Tapar gibi Saygı gösterisinde bulunmak Yasak ve Haramdır,

   İnsan Heykeli, Hayvan Heykeli, Büstleri, Suretleri yapmak Onlara Saygı gösterisinde bulunmak Yasak ve Haramdır,

 

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR                  İBNİ MACE HADİS No 1853

  Sahabeden Abdullah Bin Ebi Evfa (ra) anlatıyor, Muaz Bin Cebel, Allah Rasulunun yanına gelerek,

Allah Rasulune Seçde edince, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Muaz Bin Cebele çok Öfkelendi,

“ Bu Nedir Ey Muaz”  diye sordu, Soru karşılığında Muaz Bin Cebel ise,

“ Ben Şama gittiğimde, Şamdakilerin Reislerine, Hükümdarlarına, İnanç Önderlerine Secde ettiklerini gördüm,

Şam dan Geldiğimde Bende Zâtınıza Seçde etmeyi arzu ettim ve Size Seçde ettim “ diye cevap verdi.

Bu cevaba karşılık olarak, Allah Rasulu,

“ Rükü ve Secde, Sadece ve Sadece Allah Zül Celal içindir, Sadece ve Sadece Allaha yapılır,

Allahtan Başkasına Rükü ve Secde edilemez, ( Saygı göstermek diye ) Secde edilen Ben dahi olsam,

Banada Secde edilemez, Sizi, Allahtan başkasına, Rükü ve Secde etmeyi Men ederim,

Sakın birdaha böyle bir şey yapmayın,

  Şayet Allahtan Başkasına Secde edilebilecek olsaydı, Kadının Kocasına İtaati hususunda,

Kadının Kocasına Secde etmesini Emrederdim, “ dedi der,

 

     SAYGI DİYE, RESİMLERE, HEYKELLERE, BÜSTLERE YÖNELMEK NEDİR       

RAMUZELHADİS HADİS No C/5 S/470 H/12 

  Allah Rasulunun Damadı ve Ehli Beyti, Hz Ali (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bana, 

( Saygı göstermek, Saygı gösterisinde bulunmak diye ) tapınılan, Resimleri, Suretleri, Heykelleri, imha et,

( Saygı gösterisinde bulunmak diye ) tapınılan, Yüksek yapılmış kabirleri de dümdüz et dedi,” dedi der,

 

 

     Hz. Ali, Mekkenin Fethinde, Kabenin içindeki, Ebu Cehilin ve Yandaşlarının Tapmakta oldukları Resimleri,

Büstleri, Heykelleri, Putları Kırarak temizlemedimi ?   

 

     Hz. Muhammedin ve Hz Alinin, Bir Resmi Büstü Heykeli olmadığı ve dahi Resimleştirilmenin,

Büstleştirmenin ve Heykelleştirmenin Sapıklık, Sapıtmışlık olduğu bilindiği halde,

Cem Evlerinde,  Resmi Asılı olan kimdir ? Gayet Fotojenik bir Pozla, Kim Resim vermiştir ?

 

     Allah Zül Celalin, İnsanı En Güzel biçimde ve İnsan Sevgisi ile Yarattım demekle,

Sonra Bütün Meleklere, İlk Yarattığım İnsana Adem Aleyhisselam için Secde edin, demekle,

Bütün Meleklerin İlk İnsan Adem Aleyhisselam için Secde etmesi,

sonra, İnsanın İnsana Secde etmesi yani Tapınması demek değildir, Yani Put Perestliktir,

 

    Bugün İslam Dini adı altında, İnsan Sevgisi, Saygı, Hoşgörü adı altında, Kızılbaş Alevi Tarikatının,

Tarikat Dedelerine, Yani İnsana secde etmesi demek değildir,

Kaldıki, İnsan Olmak, İki ayağının üzerinde yürümek, yiyip içmek, cinsel arzularını gidermek,

Dinlerini oyun ve eğlence haline getirmek değildir, Onun ismi başkadır. Yani Put Perestlik değilmidir, ?

 

 

     İSLAM DİNİNİN AHİRET İNANÇ ve İMANI NEDİR, ?  ENFAL SURESİ  AYET 67

“ Sizler, Malı Mülkü kazanmayı istersiniz, Allah Zül Celal ise, Sizlerin, Ahiret hayatını Kazanmanızı istiyor,” der, 

 

     İSLAM DİNİNİN AHİRET İNANÇ ve İMANI NEDİR, ?  RIYAZUHUSSALİHİN HADİS No 67

  Sahabeden Şeddad İbni Evs (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Akıllı kişi, ( kendi kendini dahi aldatmayan doğrulukla ) Nefsini sorguya ve hesaba çeken,

Nefsine hakim olan kimsedir ve Ölümü sonrası içinde çalışandır,

Âciz kişi, Akılsız Kişi ise, Nefsinin duygularına tâbi olan, Nefsine Hakim olmayan,

Ölümü sonrasını düşünmeyen kişidir, “ dedi der,

 

     İSLAM DİNİNİN AHİRET İNANÇ ve İMANI NEDİR, ?  AHMED BİN HAMBEL ZÜHD HADİS No 2283

  Sahabeden Temim (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

" Ey Dünyada, Sanki Ebedî kalacakmış gibi hareket edenler, Zenginliği, Malı Mülkü, Siz yaratamazsınız,

Zira Sizin Dünyadaki Ömrünüzde, Dünyadaki Mallarda, Dünyadaki Zenginlikte, Baki değildir,

  Nasıl ki, Babanızın Sulbünden, Annelerinizin Rahmine, Rahimlerden Dün­yaya,

Belirlenmiş Ömrünüzden sonra Eceliniz ile, Dünyadan Kabre, Kabirden Mahşere, Hesap sorulmaya,

Mahşerden de, Ya Cennet yada Cehennem olan, vedahi bir Daha Ölüm olmayan

Ebedî bir Hayata nakledileceksiniz, " dedi der,

 

     İSLAM DİNİNİN AHİRET İNANÇ ve İMANI NEDİR, ?  HAŞR SURESİ AYET 18

“ Ey İnsanlar, Allah Zül Celal, Sizin, Ne Düşündüğünüzden, Ne İşlediğinizden haberdardır ve

Sizden iyi bilmektedir, Elleriniz ile yaptıklarınız için Hesap vereceğiniz, Allah Zül Celalden korkun,

Onun için Herkes, Ahirete Ne Hazırladığına baksın, “ der,

 

     İSLAM DİNİNİN AHİRET İNANÇ ve İMANI NEDİR, ?              AHMED BİN HAMBEL ZÜHD HADİS No 509

  Sahabeden Ebul Mugire (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Ey Ademoğlu, Ayakların Dünyadan kayıp Kabre gittiğinde, Dünyadaki Sevgilin Seni Terk ettiğinde,

Yakınlarının Sana Veda ettiğinde, Sen Ne Ailene dönebileceksin, Nede Amelini artırabileceksin,

Pişman olmadan önce Ahiret için artırmaya bak, Zira oradaki Pişmanlığın sana çare olmayacak, “ dedi der,

 

     İSLAM DİNİNİN AHİRET İNANÇ ve İMANI NEDİR, ?              SAF SURESİ AYET 2

“ Onlar, Dünya hayatı hakkında güzel şeyler söyleyenler,

Neden, yapmadığınız, yapmayacağınız ve olmadığınız şeyleri söyleyip, Allahı değil, Milleti aldatıyorsunuz ? “ der,

 

 

     Allah tarafından gönderilmiş Hak Dinlerin Özelliği aynı anlamları taşır,

Yani Hepsinde Ahiret İnancı ve Allaha Yaklaşım ve Ulaşım şekli, Samimi olmak Takvası vardır,

Budistlikde olan, Budaya Secde etmek, Mirvanaya Ulaşmak ifadesi, Yaratıcıya ulaşmak olarak geçmektedir,

Firavunlukta olan, Firavuna Seçde edmek, Yaratıcıya ulaşmak olarak geçmektedir ve

İkinci Hayatın varlığı inancı, Ahiret İnancını taşımaktadır,

 

     Budizmdeki, Firavunluktaki, Yunan Mitolojisindeki Putperestlik, :

Budizmin, Firavunluğun, Yunan Mitolojisindeki, Doğuran ve Doğan İnsanlara, İnsanların 

Resim ve Heykellerine yönelmesi ile çıkmış, Putperestlik, Sapıklık Sapkınlık ve Sapıtmışlık olmuştur,

 

     Alkollu İçki içmekle, Fal bakmak baktırmakla, Kumar oynamak oynatmakla, Şans oyunları Piyango oynamak,

oynatmakla, Resimler, Heykeller yapmakla, Fotoğraflara ve Suretlere yönelmekle, Dikli Putlara, Totemlere

Yönelmekle, Müslümanım diyenlerde Budizme, Firavunluğa, Yahudiliğe ve Hiristiyanlığa doğru gitmek değilmi ?

 

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK                    MÜMTEHİNE SURESİ AYET 9

“ Allah Zül Celal, Sizi Yurdunuzdan çıkaranlarla veya Yurdunuzdan çıkarılmanız için yardım eden kimselerle,

Sizinle Dininiz hakkında savaşanlarla, Dininize Hakaret edenlerle, İbadetlerinize yasaklama, kısıtlama getirenlerle,

Dininize Hakaret etmeye, İbadetlerinize yasaklama, Kısıtlama getirenlere yardım edenlerle

Dost olmaktan Men eder,  Dost olmanız, Müttefik olmanız yasaktır, Haramdır, ” der,

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK                    ALİ İMRAN SURESİ AYET 118

“ Ey Allaha ve Rasulune, İslam Dinine İman eden Müslümanlar,

İslam Dinine İman etmeyenleri, İslam Dininin Sosyal yaşantısını yok etmek isteyenleri

kendinize Dost edinmeyin, Onlar, Sizin aranızda Nifak çıkarmaktan, bozgunculuk yapmaktan,

Toplumunuzda Terör çıkarmaktan, Toplumunuzu dejenere etmekten, Sizi bozmaktan geri durmazlar,

Onlar devamlı, Size sıkıntı veren şeyleri isterler, Onların ağızlarından, Kin ve Öfke taşmaktadır,

İçlerinde sakladıkları Düşmanlık Kinleri ise, daha büyüktür “ der.

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK                    İBNİ MACE HADİS No 4042

  Sahabeden Avf Bin Malik El Eşari (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Beni Asfer' arasında, ( Hristiyan ve Musevi, Yahudi olan Devletler arasında ) bir Sulh, Barış olacak,

Kendi Devletleri arasında Siyasi, Ekonomik, Sosyal ve Askeri ittifak anlaşması olacak,

Sizinde, Onlarla aranızda Sulh ve Barış olacak, ( Siyasi, Ekonomik, Sosyal ve Askeri anlaşmanız olacak )

Bilahare bu anlaşmalar takibinde Sizin Askeri gücünüzü azaltmanızı isteyecekler,

Sonra, Sizinle olan Barış anlaşmanızı ( Siyasi, Ekonomik, Sosyal ve Askeri anlaşmanızı ) bozarak,

Size Hıyanet edecek, Çok büyük Askeri kuvvetlerle, Komuta ettikleri her bayrak altında,

Sizi yok etmek için Sizin üzerinize yürüyeceklerdir, Dikkatli Olun, “ dedi der,

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK                    RUDANİ HADİS No 9879 

  Sahabeden Ebu Hureyre ve Zübeyr Bin Adiy (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Dünyanın En Alçak oğlu Alçak Milleti, Haini, Hıyanet edeni, Canisi,

Dünyanın En Mutlu Miletleri olduğunda, Kıyametiniz kopmuş demektir, “ dedi der,

 

     DOST ve MÜTTEFİK ZANNETTİĞİNİZ MİLLETLERİ TANIMAK                    METEALİBUL ALİYE HADİS No 4565 

  Sahabeden İbni Rumane (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Dünyayı, Adi Oğlu Adi Sahiplenince, ( Adi Oğlu Adi Dünyanın Jandarmalığına geçince,

Müslümanlarda buna seyirci kalıp Onlara Tabi olunca,) Kıyametiniz Kopmuş demektir,”dedi der,

 

     Allah Rasulunun, Harp Hiledir, Stratejidir Sözünün Anlamı ve Hükmiyeti,

Savunma ve Taaruz Sıtratejilerini  Kendiniz seçiniz ve dahi İmal ediniz,

Savunma ve Taaruz Silahlarını Araç ve Gereçlerini Kendiniz seçiniz ve dahi İmal ediniz,

Savunma ve Taaruz Stratejilerini, Savunma ve Taaruz Silahlarını Araç ve Gereçlerini,

Kendiniz seçmez ve imal etmezseniz, Düşmanlarınızın Size verdikleri Silahlarla, Stratejilerle

Onlar Sizi Vurmuş olacaktır der,

 

 

     MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün, LAİKLİĞİ ve EĞİTİM ve ÖĞRETİMİ TANIMLAMASI,

“   Türkiye Cumhuriyetinde, Hepimiz eşitiz, Her fert, İstediğini düşünmek veya İstediğine inanmak,

Seçtiği Dinin İcaplarını yapmak veya yapmamak, Kendine mahsus Siyasi bir fikre malik olmak,

Hak ve Hürriyetine sahiptir, Hiç Kimsenin, Fikrine ve Vicdanına Hakim olunamaz,

     Dinimizin Hükümlerini Eşit olarak öğrenmeye, Mecburuz,

Din Eğitimi ve Öğretimi almayan Milletlerin ayakta kalması mümkün değildir,

     Bizim Dinimizde, İslam Dininde Ruhbanlık yoktur,

Sahte Dindarlarla, Gerçek Dindarları, Din İstismarı yapanlarla, Dini İstismar edenleri,

ancak, Gerçek Din Eğitimi ve Öğretimi ile ayırt edilebilirler,

     Her Kişi, Dinini Din İşlerini, İmanını öğrenmek için bir yere Muhtaçtır, ORASIDA OKULDUR,”

“ Türkiye Cumhuriyeti, Şeyhler, Dervişler ve Müritler Devleti olamaz “

( Eğitim ve Öğrenim yerleri Ruhbanlar ve Ruhban Kurumları değildir,

Ruhban Din Adamları, Devletin İdare İşlerine, Devlet Adamlarıda, Dinin İbadet İşlerine karışamaz, )

“ En Hakiki Mürşit İLİMDİR, Öğretmenler, Yeni Nesiller, Sizin Eseriniz olacaktır “ diye ifade etmedimi,?

 

 

     İlk Büyük Millet Meclisi Milletvekilleri ve Atatürk,

Eğitim ve Öğretimin nasıl yapılması gerektiğini Kanunla belirlemek için, Aklı Hür, Fikri Hür,

Nesiller yetiştirilmesi için, TEVHİDİ TEDRİSAT KANUNU'nu,

Yani, Din Eğitimi ve Öğretiminin, Eğitim ve Öğretim kurumlarında, diğer derslerle birleştirilerek bütünleştirilerek,

verilmesi Kanununu çıkardılar,

 

     Tevhidi Tedrisat Kanunun ismi ; Türkceleşmiş iki Arabca kelimedir,

“ TEVHİD “ Birleştirmek, “TEDRİSAT “ Dersler demektir,

Bütün itibarı ile “TEVHİDİ TEDRİSAT “Din Eğitimi ve Öğretiminin, diğer derslerle birleştirilerek

bütünleştirilerek Eğitim ve Öğretim kurumlarında verilmesi zorunluluğu demektir.

 

     Yani : Dini Eğitim ve Öğretimde dahil olmak üzere, Türkiyedeki Bütün Eğitim ve Öğretim,

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Devlet Okullarında ve Üniversitelerde yapılmak zorundadır, der,

Aynı mektepler, yani okullar küşat edilirken, Aynı okullar açılırken,

aynı dereceye, statüye ve aynı eşitliğe sahip olur, dileyen dilediği Liseye gider veya sonra değiştirir,

( başka kurum ve kuruluş karışamaz, İşte Gerçek Laiklik burada başlar )

 

 

     Müttefik Kuvvetler Lozan delegasyonu başkanı Vınston Çhirçilin, Lozan Türk Delegasyonu Başkanı İsmet İnönüye,

“ Siz Barbar Bir Milletsiniz, Sizin, Bizim gibi Medeni olabilmeniz için bizim medeniliğimize uymanız lazım,” diyerek

başladığı ve Savaşların Sonlandırılması, Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Tanınması için,

Senide Başbakan olarak görmek isteriz dedi,

 

      İsmet İnönü, Çhirçilin dayattığı bu Lozan Maddelerini hemen kabul etti ve Atatürke Kabul ettireceğini söyledi,

İsmet İnönü, Atatürke, Bu Maddeler kabul edilmezse, savaşı devam ettirecekler, dedi,

 

      Komutasında İstiklal Harbini Kazandıktan Sonra, Mustafa Kemal Atatürk,

Lozan Antlaşmasını yapmak için Lozana gitmek için hazırlanırken, çok önemli bir İstihbarat almış,

Aldığı İstihbarat, İstiklal harbinde Mağlup oldukları Komutana, ( Mustafa Kemal Atatürke,)

Lozana geliş sürecinde Suikast yapılacaktı, Atatürk, İstiklalini Tekrar yeni kazanmış Türk Milletinin

Devlet Başkansız, Komutasız kalmaması için kendi gitmek yerine,

Lozana Türk Delegasyonu Başkanı olarak, Batı Hayranı olan İsmet İnönüyü göndermek zorunda kaldı,

 

     Osmanlının Son Elli yılında Devamlı Harplerle Şehit düşenlerin nedeniye,

     Müttefiki oldukları Almanya Birinci Dünya harbini kaybetti diye, Yurdumuzun İşgal edilmesine Hıyanetle İzin veren,

Devleti Osmanlı Aliyi Yıkan, Enver, Talat, Cemal Paşanın, İttihatcıların, Jön Türklerin, Pertevniyalcilerin Hıyaneti ile,

     Çanakkale, Kutul Amare, harbinde Resmi Rakamlara göre 250,000 aslı iki katı olan Askerimizin şehit olması ile,

Yemende Askerlerimizin Şehit olması ile, Yemenden Sarıkamışa gönderilip, Düşmanla karşı kaşıya dahi gelmeden,

Resmi Rakamlara göre 90,000. aslı iki katı olan Askerimizi Donarak şehit olması ile,

En az Bir O Kadar, 680,000 Askerimizin İnsanımızın İstiklal Harbinde şehit olması ile, 

Asker Nufusun, Erkek Nufusun Şehit olmaları ile, Savaşlarda Şehit düşmesiyle azalan Erkek Nufusuna göre ve

     Üzerine gelen Düşmanlarına, Yokluklarla, Yoksullukla, karşı koymuş Bitap düşmüş Milletimizin bu haliyle,

Tekrar Harbe devam etme mecali olmadığını düşünen, Mustafa Kemal Atatürk,

“ Zaruret olmadıkca Harp bir Cinayettir,” dedi, Harbin Sonlanması için,

Milletin biraz toparlanabilmesi, kendine gelebilmesi, İstiklal mücadelesine devam edebilmesi için,

Lozanda, İsmet İnönü Hıyanetiyle dayatılan bu maddeleri Kabul etmek zorunda kaldı,

     Zira Cumhuriyetin 10 cu yıllında yapılabilen Nufus Sayımında,

Büyük Çoğunluğu Kadın ve Çocuk olmak üzere, Nufus ancak 10 milyon kişi idi,

 

     Çanakkale, Trablusgarp, İskenderiye, Filistin, Suriye, Irak Kutul Amare, Yemen, Hicaz bölgesi, Akabe,

Galiçya, Sarıkamış, İstiklal Harblerini Kazanmış olan Milletimize, hiç birinde Malup olmamış olan Milletimize

Lakin Bitap Düşen, Harap Düşen Milletimize, Tarihimize, Milli Şef, İsmet İnönünün Diplomasi Zaferi diye kakıştırılan

İsmet İnönü Hıyaneti, Lozan Hezimetinden sonra,

 

 

     İSTİKLAL HARBİMİZDE, MİLLETİMİZİN, ARDINDA SIRA DAĞLAR GİBİ DURDUĞU,

     YENİ DEVLETİMİZİN KURUCUSU OLAN, BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün,

     Kendi eliyle yazdığı Mektuplarında,

     CUMHURİYET İLKELERİNDEN, LAİKLİĞİ, LAİK EĞİTİM ve ÖĞRETİM İLKESİNİ TANIMLAMASI,

     CUMHURİYET İLKELERİNDEN, KADINLARIN KILIK KIYAFETİ TANIMLAMASI,

   “ BENİ GÖRMEK, BENİ ANLAMAK DEĞİLDİR, BEHEMAHAL BENİM FİKİRLERİMİ ANLAMAKTIR,” dediği

     GENÇLİĞE HİTABESİ,

 

   “ LAİKLİK, Genel anlamda, Din İşlerinin, Millet ve Devlet işlerinin birbirinden ayrılması demektir,

     LAİKLİK, Din, İbadet ve Vicdan Özgürlüğü, Sınırsız ve Sataşılamaz Doğal Hakların tanımıdır,

                    Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşlarının, Din, Dini İbadet ve Vicdan Hürriyeti demektir,

                    Bütün Yurttaşların, Din, İbadet ve Vicdan özgürlüğü yaşamı demektir,

                    Yurttaşların içinde, Çeşitli Dinlerin Mensubları hakkında, Din ve Vicdan Hürriyetine uyulması ile,

                    Eşit Adalet uygulamakla vazifeli olan Hükümet ve Mahkemeler,

                    Adil, tarafsız ve Eşit Adalet uygulaması mecburluktur,

     LAİKLİK, Devlet Rejimi Biçimi demektir, Devletin İdaresindeki Yetkileri ile, Şahıs Rejimi Keyfiyeti biçimi değildir,

     LAİKLİK, Dinsizlik olmadığı gibi, Din İşlerinin, Millet ve Devlet İşleri ile karıştırılmaması ile,

                    Kasde ve Kasdi fiile dayanan Taasupkar hareketlerden sakınmaktır,

    LAİKLİK, Din ve Devlet işlerinin ayrılığı demeksede, Behamahal, Dini Kendinden ayırmak demek değildir,

                    Herkesin Mutlak, bir İnancı ve Dini vardır, Hiçbir İnsanın, İnancını Kendinden ayırması mümkün değildir,

                    Hiçbir İnsan, İnancını kendinden Ayırmaz, ayıramazda, Zira, Ona göre hareket ve iştigal eder,

 

     Her fert, İstediğini düşünmek veya İstediğine inanmak, Seçtiği Dinin İcaplarını yapmak veya yapmamak,

Kendine mahsus Siyasi bir fikre malik olmak, Hak ve Hürriyetine sahiptir,

Hiç Kimsenin, Fikrine ve Vicdanına Hakim olunamaz,

 

      Dinler Vardır ve Lazımdır, Bizimde, Temeli Çok Sağlam bir Dinimiz vardır, 

İslam Dini, Şuura muhalif, ilerlemeye engel hiçbir şey ihtiva etmez, 

Müspet Bilimlerin Temeline, Akla, Fenne, İlme dayalı, Fikir Terbiyesinde, Hakiki olan Mantığa dayalı,

En Tabii, En Makul, En uygun olan Din, Bizim Dinimiz İslam Dinidir, ondan dolayıdırki, En son Din olmuştur,

 

     İslam Dininde ve Türkiye Cumhuriyeti Ulusumuzda, Herkes Eşittir, Hepimiz Eşitiz,

Hiç Kimsenin İnancı, diğerine bir Üstünlük değildir, Kimsenin Kimseye Üstünlüğü yoktur,

Devletimiz içinde, Hiç Kimse, Dininden dolayı ayrıcalıklı olamaz, bu Geçmiş Tarihimizde de böyle ola gelmiştir,

 

     Bizim, Milletimiz, İslam Dini ve Kendi Lisanı ile kuvvetli iki fazilete maliktir,

Hiçbir kuvvet Bu faziletleri milletimizin, Kalp ve Vicdanından çekip alamayacaktır ve alamaz, alamayacaktır,

Hakikate bizzat nasıl inanıyorsam, Dînimize de öyle inanıyorum,

Kasdi Fiillere dayanan, Taassupkar hareketlerden, hakaretlerden Sakınmakla, Her Dinede Saygı gösteririm,

 

     İslam Dininde Zorlama yoktur, Dinin ve Devletin işleri ayrıdır, Şahsi İbadetlerimiz ayrıdır, Devlet işlerimiz ayrıdır,

Dinimizin Şahsi İbadetleri Devlet işi değildir, Lakin, Hak ve Adalet ölçüsünde olan tüm Devlet İşleri dahi İbadetimizdir,  

 

     Geçmişini, Tarihini, Kimliğini, Milliyetini, Medeniyetini, Dinini, doğru öğrenmeyen Milletlerin,

Ayakta kalması mümkün değildir,

     Her Kişi, İlmi, Fenni, Vicdani düşünen Fikrini, Dinini, Din İşlerini, İmanını, Milliyetini, Kişiliğini,

Geçmişini, Tarihini öğrenmek için bir yere Muhtaçtır,

     Herkes, Kendi Geçmişinin, Tarihinin, Kimliğinin, Medeniyetinin,

Kendi Dininin, Doğrusunu,  Asliyette Doğru yerden Öğrenmek Hak ve Hürriyetine sahiptir ve dahi Mecburiyetindedir,

     Tarihimizi, Kimliğimizi, Medeniyetimizi, Dinimizin Hükümlerini, Eşit olarak öğrenmeye, Mecburuz,

Hiç Kimse, Hiç Kimsenin, Dinini Öğrenmesine ve yaşamasına engel bir müdahil olamaz, Müdahil olunamaz,

Sahte Dindarlarla, Gerçek Dindarları, Dini Simsarlık yapanlar, Din Simsarlığı yapanlar, ancak,

Gerçek Din Eğitimi ve Öğretimi ile ayırt edilebilir, ORASIDA OKULDUR,

 

     İyi biliniz ve Dikkat edinizki, Milletin hâkimiyetini bir şahısta yâhut mahdut eşhâsın elinde bulundurmakta

menfaat bekleyen Câhil, Gâfil insanlar vardır, Nihâyet milletin kulağı bunların terennümâtı ile dolar,

o telkînâtı îcâb-i din, yada benim icabatım hakîkatını mahz telakkî etmişlerdir,

Kendilerini, Mevhum kuvvetin mümessili olarak tanırlar, bundan zevk alırlar,

Bu gibiler, Maneviyatlı İnsanlara mürtecî, Hareketlerine de irticâ derler,

Nitekim, Onların etrâfındaki menfaatperestler, Benim kisveme yahut Dinin kisvesine büründürerek

bütün milleti iğfâle, idlâle çalışırlar ve çalışmışlardır, çalışmaktadırlar, 

 

     Katîyetle ve bilâpervâ söylerim ki, Hâkimiyeti Milliyemizin bir zerresini şu veya bu sûretle takyit etmek isteyenler

en koyu mürtecîdir, Öylelere karşı milletin yapacağı şey, onların fikirleri söylemini parçalamak, kabul etmemektir,

     Türk Milleti dahada Dindar olmalıdır, Yani bütün sadeliğiyle Dindar olmalıdır diyorum,

( Geçmişine, Tarihine, Kimliğine, Milliyetine, Medeniyetine, Milleti Maneviyatına, Dinine Kindar değil,)

 

     Türklere istiklâlini veren, Bizim Dinimizde, İslam Dininde Ruhbanlık yoktur,

     İslam Dininde Ruhbanlık olmadığı halde, Meczup, Bâtıl, Sunî îtikatlardan ibaret Tarikatlar, Cemaatlar dini vardır,

İslam Dininin En Hakiki Tarikatı, Cemaati, İslam Dini Medeniyetinin Kendisidir,

Hiç Kimse, bir Tarikata, Cemaata bağımlı olmak zorunda değildir,

Devletimizde Bir Meczup bir Tarikata yada Cemaata Bağlı değildir, Bağlı olamaz, 

Eğitim ve Öğrenim yerleri Ruhbanlar ve Ruhban Kurumları değildir,

Ruhban Din Adamları, Devletin İdare İşlerine, Devlet yönetimi ve İdarecilerde Dinin İbadet İşlerine karışamaz,

 

     Türkiye Cumhuriyeti, Gerçekte İslam Dini ile alakası olmayan, Milleti, İslam Dininin içinde ayrıştıran,

Zıtlaştıran, Meczup Tarikatlar, Meczup Cemaatlar,  Ruhban Şeyhler, Dervişler, Müritler Devleti olamaz,

Fetvâ ile veyahut, şu ve bu gibi telkînâtla milleti irticâya sevk etmek isteyenlerin yeri zindan olacaktır,

Dinimiz, Mezhepler, Tarikatlar hiçbir zaman, Kişi ( İdeolojisi ) Siyaseti aleti olarak kullanılamaz,

bunları benimsemiş olan câhiller, âcizler, işlerine geldiğince daha karışık tenevvür edebilirler,

Onlara ziyâya takarrüp etmek, kendilerini mahv ve mahkûm etmişler demektir, Onları Eğitimle kurtaracağız,

Zira Okul, Genç Beyinlere, İnsanlığa Saygıyı, Milletine, Ülkesine Sevgiyi, Bağımsızlık Onurunu, İktisadiyatı Öğretir,

 

     Muallimler, Öğretmenler, En Hakiki Mürşit İLİMDİR, Cumhuriyet Sizden, İlmen, Fennen ve İktisadi ilimleri

Hakiki Mantıkla, Fikren Vicdani Düşünen, Bedenende kuvvetli olan, Yüksek karakterli Muhafız Nesiller ister, 

     İstiklal Harbimizde Ordularımızın kazandığı Zafer, Muallimlerin, Öğretmenlerin Zaferi Zeminidir, 

Gerçek Zaferi, Siz Muallimler, Öğretmenler kazanacak, Fedakarlığınızla devam ettireceksiniz,

Muallimler, Öğretmenler, Fedakarlığınız ve Vefakarlığınızla Yeni Nesiller, Sizin Eseriniz olacaktır,

Zira, Türk Çocukları, Ecdadını tanıdıkca, daha büyük işler yapmak kuvvetini kendinde bulacaktır,

 

     Efendiler, Camilerin mukaddes minberleri halkın rûhânî, ahlâkî gıdalarına en âlî, en feyyaz membâlarıdır,

     Efendiler, Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılmak lâzım geldiğini düşünmek danışmak

için yapılmıştır, Millet işlerinde her kişinin zihninin başlı başına çalışması lâzımdır,

İşte biz de burada Dinimiz ve Dünyamız için, geleceğimiz ve istiklalimiz için,

millî egemenliğimiz için düşünülmesi gerekeni anlatmak içindir,

Binâenaleyh Camilerin, mescitlerin minberlerinden tenvîr ve irşat edecek kıymetli hutbeler muhteviyatının

halka ittilâ imkânını temin, Şer'iye Vekâlet-i Celîlesi'nin mühim bir vazîfesidir,

     Minberlerden halkın anlayabileceği lisanla ruh ve dimağu hitap olunmakla Ehli İslâm'ın vücûdu canlanır,

dimağı saflanır, îmânı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur, buna nazaran hutebâtı kirâmın hâiz olmaları lâzım gelen

evsâfı ilmiye, liyâkatı mahsûsa ve ahvâli âleme vukuf hâizi ehemmiyettir,

hatiplerin haiz olmaları lâzım gelen özellik, yetenek ve Dünya'nın gidişini bilmeleri çok önemlidir,

  

     Milletimiz, Güçlü Bir Millet olma Azmindedir, bu gereklerden biride, Kadınlarımızında her konuda bilgilenmeleridir,

Kadınlarımız için, asıl Mücadele alanı, Kılıkta biçimden ziyade, Gerçek Bilgi, Kültür, Faziletiyle donanmasıdır, 

Kadınlarımızda, İlim ve Fen sahibi olmalıdır, Kadınlarımız, İctimai hayatta, Erkeklerimizle birbirinin yardımcısı olmalı,

Erkekleri ile beraber, Çok Feyizli, Çok bilgili, Çok aydın olmaya Mecburdurlar,

     Dînimizin emrettiği Tesettür, hem hayatta, hem fazilete uygundur,

Tesettürü Şer’î, Kadınlar için mûcibi müşkilat olmaz, Kadınların hayâti mâişette ve hayâtı içtimâîyede,

hayâtı iktisâdiyede ve hayâtı ilimde erkeklerle teşrîki faaliyet etmesine mânî bulunmayan bir şekli basirettir,

Bu şekli basiret, heyeti içtimâiyemizin ahlâk ve âdâbına mugayir değildir,

     Bizim, Türkiye Cumhuriyeti hayatında, Kadının Tarzı Telebbüsünde teceddüt yapmak Mevzu Bahisi yoktur,

Milletimiz, Örfüne, Terbiyesine göre, istediği kıyafeti ihtiyar eyleyebilir,

Ancak Dinimizde, Milletimiz Örfünde, Mevcut olan, Adeti Mergübeye İntizamı cereyan etmek mevzudur,

     Milletin hayatı kabiliyesi tatbikiyesi temayulatı, Örfüne ve Terbiyesine ait şekillerde kıyafetleri muvaffakiyeti,

temayulatı umumiyeye tevafuk görmek lazımdır,

     Kasaba ve şehirde ecânibin nazarı dikkati en çok, Kadınların Kıyafeti şekli tesettür üzerinde tesebbüt ediyor,

Mamafih, îcâbı dîn olan tesettür, kısaca ifâde etmek lâzım gelirse, kadınların külfetini mûcip ve muhâlifi âdap olmayacak şekli basirette olmalıdır, Şekli tesettür, kadını hayatından, mevcudiyetinden tecrit edecek şekilde olmaz,

     Kadınlarımız, Dîninin emri, Şeriatın emri, mûcibince tesettür etsede,

Kadınlarımız Kara Çarşafla ne O kadar kapanırlar, Nede ( Modernlik diye ) O kadar açılırlar,

     Bu sadette, son söz olarak diyorum ki,

Anaların Evlatlarına vereceği terbiye, Gerçek Terbiye özelliklerini taşıyan evlatlar yetiştirmektir,

     Kızlarını yetiştirecek olan Validelerdir, Kızlarını, Analarının adam etmesi lâzım,

Önceki Analar, Kızlarını Adam etmişlerdi, Lakin bugünkü seviyemiz, bugünkü îcâbât ve ihtiyâcâtı esâsiyeye

Gayrıkâfîdir, Asli kemâlde, Asli zihniyette, Analara muhtacız,

     Türk milleti daha Dindar olmalıdır, Yani bütün sadeliğiyle Dindar olmalıdır diyorum,

     ( Geçmişine, Tarihine, Kimliğine, Milliyetine, Medeniyetine, Milleti Maneviyatına, Dinine Kindar değil,)

     Bu mârûzâtımın istiklâlini, şerefini, hayat ve mevcudiyetini temin ve idame umde ittihaz eden yeni

Türkiye Devleti’nin esaslarından birini teşkil etmesi lâzımdır ve inşallah edecektir,”

 

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     Biz Türkler, Bütün Tarihimiz boyunca, Hürriyet ve İstiklale Timsal olmuş bir Milletiz,

İstiklal, İstikbal, Hürriyet Her şey Adaletle kaim olur,

     Türk Milleti, Kesin bir İmanı, İnancı ve Milli Azmi ile, Yeni bir Devlet kurdu,

Bu Devletin dayandığı esaslar, Tam Bağımsızlıkla, Kayıtsız Şartsız, Milli Egemenlikten ibarettir,

Türkiye Devletinin yapısının Ruhu, Milli Egemenliktir, Kayıtsız Şartsız, Milletin Egemenliğidir,

Millete ( Çeşitli kavramlarla ) Efendilik yapmak yoktur, fikirlerimde olduğu gibi Hizmet etmek vardır,

 

     Ey, TÜRK İstikbalinin Evladı,

     Beni de yetiştiren, Devleti Osmanı Aalidir, Sultan Abdülhamidin kurduğu Askeri Rüştiye,

İstanbul Harp Okulu ve İstanbul Harp Akademileridir, Geçmişteki Atalarımın, Devletleri gibi, Selçuklu ve

Devleti Osmanı Aali gibi, Bağımsızlık, Benimde Karakterimdir, Manda ve Himaye Kabul olunamaz,

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     Çok iyi Bilinizki, Ne Kadar Zengin ve Müreffeh olursa olsun, Milli Benliğini Bilmeyen Milletler,

İstiklalini kaybetmiş Milletler,  Düşman Milletlerinin Uşağı ve Yemleri olurlar,

     Batı, Senden, Türk Milletinde Çok gerilerde idi, Manada, Fikirdede bu böyleydi, Tarihe bakarsanız görürsünüz,

Bugün, Batı Teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, Kabahat Sizin değil, Senden öncekilerin, Medeniyet, Gelişmişlik,

Batıdadır diyen, Senden öncekileri ve senin çağındakilerin affedilmez ihmal, Gaflet, Dalalet ve Hıyanetindendir, 

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     Geçici olarakta olsa, Egemenliği kullanma yetkisini vereceğin, Meclislere Gereğinden fazla inanıp, güvenmeyiniz,

zira O Meclisler dahi, Bireysel Despotlukla daha tehlikeli olabilir,

O Meclislerin, öyle kararları olurki, Ulusumuzun yaşamına, giderilmesi imkanı olamayan zararlar belalar getirebilir,   

     Bütün bu Şeraitten daha Elim ve Vahim olmak üzere, Memleketin dahilinde ve İktidara sahip olanlar,

( Türkiye Cumhuriyeti Devleti İktidarına sahip olanlar, Türk Devleti ve Milletine Muhalefetle Muhalefet İktidarı olanlar,)

Gaflet, Dalalet ve Hatta Hıyanet içinde olabilirler,

     Hatta, bu İktidar sahipleri,

( Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Genel Kurmay Başkanı, Öğretim Kurumu Başkan ve yöneticileri,

Ekonomi Kurumları Başkan ve Yöneticileri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti İktidarına sahip olanlar,

Muhalefet partileri, Basın, Medya ve Güya Sivil Toplum Kuruluşları gibi,

Türk Devleti ve Milletine Muhalefetle Muhalefet İktidarı olanlar,

Müstevlilere Dost olmakla, Türk Devletine ve Türk Milletine Düşman olabilirler, )

Şahsi Menfaatlerini, Müstevlilerin Siyasi Emelleri ile, Tevhit edebilirler, Birleştirebilirler,

Gaflet ve Dalalet ve Hatta Hıyanet içinde bulunabilirler,

Türk Milletini, Türk Cumhuriyeti Devletini, Fakru Zaruret içinde, Harap ve Bitap düşürebilirler,  

Geçmişteki Devletlerimizi, Selçuklu ve Devleti Osmanı Aaliyi yıkanlar bunlardır,

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     İstikbalde dahi, Dahili ve Harici Bedhahların olacaktır, İstiklal ve Cumhuriyete kastedecek Düşmanlar,

Bütün Dünyada Emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler, 

Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir,

     Cebren ve Hileler ile, Aziz Vatanımızın Bütün Kaleleri Zaptedilmiş, Bütün Tersanelerine girilmiş,

Bütün Orduları dağıtılmış, Memleketin Her Köşesi Bilfiil İşgal edilmiş olabilir,

     İşte bu Ahval ve Şerait içinde dahi, birinci vazifen,

Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet Muhafaza ve Müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur, Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir,

 

     Ey, TÜRK İstikbalinin Evladı,

     Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen,

vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin.

Türk İstiklal ve Cumhuriyetini, Türk Milletini, Müdafa ve Muhafaza etmek ve kurtarmak için,

“ MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET, DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR,”

“ Çanakkale ve İstiklal Harbini ve İstiklali kazandıran Güç ve Kudret, İşte bu Güç ve Kudrettir,”

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     Esas Düsturunuz, Yurtta Sulh Cihanda Sulhtur, Zira, Zaruret olmadıkca, Harp bir Cinayettir,

Cumhuriyet, Bedava kazanılmış bir şey değildir, Cumhuriyeti elde etmek için, Kanımızı döktük, Canımızı verdik,

Vatanın her tarafına, Kırmızı Kanımızı akıttık, İcabatında, Vatanımızın, Toprağımızın, Milli ve Manevi değerlerimizin,

Müesseselerimizin Müdafası için, lazım olanı yapmaya her an hazır olun,

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     Yorgunluk, İnsan olan Her İnsan için, tabii bir halettir, Her İnsanın, Yorgunluğunu yenecek Manevi Kuvveti vardır,

Benim Sizden istediğim, Yorulmamak değil, Yorulduğunuz zamanda dahi, Çalışmaya devam etmektir,

Ey Gençlik, Geçmişteki Soyun gibi, Zeki ol, Daima çalışkan ve Gayretli ol ki İstiklalin elinden gitmesin,

 

     Ey, TÜRK İstikbalinin Evladı,

     Beni görmek, Beni Anlamak değildir, Behamahal Benim Fikirlerimi anlamaktır,

benim Fikirlerimi takip etmektir, Fikirlerimi, anlamaya ve değerlendirmeye çalışmadan Beni anlamış olamazsınız,

     Beni, Benimsemek isteyenler, Benim Fikirlerimi Takip etmek isteyenler,

bu temel eksen üzerinde İlmin ve İlimle olan akılın rehberliğini kabul etmelidir,

( ileride, Heykellerimin, Büstlerimin, Resimlerimin önünde, Şuursuzca Kalas gibi durmak değildir,

Bana Zurna Dinletisi ile Saygı Gösterisinde bulunmak değildir,) diye ifade etmedimi, ?

 

     Mustafa Kemal Atatürk, Türk Milletine, İsmet İnönünün ve sonrakilerin, Gaflet, Dalalet, ihanet ve hatta Hıyanetini,

Sonra Yetişecek Genç Nufusa seslenerek, Gençliğe Hitabesi ile vermedimi ?

 

 

     Başbakan İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Enfeksiyona bağlı Hastalığını fırsat bilip, Yahudi ve İngilizlerin verdiği

Kinin ve adı ve içeriği açıklanmayan ilaçlarla, Çok Sinsice ve birazda zamana yayarak,

Atatürkün Hastalığını Siroz Hastalığına çeviren, Atatürkü ayağa dahi kalkamaz duruma getirerek,

Atatürke Suikasti uygulayan Tetikci, İsmet İnönü değilmidir,?

 

     Cuhmur Başkanı İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

Resmi Dairelerden, Atatürkün Resmini İndirip Kendi Resmini Koydurmadımı ?

Türk Parasından Atatürkün Resimlerini kaldırıp Kendi Resmini Bastırmadımı ?  

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

     Milli Şef İsmet İnönü, Ezanı, Beynelmilel İslami Lisanı yerine, Uydurukca Türkce ile Okutturup,

Ezanı Türkce Okutmakla İslamı Topraga gömdük demedimi ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

     Milli Şef İsmet İnönü, İngilizlerin direktifi ile İngilizlerin verdiği Din Eğitimi ve Öğretimi Müfredatıyla,

Uyuşturulmuş, Cahilleştirilmiş Din Adamları yetiştirmek için İmam Hatip Okullarını Açtırmadımı ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

     Milli Şef İsmet İnönü,  Atatürkün, Milletin Dinini öğrenmesi ve bilmesi için kurduğu Diyanet işleri Başkanlığını,

Fiili olarak, Uyuşturulmuş, Cahilleştirilmiş, Din Adamları Memurluğu,

Sadece ve sadece Menkıbe, Masal ve Hikaye anlatma, Namaz Kıldırma Memurluğu Başkanlığı yapmadımı ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

     Milli Şef İsmet İnönü, Cuma Namazı Vakti, Mesai saatleri içine geldiği zaman Kamu görevlisi Memurlara

Cuma Namazını Yasak etmedimi ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

     Milli Şef İsmet İnönü, Askeriyemizde, Namazını kılan, Orucunu tutan, Dininin gereklerini yapmaya çalışan

Subaylarımızı, Gerici, İrticacı, Atatürk ve Atatürkcülüğe aykırı hareketli diyerek Ordumuzdan attırmadımı ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

     Milli Şef İsmet İnönü, Devlet Seferberliği Zorbalığı ile, Osmanlıcayı Yok etmek için, Gerek Osmanlıca

Gerek Arabca olan Kuranı Kerimleri, Hadis Kitaplarını, İslam Kaynaklarını, Eline Geçirebildiği Bütün Osmanlıca

Eserleri, Türk Medeniyeti Kaynaklarını Askerlerle toplattırıp Yakıp Kül etmedimi ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

     Milli Şef İsmet İnönü,  Atatürkten ve Harf Devriminden Sonra, Atatürkün Kurduğu, Türk Dil ve Tarih Kurumu ile,

Geçmiş anlaşılamasın diye, Türkce Konuşma ve Yazma Lisanını Uyudurukca Türkceye çevirmedimi ? 

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

Ataürkten sonra, Atatürkün Kurduğu “ Türk Dil Ve Tarih Kurumunu “ kullanarak, İngilizlerin Emri ile,

Kendi Tarihine ve Kültürüne Düşman Nesiller yetiştirilmesi için,

Kendi Tarihimizi Bütün bunların hepsini Tarih Kitaplarımızdan silmedimi, ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

     Milli Şef İsmet İnönü, İkinci Dünya Harbini bahane ederek,

Camilerden, Mescitlerden bir kısmını, Askeri Kullanım adı altında Ahıra çevirmedimi, ?

Mescitlerin ve Vakıf Mallarını satmadımı ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

     Milli Şef İsmet İnönü, Devrimlere muhalefet ediyor diye, Atatürk ve Atatürkcülük adına,

Yüzlerce, binlerce İlim adamlarımızı İstiklal Mahkemelerinde İdam ettirip, Sonra yargılatmadımı ? 

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

    Milli Şef İsmet İnönü, Buğdayı ve Tahılı yetiştiren Köylümüze varıncaya kadar,

İkinci Dünya Harbini bahane ederek Milleti Ekmek Karnesine bağlanmadımı ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

     Milli Şef İsmet İnönü, Atatürkten Sonra, Atatürk ve Atatürcülük adına, Tevhidi Tedrisat Kanununu,

Yani Temel Derslerin ve Din Eğitimi ve Öğretiminin birleştirilmesi Kanununu,

Okullarda, Kız ve Erkek Öğrencilerin birleştirilmesi kanunu olarak uygulamadımı ?   

Çağdaşlığı, Hayasızlık ve İffetsizlik olarak uygulamadımı ?

Karma Eğitim adı altında Okullarda, Kız ve Erkek Öğrencilerin birleştirilmesi,

Lise Kız Tuvaletlerinde, Bebek Ceninleri olarak Önünüze gelmedimi ? Halende Devam etmiyormu ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

     Milli Şef İsmet İnönü, Kılık Kıyafet ve Şapka devriminden sonra, Mütevazi ve Muhafazakar insanlarımızı,

Devlet Dairelerine girişten, Okullardan Teçrit etmesi ve aşağılaması ile, 

Atatürk ve Atatürkcülük adına Batılılaşmak, Avrupalılaşmak diye, Milletin Dini ve Ahlaki Maneviyatını Yok etmedimi ?

 

     Başbakan İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

     5 Şubat 1937 ye kadar Laiklik kabul edilmemişti, Başbakan İsmet İnönü Atatürkün hastalığını fırsat bilip,

     5 Şubat 1937 de Milleti Kutuplaşmalara ayırıp çarpıştıracak şekilde Laikliği,

     Anayasamıza sadece bir kelime olarak getiren İsmet İnönü değilmidir, ?   

 

     Başbakan İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

1937 de Atatürkün hastalığını fırsat bilip, Ayaklanma diye nitelediği İtirazları bahane ederek,

Dersimde Katliamlar yapan İsmet İnönü değilmidir, ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

     Çok Partili Demoktratik sisteme geçmek diyerek, Siyasi Patiler Kanununu,

Parti Başkanının Delegeleri seçtiği, Delegelerin Parti Başkanını seçtiği,

Seçimlerde Millet Vekili veya Belediye Başkanı seçilecekleri Parti Başkanının Tayin ettiği,

Milletvekili adayına, Belediye Başkanı Adayına, Milletin sadece Oy vermek Zorunda bırakıldığı

Genel Seçimlerde Milletvekilini seçmek için oy veriyor değil, sadece Partiye Oy vermek durumunda olunan,

Zira, Seçmenin, Parti Başkanını Seçmek, Parti Yönetimini Seçmek gibi bir Demokratik hakkı olmadığı,

Anayasamızdaki Seçmen İradesini bağlayan, Oy Versede Vermesede, Neticeyi İyi ve Doğru yönde değiştirmeyen,

Parti Başkanı, Lider Suntası, Tek Adam Vesayeti sistemi olan, Kökten Fanatik Partizanlığı, Demokrasi ve

Demokratiklik kılıfına uyduran, Siyasi Partiler Kanununu ile, Parti Başkanlığı Vesayetini getirmedimi ?  

     Siyasetcinin derdi Seçim, Vatandaşın derdi Geçim olmak varken,             

Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim sistemi Demokratik olmayan bir Ülkemizde,

Milletin Bütünlüğünden, Demokratiklikten, Demokrasiden ve Cumhuriyetten söz edilebilirmi, ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup, Milli Şef İsmet İnönü,

“ İstikbal Göklerdedir,” diyerek Bizzat Atatürkün Kendinin kurdurduğu ve kurulması için

bir İstiklal mücadelesi daha yaptığı, Kayseri Uçak Fabrikasını,  Milli Şef İsmet İnönü,

Natoya giriş Müracatı hazırlığında, “ Siz bu Uçak Fabrikasını kapatın, Natoya girişinizde, Uçakları Biz size vereceğiz,”

diyen Amerikanın Emri ile Kayseri Uçak fabrikasını kapatıp, İmal edilmiş Uçaklarıda Gömmedimi,

Dünyanın Tek Uçak Mezarlığı Kayseridedir Biliyormuydunuz ?

     Atatürk Zamanında kurulmuş olan uçak Fabrikasında, Bugün Hangi Uçaklar geliştiriliyor, Üretiliyor olurdu ?

 

     Askeri anlamda Cihad için kullandığınız Silahların kendi Milletinizce üretilmesi şarttır,

Düzenli bir Devlet Ordusu kurulmadan ve dahi Harp için kullandığınız silahları Harp ettiğiniz Düşmanınızdan

bedel ödeyerek satın almak, sonrada oraya Harp ilan etmek olan, İNTİHAR AHMAKLIĞINI hangi akıl kabul eder ?

 

     Kıbrıs Harekatında Amerikanın, “ Amerikadan aldığınız hiçbir Silahı ve Uçağı kullanamazsınız “ tehdidini

Türkiyeye : Askeri ve Ekonomik Ambargo koymasını ve bunun neticelerini şimdi daha iyi anlayabildinizmi ?

 

     Şimdi diyeceksinizki, bu yazdıklarınız anlattıklarınız, Bizim Tarih Kitaplarında yok, !!!

Size, Sizin Tarihiniz olarak İngilizlerin, Yahudilerin, Sizin için yazdığı Tarih Kitaplarında bunlar olurmu ?

 

     Milli Eğitimimizde Okullarımızda ders olarak okutulan Türk Tarihi, bizden kaynaklı, Bizim Tarihimiz değil,

Vahşi Batının, İngilizlerin, Fransızların Türk Tarihi diye Milletimize iteledikleridir,

     Tarih Dersi Kitaplarının En arka sayfasında O Tarih Kitabı hazırlanırken yararlanılan kaynaklar bulunmaktadır,

Bakınız !!! Tarih Dersi kitapları hazırlanırken yaralanılan kaynak kitaplar,

Bizim Tarihcilerimizin, Bizim Tarihimiz kaynaklı olan, Tarih kaynaklarımıdır ?

 

     Geçmiş Tarih bilgimizi, Bu gün  Uydurmasız, Yalansız, İftirasız bir doğruluğa getirebilirmisiniz ?

     Atatürk, Nutuk Kitabını Türkce yazmadımı ? Nutuk Kitabı, Atatürkten sonra 5 kez Tercüme edilmedimi ?

     Atatürke ve Cumhuriyete sahip çıkmak, İslam Dinine ve Ecdadımıza hakaret etmekmidir ?

     Soyunu reddeden Demokratların UYDURUK Türkcesi, Cumhuriyet kazanımımıdır ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

     Milli Şef İsmet İnönü, Milletin İtibarını kaybedince, Kendi itibarını yeniden kurabilmek için,

İnancımızın, Maneviyatımızın tam aksine, Atatürk ve Atatürkcülük adına, Her yere Atatürkün Heykellerini diktirip,

Atatürke Saygı Sevgi diyerek, Bu Heykellerin önünde Zurna Dinletisiyle

Saygı duruşunda durmayı zorunlu kılmadımı ?

 

     İsmet İnönünün Atatürke ve Türk Milletine İhaneti ve Hıyaneti,

Atatürkün Ölümünden Sonra Milli Şef olup,

     Milli Şef İsmet İnönü,  Yaptığı bütün Çirkefi, Pisliği, Melanetleri Atatürk ve Atatürkcülük adına yapmakla,

     O Kadarki, İstiklal Harbinde Baş Komutanının Arkasında Sıra Dağlar gibi Duran Türk Milletini,

Atatürke Hakaret ettiren şekle getiren İsmet İnönü değilmidir ?

 

 

       25 TEMMUZ 1951 Andan Menderesin çıkardığı ATATÜRK BÜSTLERİNİ ve HEYKELLERİNİ KORUMA KANUNU,

 

       25 Temmuz 1951 de Andan Menderes, Atatürke olan hakaretleri önlemek için

Atatürkü Koruma Kanunu diye bir kanun çıkardı, Bu Kanunun Metninde,

     “ Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar

hapis cezası ile cezalandırılır.

       Atatürk'ü temsil eden Heykel, Büst ve Abideleri ve yahut, Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten

kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.

Yukarki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır” der,

 

     Önceki Ecdadıma Hakareti nasıl kabul etmiyorsam, Atatürke hakareti bende kabul etmem,

     Lakin Bu Kanunun, Atatürkü Koruma veya fikirlerini anlama yönünden bir alakası yoktur,

Zira Atatürkü koruma ve Fikirlerini anlama değil, Atatürkün Heykellerini, Büstlerini, koruma kanunudur,

Atatürk Heykellerinin, Büstlerinin, Resimlerinin Laiklikle, Laik Rejimle,

Atatürkün Fikirlerini anlamakla ne alakası vardır, ? Aklı olan buraya gelsin, 

 

     Atatürk Milliyetciliğinde, Atatürke Saygı, Atatürkün fikirlerini anlayarak,

hiçbir kavram adı altında ayrımcılık yapmadan Milletine hizmet etmek demek değilmidir, ?

 

     Atatürk, Lahtinin önünde, şuursuzca kalas gibi durmakla ve

kendisine Zurna dinletisi ile yapılan bir saygı gösterisini istermiydi ?

 

     Atatürk, Heykellerinin, Büstlerinin, Totemleştirilmesini ve önünde, şuursuzca kalas gibi durulması gibi

böyle bir saygı gösterisini istedimi, ? istermiydi ?

 

     2021 yılında öncesindede varmı bilemiyorum, Sözde Atatürkcü Düşünce Derneği olan, Sözde Çağdaş Yaşamı

Destekleme Derneği olan Derneklerin Ana Okullarında 10 Kasımda Atatürkü anma diye Çocuklara

Atatürkün Resimlerine Heykellerine Secde ettirildiğini görmedinizmi ?

 

     Atatürkün Fikirlerini anlamak ve değerlendirmeden, Atatürkcülük olmaz, olamaz,

Atatürke Saygı, Totemleştirilmiş Büstlerinin önünde, kalas gibi şuursuzca durmakla,

Atatürke, Zurna dinletmek olamaz, bu Güruhun, Atatürke Manevi Saygıları zaten yok,

Maddi saygılarıda ancak bu kadar, Zira Milletimizle, Milletimizin Maneviyatıyla, devamlı kapışma içinde değillermi, ?

 

     Bu Güruhlar, Atatürkü, İdeolojik Siyasi emellerine Maske olarak kullanmıyorlarmı,?  

     Bu Güruhlar, Milletin Maneviyatı İslam Dinine Hakaretler etmiyorlarmı, ?

     Bu Güruhlar, İsmet İnönü gibi, Atatürke hakeret ettirip, kendilerini haklı çıkarmaya çalışmıyorlarmı,? 

Atatürkün, Heykellerine, Büstlerine Resimlerine karşı, Saygısız gösterdiklerini, ilan ettiklerini, Meczup İlan ediyorlar,

Kendileri ise Güya Atatürkcü olmuş oluyor,  Garabeti anlayabildinizmi, ?

 

     Bizim İslam Edebimizde, Geçmişimize Zurna dinlettirerek, Kalas gibi Şuursuzda durmak değil,

Rahmet için Dua etmek vardır,

 

 

                                                           ÇANAKKALE ve İSTİKLAL MERSİYESİ

 

“ Şu Çanakkale, Boğaz harbi nedir ? Var mı ki dünyada Eşi ? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya, Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk, Sâde bir hâdise var ortada, Vahşetler denk,

Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp Mahbesi kafesi !

Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ, Hani, Tâ’ûna da Zuldür, bu Rezil İstilâ !

Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâmı beşer, Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, Hakikati Mahşer,

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfeti, o yüz, Medeniyyet denilen Kahbe, Nerde, gösterdiği Vahşetle, O bir Avrupalı !

 

Kustu Mehmetçiğin, aylarca durup karşısına, Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına,

Savrulur enkâz-ı beşer, Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak, Boşanır vâdilere, sağnak sağnak,

Saçıyor zırha bürünmüş de o Nâmerd eller, Yıldırım yaylımı Yûfanlar, alevden seller,

Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil, Yedi iklimi Cihânın duruyor karşısında,

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler, Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin,

Sönüyor göğsünün üstünde, o arslan Neferin, ! 

 

Sen ki, İslâm, kuşatılmış boğuluyorken, hüsranla, O Demiri Çenberi göğsünde kırıp parçaladın,

Sen ki, Ruhunla beraber gezer Ecrâmı adın, Sen ki, a’sra gömülsen taşarsın,

Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına Rââm ? Çünkü te’sisi İlâhî o metin İstihkâm,

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından,  Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat İman ?

Şûhedâ gövdesi, bir baksa, dağlar, taşlar, O, Rükû olmasa, Dünyâda eğilmez Başlar,

 

Sarılır, indirilir mevki’i müstahkemler, Beşerin azmini tevkif edemez suuni beşer,

Bu göğüslerse Hudâ’nın ebedî serhaddi, O benim sun’i bedi’im, onu çiğnetme dedi,

Asım’ın nesli diyordum ya, nesilmiş gerçek, İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek,

Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne Güneşler, Batıyor !

 

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, Asker ! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer,

Ne, büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i, Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi,

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın ?  Gömelim gel seni tarihe, desem, sığmazsın,

Hercü Merc ettiğin edvâra yetmez O Kitâb, Seni ancak ebediyyetler eder istiâb,

Bu, taşındır” diyerek Kâ’be’yi diksem başına, Ruhumun vahyini duysam da, geçirsem taşına,

Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle, Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle,

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan, Yedi kandilli Süreyyâ’yı uzatsam oradan,

Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına, Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,

Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem, Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem,

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana, Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana,

 

Heyhât, Sana gelmez bu Ufuklar, Seni alamaz bu Cihât,

Ey Şehid oğlu Şehid, isteme benden Makber, Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber,”

 

 

                                                                       İSTİKLAL MARŞIMIZ,

 

“ Korkma Sönmez, Bu Şafaklarda Yüzen, Al Sancak,                    Çatma, Kurban olayım, Çehreni Ey Nazlı Hilal,

  Sönmeden, Yurdumun üstünde tüten, En son Ocak,                    Kahraman Irkıma, bir gül, Ne Bu Şiddet, Bu Celal,

  O Benim, Milletimin Yıldızıdır,    Parlayacak,                                 Sana Olmaz, Dökülen Kanlarımız, Sonra Helal,

  O Benimdir, O Benim,   Milletimindir Ancak,                                 Hakkıdır, Hak’ka Tapan, Milletimin İSTİKLAL,

 

  Ben, Ezelden beridir, Hür yaşadım, Hür Yaşarım,                          Garbın Afakını sarmışsa Çelik Zırhlı bir Duvar,

  Hangi Çılgın, Bana Zincir vuracakmış Şaşarım,                            Benim, İman dolu Göğsüm gibi, Serhaddim var,

  Kükremiş Sel gibiyim, Bendimi Çiğner aşarım,                              Ulu sun Korkma, Nasıl böyle bir İmanı boğar,

  Yırtarım Dağları, Enginlere Sığmam Taşarım,                                Medeniyet dediğin, Tek Dişi kalmış Canavar,

 

  Arkadaş, Yurduma, Alçakları uğratma, Sakın,                               Bastığın yerleri Toprak diyerek geçme, Tanı,

  Siper Et Gövdeni, Dursun Bu Hayâsızca Akın,                              Düşün, altıdaki Binlerce Kefensiz Yatanı,

  Doğacaktır Sana,   Vadettiği günler, Hakk'ın,                                 Sen, Şehit Oğlusun, İncitme Yazıktır Atanı,

  Kim bilir, belki Yarın, Belki Yarından da Yakın,                               Verme, Dünyaları aslanda Bu Cennet Vatanı,

 

  Kim, Bu Cennet Vatanın uğruna olmaz ki Feda,                            Ruhumun Senden, İlahi Şudur ancak Emeli, 

  Şüheda Fışkıracak, Toprağı Sıksan Şüheda,                                 Değmesin Mabedimin Göğsüne, Na Mahrem Eli,

  Caanı, Caananı, bütün vaarımı alsında Hüda,                                Bu Ezanlar ki, Şehadet leri, Dinimin Temeli,

  Etmesin Tek Vatanımdan Beni, Dünyada Cüda,                            Ebedî Yurdumun Üstünde Benim, İnlemeli,

 

  O Zaman, Vecd ile Bin Secde eder varsa Taşım,                          Dalgalan Sende, Şafaklar gibi Ey Şanlı Hilal,

  Her Cerihamdan İlahi, boşanıp Kanlı Yaşım,                                  Olsun artık, dökülen Kanlarımın Hepsi Helal,

  Fışkırır, Ruhu Mücerret gibi, Yerden Naaşım,                                Ebediyyen, Sana Yok, Irkıma Yok, İzmihlal,    

  O Zaman yükselerek, Arşa değer Belki Başım,                             Hakkıdır, Hür Yaşamış Bayrağımın Hürriyet,

                                                                                                          Hakkıdır, Hak'ka Tapan, Milletimin İSTİKLAL,”

 

 

     Bayrağımıza, Sancağımıza, Saygı Sevgi Muhabbetle hürmet, Hürriyet Sevdamızdır, Şerefimizdir, Haysiyetimizdir,

     Sevgimiz Saygımız, Selamımız, Muhabbetimiz, Çanakkale Mersiyesi ve İstiklal Marşımızın tamamı ile

Bayrağımıza, Sancağımıza, Selam Durmakla, Bayrağımızadır, Sancağımızadır,

     Bizler Bayrağımıza, Sancağımıza Selam Dururuz, Bayrağınıza, Sancağımıza Selam Durmakla,

İstiklalimiz için savaşmış ve bize bu günleri bırakmış, Tüm Ecdadımıza Sevgi, Saygı ve Muhabbetle

Selam ve Saygı duruşunda dururuz,  Onların Heykellerine, Büstlerine Resimlerine değil,

Onların Heykellerini, Büstlerini, Resimlerini TOTEMLEŞTİRMİYORUZ,

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK e, Sevgimiz Saygımız da Muhabbetimizde aynı şekildedir,

Zira, Atatürk Heykellerine, Büstlerine, Resimlerine yapılan Sevgi Saygı gösterisi Atatürke değil,

Sadece ve Sadece Heykellerine, Büstlerine ve Resimlerinedir,

Geçmişimize Saygılı, Sevgili ve Muhabbetli olabilmek için Onların Emanetlerini korumak için 15 Temmuz gibi durulur,

 

    Atatürk, İzmire girişte Önüne açılan Yunan Bayrağına basmadı,

İzmire işgal girişinde, Türk Bayrağına basarak, Türk Bayrağını Çiyniyerek giren Yunan Komutanlar gibi yapmadı,

 

 

     İnönünün, Hazırladığı ve müracat ettiği Natoya giriş planı ile İnönüden Sonra, İnönünün bıraktığı Hain Siyasetle,

Adnan Menderes Hükümeti, Natoya Giriş ve Nato Üssü diyerek Başkent Ankaradan, sonra İstanbul ve Şileden

sonra İzmirden Amerikan Hava Üssü vermekle başlayan, Tekirdağ Amerikan Üssünü, Balıkesir Amerikan Üssünü,

Konya Amerikan Üssünü, Muğla Amerikan Üssünü,  Mersin ve Adana İncirlik Amerikan Üssünü, Hatay Amerikan

Üssünü, Şanlıurfa ve Malatya Kürecik Amerikan Radar Üssünü, Diyarbakır Amerikan Üssünü, Şırnak, Batman,

Mardin, Batman, Amerikan Üssünü, Vererek Türkiyeyi Göbeğinden İngiliz ve Amerikan Mandasına bağlamadımı,?

 

     Sonrada,  Amerikan ve Yahudilerin, İsrailin, kendilerine Vaad edilmiş Topraklar diye saydıkları,

     BOP, BÜYÜK ORTA DOĞU PROJESİ, Büyük İsrail devleti, ve Küçük Kürt, Arap Uşak devletcikleri,

     Kürdistan ve Ortadoğu Haritası çıkmadımı, ? Hıyanet ve Hainlikte olan Kürt ve Arap Aşiretleri,

     İngilizler, Amerikanlılar ve Yahudiler desteği ve kışkırtması ile, PKK, YPG Terörünü çıkarmadılarmı, ?

     Sonrada Bayrak diye paçavralarını çıkarmadılarmı. ?

     Sözde Atatürkcü Güruh, Bunların destekcisi olmaya devam etmiyorlarmı, ?

 

     Mersin Amerikan Üssünden başlayıp Batman ve Mardine devam eden çizgideki Amerikan Üslerinin Dizilimi

ayrıca dikkatinizi çekmiyormu ? Bu Çizgi, Amerikanın Kürdistan Haritasının Türkiye üzerindeki Sınırları değilmidir ?

Daha da aslı, Kürdistan adı altında, Yahudilere Vaad edilmiş Toprakların, BOP, Büyük Ortadoğu Projesinin,

Büyük İsrail Terör Devletinin sınırları değilmidir ?  Üslerin Yerleşim Niteliğini şimdi anlayabildinizmi ?

 

     Yurdumuzda sayısız Nato üsleri var, Güya Buralar Nato Üsleri olarak geçmektedir,

Lakin, Bütün Komutanları ve Stratejileri, Amerikan, İngiliz, Fransız Stratejileri değilmidir ?

Bu Üsler, Neden Hep Amerikan Komutası altındadır,?

Bu Nato Üsleri, Benim Topraklarımda olduğu halde, sadece ve sadece Amerikan üsleri olduğu için,

Bu Üslere Türkiyenin, Benim Genel Kurmay Başkanım dahi, giremiyor, girebiliyormu ? Neden Girememektedir, ?

 

     Nato üssü olması hesabıyla, Türkiyeninde Nato Üyesi olması hesabıyla, Bu Üslerdeki Komutanın ve

Komutanların, Türk Komutanlar, Türk Komuta Kademesi olması elzem ve gerekli değilmidir ?

     Türkiye, Şayet ve Gerçekten Nato Üyesi ise,

Bu Üslerin Komutasının Derhal Türkiyeye alınması gerekli Şart değilmidir, ?

Zira Türkiye Nato Üyeliğine Girişten bu yana Nato Yaptırımları diye 1974 den başlayan Amerikan Yaptırımları

Ambargoları ile Natodan Ne Fayda Görmüştür ? 

 

     Özal Hükümetinin de, Türkiyenin, Avrupa Birliği Mandasına bağlanması gayreti ile başlattığı ve

IMF ye borçlanması ile, İngiliz, Amerikan ve Avrupa Birliği Hegemonyasına giriş süreci, 

28 Şubat Süreci Demirel, Çiller ve Ecevit Hükümetleri Avrupa Birliği Uyum Yasaları adı altında,

Türkiyenin Tarım Üretimine kota koymasıyla, Tamamen İthalata dayalı Tüketim Ekonomisi oluşturmasıyla,

Tamamen, İngiliz, Amerikan ve Avrupa Mandasına Girdirdiler,

Yeşil Sermaye, Şeriatcı Sermaye, Dinci Sermaye, adı altında TMSF ile El koyulan Türk Bankalarının, % 80 nini

İngiliz, Amerikan ve Yahudi Kartellerine satıp, Memleketin Ekonomisini Bunlara teslim etmedilermi, ?

Bunlarda, Döviz Kuru ile oynayarak, Faiz Kuru ile oynayarak Bir Aşağı bir yukarı ile Memleket ekonomisini devamlı

Kriz ve Bunalım halinde devam ettirmiyorlarmı ?

Erdoğan Hükümetiylede Israrla Avrupa Birliği Uyum yasaları adı altında halen devam etmekte değilmi dir, ?

 

     2002 de, 2 ci Abdülhamit gibi Millete umut olarak görülen, 2003 te Amerikaya gidip gelişinde,

Hava limanına iner inmez beyanatı, “ Amerika ile Büyük Ortadoğu Projesi EŞ BAŞKANI olduk,”  dedikten sonra,

PKK nın YPG ye dönüşmesi, YPG ninde Suriye Belasına dönüşmesi,     

 

     “ Muhacir kardeşlerimiz,” diyerek, Türkiye Nufusunun 5 te biri yekunu Mültecilerin yurda doldurulması,

Suriyelilere öncelik verilmesi,  

 

     “ Her çocuk, kesintisiz zorunlu eğitim mezunu olacak,” diyerek,

Çırak olarak Meslek öğreminin ortadan kaldırılması, Meslek vermeyen Üniversiteleri okumak zorunda bırakılması,

 

     “ Dindar Nesil yetiştireceğiz,” söyleminden sonra,

Eğitim müfredatının ilgisiz ve alakasız duruma gelmesiyle, İmamhatiplerde dahi Ateiist deist çıkması,

 

     Aileyi Toplumu korumak yerine, Zinanın Suç olmaktan çıkarılması ile,

Kadınlara Şiddeti önlemek kavramı altında, Kadınlara, Kanunen dahi dokunulmazlık veren,

     28 şubat sürecinde dahi olmayan,

 “ Kadının beyanı esastır,” kanunun çıkarılması ile, Aile Kurumunun çökertilmesi,

    

     Sosyal Hukuk ve Hakkaniyet ölçüleri Emirdir,

Lakin Sadece Şahsi emir, Sosyal Hukuk ve Hakkaniyet olmadığı halde,

     Suç ve Ceza tanımlamasının yok edilmesi ile, Suç ve Ceza nın belirsiz hale getirilmesi, 

Suç isnat edilerek tutukluluk halinin emirle devam ettirilmesi,

Suçuna göre yargılanmanın yok edilmesi ile, Yargı sürecinin uzatılması, bunlar kendisine sorulduğunda da

“ bunlar sizi ne ilgilendiriyor,” demesi ile Yargının Keşmekeşliği, 

 

     “ Faiz sebep, Enflasyon sonuç, Yatırımcı gelmiyor,” diyerek, Doğruyu yanlış yaparak,

Merkez bankasından, Kafadan Peş peşe faiz indirimi ile Dövizi Nükleer Fizyona sokup, patlatılması,

Faizcilerin, “ kur garantisi faizi,” ile Milletin Vergilerinden finanse edilmesi,

     Hayat pahalılığı ve Maliyetler patlaması ile Esnafın çalışamaz üretemez hale getirilmesi,

İşsizlik, İş yokluğu ile Milletin Fakru Zaruret içine düşürülmesi, Bir yerlerde bir hata yokmu ?

 

     Tarihte Orta Çağdaki adı, Haçlılar, Haçlı Birliği, Çanakkale de adı İttifak kuvvetleri, İstiklal Harbindeki adı,

Müttefik İşgal Kuvvetleri, Atatürkün tanımlaması ile, Müstevliler olan, Şimdiki adı Avrupa Birliği olan,

İngilizlerin, Fransızların, Almanların, Yunanlıların, Ermenilerin, Yahudilerin, İş Birlikcileri, Rotaryanlar, Çağdaşlar,

İlericiler, Aydınlar, Soyunu Reddeden, Soyuna Hainlik ve Hıyanet eden Soysuzlar,

Geçmişte Osmalı Devletini Parçaladıkları gibi, Bu günde Türkiye Cumhuriyetini Parçalamaya çalışmıyorlarmı ?      

 

     Tarihte Orta Çağdaki adı, Haçlılar, Haçlı Birliği, Çanakkale, İstiklal Harbindeki adı, Müttefik İşgal Kuvvetleri,

Atatürkün tanımlaması ile, Müstevliler olan, Şimdiki adı Avrupa Birliği olan,

Türkiyeye karşı devamlı Yunan kışkırtıcısı olan İngiliz, Fransız, Alman ve Amerika ile Nato Müttefikiyiz,

aynı Müttefiklerin Avrupa birliğine girmek için, İdarecilerimiz, Muhalefet dahil Siyasilerimiz yalvarıp durmaktalar,

     Şimdiki adı Avrupa Birliği olan düşmanlarımıza, Çanakkale ve İstiklal harbinde bizi mahvedemediniz,

şimdi gelin bizi mahvedin diye yalvarmaktalar.

     Sizin yapamadığınız Ekonomik ve Siyasi kalkınmayı, Sosyal Hukuk ve Adaleti, Demokratikleşmeyi,

Nato ve Avrupa birliği olan Düşmanlarınızmı, Sizin adınıza, Sizin kalkınmanız içinmi yapacak ?

Ekonomik ve Siyasi kalkınma, Amerikaya ve Avrupa birliğine yalvarmaklamı olacak ?

Sizde hiç Beyin ve Akıl yokmu ? Bir şeyleri Sizin adınıza başkalarımı düşünecek ?

 

     Bunlar  Atatürkün söylediği “ Gaflet ve dalalet ve hatta Hıyanet değilmidir ?

 

     Hizbul Vahşi Terörü, Hizbul Tahrir Terörü, Elkaide Terörü, nasıl oluyorda kendi kendine çıkıyor ve

hiç bir İz bırakmadan tekrar kayboluyor, Hizbul Vahşi Terörünü, Hizbul Tahrir Terörünü, Elkaide Terörünü

besleyip büyütenler, İslam Dinini Sosyal yaşantısı ile Maneviyatını yaşamaya çalışan İnsanlarmıdır,

Yoksa Sizinde ve Herkesinde bildiği gibi, Kendini Dünyanın Jandarmalığına çıkarmış olan

İngiliz, Amerikan ve Yahudi Siyaseti Terörümüdür ?

 

     Bunlar  Atatürkün söylediği “ Gaflet ve dalalet ve hatta Hıyanet değilmidir ?

 

     Atatürk, “ Beni görmek, Beni anlamak değildir, Behamahal Benim Fikirlerimi anlamaktır “ demekle,

Bu Ayet ve Hadisleri Şeriat Kanununu ifade etmiyormu ? Bu Ayet ve Hadisler Şeriat Kanunudur,

 

     Atatürkün “ İstikbalde dahi, Dahili ve Harici Bedhahların olacaktır,

İstiklal ve Cumhuriyete kastedecek Düşmanlar,

Bütün Dünyada Emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler ” dediği söz

yukarıdaki Ayet ve Hadisleri ifade etmiyormu ? Bu Ayet ve Hadisler Şeriat Kanunudur,

 

    Atatürkün, Gençliğe Hitabesindeki Sözleri, yukarıdaki Ayet ve Hadisleri Şeriat Kanununu  İfade etmiyormu ?

Bu Ayet ve Hadisler, Şeriat Kanunudur,

 

     Atatürkün “ Muasır Medeniyet seviyesi “ olarak gösterdiği ilericilik ve çağdaşlık,

yukarıdaki Ayet ve Hadisleri Şeriat Kanununu ifade etmiyormu ?

Bu Ayet ve Hadisler, 1400 yıl önceki karanlık diye hakaretler edilen ŞERİAT KANUNUDUR,

 

     Atatürkün, Cumhuriyeti Kurup ilan ederken “ Manda ve Himaye Kabul olunamaz, Geçmişteki Atalarımın,

Devletleri gibi, Selçuklu ve Devleti Osmanı Aali gibi, Bağımsızlık, Benimde Karakterimdir,

     Beni de yetiştiren, Devleti Osmanı Aalidir, Sultan Abdülhamidin kurduğu Askeri Rüştiye,

İstanbul Harp Okulu ve İstanbul Harp Akademileridir, ” Sözünün hilafına, Tersine,

Çanakkale ve İstiklal Harbinde, Yurdumuzu İşgal ve İstila eden ve Bizi Sömürgeleştirmek isteyen

Bu Milletlere, Bugün özenti duyarak, Nato ve Avrupa Birliği diye onların hegemonyası altına gireceksek,

Kendi Benliğimizi kaybedeceksek, Çanakkale ve İstiklal harbini Neden yaptık ?

 

     1915 Çanakkale, Kutul Amare ve 1919 – 1922, İstiklal harbimizden Sonra, amacına ulaşamayan

İngilizler ve Batı, Çhirçil in yukarıdaki sözlerini temel alarak başlattığı, Haçlı Kültür savaşını,

Bugünün Jön Türkleri, İttihatcıları, Terakki Pervercileri olan,

Şimdiki Adları, Rotaryanlar, Çağdaşlar, İlericiler, Aydınlar, Sosyal Demokratlar olan,

Soyunu Reddeden, Soyuna Hainlik ve Hıyanet eden Soysuz Demokratlar ile devam etmekte değilmidir ?.

 

     1915 Çanakkale, Kutul Amare ve İstiklal harbimizden Sonra,  

İngilizler ve Vahşi Batının Haçlı Kültür savaşına yenik düşmüş durumdayız.

 

   “ İt Derisinden Post, Haçlı Kültüründen Dost olamaz “

     İstiklali kazanmak hiç kolay olmadı, Geçmişte yurdumuzu işgal ve istila eden

Avrupa Birliğinin hegemonyasına girerek İstiklali kaybedip tekrar kazanmak ise hiç mümkün gözükmemektedir.

     Geçmişte Yurdumuzu İşgal ve İstila eden, Bizi Sömürgeleştirmek isteyen Avrupa Birliğinin Hegemonyasına

girerek, İstiklalimizi kaybedip, tekrar kazanmak ise çok daha zor olacağını görmekte körmüsünüz, ?

 

      Çağdaşlığı, Medeniyeti Başka Milletlerden, Müstevlilerden, ve dahi Soyunu Reddeden Soysuz Demokratlardan

öğrenmeye ihtiyacımız yok, Asli Medeniyeti anlamamak için TAŞ olmak lazım TAŞ,

Bizim Ecdadımızda, TAŞ işcisi idi, Taşlara Hükmederek, İnsanlık için Mimariyi, Mimari ile birlikte,

İnsanlık için Medeniyeti geliştirdi ve yaydı,

     Ecdattan ve Atatürkten sonra, Baba, Bacı, Hoca, Milliyetcilik, Cumhuriyetcilik, Demokratiklik, Laiklik, Liberallik,

Ekonomistlik, Dürüstlük kavramlarını, Kavram kargaşaları ile Milletine Yarasa demekle,

Dün Dündür, Bugün Bugündür, demekle, Benim Memurum işini bilir demekle, Rüşvetle, Vurgunculukla,

Yolsuzluklarla, Dolandırıcılıkla, Fitne ve Fesatla, Modernlik ve Şıklık diye Fuhuşla,

KİMLER : Neyin Medeniyetini geliştirdi ? Medeniyet Nedir, Kim Ne Kadar Medenidir ?

 

 

     RESİM, HEYKEL YAPMAK VE İTİBARI NEDİR                       RAMUZEL HADİS HADİS No C/1 S/71 H 10

  Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin Annesi Hz Aişe (ra) anlatıyor,

Allah Rasulu Sallalahu Aleyhi ve Sellem, “ Cebrail Aleyisselam Bana geldi ve

“ Cehennemde En şiddetli Azab görecekler (Canlıların) Resmini yapanlardır, “ dedi der, 

 

     RESİM, HEYKEL YAPMAK VE İTİBARI NEDİR                       BUHARİ HADİS No 1963  

  Sahabeden Abdullah Bin Ömer ( ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Resimler, Heykeller yapanlar yokmu, İşte onlar, kıyâmet gününde: Haydi yaptığınız Resimlere, Heykellere

Sûretlere, Büstlere Can veriniz denecek Onlarda Biz onlara Nasıl can veririz diyeceklerde, Bu Mazeretleri onları

kurtarmayacak, Onlara Yaptıkları Resimlerle, Heykellerle, Büstlerle, Suretlerle Azâb olunacaktır, “ dedi der,

 

    RESİM, HEYKEL YAPMAK VE İTİBARI NEDİR                        MÜNZİRİ HADİS No C/6 S/203 H 41

  Sahabeden Eska İbni Vasile (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah, Kendini beğenmişleri sevmez,

Kendini Beğenmişler, İneklerin Ot yemek için dillerini uzattıkları gibi, İnsanlara Dil uzatarak,

İnsanların kalplerini kırıcı sözlerle konuşurlar,

Allahta, Onlara Cehennemde dillerini yüzlerini dağlayarak azap edmem vacip oldu, “ dedi der,

 

     RESİM, HEYKEL YAPMAK VE İTİBARI NEDİR                       BUHARİ HADİS No 1019

  Sahabeden Said İbni Ebül Hasenin İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Her Kim, Hayvanlardan yahut İnsanlardan bir şeyin, Bir Suretini, Tasvirini, ( Yani Resmini yahut Heykelini )

yaparsa, Satarsa yahut alırsa, ( Evinde, İşyerinde yahut bir yerde bulundurursa ) Yevmi Mahşerde,

Allah Zül Celal Ona, O Yaptığın Suretlere, Tasvirlere ( Resimlere, Heykellere ) Can ve Ruh ver diyecek,

Can ve Ruh vermek, Mutlak olarak Allah Zül Celale ait olduğu içinde, Hiç Kimse Can ve Ruh veremeyecek,

O, O Tasvire, Surete, ( Resime, Heykele ) Can verinceye kadar, Allah Zül Celal, O Kişiye Azab edecektir,“ dedi,

  Bir Kişi Allah Rasulune gelip, Benim Maişetim Vasıtaı, Benim Nafakamı kazancım, Elimin Sanatından

ibarettir, Ben Tasvirler, Resimler Heykeller yapar satarım, onunla geçimimi sağlarım dedi,

Allah Rasulu O Kişiye, “ Vay Sana Yazıklar oldu, Sanatını işlemek zaruretinde isen,

O zaman Sana, Yaratılışında Ruh olmayan şeylerin, Ağaç gibi, Orman gibi, Dağ gibi, Deniz gibi şeylerin

Tasvirini yapmanı tavsiye ederim,“dedi der,     

 

     RESİM, HEYKEL YAPMAK VE İTİBARI NEDİR                       MÜSLİM HADİS No 2104

  Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin Annesi Aişe (ra) anlatıyor,

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Muhakkak ki Melekler, içinde, Köpek bulunan,

İnsan yada Hayvan suretinden Resim bulunan, Heykel bulunan, Cünüb bulunan, yani Cenabet kimse bulunan

hiçbir Eve, İşyerine, İbadethaneye, Hiçbir yere girmezler,” dedi der,

 

     RESİM, HEYKEL YAPMAK VE İTİBARI NEDİR                       MÜSLİM HADİS No 2104

“ Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin Annesi Aişe (ra) anlatıyor,

Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem Evimde Sedirin üzerinde oturuyordu, Elinde Baston gibi bir deynek

vardı, Deyneği elinden düşürdü, Deyneği eline almak için eğildiğinde, Oturduğu Sedirin altında

Torunları Hasan ve Hüseyinin oynadığı bir Köpek yavrusu vardı ve onu gördü,

Bana Ya Aişe, “ Bu Köpek buraya Ne zaman girdi “ diye sordu, cevabımı beklemeden,

“ Hemen Köpeği Evden çıkart diye Emretti, “ Bende Köpeği evden çıkardım ve

Köpeğin oturduğu gezindiği yerleri temizledim, daha sonra Allah Rasulu bana,

“ Cebrail Aleyhisselam bana geleceği bir saati bildirip sözleşmiştik, Saat geldi, fakat Cebrail Aleyhisselam

gelmedi, halbuki Cebrail Aleyhisselam Şu Saatte geleceğim diye bildirdimi, hiç aksatmaksızın O saate gelirdi,

Cebrail Aleyhisselamı epey bekledikten sonra geldi,

Bende Cebrail Aleyhisselama, Seni Bekledim durdum Ama Sen gelmedin dedim,

  Bu Sorumun karşılığında Cebrail Aleyhisselam, “ Muhakkak ki Melekler, içinde, Köpek bulunan, İnsan yada

Hayvan suretinden Resim bulunan, Heykel bulunan, Cünüb bulunan, yani Cenabet kimse bulunan hiçbir Eve,

İşyerine, İbadethaneye, Hiçbir yere girmezler, Bana, Senin evindeki, Sedirinin altıdaki köpek mâni oldu,

Bunlar Hükmen Necistir ve Pistir, Bunların Bulunduğu yerde Hükmen Necasettir, Necistir ve Pistir,

Senin Sedirin altındaki Köpeği dışarı cıkardıklarından ve temizlediklerinden sonra gelebildim, “ dedi der,     

 

     RESİM, HEYKEL YAPMAK VE İTİBARI NEDİR                       İBNİ MACE HADİS No 3359 ve 3360

  Allah Rasulunun Ehli Beyti, Hz Ali (ra) anlatıyor, Bir Gün Bir Yemek yapıp,

Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellemi Davet ettim, Allah Rasulu Evime geldi fakat,

Evimde Resimler görünce geri gitti, Bunu üzerine Allah Rasulunun Kızı ve Hanımım Fatıma (ra) bana,

Allah Rasulune Koş Yetiş, Ehli Beytinin ve Kızının Evine girmekten Onu çeviren nedir öğren dedi,

Allah Rasulude, “ Örtülerin üzerinde Süs olarakta olsa,

Resim ve Suret bulunan yerlere girmek Benim için yoktur, Ben Oraya girmem, giremen, “ dedi der,

 

 

     Şimdi Hepimizin Evinde, İşyerinde, İbadet yerlerimizde, İnsan ve Hayvan Suretlerini gösteren Resimler var,

Heykeller var, Süs eşyası diyerek en görünür yerlere koyduğumuz İnsan ve Hayvan heykelcikleri olan Biblolar var,

Çocuk Oyuncağı dediğimiz Tamamen Hayvan suretlerinde ve İnsan Çıplaklığında Oyuncak Bebekler var,

Evimizde Köpek Besliyoruz, Evlerimizde, İşyerlerimizde, İbadet yerlerimizde, Gıybet var, Dedikodu var,

Fıskı Fücur, Magazinsel yaşam var, Riyakarlık, Gösteriş yapmak var, Yalancılık Dolandırıcılık var,  

 

    Şimdi Diyeceksinizki, Resimlerin Heykellerin, Kime Ne zararı var, Bizce bunlar Çok Masum bir şeylerdir,

Biz Bunları, Put olarak görmüyoruz, Biz Onlara Tapmıyoruz, ! ! ! diyeceksiniz,

Bunların bulunduğu Evlere, İşyerlerine, İbadet yerlerine Allahın Melekleri ve Peygamberi dahi girmezken,

Allahın Size, Nasıl bir Gözle baktığını Hiç Düşündünüzmü ?

 

 

     ALLAH RASULUNU, EVİNİZE MİSAFİR ETMEK                     TİRMİZİ HADİS No 2276

  Sahabeden Abdullah ( ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Rüyasında beni gören gerçekten beni görmüştür, çünkü şeytan benim Suretime ve Şeklime giremez,”dedi der,

 

 

     İnsan ve Hayvan Sureti Resimler Heykeller bulunan Evlere, Köpek bulunan Evlere, İşyerlerine,

İbadet yerlerine Allahın Melekleri ve Rasulu Peygamberi dahi girmezken,

Evinizde, İşyerinizde, İbadet yerlerinizde,  Allahı ve Rasulunu Misafir ettinizmi,?  Misafir etmeyi hiç düşündünüzmü ?

     Evinize, İşyerinize, İbadet yerlerinize, Allahı Misafir edebilirseniz, Allaha ve Rasulune, Edep ve Haya ile

Dostluktan başka Ne İkram edebileceksiniz ?  İmdi Oturun Hesaplayabilirseniz Ziyanınızı Hesaplayın,

 

     Allah Rasulunun Evinize gelmesi demek, Rüyanızda Onu görmeniz demektir, Rüyanızda görebiliyormusunuz ?

Evinize, İşyerinize, İbadet yerlerinize, Allahı Misafir edebilirseniz, Allaha ve Rasulune,

Edep ve Haya ile Dostluktan başka Ne İkram edebileceksiniz ?

     Misafirin Size Hediye getirdiğini iyi bilirsiniz ve Memnun olursunuz,

Misafiriniz Allah ise, Size Neler ve Nasıl olan Hediyeler getireceğini Hiç düşündünüzmü ?

Allahın Size, Nasıl bir Gözle baktığını Hiç Düşündünüzmü ?

İmdi Oturun Hesaplayabilirseniz Ziyanınızı Hesaplayın,

Allah Rasulunden Şimidiye kadar, Hiç anlamadığımız ve Anlamak istemediğimiz, Sözlerinden biri Budur, 

 

     Kuranı Kerim Ayetleri ve İslam Dininin Peygamberi Hz. Ahmet, Mahmud, Muhammed, Mustafanın Sözleri,

Hadisleri, Sünnetleri Şeriat Kanunudur,  Yazımın Başından Sonuna Kadar olan, Bu Ayet ve Hadisler

ŞERİATI TANIMLAMAKTADIR,  Yukarıdaki Ayet ve Hadisler, Sosyal, Manevi ve Maddi Şeriat Kanunudur,

 

     Ben Müslümanım, fakat Şeriata karşıyım, demek, Şeriata karşı olmak, Şeriatı kendi hayatından dışlamak,

İnsan Sevgisini, Saygısını, Hoşgörüsünü ve Dostluğunu, istemiyorum, Putperestliği istiyorum demektir,

 

     Temel Hak ve Hürriyet, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet içeren,

Toplum Vicdanını Rahatlatıcı olan Bütün Kanunlar : ŞERİAT YASASIDIR,

Hak, Adalet ve Sosyal Hukuk üzere olan Tüm Yasa ve Kanunlar, Şeriat Yasası ve Kanunudur,

Temel Hak ve Hürriyet, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet içermeyen Yasalar zaten Yasa değildir,

 

     Hiç bir İnsan olamazki, Şayet İslam Dininin, Şeriatın Kendisine verdiği hükümleri,

Kendi Nefsinde tatbik ederek yaşasında, Mahkemeye bir davası düşsün !!!,

 

    Her İnsan İstesede istemesede, Anlasada, Anlamak istemesede, kabul etsede, kabul etmesede,

ancak ve ancak Şeriat Kanunları Hükmünde yaşar,

İnsanın Dünyaya gelişinden, gidişine kadar Her şey Şeriat Kanununa Tabidir,

 

     Baharda Yaprak açan ve Canlı Kalarak Sonbaharda yaprağını döken ve Sonraki Baharda yeniden

Yaprak açan Ağacın, bu çizelgesi Şeriat Kanunudur,

     Siz, Keyfiyetinize göre, İstediğiniz zaman, İstediğiniz yere, İstediğiniz kadar,

Yağmur yağdırabilme Kanunu yapabilirmisiniz ? Ağaca Kışın Yaprak açtırması ve Canlı kalarak

Yazın Yaprağını dökmesi, Sonra Kışın yeniden Yaprak açması Kanununu yapabilirmisiniz ?

 

     Akla, Mantığa, Bilime aykırı bir tek Ayet yada Hadis yoktur,

Şu Ayet yada hadis Akla ve Mantığa aykırı diyorsanız, O Konuda sizin Aklınız yada Mantığınız tıkalıdır,

O konuda Aklınızı ve Mantığınızı açmanız lazım, İşine gelmeyen, İşine gelmeyen şeyi anlamak istemez,

anlamaz İşinize gelmeyen, Ayet ve Hadislere, Akla ve Mantığa Aykırı demek,

bunu Söyleyenlerin ve Tastik edenlerin Sapıklığı ve Sapıtmışlığıdır.

Kendini Akıllı ve Aydın zannedenler ! Bazı şeyleri anlamanız için Size, “ Kıral Çıplak “ diyen bir Çocukmu lazım ?

 

     Müslüman olduğunu söyleyen ve kendincede İbadetlerini yerine getirmeye çalışan O İnsan,

Yaptığı İbadetlerin Şeklini ve Zamanını belirten Kanunun, Hangi Kanun olduğunu zannediyor ?

“ Ben Müslümanım, Fakat Şeriata karşıyım “ ifadesinden, daha Ahmakca bir ifade bulabilirmisiniz ?

     Her İnsanın bu andan itibaren kendi kendine sorması ve cevaplandırması gereken bir soru ?

“ Ben Ne istiyorum ? Şeriat, Bana Ne veriyor ? Benden bir Şeyler alıyor veya Mahrum bırakıyormu ?

 

     Yukarıdaki Ayet ve Hadisler, Kuranı Kerim Ayetleri ve İslam Dininin Peygamberi

Hz. Ahmet, Mahmud, Muhammed, Mustafanın Sözleri, Hadisleri, Sünnetleri Şeriat Kanunudur, 

Yazımın Başından Sonuna Kadar olan, Bu Ayet ve Hadisler ŞERİATI TANIMLAMAKTADIR, 

 

     Yukarıdaki Ayet ve Hadisler, İslam Dinine, İmanınızın ve İbadetlerinin Hükümlerini ve Şekillerini açıklayan,

İmanınızın ve İbadetlerinizin nasıl olması gerektiğini açık ve net bir şekilde bildiren,

İslam Dininin Temel İbadetlerini ve Nasıl ve Ne zaman yapılacağını belirleyen,

Gayet Açık ve net ve anlaşılır olarak, Şeriatın Maddi ve Manevi İbadet Kanunlarıdır, 

Hesap Gününde, Mahşerde karşılaşacağınız, Sorulacak olan Hesap budur,

 

     İslam Dininde İman ve İbadet, yapılıp geçilen bir memuriyet değildir,

İslam Dini : Herkesin kendi vicdanına göre kendine uydurduğu ve Vicdanlara hapsedilen bir Din değildir,

İslam Dininin hiçbir hükmü, Accık ucundan tutulacak bir oyuncak değildir,

 

     İslam Dinine İman Etmek ve İslam Dininin İbadetlerini yerine getirebilmek konusunda bu Kadar hassas,

açık ve net, Ayet ve Hadislere rağmen, başkaca ifadelerle, Falanca söyledi, filanca yaptı, Ben yaptım oldu,

Mantığıyla devam ederek, Müslüman olduğunuzu, İbadetlerinizin kabul edildiğini,

başkalarına yada bana, ispat etmeye çalışarak kendinizi kandırmayın,

 

     Sizin Müslüman olduğunuza dair, İmanınızı kabul edecek olan, İbadetlerinizi kabul edecek olan,

başkası yada ben değilim, Müslüman olduğunuzu, yani İslam Dinine İmanınızı ve İbadetlerinizi,

Cenabı Hak olan Allah Zül Celale ve Habibi ve Peygamberi Hz Muhammed Aleyhisselama

kabul ettirmekle yükümlüsünüz.

 

ŞERİAT, SADECE DİNİ İBADETLER İÇİN DEĞİL,

İNSAN TOPLULUKLARI İÇİN YÖNETİM, SOSYAL HUKUK ve SOSYAL ADALET SİSTEMİDİR,

 

1983 İstanbul Eyüp İmam Hatip Lisesi Mezunu

1987 Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Mezunu

İslam Mektebi Öğrencisi

S.M.Müşavir  a.aziz Kocaoğlan

Eleştirinizi ve Müzakerenizi yazın, Mail: azizkocaoglan@hotmail.com

GAZİANTEP  /  TURKEY

 

 


 
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır www.ilmihalim.com
Hazırlayan FERHAT'IN ŞİRİNİ
 
Tasarım Ve Kodlama  Es Yazılım Bilişim